Son zamanlarda en büyük ilham kaynaklarımdan biri olan Instagram sayesinde her gün yeni insanlarla tanışıp, yeni konseptlerle buluşuyorum. Hazır biraz kafam rahatlamış ve işler yoluna girmişken, artık biraz evimle ilgileneyim dediğim bir dönemdeyim. Boş duvarlar bana göre değil, ama baktığımda da sağda solda hayatımla ilgili şeyler görmek istediğim kesin. Mesela, hayatımın en güzel alışkanlığı, hobisi, vizyonu olan seyahatlerimle ilgili şeylerle salonum çok da güzel donanabilirdi. Ancak; evim zemin katta olduğu için, duvar yüksekliğim diğer dairelere göre biraz kısa. Ve tahmin edersiniz ki ev de tipik bir Ikea evi olduğundan, şu son dekorasyon trendlerinden her yeri çerçeveye bulamak benim için son derece imkansız.

Durum böyle olunca, bana da geniş ve büyük birkaç çerçeveyle bu konuya çözüm getirmek düştü. Erasmus anılı kutular açıldı, bilet ve fotoğraflarla kolajlar yapıldı. Okan’la birlikte gezip gördüğümüz yerlerden biriktirdiğimiz haritalar, biletler, şekerler, fişler vardı, onları da birleştirdik, çerçeveleri doldurduk. Üzerine UNIQ İstanbul’daki Sade Dükkan’dan bir de Paris haritası aldım. İllustratif bir harita olduğu için kolajların yanında da pek tatlı durdu. Şimdi geriye kalan alana göz bir tipografik çalışma arıyordu ve tabii ki bulamıyordu. Tam bu anda, en yakın arkadaşlarımdan Instagram yardıma koştu ve beni en yeni dekorasyon partnerimle tanıştırdı: Paper Print Etc. Tipografik ve neşeli çalışmalarını profillerinde gördüğüm an vurulduğum çok tatlı markamız ‘aranan kan bulundu’ edasıyla bana göz kırparken, ben de onlara mail yazmaya koyulmuştum bile. Şimdi, size biraz onlardan bahsetmek istiyorum.

Mail yazışmalarımızda tanışmış olduğum Tuğba ve Volkan’ın iki grafik tasarımcı olarak bir araya gelip kurduğu ‘Paper Print Etc., ağırlıklı olarak tipografik ve illüstratif tasarımlar sunan bir marka. Şu an poster ve defter üzerine çalışıyorlar ama bence daha sonra onları başka dekoratif çözümlerle de göreceğiz. Şimdiden hissediyorum.

Kendi hayatım çok hızlı ve çabuk çabuk geçtiğinden midir bilmiyorum, ama iş sonrası da genelde eve gelip bilgisayar başında yazılarımı hazırladığım için etrafımda dikkatimi dağıtacak pek bir şey bulundurmuyorum. Daha doğrusu, evim o kadar minik ve koleksiyon adı altında o kadar dergi var ki duvarlarım bir gram daha alacalı bulacalı şey kaldırmıyor. Çareyi siyah-beyaz çalışmalarda bulan ben, aslında bunu bir dezavantaj olarak da görmüyorum. Nedense bu iki renk, beni evimde en çok dinlendirenler. Bu yüzden de siyah-beyaz, sakin görünen ama aslında çok şey anlatan tipografik ve illustrasyonlu tasarımları çok seviyorum. Benim gibi hissedenlerin çoğunlukta olduğunu da biliyorum. O halde, hala tanışmadıysanız eğer, Paper Print Etc.’ye merhaba deyin!

Şunu özellikle belirtmek istiyorum ki bu yazıyı yazmaya posterlerimi seçtikten sonra karar verdim. Siz de konuşurken fark edeceksiniz, o kadar pozitif bir dönüş içerisindeler ki bu ikiliden olumsuz bir iş çıkması mümkün değil. Aynı kendileri gibi, Paper Print Etc. de son derece neşeli ve enerjik. Bence tasarımlardaki en öne çıkan şey de size bir mesaj iletiyor oluşu. Ayrıca, sadece siyah-beyaz değil, renkli de çalışıyorlar.

Ben de bundan güç alarak, e-mail ile kendilerinden bir ricada bulundum. Beni kırmayıp, Erasmus’a çıktığım günden beri mottom haline gelen, önce gezilerime, sonra yazılarıma ve mezuniyet koleksiyonuma ilham kaynağı olan Pablo Neruda’nın şiiri ‘Ode alla Vita’nın (Türkçede: Yavaş Yavaş Ölürler) bir dörtlüğünü evimde görme şansı yarattıkları için Tuğba ve Volkan’a ayrıca teşekkür ediyorum. Tasarım o kadar tatlı oldu ki her yere yanımda götürmek istediğim, her an karşımda ve benimle olsun diye bir de defterini istedim. Gelmesini heyecanla bekliyorum!

Çok sevgili ‘Ode alla Vita’ tasarımım

Siz de evinizde, çantanızda, masanızda böyle tipografik tarzda tasarımlardan isteyenlerdenseniz işinizi benim gibi şansa bırakmayın; www.zet.com, www.hipicon.com ve www.shopthedesign.com‘dan Paper Print Etc.’ye ulaşın! Ve kesinlikle Tuğba ile Volkan’ın pek tatlı çalışmalarını www.instagram.com/paperprintetc‘den takip edin.

Paper Print Etc.’nin Kurucuları Volkan Şeker ve Tuğba Güler