Sinemaseverlere hitap eden, alternatif filmleri izleyiciyle buluşturan salonlar daha fazla ayakta duramayacak gibi görünüyor maalesef…

Sinema salonları bir süredir zor durumda. Alışveriş merkezlerindekilerden söz etmiyorum (gerçi onların da altın çağını yaşamadıkları ortada), mahalle aralarında başlayan macerasının sonuna yaklaşan o ikonik sinemalardan, o eski salonlardan bahsediyorum. Yakın tarihte Ortaköy Feriye Sineması gösterim hayatını sona erdirmişti. İstanbul Film Festivali kapsamında festival izleyicisine kapılarını açmış da olsa günün sonunda kapıları tekrar kapatmak zorunda kalmıştı. Benzeri çığlıklar şehrin, ülkenin sokak aralarında duyulmaya devam ederken önce Rexx, sonra da Beyoğlu ya da asıl adıyla Pera sinemalarından gelen üzücü haberlerle yeniden sarsıldı sinemaseverler.

Kapısı Sokağa Açılan Sinemalar Alarm Veriyor!
Kapısı Sokağa Açılan Sinemalar Alarm Veriyor!

Rexx Sineması’yla ilgili olarak yapılan açıklamalar Emek benzeri “yenilenmeye” kurban gidebileceği ve Kadıköy Caferağa Mahallesi’nin ortasında bulunan bu sembolün, bu buluşma noktasının çocuklara anlatılacak “Eskiden, siz daha portakalda vitamin bile değilken…” sözleriyle başlayan bir hikayeye, hatta bir mite dönüşebileceğinin sinyallerini vermiyor değil. Pera Sineması’nın yaşadıkları da yine ortada, öyle ki sinemaseverleri “sinemayla” buluşturan Pera Sinemasını ayakta tutmak ve biraz destek olabilmek adına başta kendi de zor günler yaşayan Başka Sinema olmak üzere birçok cepheden destek geliyor. Parayı değil izleyiciyi isteyen, para yardımlarını değil koltukların sinemaseverlerce dolduğunu görmek isteyen Pera Sineması’nı ayakta tutmak için maalesef bu tek seferlik yardım da yeterli olmayabilir.

Kapısı Sokağa Açılan Sinemalar Alarm Veriyor!
Kapısı Sokağa Açılan Sinemalar Alarm Veriyor!

Beyoğlu Pera Sineması’nın ana akım takipçilerine hitap etmediği tartışılmaz bir gerçek. Hem yaşanan olayların etkisi hem de filmlerin “fazla” ulaşılabilir olması sebebiyle her geçen gün daha fazla kan kaybettiği de pek yanlış değil. Yapılabilecek en kolay yardım ise ayda bir bile olsa, film internet ortamında ya da USB’lerle, CD’lerle elden ele dolaşıyor bile olsa bazı filmlere bilet alıp gitmek. Öyle ki “Bir oy bir oydur.” diyen, seçim günü o bir oyun değerine inananların küçük bir kısmı bile gitse ayda bir ya da iki ayda bir, daha az duyarız bu üzücü haberleri. Gelgelelim yine Beyoğlu’nda bulunan küçük ve samimi Cine Majestic de zor durumda. Girmediğim sokaklardaki bilmediğim salonların da aynı krizi yaşadığından, ayakta durmakta zorlandığından eminim. Ama burada izleyicinin önceliği, sinemaseverlere hitap eden, sinema sevgisinden vazgeçmeyen kaleleri kurtarmak olmalı diye düşünmüyor da değilim. Ama her şey internetle başlıyor işte, ayda bir bile olsa sokağa çıkıp kapısı sokağa açılan bir salonda izlemek gerekiyor filmleri. Aksi takdirde festival günü geldiğinde gidecek salonumuz ya da arkadaşlarla önünde buluşacağımız bir sinemamız olmayacak.