Kalandar Soğuğu, izleyiciyi dağların arasında, ağaçların ortasında bir yaylaya çıkarıyor. Hayatta kalma mücadelesinin günlük değil aylık hale geldiği şehir hayatından uzaklaşıp kırsala çeviriyor kamerayı yönetmen Mustafa Kara. Yemyeşil çimenler üzerinde küçük bir kulübe, bu kulübede beş kişilik bir aile, ailenin üstünde ise sisli ve karamsar bir hava…

Kalandar Soğuğu: Kırsalda Hayatta Kalma Mücadelesi
Kalandar Soğuğu: Kırsalda Hayatta Kalma Mücadelesi

Evin babası ailesi için en iyisini isteyen bir baba. Daha doğrusu, ömrünün geri kalanını ayaklarını uzatarak yaşamak isteyen bencil bir adam. Komşuları gibi madende çalışmayı yediremiyor kendine, o tek odalı küçük kulübeyi ısıtmak için odun kesmek zorunda olduğunu kabul etmek istemiyor. Bu yüzden de maden arıyor sahibi olduğu dağlarda. Sallıyor kazmasını, vuruyor dağların kayalardan yapılmış zırhına. Karısı ise bir garip, evin bütün sorumluluğunu yüklenmiş. Gidemiyor anasını babasını ziyarete, vurdumduymaz kocası yüzünden yüzlerine bakacak hal kalmamış kadında. Ahırı temizliyor, sütü sağıyor, yemeği yapıyor, çıraydı samandı hep kendi sırtlamak zorunda kalıyor.

Kalandar Soğuğu: Kırsalda Hayatta Kalma Mücadelesi
Kalandar Soğuğu: Kırsalda Hayatta Kalma Mücadelesi

Umutsuz bir güzelliğin hakim olduğu atmosferde, dramatik ve realist hikayesiyle Kalandar Soğuğu hayatta kalma mücadelesini hatırlatıyor. Şimdilerde şehrin caddeleri arasında kaybolmuş varoluş hikayesini geri getiriyor gözlerimizin üzerine. 139 dakikalık, sıkıcı olmaktan fazlasıyla uzak, yorucu film insanı susmaya ve susup az da olsa düşünmeye davet ediyor.

Festival zamanı göremeyenler için film Başka Sinema ile bu hafta vizyonda!

IMDb Puanı: 7.7/10

İlginizi çekebilir: İzlemeniz Gereken Ödüllü Türk Filmleri