Ne için okunur, sorusuna her kitapsever kendince farklı bir cevap verir. Kimisi anlamak, kimisi kendini anlatabilmek için mesela. Ancak her şekilde sahip olduklarınızın ötesinde bir şeyler sunarlar size, tahmin etmeyi ya da bazen tahmin edilemez olmayı. Eğer bu soruya verecek bir cevabınız yoksa ve henüz sizi derinden etkileyen bir kitap bulamadıysanız metalarla örülü dünyada ruhunuza hiç dokunulmamış demektir. İçinizde bir yerde olan ve henüz hiç kullanmadığınız o şeyle henüz bütün olamamışsınızdır. Bu yüzden, sizi hayatınıza katacak daha çok şeyiniz olduğuna inandıran, umut ve motivasyon üzerine kitaplardan bahsetmek istiyorum bu kez.

Gerçek kitapseverler kitap okumanın ruhu üzerine bir ömür konuşabilirler. Çünkü güzel bir kitap, hayat boyu okuyabileceğiniz, okuyabildiğiniz her dönemde farklı cümleleri ve anlamları keşfedebileceğiniz bir sonsuzluk türüdür aslında. Nasıl gerçek mutluluk her zaman neşeli olmak değil, neşe ve hüzün arasında dengeyi bulabilmek demekse, kitaplarda da böyledir işte. Güzel olanı yalnızca umut ve mutluluk vereni değildir. Dengeyi yakalayabilenidir. Denge sanatı benim için bu şekilde!

Umut ve Motivasyon Üzerine Kitaplar

1. Dorian Gray’ in Portresi – Oscar Wilde

Kelimelerine aşık olunacak karakterler yaratmayı bilen harika bir eser. Kitabın alt metni ve yazarın kelimeleri, kötü karakterleri bile anti-kahraman yapacak kadar iyi. Atlanmaması gereken çok değerli bu klasik, karanlık tarafı göz ardı edilemeyeceklerden biri üstelik.

İlave öneri: Güzel bir klasik müzik ile birlikte okunduğunda heyecanlanmadan duramayacaksınız. (Mozart’ın Requiem-Lacrimosa’sı neden olmasın!)

Satın almak için tıklayın.

2. Martin Eden – Jack London

Kitaplarla ve okumanın gücüyle ilgili beni en çok etkileyen hikaye kesinlikle Martin’in hikayesidir. Toplumdaki düşük bir sınıfa mensup Martin’in, dönem İngiltere’sindeki sınıf farklarını daraltmaya çalışırken yaşadıkları ilham verecek cinsten. Yetiştiği çevre nasıl olursa olsun Martin’in duygusal derinliğini, Jack London’ın anlatımı ile sevmemek mümkün değil. Vazgeçmek/vazgeçmemek, emek vermek, çok sevmek üzerine karakterleri ince ince işleyen bu romanı klasikler arasında arka sıralarda unutanlardansanız hemen okuma listenize eklemelisiniz!

Satın almak için tıklayın.

3. Saatleri Ayarlama Enstitüsü – Ahmet Hamdi Tanpınar

İsmiyle bile sizi etkileyen, merak dolu, çok farklı bir kitap Saatleri Ayarlama Enstitüsü. Olay örüntüsü ve bildiğiniz tüm Cumhuriyet dönemi hikayelerinden çok daha farklı bir hayal gücü ile bezeli olması kitaba duyduğunuz saygıyı arttırıyor. Tanpınar, kitabın her bölümünde gerçek bir edebi eser yaratıyor. Dönem dönem açılıp tekrar okunması gereken, Türk edebiyatının bu çok değerli örneğinin İngilizce versiyonunu da hem yurt dışında hem de ülkemizdeki kitapçılarda sıklıkla görmek gurur verici. Okumanız gereken, ertelememeniz gereken bir kitap.

Satın almak için tıklayın.

4. Sırça Fanus – Sylvia Plath

Sylvia Plath’in kendi özyaşam öyküsüyle bağlantılar kurarak yazdığını düşündüğüm ve hazin sonu bildiğim için beni derinden etkileyen kitaplardan biridir Sırça Fanus. Dünyanın hassas kalpler için cehennem olduğunu bilenler, kendi cam fanusları içinde bunun daha da farkına varırlar böyle kitaplarla. Yazarın çok dokunduğu, hayatına çok dokunmasına izin verdiği kitaplar bu nedenle beni çok etkiler, o metaforları nihayetinde anlamış olursunuz çünkü. Çok dokunaklı ve çok gerçek bu kitabı en çok da hayata sıkı sıkı sarılmak için okumak lazım belki de.

Satın almak için tıklayın.

5. Körlük – Jose Saramago

Distopik bir kurgu üzerinden en büyük korkularımızı yaşatan Körlük, Saramago’ nun kült olmayı hak eden ürkütücü romanı. Karanlığa değil aydınlığa gömülerek kör olma felaketi üzerinden bir ülkede yaşananları anlatan ve bu hikaye üzerinden toplum çözümlemesi yapan bir başyapıt. Verdiği mesaj bakımından “Sineklerin Tanrısı“na benzetilebilecek bu kitaptan sonra devamı niteliğindeki “Görmek” de şans verilebileceklerden.

Satın almak için tıklayın.

6. Günden Kalanlar, Beni Asla Bırakma – Kazuo Ishiguro

Yazarın daha önce Günden Kalanlar’ını okuduğumda, İngiltere kırsalında eski kahyalık kültürüne özlem duyan kafası karışık bir yardımcının gerçekleştirdiği seyahati esnasında anılarına yaptığımız yolculuktan çok memnun kalmış, yazarın Japon asıllı olmasına kanarak farklı bir anlatım beklerken fazla İngiliz üslubuna şaşırmıştım. Kitabın dilinin yalın ve öykünün işleniş biçiminin çok naif oluşu Ishiguro’nun ikinci bir kitabına daha şans verme isteği doğurmuştu bende. Beni Asla Bırakma ise, aslında kısmen fantastik bir gerçeklik üzerine kurulu, konusu itibariyle oldukça etkileyici bir kitap olarak beklentimin de üzerine çıktı. İlk kitap kadar incelikle işlenen kitaptan çok etkilendiğimi itiraf etmem gerek. Bir organ bağışçısı yetiştirme yurdunda yaşayan bir grup arkadaşın, yaşadıkları gerçek-dışı/ürkütücü kaderin gölgesindeki aşkların, kırgınlıkların, umutların çok güzel bir anlatımı… Sonradan filminin de çekildiğini öğrendiğim kitabın hakkını vermek, okumak lazım. Ben de en kısa zamanda başrollerinde Keira Knightley, Carey Mulligan ve Andrew Garfield gibi isimlerin yer aldığı filmine şans vereceğim.

Satın almak için tıklayın.

7. Kalpaklılar – Samim Kocagöz

Kurtuluş Savaşı’nı ve savaşın acımasız yüzünü çok güzel, çok etkileyici anlatan kitaplardan biri Kalpaklılar. Okurken insanı kah duygulandırlan, kah gururlandıran bu kitabı okumak, her evde bulundurmak lazım bence. İlk bölümlerde biraz zor geçen ve ağır okunan sayfalar sizi yanıltmasın, sabrettiğinizde ve okumaya devam ettiğinizde aslında çok gerçek, tanıdık hikayelere şahitlik edecek, kitaptan çok etkileneceksiniz.

Satın almak için tıklayın.

8. Doppler –  Erlend Loe

İsveçli Erlend Loe, esprili, sarkastik, dönem ihtiyaçlarını sorgulayan eğlenceli bir kitapla buluşturuyor sizleri. Anlatımı fazlasıyla akıcı, keyifli bu kitap okurken dinlendirenlerden aynı zamanda. Yorucu kitaplardan sonra bu şekilde kolay okumalıkları araya sıkıştırmakta fayda var bence. Bu kitap da bu türün iyi bir örneği. Hatta yazarın Naif, Süper kitabı da bundan sonra şans verilebileceklerden. İsveç edebiyatına da bu şekilde giriş yapmış olmak fena fikir değil.

9. Acı Çikolata – Laura Esquivel

Bu kitabı anlatmanın en güzel yolu, kapağındaki ifadeleri kullanmak bence. İçinde yemek tarifleri, aşk öyküleri, kocakarı ilaçları bulunan roman. Gabriel Garcia Marques’ in Yüz Yıllık Yalnızlığı’ndan beri çok sevdiğim “magical reality” etkisi, Meksikalı yazarı da etkilemiş olacak ki, bu kitapta da devam ediyor. Okunası, heyecan verici bir tür.

Satın almak için tıklayın.

10. Büyük Umutlar – Charles Dickens

Ah Pip! Kitabı bitirdiğimde aklıma ilk gelen cümle buydu. Anlatırken de aklıma gelen bu. Uzun bir kitap olmasına rağmen hikayenin bütünlüğü, karakterin doğru analizi, gerçek bir Viktoryen dönem eseri oluşu nedenleriyle okurken hiç yormayan bir roman Büyük Umutlar. Pip’ in hikayesini anlatırken Dickens adeta bir başyapıt ortaya çıkarmış.

Satın almak için tıklayın.

11. Yalnızız – Peyami Safa

Türk yazarlardan bende en etki yaratanlarından biri hiç kuşkusuz Peyami Safa’dır. Hemen her kitabı kütüphanemin en değerli parçasıdır desem abartmış sayılmam. Bilinç akışı tekniği kullandığı ve sizi karakterle birlikte düşünür kıldığı için kitapla aranızda bir bağ kurmanız çok muhtemel. Şans vermediyseniz Matmazel Noraliya’nın Koltuğu’ndan ya da daha iyisi Yalnızız’dan başlamanız harika olacaktır.

Satın almak için tıklayın.

12. Hygge, Lykke – Meik Wiking

Hakkında çok yazılan, konuşulan kitaplar serisi. Benim de daha önceki “İskandinav ve Uzakdoğu Mutlu Yaşam Sırları: Hygge, Lykke, Lagom, Ikigai” konulu yazımda bahsettiğim şekilde, mutluluk, ilham, motivasyon garantili kış okumalıkları.

Hygge’i satın almak için tıklayın.

Lykke’yi satın almak için tıklayın.

13. Çoluk Çocuk – Patti Smith

Bazı kitapları okuyun diye öneride bulunmak iki çarpı iki, dört eder demekle aynı anlama gelse de, bu listede kesinlikle yer alması gerekenlerden biri Çoluk Çocuk. Çünkü bazı kitaplar vardır, gerçek olmaları sizi her cümlede daha çok etkiler. Hayaller ve gerçekler arasında bir köprü kurulabileceğini gösterir. Bu, işte o kitaplardan biri. Çok etkileyici ve çok gerçek bir anı kitabı. Adeta bir döneme şahit olmanızı sağlayan bir şaheser.

Satın almak için tıklayın.

14. Görünmez Canavarlar – Chuck Palahniuk

İlk olarak üniversitede yeraltı edebiyatına merak sardığım günlerde okuduğum, geçmişte okuduğum kitapları farklı olgunlukta yeniden okuma hedeflerim çerçevesinde geçtiğimiz sene bir kez daha kapağını açtığım Chuck Palahniuk kitabı. Dövüş Kulübü kadar popüler olmayan ama en az o kadar vurucu olan bu kitap; yargılarımızın, estetik kaygılarımızın, doğru sandığımız gerçeklerin, yataktan yeni kalkmışken midemize yediğimiz yumruğun hikayesi. Kesinlikle üniversitedeki kadar kolay okumadığım, bence çok da sert olan Görünmez Canavalar, farklılık sevenler için birebir.

“Bana tarafsız varoluşçu can sıkıntısı ver.

Flaş.

Bana başa çıkma mekanizması olarak başıboş entelektüalizm ver.

Flaş”

Satın almak için tıklayın.

15. Kırmızı Pazartesi – Gabriel Garcia Marquez

Marquez’ i okuyup da sevmeyen görmedim pek. Kırmızı Pazartesi de bu geleneği bozmuyor. “Sonu baştan belli bir kitap ancak bu kadar ilgi çekici olurdu.” dedirten gerçek bir usta Marquez. Öldürülecek bir adamın son bir kaç saatini anlatıyor. Çok etkileyici toplumsal bir çözümleme niteliğindeki bu kitap da listede olmalı.

Satın almak için tıklayın.

Kitapların-şansına-ve-gücüne-inananlar-kulübü olarak kendi içinde fark yaratmak isteyenler için küçük önerilerde bulunmak istedim. Bulmak isteyen bir aklın doğru soruları sorduğu sürece yanıtları bulabileceğine inanmak yeterli çünkü. Hayatı boyunca kelimelerle heyecanlanan biri olarak, farklı tür ve yazarlardan seçtiğim bu kitapların bir etkisi olduğuna inanıyorum. Çünkü bazen mutlu olmak için çok da farklı şeyler yapmaya gerek yoktur. Hep önünüzde olan şeylere bir şans vermeniz gerekiyordur belki de. Şans neden kitaplardan biri olmasın değil mi?

Herkese bol keşifli günler 🙂

İlginizi çekebilir: “Kendinizi Tanıyın: Okumanız Gereken Kişisel Gelişim Kitapları