Tahmin ediyorum ki aranızda Amin Maalouf’ un herhangi bir veya birkaç kitabını okuyan arkadaşlarım vardır. Amin Maalouf dendiğinde Lübnan asıllı olmasından Haçlı seferleri, Osmanlı, Orta Doğu, İslamiyet, Hristiyanlık, Yahudilik gibi birçok kültür ile harmanlanmış bir edebi kişilik, bir yazar görüyoruz karşımızda. Yapı Kredi Yayınları ile dilimize kazandırılan birçok kitabı beğeni ve coşkuyla karşılanmış olan yazar ile benim ilk tanışmam Ölümcül Kimlikler adlı deneme kitabı ile oldu ve böylece hayatımda yeni bir dönem başladı….

amin maalouf
maalouf – olumcul kimlikler

Bahsettiğim üzere Ölümcül Kimlikler ile tanıştığım üstad, aslına bakarsanız çağımızın büyük bir sorunu olan aidiyet konusu ele alıyor kitabında ve mükemmel anlatım gücü ile bizlere sunuyor.

maalouf – dogudan uzakta

Amin Maalouf’un kökenlerinin bu coğrafyaya ait olması en büyük avantaj bence. Hem kendisi çok yakından bildiği bir coğrafyayı roman haline getirerek belirli bir kronolojiye bağlı kalarak bizlere aktarıyor, biz okuyucular da böyle bir şahsın ortaya koymuş olduğu eserlerinde bölgemize ait tarihi keyif alarak ve sıkılmadan okuyabiliyoruz.

maalouf – dogunun limanlari

Doğunun Limanları, Semerkant ve Doğudan Uzakta … bu üç kitabı Semerkant ile okumaya başlayarak Doğunun Limanları ve Doğudan Uzakta sırası ile okumanızı tavsiye ederim. Anlatım bütünlüğü ve devamlılık açısından ustaca ele alındığını kesinlikle söyleyebilirim. En önemlisi okuyucuları sıkmamak adına konuların ustaca işlenmesinden bahsetmişken bir örnek vermek istiyorum:

maalouf – semerkant

Semerkant romanında 1072 yılında Ömer Hayyam ile başlayan bir serüven ile birlikte Hasan Sabbah ve Selçuklu dönemi de asıl konu içerisine harika bir şekilde işlenmiştir. Devamında Titanic’in batması ile tamamlanan serüven içerisinde  18-19 yy.lara ait doğu ve batının durumu, medeniyetler savaşı, değişim rüzgarları da yer almıştır.

Yazmış olduğu librettolar ve Işık Bahçeleri hariç tüm eserlerini okumuş olan bir okur olarak siz dostlara mutlaka okumanızı tavsiye ederim…

İyi okumalar!