Bu hafta vizyona birbirinden farklı türlerde birçok film girdi. Hepsi de kendi türünde senenin iddialı vizyon filmlerinden olan yapımlara bir göz atmak isteyenler için hepsinden bir iki noktaya değinemeye çalıştım.

U.N.C.L.E.

U.N.C.L.E.
U.N.C.L.E.

Bu hafta vizyona giren filmler arasında her ne kadar The Man From U.N.C.L.E.ın adı öne çıksa da, No Escape, Visions ve American Ultra filmleri de onun kadar övgüyü hak ediyor. Birbirinden farklı tarzlara sahip bu dört filmi teker teker ele alacak olursak sanırım öncelik U.N.C.L.E.ın olacaktır.

Bir Guy Ritchie filmi olan UNCLE son zamanlarda sıkça, hatta dozunu biraz aşan bir sıklıkta vizyona gelen ajan filmlerinden. Fakat 1964-68 yılları arasında yayınlanan aynı isimli televizyon dizisinin beyazperde uyarlaması olan film hem görkemli sunumu, hem espriler üzerini kurulu olmayan kaliteli ve zengin mizahı hem de karakterleriyle fark yaratmayı başarıyor. Amerikan ajan Solo ve Rus ajan Kuryakin’in Soğuk Savaş dönemine karşı dünyanın güvenliğini korumak adına birlikte çalışmaya başlamasını, ikili arasındaki ironik ve farklı ilişkinin yarattığı mizahi öğelerden de faydalanarak anlatıyor.

No Escape

No Escape
No Escape

Başrolde Owen Wilson’ın olduğu No Escape, aksiyon sinemasınca çokça görülen konulardan birini işliyor. İş sebebiyle Amerika’dan Hong Kong’a yerleşen bir aile, sürpriz bir şekilde kendilerini Amerikan karşıtı bir isyanın ortasında buluyor. Her filmde olduğu gibi hayatta kalma mücadelesi veren aileyi farklı kılan ise Wilson’ın özel yetenekleri olmayan, kelimenin tam anlamıyla sıradan bir karakteri oynaması. Aksiyonun gerçekçi bir dramla bütünleştiği yapımın bir diğer artısı da hepimizin bildiği “büyük devlet küçük devletleri yer” mottosunun bir Amerikan yapımında açıkça gündeme getirilmesi.

Visions

Visions
Visions

Visions filmi şahsen pek tercih etmediğim korku/gerilim türünde bir yapım. Fakat mantıksızlıklar yoğunluğunda beni yalnızca yerimde hoplatmaya çalışacak bir film beklerken karşıma çıkanla şoke olduğumu (olumlu anlamda) söylemem gerekir. Bir yapboz misali birçok parçanın bir araya gelerek bir mantığa yerleştiği film biraz De Niro’nun Hide And Seek’ini, biraz da Lucky Number Slevinı andırıyor. Sürpriz sonu ve parçaları birleştirirkenki işleyişiyle, altıncı his kavramına korku filmlerinden farklı bir perspektiften değinişiyle oldukça keyifli bir film.

American Ultra

American Ultra
American Ultra

Son olarak American Ultra filmi başta Chuck dizisini izleyenlerin seveceği türde, ancak biraz daha genç Amerikalı izleyiciye hitap eden filmlerden biri. Geçişlerindeki kimi başarısızlıklara, hikayedeki mantıksızlıklara ve karakterlerin abartılarına karşın izlenebilecek bir yapım. Filmin izlenesi kılan tek etken ise mantıksız ajan zırvalarında mantığı sorgulayan yanı. Kısacası kafayı dağıtmak için ilk olmasa da tercihlerden biri.