Ucuz uçak bileti bulup sadece hafta sonu için gittiğim Saraybosna bende çok farklı duygular uyandırdı. Yollarımızın bir daha kesişmeyeceğini düşündüğüm bu şehir beni içine alıp tüm sıcaklığı ile sarıp sarmaladı. Sonraki yıllarda iki kez daha ziyaret ettiğim Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna, Avrupa’da en fazla ziyaret ettiğim şehirlerden biri haline geldi.

Konum

Savaşın Ardından: Saraybosna
Savaşın Ardından: Saraybosna

Uçakla 2 saat süren Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’ya vize yok. Sadece pasaportunuz, otel rezervasyonunuz ve dönüş uçak biletiniz ile bu şehirde 90 güne kadar vizesiz konaklama imkanına sahipsiniz. Türk Hava Yolları ve Pegasus’un tarifeli seferleri ile ulaşım oldukça rahat, hatta doğru zamanı yakaladığınızda bir o kadar da uygun!

Havalimanında inip şehre doğru ilerlerken sizi bir Avrupalıdan çok Anadolulu karşılıyor. Avrupa’daki gibi harika mimari örnekler yok Saraybosna’da. Kilise sayısından fazla cami, camilerin yarısı kadar sinagog karşınıza çıkıyor. Ve hepsinden önemlisi yıllarca süren ve binlerce kişinin ölümüne, göç etmesine, yaşadığı toprakları terk etmesine neden olan Bosna Savaşı’nın izleri hala taptaze gözler önüne seriliyor. Şehri bize ücretsiz olarak gezdiren Bosnalı rehber dostumuzun da dediği gibi “Bosnalılar affeder ama asla unutmazlar”. İşte tam da bu cümlede olduğu gibi Bosnalılar o kötü günleri unutmamak için şehrin her köşesinde savaştan bir kare bırakmışlar. Ağır Sırp bombardımanı altında zarar görmüş yarı yıkık binalar hala şehrin sokaklarında karşınıza çıkabiliyor. Birçok binanın dış yüzeyi havan topu mermilerinin izleri ile dolu. Şehri gezerken savaşın ne kadar acımasız olabileceğine şahitlik ediyorsunuz.

Savaşın Ardından: Saraybosna
Savaşın Ardından: Saraybosna

Bir başka önemli savaş hatırası ise genellikle Saraybosna Katedrali etrafında bulunan “Bosna Gülleri“… Ağır savaş sırasında havan topu ile bombalanan kimi sokaklar, bombanın düştüğü yerde açılan çukurların kırmızı reçine ile doldurulması sonucunda ortaya çıkmış ve böylece savaş boyunca ölenlerin hatıraları sokaklara kazınmış.

Saraybosna şehrinin etrafı tamamen dağlarla çevrili, dağların tam arasında bulunan nehrin kenarına kurulmuş olan şehir, savaş sırasında tamamen savunmasız kalmış. Çünkü dağlara yerleşen keskin Sırp nişancılar, sokaklarda insanların yürümesine dahi izin vermemişler. Hareket eden her canlı keskin nişancılar tarafından haklanmış ve halk tamamen çaresiz kalmış. Bütün dünyanın sadece izlediği ve müdahale için üç yıl boyunca beklediği savaştan sağ kurtulmayı başaran Bosnalıların yüzünde o korkunç günlerin izlerini görmek mümkün oluyor.

Savaşın Ardından: Saraybosna
Savaşın Ardından: Saraybosna

Yugoslavya’nın dağılması ve 1992’de Bosna Hersek’in bağımsızlığını ilan etmesi en çok Sırbistan’ın zoruna gitmiş. Halihazırda Hırvatistan’da devam etmekte olan savaş, bağımsızlığın ardından Bosna Hersek’e de sıçramış. Üç yıl boyunca devam eden bu savaş Bosna Hersek’i cehenneme çevirirken, Müslümanlar için de yok oluşun başlangıcı olmuş. Ferhadiye Caddesi’nin başında bulunan ve hiç sönmeden yanan Sonsuz Ateş, işte o savaşta hayatını kaybedenlerin anısına yapılmış.

Bosnalılar günlerini Ferhadiye Caddesi etrafında geçiriyor; burası aynı zamanda Saraybosna’nın kalbi gibi, hayat gece gündüz bu caddede akıyor. Cadde boyunca birçok mağaza, cafe, restoran bulunuyor. Saraybosna’ya “Batı’nın Kudüs’ü” ünvanını kazandıran ve birbirine çok yakın inşa edilmiş kilise, cami ve sinagogu bu cadde üzerinde görmek mümkün. Gazi Hüsrev Bey Cami’nin etrafını ve etrafındaki dükkanları gezerken kendinizi Safranbolu gibi Osmanlı mimarisi etkisinde kalmış bir şehirde hissedeceksiniz. Ahşap sundurmalı binalar, Arnavut kaldırımı dar sokaklar ve bakır işçiliğinin en güzel örneklerinin sergilendiği dükkanlar sizi oldukça etkileyecek. Yorulduğunuzda Morica Han‘ın avlusuna gidip otantik kafelerde Türk kahvesine çok benzeyen Bosna kahvesi içip nargile tüttürebilirsiniz.

Savaşın Ardından: Saraybosna
Savaşın Ardından: Saraybosna

Savaş zamanı daha küçücük bir çocuk olan Zlata Filipovic’in tuttuğu günlükten dökülen kelimeler “Zlata’nın Günlüğü – Saraybosna Kaderine Ağlıyor” başlığı altında bir kitapta toplanmıştı. Eğer yolunuz Saraybosna’ya düşerse önce bu kitabı okumanızı ve ardından yitip giden canları unutmamanızı dilerim.

Cesaret Yoldaşınız, Dünya Rotanız Olsun!