Şehrin sokaklarını ve semtlerini yürüyerek keşfetmenin zamanı geldi! Güneş her sabah kendini gösterirken, havalar da böylesine güzelleşmişken, İstanbul’u keşfetmek, yeni mekanlar bulmak, müdavimi olunanlara uğramak ve renkli sokaklarda kaybolmak için yollara düşmeye karar verdik. Bu sefer rotamızda Bebek – Arnavutköy hattı var; Mis gibi deniz havası ve modern hayatı yakalarken tarihi değerlerini de koruyan eski sokakları ile çok sevdiğimiz bu iki semtten önerilerimizi sıralamaya başlayalım o halde. Arnavutköy mekan keşiflerimizi ayrı bir yazıda topladık, linkini aşağı bulabilirsiniz!

Bebek Arnavutköy Hattı: Boğazın Keyfini Çıkarın!

Her ne kadar Arnavutköy mekanları için ayrı bir yazı yazmış olsak da, Bebek’e gidiş yolunda değinmeden geçemeyeceğimiz birkaç nokta var; önerimiz sabah erkenden sıkı bir yürüyüş için Arnavutköy sahile inmeniz. Yürüyüşün ardından sessiz sakin sahilde biraz oturup balık tutanları, iskeleye arada bir ulaşan motorları ve koşan, yürüyen, köpeklerini gezdiren insanların gündelik hayat koşturmacalarını izleyebilirsiniz.

Biraz Arnavutköy’de zaman geçireyim derseniz; Antakya köylerinden özel olarak getirilen doğal meyve sularıyla ferahlayabileceğiniz Melina Kantina‘yı, organik yumurta kullanılarak hazırlanan kahvaltı seçenekleriyle kısa sürede bir hayli sevilen A Bit of Eggo‘yu, hellim burger’den nohutlu pilava parmaklarınızı yiyeceğiniz bir sokak lezzetleri şöleni için doğru adres olan Madre Arnavutköy‘ü önerebiliriz. Kavanoz‘un minik, yemyeşil ve eski eşyalarla süslenmiş bahçesinde zaman geçirebilir, Alexandra Cocktail Bar‘ın harika kokteyllerinden birini deneyerek boğaz manzarasının tadını çıkarabilir, Chado Tea Shop‘ta farklı bölgelerden gelen yerel çayların leziz yolculuğuna katılabilir, keyifli bir öğle yemeği veya brunch için ise Arnavutköy’ün vazgeçilmezlerinden Any‘yi tercih edebilirsiniz. İtalyan mutfağını sevenlere ise, Arnavutköy’de bir akşamlarını Antica Locanda‘nın leziz İtalyan lezzetlerine ayırmalarını tavsiye ediyoruz.

Arnavutköy Bebek hakkından devam edip Bebek’e ulaştıysanız, küçük bir kahve molası için ilk durağınız Yasemin Pasajı’nın girişinden gazete ve dergilerinizi aldıktan sonra, İnşirah Sokağı’nın başında bulunan Grandpa Coffee & Eatery’den bir kahve kapıp yoldan gelen geçeni izleyerek keyif yapmak olmalı. Grandpa’nın arka tarafında yer alan bahçesinde oturmanın da başka bir keyfi olduğunu söylemeliyiz. İsterseniz kahve keyfinizi Bebek’in olmazsa olmazlarından, biraz salaş ama bir o kadar da tatlı ve keyifli Bebek Kahvesi‘nde veya kapısından girdiğiniz anda sizi harika bir kahve kokusuyla karşılayan, kahvelerinin günlük olarak kavrulduğu Cup Of Joy‘da da yapabilirsiniz.

Huzur veren bir deniz manzarasına karşı birbirinden lezzetli tatlılar yemek için tercih edebileceğiniz, şehrin pastane klasiklerinden Baylan, başta İtalyan mutfağı olmak üzere Akdeniz ve Ege yemek kültürünün izlerini taşıyan menüsü ve özellikle pet-friendly oluşuyla kendini bana kısa sürede çok sevdiren Patio Bebek, canlı ortamı ve leziz kokteylleriyle Taps, Kuşkonmaz ve Semizotu Salatası ile Organik Tavuk’unu mutlaka denemelisiniz.

Patio taraflarındayken sanat, mimari, fotoğrafçılık, seyahat gibi farklı alanlarda dünyanın seçkin yayınevlerinden kitaplar sunan Assouline’e uğrayabilirsiniz.

Bebek Park’ında deniz havası aldıktan sonra Küçük Bebek tarafına gidip sokaktaki tatlı butikleri, dükkanları keşfetmelisiniz. Favorilerimizden biri de minimalist tekstil tasarımlarıyla Tru Project’in dükkanı. İçindeki Petra’nın kahveleri, bağımsız dergiler ve kitaplar ile dolu olan huzurlu köşeyi de incelemeden çıkmayın sakın.

Günü bitirmek için ise Lucca veya Mangerie gibi, Bebek’in klasikleşmiş mekanlarından birini tercih edebilirsiniz. Gözden uzak ara bir sokakta, ismi gibi saklı duran Hidden Coffee House‘u da unutmayalım. Bahçesinde iyi bir kahve eşliğinde ve huzurla günü tamamlayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Arnavutköy’ün En İyi ve En Popüler Mekanları