Çocukluk arkadaşım Rosita ve eşi Semih’in balayı olarak gittikleri 70 günlük Asya turu, yola çıkacaklarını duyduğum ilk günden ilgimi çekmişti. Birçok kişinin yapmadıklarını, yapamayacaklarını yapmışlardı ve bu benim çok hoşuma gitmişti. Geride kalanlar delice özlense bile, 70 gün uzaklarda olmak, birlikte yeni kültürler, yeni mutfaklar keşfetmek, tüm zorlukları beraber yenmek, bir çift için dönüm noktası olacak kadar özel bir durum fikrimce.

“Yolda olmak” çok cesaret isteyen ancak hayata GERÇEKTEN anlam katabilmeni sağlayan bir konsept… Rosita ve Semih’e seyahatleri hakkında sorular sordum ve onlar da sağolsunlar detaylı bir şekilde cevaplamışlar. Cevapları sizi motive de edebilir, korkutabilir de… İşte burası bakış açınıza kalmış…

Röportaj: Lisya Kalma

Mekong Delta Vietnam

Rosita ve Semih merhaba! Öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba! Bendeniz Rosita ve eşim Semih. Üniversitede dans eğitimini tamamladıktan sonra pilates ve yogaya ilgi duydum, birçok eğitim aldıktan sonra 2013 yılında kendi stüdyomu açtım. Yaklaşık 8 yıldır pilates, yoga ve dans dersleri veriyorum. Semih ise birçok kurumsal şirkette operasyon alanında çalıştı. 2015 yılında önce Kabak Vadisi’nde ardından İstanbul’da bol neşeli kutlamalarla evlendik.

Koh Samui, Thailand
Koh Samui, Thailand

Herkes balayı rotaları olarak fazla şık yerleri seçerken, siz bir farklılık yapıp, uzun bir sure boyunca Asya’yı gezmeye karar verdiniz. Bu fikir nasıl çıktı, öncesinde bu kadar uzun bir programı nasıl planladınız?

İkimiz de hiçbir zaman 5 yıldızlı otellerde, sabahtan akşama kadar pinekleyip, açık büfeden tıkındığınız tatilleri sevmedik. Yaptığımız her tatilde de bir macera aradık. Örneğin 1-2 Yunan adasına gidip, bir beach’e dünya paralar vermek ya da çok şık lokantalara gitmek yerine sırt çantalarımızı kapıp Kos’tan başlayarak 12 yunan adasını plan yapmadan, adalar arası feribotları takip ederek 14 günde gezdik. Bu her zaman bize daha çok keyif verdi.

Bu arada ikimiz de her zaman uzun süreli bir seyahate çıkmanın hayalini kuruyorduk. Evlenmeden 1 ay önce Semih, çalıştığı start-up şirket küçülmeye gittiğinden dolayı işten çıkartıldı. Biz de bunu fırsat bilip araştırmalara ve planlamalara başladık. Çoğu backpacker gibi bizim de aklımızda ya Güney Amerika ya da Güneydoğu Asya vardı. Uzun tartışmalar ardından Asya’da karar kıldık. Muson yağmurları, on sezon  off sezon derken en uygun tarihi Ekim-Aralık olarak hesapladık.

Tiger Kingdom, Chiang Mai
Tiger Kingdom, Chiang Mai

Asya yolculuğunuz boyunca sırasıyla hangi ülkeleri ve şehirler gezdiniz?

İstanbul Kuala Lumpur uçuş yapıp yolculuğumuza Malezya’dan başladık. Ardından Malezya’nın Lagkawi adasına oradan da Singapur’a geçtik.

Fakat uzun seyahatlerde her şeyi hesaplayamazsınız ve biz de Malezya ve Singapur’da tam anlamıyla gol yedik. Tayland’da ticari sebeplerle yakılan ormanlar nedeniyle iki ülkenin de üzerine kara bulutlar inmiş gibiydi. Güzelim Langkawi adasında bir kere bile denize girememek, yüksek binalarıyla ünlü Singapur’da 44. Kata çıkıp hiçbir şey görememek varmış kaderde… Yolculuğumuzun ileri zamanlarda fazlasıyla telafi etsek de, o günler çok canımız sıkılmıştı.

Sinagapur ardından Bali’ye geçtik. 15 gün Bali’de günlüğü 8 tl’den motor kiralayıp güneyden kuzeye, doğudan batıya her bir tarafını gezdik. Bali’den uçuşumuz Manila Filipinler’e oldu. Palawan adası ardından Cebu, Oslob gibi birkaç noktayı gezdik. Ardından Vietnam’a uçtuk, kuzeyden güneye doğru Hanoi, Hoi An, Ho Chi Minh… Ho Chi Minh’den “sleeping bus” dedikleri yataklı gece otobüsüyle Phnom Penh’e geçtik. Başlı başına bir komedi ve maceraydı o yolculuk… Phnom Penh’den Sihanoukadlı sahil kasabasından Koh Rong isimli Türk adası olarak da anılan dünyanın en sürreal adasında 4 gün geçirdik. Ana karaya geri dönüp meşhur Angkor Wat için Siem Riep’e geçtik. Son rotamız olan Tayland’da 18 gün geçirdik. Önce Kuzey kısmında Chiang Mai ve Chiang Rai, sonra Phuket’ten güney adaları Koh Samui, Koh Phangani, Koh PhiPhi… Son rotamız Bangkok’tu ve 70 günün ardından Bangkok-İstanbul uçuşumuzu yaptık.

El Nido, Filipinler
El Nido, Filipinler

Buralardan en çok hangi şehirleri beğendiniz, neden?

Şimdi geri dönüp baktığımda, gözümüm önüne her noktadan ayrı ayrı sahneler çarpıyor. Özellikle bir yeri söylemek çok zor, o kadar çok anı, o kadar çok doğa harikası yer var ki… Ama Filipinler’in Palawan adasının en kuzeyinde El Nido bölgesinde kano yaparken kendi kendime o manzarayı, o denizi zihnime resmettim. Kafa fotoğrafı derler ya, işte öyle kazıdım onu kendime. Dünyada böyle yerler ve yaşamlar da var, unutmayayım diye…

Asyalılar nasıl insanlar? 

Şöyle bir örnek vereyim. Bizden 1 sene evvel evlenen bir çift arkadaşımız Bali’ye balayına gitmişlerdi. Bildiğiniz ünlü Bali balayı, doğa içinde olsa da doğal olmayan, süper lüks oteller… Döndüklerinde anlata anlata bitirememişlerdi ne kadar kibar insanlar olduklarını. Hep ellerini birleştirip teşekkür ediyor, hep gülüyorlar diye. Bizde de beklenti o yönde oldu tabii ama biz sevgili backpackerlar olarak kafamızda minimum para harcamak vardı. Önceden yaptığımız araştırmalar sayesinde her turistik yerde olduğu gibi orda da turist kazıklamak en büyük moda. Bu yüzden biz her yerde pazarlık yaptık ama ne pazarlık… Adam 100 diyorsa biz 25 dedik ve sonuç genelde 30 oldu… Bu nedenle biz ne ellerini birleştirip hürmetlerini sunan ne de pek güler yüz göremedik… Ama gerçekliği gördük, ki biz bunu her zaman tercih ediyoruz…

Asya sokak yemekleri ve yemek pazarları ile çok ünlü! Nerede ne yemeliyiz?

_Vietnam’da bol bol “pho” denilen noodle çorbası içiniz.

Balinese Food
Balinese Food

_Bali’de “bakso” ve “nasi” ile başlayan her şeyden yiyiniz.

_Tayland’da “pad thai” üç öğünde de tercih edebilirsiniz, insan o lezzetten sıkılmıyor!

_Kamboçya yemek konusunda en zayıf bulduğumuz yerdi bol bol “sticky rice” diyoruz.

Uzun yolculuklarda ekonomi konusunda sizin gibi olan gezginlere önerilerde bulunabilir misiniz?

Harcama konusunu birkaç dalda incelemek gerekirse;

Konaklama: Agoda.com neredeyse her gece konaklamamızı buradan ayarladık. Asya’nın booking’i diyebiliriz. İyi haber çok uygun fiyatlara çok merkezi yerler bulmak mümkün. Kötü haber, bu arkadaşlar ödüllü fotoğrafçılar olsa gerek ki fotoğraflar o kadar iyi fakat gerçekten o kadar uzak… Buna hazırlıklı olun, lüks beklentiniz olmasın. Yanınıza çarşaf ve yastık kılıfı alın. Merak etmeyin, yaşayacaksınız!

Ulaşım: Biz seyahate çıkmadan önce tüm uçuşlarımızın biletlerini almıştık. Nereden nereye gideceğimiz hazırdı. Tren ve otobüs biletlerini oradan almak üzere bırakmıştık. Eğer siz spontane olmak istiyorsanız, belirli bir program sizi gerecekse sürprizlere hazırlıklı olun. Biz risk alamadık. Yolculuğa başlamadan evvel İstanbul gidiş ve dönüş dahil olmak üzere 17 uçuşumuz satın alınmış, bizi bekliyordu.

Yemek: Sabahları genelde süper marketten aldığımız hazır sandviç ve bir kahveyle geçiyordu. Öğlen ayaküstü ne bulursak, akşam da muhakkak “night market!”

Turist Aktiviteleri: Şimdi bu başlı başına çok önemli ve bütçenin büyük bölümünü tutan bir dal. Asya genel olarak sadece turistten para kazanan ve bu şekilde ayakta kalan bir bölge olduğu için haliyle turistik aktiviteleri gezginler için pahalı kalıyor. Bu yüzden backpacker’lar seçim yapmak zorunda kalıyor. Zaten teoride her biri ayrı ayrı muhteşem gibi gözükse de pratikte çoğu fiyasko çıkabiliyor. Bu yüzden iyi araştırma yapmak, yorum okumak çok önemli. Bizim çoğunlukla turistik turları araştırıp onu kendimiz yapıyorduk. Her gittiğimiz yerde scooter kiraladık, görülecek yerleri, tapınakları, sahilleri, dağları kimseye bağlı olmadan kendimiz keşfettik…

Balina Köpekbalıklarıyla dalış3, Oslob Filipinler
Oslob, Filipinler

Tabi ki kendi kendinize yapamayacağınız aktiviteler var. Onlarda da seçim yaptık. Mesela fillerin üstünde gezmektense köpek balıklarıyla daldık, Bali’ye yakın Gili Gili adalarına gitmektense Bali’nin kuzeyinde dünyaca ünlü mercanları olan Menjangan adasına gittik.

El Nido, Filipinler
El Nido, Filipinler

Tatilden unutamadığınız iki-üç anınızı bizimle paylaşır mısınız?

O kadar çok anı var ki hangisini seçeceğimizi, neresinden başlayacağımızı bilemiyoruz. Böyle uzun süreli yolculuklarda iyi anlar kadar kötü anlar da yaşıyorsunuz ama dönüp geriye baktığınız da o anların her biri eşsiz anılara dönüşüyor. O anı yaşarken ne kadar sıkıntı çekmiş olsak da şimdi “ah bir daha olsa yine yaşarım, razıyım” dedirtiyor insana.

Güzel bir anıdan bahsedelim… El Nido’dan bir kare anlatalım. Burası Palawan adasının en kuzey bölgesi. Bilinirliği yeni olduğundan haliyle pek el değmemiş, insanları yozlaşmamış… Çatısı duvarı olmayan gece kondu evler, çıplak ayak gezen mutlu insanlar, o hayattan başka bir gerçeklik görmeyen, az ile yetinen, hırsı olmayan, barışçıl, güzel insanlar… Ve tabii ki hayatımızda gördüğümüz en büyüleyici doğa. Bu dünya harikalarını görmeye gelen turist sayısı her geçen sene artacaktır, umarım Tayland’ın birçok bölgesinde olduğu gibi büyüsünü paraya satmaz sevgili El Nido.

Balina Köpekbalıklarıyla dalış2, Oslob Filipinler
Oslob, Filipinler

Burada kendi kendimize gezeriz deme şansınız yok, çünkü yapılacak tek aktivite kayıktan bozma minik teknelerde günlük turlar. 4 günümüzün 3ünde tur aldık ve son gün kano kiralayıp yakındaki bir adaya kürek çektik. Tekne turları tek kelimeyle olağanüstüydü. İkinci gün çıktığımız turda öyle bir yere gittik ki gördüğüm manzara karşısında ağzımın yerlere düştüğü, heyecandan kalbimin çarptığı anı hatırlıyorum. Denizin tam orta yerinde bir anda tekne durdu, adam hadi atlayın şu kayaya yüzün ve dalıp altından geçin dedi. Semih çok cesaretlidir ama bana bir korku geldi, ne kadar derindi acaba, kafamı çarpar mıydım, tehlikeli balıklar var mıydı… Korkulara rağmen dalışı yaptım, gözümü açtım ve dünyamı şaşırdım. Sanki 1 saniye önce olduğum yerde değildik. Secret Beach dedikleri bu yer, kayalıkların arkasında saklı kalmış, gerçekten dünya üzerindeki cennet olabilir. Bembeyaz kumlar, el değmemiş bir koy ve cam gibi durgun bir su…

Dönme vakti geldiği zaman neler hissettiniz? Bu kadar zaman özgür olduktan sonra rutin hayata dönmek çok zor gelmiş olmalı…

İnsan psikolojisi çok garip bir mekanizma. Her zaman elinde olmayanı istiyorsun. Rutinin içindeyken ondan kaçmak, içinde olmadığında ise rutine girmek istiyorsun. 2 buçuk ay süresince 2-3 günde bir şehir ya da ülke değiştirdik. Çoğu backpacker’ın 6 ayda yaptığı rotayı biz 70 güne sıkıştırdık. Haliyle pestilimiz çıktı ve düzen özlemi doğdu. Kendi yatağımız, kendi tuvaletimiz, alışık olduğumuz yemekler, arkadaşlar, aile… Hepsini delicesine özler olduk. Dönerken mutsuz değil tersine çok mutluyduk. Fakat uzun süreli yolculuklar virüs gibidir. Bir kere bünyenize girdi mi geçmiş olsun, tekrar düzene girdiğinizde hep içten içe yiyecektir sizi, yeni rotalar planlarken bulursunuz kendinizi.

koh phangan
Koh Phangan

Bu tarz yolculuklarda ülke, şehir ve yeni kişiler keşfederken insan kendini de daha derinden keşfediyor. Yolculuğunuz, size hayatınızda neler kattı?

Evet gerçekten öyle, bugüne kadar kendinizi adlandırdığınız, ben buyum şuyum dediğiniz her şeyin aslında daha farklı olduğunu keşfediyorsunuz. Örneğin biz kendimizi olduğumuzdan çok daha özgür ruhlu, dünya düzenine karşı, macera tutkunu olarak görürken bu yolculuktan sonra pek de öyle olmadığını gördük. Evet yeni yerler görmek, insanlar ve kültürler tanımak, maceralar yaşamak, az ile yetinmek çok güzel; fakat hepsinden sonra eve dönmek en güzeli… Bir kelime ile yaşadığım deneyimi özetlemek isterim “denge”… Farkında olmamız gereken, mutluluğu getirecek olan bu. Rutin hayatımızdan sıkılır macera ararız, maceradan yorulur düzen ararız. Bu insan doğası. Şikayet etmeden farkında olmak lazım, değişimi sadece siz deneyerek yaratabilirsiniz.

Aklınızda yeni bir rota var mı? “Ah vaktimiz olsa da bu sefer dünyanın bu bölgesini keşfedelim…” diye düşündüğünüz bir yer…

Keşke bir rota olsa, karar vermek daha kolay olurdu. Bizde birkaç rota var, Yeni Zelanda’da karavan ile gezmek, Güney Amerika backpacking, Hindistan’da yoga eğitimi ardından gezi ve Nepal’e geçiş… Vakti geldiğinde her birinin gerçekleşeceğini biliyoruz, şimdilik karar ve planlama sürecindeyiz.

Underground River, Palawan, Filipinler
Underground River, Palawan, Filipinler

Sizin gibi gezgin olmak isteyen çiftlere birkaç öneride bulunabilir misiniz? Bu yazıdan sonra birçok çift “hadi biz de yapalım” diyeceklerdir! 

Yolculuğa çıkmak kolay olmayacak; belki işinizi bırakacaksınız, düzeninize ara vereceksiniz, sevdiklerinizden uzaklaşacaksınız… Yolculuk da kolay olmayacak; konforunuzdan olacaksınız, yorulacaksınız, bin bir türlü problem yaşayacaksınız, insanlarla anlaşamayacak deli olacaksınız… Ama her şeyin sonunda geriye dönüp baktığınızda yaşadığınız tatmin ve şükran duygusuyla İYİ Kİ yaptım diyeceksiniz. Eğer içinizde varsa yolcu ruhu, ertelemeyin. Fırsat size gelmeyecek, siz fırsatı yaratacaksınız. İyi yolculuklar!

Teşekkürler!