Kendine Zaman Yarat: Sanat Koleksiyonerliği Dünyasına Giriş

Biliyoruz, başarı ve tutkuyla dolu iş yaşamının yanında, kendine ayırdığın kaliteli vakitlerin de değeri senin için çok büyük. İşte bu yüzden sen hedeflerini gerçekleştirirken her daim yanında olan Ford Edge’den aldığımız ilhamla, kendine özen göstermek için yarattığın vakitlerde, ruhunu besleyeceği kadar vizyonunu genişletecek bir öneriyle karşındayız: sanat koleksiyonerliği!

Kendine Zaman Yarat: Sanat Koleksiyonerliği Dünyasına Giriş
Kendine Zaman Yarat: Sanat Koleksiyonerliği Dünyasına Giriş

Yaşamının her alanında tutkuyla hareket eden biri olarak, bir koleksiyoner olmanın sana çok yakışacağına eminiz: çünkü sanat koleksiyonerliğinin de ilk olmazsa olmazı büyük bir sanat tutkusuna sahip olmak. Bir sanat koleksiyonerini; aklının ve kalbinin bir köşesinde sürekli olarak hangi parçayı, ne şekilde toplayabileceği fikri olan bir tutkun olarak da tanımlayabiliriz. Tahmin edersin ki, bu da kişiyi ilk adımda genel hatlarıyla sanat üzerine, daha sonra ise en fazla ilgisini çeken alan özelinde yoğunlaşarak bilgi edinmeye, araştırmaya ve sürekli öğrenmeye itiyor. Bu sebeple bir sanat koleksiyonerinin ruhu daima açık, yeni ve meraklı.

Senin de yakından bildiğin üzere sanat; yaşamın gizini çözebilme yolunda sürekli bir arayış, hayatı ve insanı tanımanın, sorgulamanın zamanın çok ötesindeki bir yolu. Bir sanat koleksiyoneri olmak ise, bu yolda karşılaşılanların toplayıcılığını üstlenmek aslında. Büyük sorumluluk! Bir sanat koleksiyoneri olarak, insanı ve yaşamı tanıma çabası içindeki bizlere sunulan yol göstericilerin bir bölümünün koruyucusu sen olacaksın. Bir yandan da sürekli yolda olmalısın, yeni sanatçıları keşfetmek üzere araştırmalı, emek vermelisin. İşte bu noktada seni, bu kez bambaşka bir gözle, bir sanat koleksiyonu yaratıcısının gözüyle gezeceğin, tanıyacağın ve araştıracağın yeni bir yolculuğa davet ediyoruz.

Kendine Zaman Yarat: Sanat Koleksiyonerliği Dünyasına Giriş
Kendine Zaman Yarat: Sanat Koleksiyonerliği Dünyasına Giriş

Eminiz şehirde yer alan birçok galeride daha önce bulundun ama bu sefer farklı! Bu kez odağında, bir sanat koleksiyonu yaratma ve bunun için ilk olarak, eğitimli bir sanat gözüne ulaşma hedefi var. Dolapdere’deki ilk çağdaş sanat galerilerinden biri olan ve öne çıkan sanatçıları arasında hepimizin çalışmalarını heyecanla takip ettiği Refik Anadol’un yer aldığı Pilevneli Gallery, 1987′de İstanbul’da açılmasından bu yana, Türkiye’nin en köklü çağdaş sanat galerilerinden biri olarak bilinen, Mısır Apartımanı’ndaki Galeri Nev, evrensel fikirlerle üretim yapan genç çağdaş sanatçıları desteklemek amacıyla kurulan x-ist, disiplinlerarası bir platform olmayı hedefleyen Pilot Galeri ve biri Tepebaşı‘ndaki, 18. yüzyıldan kalma bir binanın birinci katında ve diğeri Hasköy İplik Fabrikası’nda olmak üzere, iki farklı mekanında sanatseverleri buluşturan Galerist, sanat koleksiyonuna katkı sağlamak için düzenli olarak ziyaret edebileceğin galeriler arasında. 

Galeri Baraz, Şişli

Fotoğraf: galeribaraz.com/

Bir sanat koleksiyoneri olma yolunda; iyi sanat eserlerini bir bakışta ayırt etme becerini geliştirmek, sanat dünyasındaki insanlar ile keyifli sohbetler ederek karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunmak için takip edebileceğin diğer galerilerle devam edelim: Türkiye’de galericilik denince ilk akla gelen isimlerden biri olan Yahşi Baras’ın kurduğu, kapılarını açtığı 1975 yılından bu yana 150’den fazla kişisel ve karma sergiye ev sahipliği yapmış olan Galeri Baras, Türk çağdaş sanatının önde gelen isimlerini yurt içi ve yurt dışında temsil eden Pi Artworks, şehirde sanatın ve sanatçının gelişimine ön ayak olan galerilerden biri PG Art Gallery, bugüne dek 300’den fazla sergiye ev sahipliği yapan C.A.M. Galeri, disiplinlerarası sanat platformu Art On ve son olarak, Mısır Aprtmanı’nın iki ayrı katında bulunan galerisi ve proje alanı ile Zilberman Gallery. 

Edge’in sana yaşattığı konforlu sürüş deneyimi ile aldığın keyfi zenginleştirebileceğin galeri ziyaretleri bir yana, muhtemelen uzun süredir severek takip ettiğin ancak bu kez çalışmalarını koleksiyonuna eklemek üzere farklı bir gözle inceleyebileceğin Türk ve yabancı çağdaş sanatçılara gelirsek… Burhan Doğançay‘ın kentlerin değişen yüzlerini ve bunun insanlardaki yansımalarını sorguladığı çalışmaları, Erol Akyavaş‘ın derinlik kavramını öne çıkardığı eserleri ve geleneksel hat sanatı ile minyatür alanlarından çeşitli alıntılara yer verdiği kompozisyonları, Devrim Erbil‘in eski dönem gravürlerini andıran İstanbul manzaraları ve Mehmet Güleryüz‘ün imgelerden beslenerek yarattığı, çoğunlukla tuval üzerine olan yağlıboya eserleri koleksiyonunu oluştururken seni ilhamla doldurabilir. Ritim ve hareketliliği çağrıştıran soyut resimleri ile Güngör Taner‘i de bu listeye mutlaka eklemek lazım. Bu önemli sanatçıların dışında, takip edebileceğin, desteklemek isteyeceğin onlarca genç sanatçı da var. Kendileriyle yukarıda önerdiğimiz galeriler aracılığıyla rahatça tanışabilirsin. Genç sanatçıların eserlerini biriktirmek, kendin ve Türkiye’de sanatın geleceği için yapacağın en doğru yatırımlarından biri olacak.

Ford Edge
Ford Edge

Koleksiyonunu oluştururken çalışmalarına yer vermek isteyeceğini düşündüğümüz diğer çağdaş sanatçılar; sıradan nesnelerin dev ve renkli reprodüksiyonlarını yaparak çağdaş sanata adeta yeni bir boyut getirmiş olan Jeff Koons, pop-art çalışmaları ve hiperrealist tabloları ile adını duyuran Richard Phillips, özellikle silikon ya da şişme heykelleri ve büyük yerleştirmeleri ile tanınan Paul McCarthy, metin ve şiirleri bir araç olarak kullanan çağdaş sanatçı Robert Montgomery, bugüne dek Paris, Londra, New York, Miami, İstanbul ve Seul gibi dünya kentlerindeki solo sergileriyle izleyici karşısına çıkan Jean-Paul Donadini, Turner Prize ödüllü Damien Hirst ve minyatür insan figürlerini sokaklarda ve açık alanlardaki mizansenlerde kullanması ile öne çıkan Slinkachu.

Bir sanat koleksiyoneri olarak sanat dünyasındaki güncel gelişmeleri süreklilikte takip ediyor olman da ayrı bir önem taşıyor. Evet, tüm galeri ve müzelerde bizzat bulunman mümkün değil ancak çağdaş sanat platformları ve uygulamaları sayesinde hepsi ile ilgili bilgi edinme şansın var. Takip ettiğin sanatçılardan ve galerilerden en güncel haberleri sana düzenli bildirimler ile ulaştıran Artsy, çağdaş sanat dünyasındaki yenilikleri video içerikleri ve liste formatındaki yazılarıyla öne çıkaran ArtReport, adından da anlaşıldığı üzere her gün seni sanat dünyasına özel bir gazete ile buluşturan ArtDaily ve ilgini çeken bir sanat eserinin fotoğrafını çektiğin anda sana sanatçı, başlık ve fiyat bilgilerini veren Magnus, bu platformlar ve uygulamalar arasında yer alıyor. Özellikle bahsetmek istediğimiz Google Arts & Culture ise, dünyadaki yüzlerce müzenin koleksiyonuna ve kamusal sanat eserlerine ulaşmana imkan sağlıyor olmasıyla fark yaratıyor. Bu koleksiyonlardan seçtiğin eserlerle kendi koleksiyonunu oluşturman ya da çeşitli dijital sergileri birebir gezmen de mümkün. 

Çağdaş Sanat Tutkunlarının Bilmesi Gereken Sanatçılar

Çevre ve toplum bilincinin ağır bastığı çağdaş sanat eserlerini daha yakından tanımak için öncelikle sanatçıları tanımamız gerekir. Ben de böyle düşünerek, çağdaş sanatçılar hakkında kısa ve keyifli bilgiler edineceğiniz bir yazı hazırlamaya karar verdim. Yazımın konukları arasında, Robert Montgomery’den Olafur Eliasson’a çok sayıda önemli isim ve genç yetenek yer alıyor. Gelin, başlayalım!

İlginizi çekebilir: ArtsyMagger’dan Çağdaş Türk Ressamlar

Robert Montgomery

Robert Montgomery
Robert Montgomery

1972, Chapelhall, İskoçya doğumlu Robert Montgomery, kavramsal sanat geleneğini sürdüren ve metin ve şiirleri bir araç olarak kullanan bir çağdaş sanatçı. Edinburgh College of Art mezunu Montgomery, billboard, güneş enerjisiyle çalışan geridönüşümlü malzeme, ahşap oyma, alev ve suluboya gibi farklı teknikler kullanarak yazdığı metinlerini tablo, iç mekan yerleştirmesi ve dış mekan yerleştirmesi olarak sergiliyor.

RM – Billboard
Robert Montgomery

Sanatçı, Hindistan’ın ilk bienali 2012 Kochi-Muziris Bienali’nde ülkesini temsil etmişti. New York, Berlin, Cenevre, Londra ve Paris’teki solo sergilerinin dışında dünya çapında birçok grup sergisine katılan Robert Montgomery’nin işlerine Contemporary Istanbul’da da rastlamıştık. Montgomery, yaşamını ve çalışmalarını Londra’da sürdürüyor.

Görseller: robertmontgomery.org

Jean-Paul Donadini

Jean-Paul Donadini
Jean-Paul Donadini

1951, Troyes, Fransa doğumlu Jean-Paul Donadini, güzel sanatlar eğitimini Troyes, Nancy ve Paris’te tamamladı. Son zamanlarda çeşitli sergi ve fuarlarda görerek, tuval üzerinde asılı duran boya fırçaları imgesiyle özdeşleştirdiğimiz sanatçı, üzerinde çalışmayı sürdürdüğü bu seriye Brosses arrêtées (Duran Fırçalar) adını veriyor. Donadini’nin aynı zamanda ahşap malzeme üzerine çeşitli malzemelerle popüler kültür ikonlarını resmettiği Gonflables ve Gonflables 2 serileri ve rujla boyadığı Lipstick Painting serisi ile de tanınıyor.

lipstick
Jean-Paul Donadini

Bugüne dek Paris ve birçok Fransız kenti ile Londra, New York, Miami, Chicago, Istanbul, Dubai, Seul, Singapur ve Hong Kong gibi dünya kentlerindeki solo sergileriyle izleyici karşısına çıkan sanatçı, yaşamına ve çalışmalarına Paris’te devam ediyor.

Görseller: jeanpauldonadini.com

Damien Hirst

Damien Hirst – Spot
Jean-Paul Donadini

Fotoğraf: Alex Hartley, damienhirst.com

1965 Bristol doğumlu Damien Hirst, 1984 yılında Londra’ya taşındıktan 10 yıl sonra, 1995’te çağdaş sanat dünyasının en önemli ödüllerinden olan Turner Prize’ın sahibi olmuş. 1991 yılında başladığı “Natural History” serisi, hayvan bedenlerini kullandığından halen çağdaş sanat dünyasının en çok tartışılan, en çok sorgulanan projelerinden biri. Sanatçı hayvanlardan eşyalara, ilaçlardan boyaya her şeyi vitrin ve camekanlara hapsettiği eserlerinin yanı sıra ‘spot paintings’ ve ‘spin paintings’ gibi serileriyle de tanınıyor.

Immortal – Damien Hirst
Jean-Paul Donadini

Fotoğraf: Prudence Cuming Associates, damienhirst.com

the immortal, 1997-2005: Damien Hirst’ün en çok tartışılan serisi olan “Natural History” serisinde koyun, zebra, inek gibi hayvanların yanı sıra en çok köpekbalıklarına rastlanıyor. Hirst, özel bir solüsyonla muhafaza ettiği gerçek hayvan bedenlerini cam vitrinin içerisine yerleştiriyor. Sanatçının bu serisinde yer alan eserlerin “sanat eseri” olup olmadığı da, milyon sterlinlerle ifade eden değerleri de başta hayvanseverler olmak üzere herkes tarafından tartışılan bir konu.

Slinkachu

Slinkachu_Tug of War_S
Slinkachu

Londra merkezli bir sanatçı olan Slinkachu, sokakları kullanan bir sanatçı olsa da kendisine bir sokak sanatçısı demek pek doğru olmaz. 2006’dan bu yana sürdürdüğü “Little People Project” ile ünlenen sanatçının bir eserini gördüğünüzde sonrakilerin ona ait olduğunu anında söyleyebilirsiniz.

Slinkachu – Branded
Slinkachu

Tren setlerinin içindeki minyatür insan figürlerini sokaklarda ve açık alanlardaki mizansenlerde kullanarak fotoğraflayan Slinkachu’nun küçük insanlarının duygularını, hissettiklerini ve hatta şiddet eğilimlerini görmek mümkün. “Little People Project”i hem bir sokak yerleştirmesi projesi hem de bir fotoğraf projesi olarak tanımlıyor sanatçı. Eserleri Londra, Viyana, Los Angeles, Antwerp, Dortmund, Manchester ve Philadelphia gibi kentlerdeki sergilerde sergilenen Slinkachu’nun satın alınabilir baskı ve kitapları da mevcut.

Görseller: slinkachu.com

Jeff Koons

Jeff Koons
Jeff Koons

1955, York, Pennsylvania doğumlu sanatçı Jeff Koons, balon hayvanlar gibi sıradan nesnelerin dev ve renkli reprodüksiyonlarını yaparak çağdaş sanata yeni bir boyut getirmiş en önemli isimlerden biri. Yaptığı eserlerde gizli bir anlam olmadığını dürüstçe söyleyen sanatçı, yıllardan beri sanat eleştirmenlerini ikiye bölüyor. Endüstride var olan “banal” objelerin eser olmadığını düşünen bir eleştirmen topluluğu bulunurken, diğer taraf Jeff Koons’un popüler kültürün dâhisi olduğunu düşünüyor. Farklı eşlerinden 7 adet çocuğu olan Koons, çalışmalarında çocuklarının oyuncaklarından ilham aldığını söylüyor. 12 Kasım 2013’te New York’ta bir açık arttırmada turuncu renkteki balon köpek (Koon’s Balloon Dog) 58.4 milyon dolara satılarak, “hayatta olan” bir sanatçı tarafından yapılan en değerli müzayede satışı rekorunu kırdı.

Jeff Koons – Bilbao
Jeff Koons

1997’de Guggenheim Vakfı tarafından Bilbao’daki Guggenheim Müzesi’nin terasına yerleştirilen balon laleler (Tulips) sanatçının en çok ilgi çeken eserlerinden biri. Koons, yaşamına ve çalışmalarına New York’ta devam ediyor.

Richard Phillips

Richard Phillips
Richard Phillips

1962, Massachusetts doğumlu sanatçı Richard Phillips, sanat dünyasının dışında, moda, medya ve film dünyasının ünlü isimleriyle yaptığı işbirlikleri sayesinde de popüler bir isim. Pop-art çalışmaları, hiperrealist resimleri, çizim ve tablolarında insanın pazarlanabilirliği, kimlik, cinsellik, arzular ve politika gibi konuları işleyen sanatçı son dönemde çektiği filmlerle de adını duyuruyor. Sanatçının daha önce hiperrealist tablolarında da birlikte çalıştığı Lindsay Lohan ve Sasha Grey gibi isimlerin de yer aldığı filmleri Venedik Bienali ve Art Basel fuarı gibi önemli etkinliklerde prömiyer yaptı. New York, Los Angeles, Londra, Münih, Köln, Zürih, Berlin, Hamburg, Dijon, Atina gibi şehirlerde solo sergileri düzenlenen sanatçının eserleri, aralarında San Francisco Modern Sanat Müzesi ve New York’taki Whitney Amerikan Sanatı Müzesi gibi önemli müzelerin de bulunduğu birçok koleksiyonda yer alıyor. Richard Phillips, yaşamına ve çalışmalarına New York’ta devam ediyor.

Paul McCarthy

Snail
Paul McCarthy

1945, Salt Lake City doğumlu sanatçı Paul McCarthy, sanat eğitimini California’da tamamladıktan sonra ABD’nin ve dünyanın en önemli çağdaş sanatçıları arasında yer edinmeyi başardı. Heykel, yerleştirme, video ve performans gibi alanlarda eserler veren sanatçı; özellikle silikon ya da şişme heykelleri ve çoğu zaman büyük bir odayı hatta daha geniş mekanları kaplayan büyüklükteki yerleştirmeleri ile tanınıyor. Cinselliği mizahi ve çarpıcı bir şekilde eserlerinin bir parçası haline getiren Paul McCarthy, Los Angeles’ta yaşıyor ve çalışmalarını sürdürüyor. Dünyanın önde gelen modern sanat müzelerinin kalıcı koleksiyonlarında yer alan eserlerinin yanı sıra, Münih, Rotterdam ve Londra’daki kamusal alanları süsleyen heykelleri de mevcut.

Olafur Eliasson

olafur eliasson by david harry stewart
Olafur Eliasson

1967, Kopenhag doğumlu Danimarka-İzlandalı sanatçı Olafur Eliasson; ışık, ısı, basınç ve su kullanarak yarattığı dev yerleştirmeleri, optik oyunlarla kurguladığı etkileşimli eserleri, doğayı ve doğa olaylarını taklit ettiği çalışmaları ve tematik fotoğraf serileri ile tanınıyor. Dünyanın farklı köşelerinde birçok kamusal alanda da eserleri bulunan Eliasson, sık sık ünlü mimarlarla ortak çalışmalara da imza atıyor. Eliasson, Londra’daki Tate Modern’ın içine yerleştirdiği güneş, Broklyn Köprüsü’ne yaptığı şelale ya da Aarhus’taki ARoS’un çatısına yerleştirdiği gökkuşağı gibi işleriyle konuşulmaya; bugüne kadar dünyanın birçok farklı kentinde gerçekleştirdiği sayısı 100’e yakın solo sergiye yenilerini eklemey devam ediyor. Sanatçı, yaşamını ve çalışmalarını Kopenhag ve Berlin’de sürdürüyor.

Andreas Gursky

andreas gursky – the rhine ii, 1999
Andreas Gursky

1955, Leipzig, Almanya doğumlu fotoğraf sanatçısı Andreas Gursky; dev ölçekli fotoğrafları ile tanınıyor. Özellikle 90’lardan beri özellikle iş dünyası ve turizm ile ilgili mekanlara odaklanan, buralardaki büyük yapıları ya da büyük kalabalıkları fotoğraflayan sanatçı, bir fotoğrafa sığdırdıklarıyla kapitalizm ve globalizmin sonuçlarını gözler önüne seriyor. Eserleri MoMA ve Tate Modern dahil dünyanın önde gelen modern sanat müzelerinin koleksiyonlarında bulunan Gursky son yıllarda Venedik, Şanghay, Sao Paolo ve Sydney Bienalleri’ne katılmış, Stockholm, Vancouver, Frankfurt, Basel, Münih, New York, Madrid ve Paris gibi şehirlerdeki müze ve galerilerde solo sergileriyle yer almış. Sanatçı yaşamını ve çalışmalarını Düsseldorf’ta sürdürüyor.

8 Kasım 2011 tarihinde New York’taki bir Christie’s müzayedesinde 4.3 milyon dolara satılan Andreas Gursky imzalı “The Rhine II” adlı yukarıda gördüğünüz fotoğraf, o güne kadar satılmış en pahalı fotoğraf olma özelliği taşıyor.

İlginizi çekebilir: Bahar Altay’dan Türk Çağdaş Sanatçılar