Amatör olarak da olsa yıllardır çello çaldığım ve çelloyu çok sevdiğim için bu alandaki pek çok müzisyenin tarzına aşinayım. Çellist ve besteci Zoë Keating onlar arasında favorilerimden biri ve tekniğiyle bence en eşsiz olanı. 27 Eylül’deki Salon İKSV konserini duyduktan sonra ona röportaj teklif ettim. Yoğun zamanında kabul ettiği ve kısa sürede sorularımı cevapladığı için ona çok teşekkür ederim. Umarım siz okurlarla da konserde görüşürüz, iyi okumalar!

[Please scroll down for the English version.]

zk_by_chasejarvis2
Röportaj: Çellist Zoë Keating’le Keyifli Bir Söyleşi

En klişe sorudan başlayalım. Sanatınız ve tekniğiniz açısından kendinizi kısaca nasıl anlatırsınız?

Sanat kariyerinin başlarında, henüz daha tanınmıyorken, müziğinizi diğer insanlara anlatabilme kabiliyetiniz gerçekten çok önemli oluyor. İçinde yaşadığımız teknoloji dünyasında yapacağınız bu tanıtım aslında sizin “asansör konuşmanız” gibi; yani insanlara kendinizi en kısa sürede, en etkileyici ve doğru şekilde nasıl anlatacağınız bu sorunun cevabına bağlı. Tam olarak ne yaptığımı düzgünce anlatmayı hep denedim ama hiç başarılı olamadım. Zaman içinde müzik endüstrisindeki çeşitli insanlardan bana yardım edip tarzımı benim yerime açıklamalarını istedim ama hiçbir terim gerçekten kalıcı olmadı. Ben de bir anda daha fazla denemeyi bıraktım. Eğer bununla ilgili bir fikrin varsa bana söyleyebilirsin…

Bunlardan sonra diyebilirim ki, amacım hislerimi anlatabilecek ve hem bende hem dinleyenlerde bir duygusal boşalma yaratabilecek bir müzik yapmak. Bunu bir çelloyla ve aynı anda ayağımla kontrol ettiğim bilgisayarımla canlı müzik üreterek başarıyorum. Çellonun tınısını çok seviyorum, onu kendi sesimmiş gibi hissediyorum, bu yüzden onu parçalara ayırma, yankı yaratma gibi özellikler dışında çok da fazla değiştirmemeye gayret ediyorum.

zk_by_chasejarvis1
Röportaj: Çellist Zoë Keating’le Keyifli Bir Söyleşi

Bazı kişilerin sizi “avant çellist” olarak da nitelendirdiklerini ama aslında bunun da hiçbir şey ifade etmediğini söylemişsiniz. Ben de türleri ayırt etme konusunda çok kötüyüm ama aynı zamanda insanların müziğinizi enstrümental popla da eşleştirdiğini gördüm ve tarzınızı düşündüğümde bu hiç aklıma gelmemişti. Pop ile parçalarınızın ilişkisini siz nasıl anlatırsınız?

Radiolab’dan Jad Abumrad bana “kuantum çellisti”sin diye espri yapmış, başka bir arkadaşım da “avant çellist” olduğumu söylemişti. İki terimi de tarzımı anımsattığı, insanları merak ettirdiği için ama aslında hiçbir anlama gelmedikleri için seviyorum, böylece nasıl çalacağım hakkında çok seçeneğim oluyor. Kısıtlayıcı bulduğum için kendimi müzikal sınıflandırmalara bağlı bırakmıyorum.
Bence müziğimde popun da yeri var çünkü basit ve tek bir ana fikrin olduğu kısa parçalar oluşturmayı seviyorum, işte bu da bence pop şarkılarının doğasında olan şey: verimli bir biçimde, filtrelenmeden anlatılan tek bir fikir.

zk_by_paultrapani_standing_small
Röportaj: Çellist Zoë Keating’le Keyifli Bir Söyleşi

Yazınız müzik üretimi açısından nasıl geçti? Blogunuzda okuduğuma göre birkaç şarkılık bir albümü yakın zamanda çıkartmayı düşünüyormuşsunuz, ne zaman dinleyebileceğiz? Ayrıca bulunduğunuzdan yerden çok uzak bir yere bugünlerde taşındığınızı duydum, yakın zamanda taşınma stresini yaşayan birisi olarak iyi şanslar dilerim…

Dürüst olmak gerekirse, yazım müzik yaratmak açısından kötüydü. Eşim vefat ettiğinden beri oğluma – tahmin edersiniz ki onun bana herkesten daha çok ihtiyacı var – iyi bir anne olmak ve müzik kariyerime devam etmek arasındaki dengeyi yakalamakta zorlanıyorum. Bütün yazı okulu tatilde olan oğlumla geçirdim. Son on yıldır Kuzey Kaliforniya’da neredeyse bir ormanın içinde yaşıyorum ve burayı seviyorum ama çok izole oluyor. Bu yıl bir değişiklik yapmam gerektiğine karar verdim ve evimden 3000 mil uzağa, Vermont’ta kardeşimin evinin yakınına taşınıyorum. Evi geçen hafta buldum (Ağustos sonları), bir hafta önce taşındık ve oğlum yeni okuluna üç gün önce başladı. Aile desteğinin müziğime daha çok yoğunlaşmama izin vereceğini hissediyorum çünkü birkaç yıldır bu konuda bir gelişme olmaksızın bir nevi bekleme sürecindeydim.

İstanbul’da canlı çalacağım üç yeni parçam var, hepsi kaydedildi ve diğer işlerimin üzerinde de daha önce çalışan arkadaşım Mikael Eldridge’nin (Count) elinde post-production sürecinden geçecekler. En son Tycho albümünün prodüksiyonunu yaptı ve bu yıl onlarla turnede olacak. Umuyorum ki yakın zamanda benimkileri dinleyebileceğiz.

zk_by_bibiana
Röportaj: Çellist Zoë Keating’le Keyifli Bir Söyleşi

27 Eylül’de İstanbul’da İKSV’ye konuk olacağınızı duyup çok sevindim. Bu sizin ilk Türkiye konseriniz değil mi, Türkiye’de konaklama şansınız da olacak mı? Türk izleyiciler veya genel olarak Türkiye’ye dair bir beklentiniz var mı? Konserin ne kadarı doğaçlama, ne kadarı asıl parçalarınızdan oluşacak?

İstanbul’daki performansım için ne kadar heyecanlı olduğumu size anlatamam. Çok, çok uzun zamandır ziyaret etmek istediğim bir yerdi İstanbul. Şehiri umuyorum ki liseden tanıştığım bir arkadaşımla gezeceğim. Konser yaklaşık 90 dakika olacak ve albümlerimden bestelerle birlikte yeni doğaçlamalar da içerecek. Şarkılar yıllar içinde, aynı benim değiştiğim gibi, değişim gösterdi ve her performans akşamında birazcık daha farklı oluyorlar. İzleyicinin enerjisinden de ilham alıp ona göre hareket ediyorum; bu nedenle hiçbir zaman net bir beklentim olamıyor. Eğer her şey yolunda giderse, duygusal olarak arınacağımız katartik bir müzikal yolculuğa çıkacağız beraber.

Birkaç yıldır müziğinizi takip eden biri olarak Türkiye’deki çelloseverlerin sizi çoğunlukla bildiğini ve tutkuyla dinlediğini görüyorum ancak yine de genel olarak çello, batı tarzı çalış stili ve hele ki sizin tekniğiniz bize yabancı olduğundan çok çabuk fark edilebilir bir grup olmadığımızı söyleyebilirim. Sizin de Türk takipçilerinizin hakkınızda ne düşündüğünü pek bilmediğinizi tahmin ediyorum o yüzden size Ekşi Sözlük’ten birkaç tane fikri iletmek istiyorum: “Onun kafasını bir gün de olsa yaşamak isterdim.” ,“Müziği, davranışları ve görünümüyle tamamen özgün”, “müzik geek”. Ayrıca Youtube yorumlarının bazılarında insanların müziğinizi Philip Glass’ın tarzına yakın bulduğunu da gördüm… Bu yorumlara dair ne demek istersiniz?

Bunlar harika, bana ilettiğin için teşekkür ederim. Yapmayı sevdiğim işten hayatımı kazanabildiğim için çok memnunum. Daha önce hiç gelemediğim ülkelerdeki insanların müziğimi duymuş olmasından onur duyuyorum, bunu hiçbir zaman hafife alamam!

Müzikle anlatmak istedikleriniz, bir hikaye akışı gibi düşünebiliriz örneğin, yayımladığınız üç albüm ve şu an çalıştığınız albüm boyunca nasıl evrildi?

Herhangi bir sanatçı gibi ben de sadece anlaşılmak istiyorum galiba. Müzik benim için kelimelerle anlatamadığım şeyleri söyleme şeklim, o yüzden hayatıma dair herhangi bir şeyden ilham alabilirim gerçekten. Ben değiştikçe müziğimin de değişecek olduğunu biliyorum ama bazı şeylerin hep aynı kalacağını da düşünüyorum. Örneğin, performanslarım sırasında her bir şarkı bir yaşam gibidir. Her biri güzel, özgün, güçlü ama kırılgan ve tamamen duygu doludur. Her bir şarkımın doğup büyüdüğünü, zenginleşip er ya da geç sonlandığını görürüm, aynı bizim gibi. İşte bütün bunları böyle özetleyebilirim…

Zoë Keating
Röportaj: Çellist Zoë Keating’le Keyifli Bir Söyleşi

Bütün parçalarınız beni anlatmamın zor olduğu derin düşünce ve duygulara yöneltiyor ama aralarından “Fern” benim için bir şekilde daha özel. Onu İstanbul konserinde dinlemeyi çok isterdim. Fern’i nasıl yarattığınızı, çalarken aklınızda ne olduğunu paylaşır mısınız?

Fern yeni bebeği olan yakın bir arkadaşım için oluşturduğum bir besteydi. Genelde onu canlı olarak da çalıyorum, İstanbul’da da çalacağım 🙂

Bestelerinize hiç söz yazmayı düşündünüz mü diye soracaktım ki, bir konserinizde “Optimist”i çalmadan önce dinleyicilerinize “İçinizdeki sesi kullanarak kendi sözlerinizi yazıp söyleyebilirsiniz.” demişsiniz. Siz aklınızda sözler üretiyor musunuz parçaları yaratırken?

Söz yazmak konusunda inanılmaz derecede kötüyüm ve dinlerken de genelde onları duymuyorum. Melodileri ve kalıpları hatırlıyorum; ama sözleri asla. Bence beraber çalıştığım her şarkıcıyı söyledikleri şarkıların sözlerini hatırlayamamakla gıcık etmişimdir, onların üzerine çellomla kayıt yapıp her gece beraber sahneye çıksak bile.

19 Şubat 2015’te kaybettiğiniz eşiniz Jeff Rusch’ın hayattayken sizi müzik kariyerinize devam etmenize dair motive ettiğini ve müziğinizi yaymanızı desteklediğini söylüyorsunuz. Eminim bir şekilde hala yardımcı oluyordur… Ayrıca onun vefatından sonra beste üretmeye devam etmekte sorunlar yaşadığınızı, sadece diziler vs. için bir şeyler üretebildiğinizi ancak kendinize dair yeni bir şeyler anlatmanın zor olduğunu söylüyordunuz… Çalıştığınız odaya girip başlamak mı daha zordu yoksa başladıktan sonra bitirmek mi?

Jeff’ten sonra nasıl bir insana dönüştüğümü öğrenmeye hâlâ devam ediyorum. 18 yıl beraberdik, o yüzden büyük ihtimalle yapacağım her şey onunla yaşadıklarımdan etkilenmeye devam edecektir. Ölüm bir hayatı bitiriyor ama bir ilişkiyi bitiremiyor. Düşünüyorum da sanırım çoğu insan onun ölümünden sonra hemen stüdyoya girmemi ve onun kaybıyla bu şekilde başa çıkmamı bekliyordu ama böyle olmadı. Bir şekilde sürekli bir şok içerisindeydim ve muhtemelen bu beni insanların davranışlarımı tahmin edemediği yüksek kapasiteli bir robota dönüştürüyordu. Geçtiğimiz seneden beri bu şok azalmaya başladı ve içimde müzik yapabilmeye dair alan yine genişledi. Dinleyicilerim bu zor dönemi aşmamı bekledikleri için onlara karşı teşekkür borçluyum, şükran doluyum…

Zoë Keating
Röportaj: Çellist Zoë Keating’le Keyifli Bir Söyleşi

Zoë Keating’i bu sayfalardan takip edebilirsiniz:

Websitesi | Facebook | Soundcloud | Twitter | Instagram | Tumblr | Youtube

***

Even as an amateur, since I am playing cello for years and I love it so much, I am familiar with lots of musicians working mainly with the cello. Cellist and composer Zoë Keating is one of my favorites and I think a unique one by her technique. After getting the news that she will be performing on 27th of September in Salon İKSV (Istanbul Foundation for Culture and Arts) I asked her for an interview. I am so happy that she accepted my offer and answered my questions rapidly, during her busy period of moving to another city. Thank you so much, Zoë!

Ticket sales for the concert continue (while I am writing these on 8th of September) and I am looking forward to seeing her.

Let’s start with the most cliché question. How do you describe yourself as an artist and your technique in a summary?

Early on in an artist’s career, when you’re unknown, it’s really important to be able to describe your music to other people. In the world of tech, it would be called your elevator pitch. I kept trying to neatly describe what I do but I always failed. Over time I’ve asked people in the music industry to please, help describe it for me, but nothing has really stuck. Eventually, I stopped trying. If you think of anything, let me know!

That said, my goal is to create a kind of musical texture/atmosphere/catharsis that expresses how I feel. I accomplish this live with a cello and a foot-controlled laptop. I love the sound of the cello, I feel like it is my voice, so try not to change the sound beyond chopping it up and adding reverb.

You told that people associate you with the term “avant-cellist – which means actually nothing” which I think the same because I am terrible at recognizing genres especially if the music is complex. But I also saw that it is associated with instrumental pop which I would never think about your style, so how would you describe your pieces with their relation to pop genre?

Jad Abumrad from Radiolab joked that I was a “Quantum-cellist” and another friend of mine said “Avant-cellist”. I like both terms because they are evocative and make people curious but mean essentially nothing, so then I have a lot of room to play. I’m not fond of musical genres because they feel limiting. I feel like I’m more of a visual artist, making lyrical expressionist landscapes. I think there is an element of pop in my work because I enjoy making short pieces that have only one idea in them, which is what I think pop songs are: one idea, efficiently expressed without a filter.

How was your summer in terms of creating music and in general? I read you finished a piece and you are planning to create an EP. When will we be able to listen to it? You showed us the unfinished piece “Forte”, which I love, is it done completely now? (I also read that you are moving to another city, good luck about that 🙂 )

I’ll be honest, my summer was lousy for making music. Since my husband died I’ve struggled to find a balance between being a career musician and being a mother to my son, who as you can imagine needs me more than ever. I’ve spent the entire summer being with him while he was on his break from school. For the last decade, I’ve lived in the forest in Northern California and I love it there but it is very isolating. This year I decided I need to make a change so I’ve been looking for a house near my sister, 3000 miles away in Vermont. I found one last month, we moved here one week ago and my son started a new school 3 days ago. I’m hoping that the support of family will allow me to focus on music more since I feel like I’ve been in a holding pattern for a few years.

That said, I do have 3 new songs that I’ll be playing live in Istanbul. They are all recorded and waiting for a post-production pass from my friend Mikael Eldridge, aka “Count”, who’s worked on all my other material. He produced the latest Tycho album and has been on tour with them this year. Soon, I hope.

I am very happy to learn that you are coming to Istanbul at 27th of September. It is your first Turkey concert. Do you have any expectations about Turkish audience or Turkey/Istanbul in general? What do you think about this concert’s plan, how much will it consist of your songs from albums and how much will it be improvisations? Will you be able to stay in Istanbul and explore the city a bit?

I can’t tell you how thrilled I am to be performing in Istanbul. It’s a place I’ve wanted to visit for a long long time! I’ll be able to stay for a couple days and I hope to visit with a Turkish friend from high school who was in my town as an exchange student. As for the concert, I play for about 90 minutes, songs from all my albums, and new things. The songs have morphed over the years, they change as I change, and they are always a little bit different each night. I definitely react to and am inspired by the energy of the audience. I never know what to expect.  If all goes well, we will go on a cathartic musical journey together.

As an amateur cellist who listens to your pieces for a few years and follows your journey, I see that people from Turkey who are interested in cello knows about you and passionately listens to you, but since cello/ western classical music do not fit into our culture so much and the instrument is usually described with Eastern sounds & techniques of playing it, I think your fans in Turkey is not the kind of easily recognizable group and so you probably do not aware much about their thoughts. Thus I will translate a few things people told about you on a popular online urban dictionary (eksisozluk):  “I would like to have her mood/style of thinking for a day in my life”, “The musician who completely becomes one with the desire of producing/creating”, “completely unique with her music, behaviors, and appearance”, “music geek”… What do you think about these? I also saw that, among Youtube comments, people associate your music with Philip Glass’ too…

That’s amazing. Thanks for telling me. I’m very grateful that I’m able to make a living doing what I love. I’m incredibly honored that people in countries I have never visited have heard my music. I will never take it for granted!

How do the things you want to express by music change through 3 albums and the upcoming one? Like a story, maybe…

I suspect that like any artist, I just want to be understood. Music is a way to say things that I can’t say in words, so really all of life is my inspiration. I’m sure that as I change, my music will change but there are some things that stay constant. For example, when I’m performing, it’s like each song is a life. Each is beautiful and unique and strong and fragile and full of feeling. I see each song born, grow, thrive and eventually come to an end, just like us. That’s what this is all about.

All of your pieces are making me having deep thoughts and emotions which I can’t express even what they are but Fern is somehow a bit special to me. (I would love to listen it live in Istanbul!)  What was in your mind while creating it?

Fern was a song I wrote for a close friend who was having a baby. I usually play that one live, so I will in Istanbul 😉

While I was going to ask “Have you ever thought about writing lyrics for your pieces?”, I read that in a concert you told “Feel free to make up your own lyrics and sing along — in your head. Use your inside voice.” before playing Optimist. Does your mind sometimes create some lyrics while composing?

I am so incredibly useless at writing lyrics and I just don’t hear them. I remember melodies and patterns but never the words. I think I’ve annoyed every singer I’ve worked with by not being able to identify the lyrics of their songs even if I’ve recorded on them and performed them night after night.

You told that your husband Jeff encouraged you a lot to compose music and spread what you have done across the world. I think he may still help in some way… You also told that you had difficulties about continuing to create music about your own life other than for series etc., after your loss. What was the most difficult thing about it? Coming into the room and start to play or finishing a record?

I’m still learning what kind of person I am post-Jeff. We were together for 18 years so most likely everything I do will continue to be influenced by him. Death ends a life but not a relationship. I think a lot of people expected me to go into the studio immediately after and work through his death with music, but that didn’t happen. For one thing, I was in a bubble of shock that made me probably look like a high functioning robot. It took all my energy to get through each day and to focus on making our son okay. Over the last year, the edges of my bubble have begun to melt and I’ve started feeling the spaciousness I need to make music again. I’m very very grateful that any of my listeners have waited for me to get through all this…

You can follow Zoë Keating on:
Website | Facebook | Soundcloud | Twitter | Instagram | Tumblr | Youtube