İzlanda’yı ve bu topraklardan çıkmış olan Sigur Rós’u konu edinen Heima belgeseli, bir müzik şöleni olduğu kadar kadrajına doğanın yalın halini alarak görsel bir şova dönüşüyor.

heima3-1024×682
Heima

Heima kelime olarak “ev” anlamına karşılık gelmekte. Nitekim popüler olan post-rock grubu Sigur Rós, dünyanın dört bir köşesinde konser verdikten sonra yeni bir motivasyona ihtiyaç duyar; ruhani olarak yeniden bir şeyler kazanmak ve üzerlerindeki sis bulutlarını aralamak için yeni bir serüvene atılırlar: Haber verilmemiş, yani reklamı yapılmamış ve ücretsiz olan bir dizi konser için İzlanda’ya dönerler. Başka bir deyişle Sigur Rós artık evindedir. Bu hem grup üyeleri için duygusal bir dönüş hem de İzlanda halkı için bir sürpriz olur.

heima2
Heima

Sigur Rós, dünya turunun verdiği rehavete yeterince kapılmış ve yepyeni bir şey denemek için kolları sıvamak istemektedir. Bu da kendi hamurlarını yoğurmuş olan topraklarına dönmekle mümkün olacaktır. “Sadece mikrofonunu kap, sahneni al” duruşunu bir kenara bırakarak, belli bir farkındalığı kavrayarak ve hatta bu farkındalığı aşılayarak… Dolayısıyla köklerine geri dönen Sigur Rós, İzlanda’nın temiz ruhunu daha da özümseyerek ve keza bu ruhu koruyarak bir tema yaratıyor. Küçük şehirlere uğramayı ihmal etmeyen Sigur Rós, İzlanda’nın o muhteşem platformunu arka plana alarak bazen açık bir arazide, bazen şehrin küçük bir meydanında, bazen ise unutulmaya yüz tutmuş bir gemide sahnesini kuruyor. Bu yüzden Heima kelimenin tam anlamıyla görsel bir şov. Adımını attığı her toprak parçasının güzelliklerini ön plana çıkarmasını biliyor. Belgeseli çekici kılan en başat özelliklerden biri zaten bu oluyor. Sigur Rós dinleyicisiyle ve bir belgesel olarak Heima da seyircisiyle arasındaki perdeyi kaldırabildiği kadar kaldırıyor. Sizi temposunun içine çekiyor ve çoğu kez o ritme siz de eşlik etmeye başlıyorsunuz. Müziğin sihirli tınısı her şeyi samimiyete bürüyor ve ortaya inanılmaz bir enerji çıkarıyor.

heima1
Heima

Belgeselin en kıymetli materyalinden birisi de değişime karşı ‘lekelenmemeyi’ işaret eden tarafı. Sürekli olarak İzlanda’nın köşe bucağından büyülü görüntüler göstererek bizi etkisi altına alan Heima’nın en vurucu yanlarından biri Avrupa’nın en bozulmamış dağlık arazilerinden birinin rant sağlamak amacıyla heba olma riskini önümüze getirmesi. Sigur Rós bu doğa katliamına karşı bölgede akustik konser vererek bizi duygulandırmasının yanı sıra anlamlı bir protestoya imza atıyor. Bir nevi İzlanda’ya karşı gönül borçlarını ödüyorlar. Minimalist müzik icra eden grubun doğa için de aynı minimalizmi temenni etmesi hoş bir ayrıntı oluyor.

tumblr_m3n4vv2LaK1rvzj04o1_1280
Heima

How to Train Your Dragon serisinden tanıdığımız yönetmen Dean DeBlois hedefi tam on ikiden vuruyor. Heima gerçekten de insanı çok etkileyen, zaman zaman bam telinden yakalayan ve  hüzünlendiren bir iş. Birbirinden eşsiz parçalarla mest olmak, post-rock türünün sinemadaki görsel karşılığını izlemek, İzlanda’nın o soğuk ve muazzam atmosferini solumak isteyenler için birebir Heima. Çoktan tüketmişlerdir ama tabii ki de kronik Sigur Rós hayranları da bu eşsiz belgeseli kaçırmamalı.