Işık Festivali’nin göz alan şaşaası, ya da bir ay sonra ışıltılı, eğlenceli yılbaşı süslerinin eşlik ettiği dev bir yılbaşı ağacı arasından, dünyaca ünlü müzikal, tiyatro afişlerini geçerek girdiğiniz küplerde, sizi dünyanın derdi karşılayabilir… Biraz önce ışıklar önünde gülümserken, az sonra karanlık bir küp içinde, içinden renkli fakat tamamiyle dramatik, çocukların oynadığı plastik topların çıktığı siyah bir ceset torbasına bakarken bulabilirsiniz kendinizi. Çünkü dünya böyle bir yer… Bizi aldatan ışıklar içinde, dramların yaşandığı umarsız bir felaket merkezi.

Kaçınız Suriyeli mültecilerden şikayet etti, ya da kaç kişiyi şikayet ederken duydunuz? “Hep sokaklardalar, rezalet…” “Ay her yerdeler şekerim, yüzlercesi!” Avrupa Birliği “umutlarımızı yeşerten” tutmayacağı sözlerle tampon bölge olalım diye rüşvet vermeye çalışır, Macaristan sınırında bir muhabir, sınırı koşarak geçmeye çalışan kucağında küçük çocuğu olan babaya çelme takar düşürür… İstenmeyen insanlara kötü davranmaya, onları iteklemeye herkesin hakkı vardır…

Mülteci olmak tercih değildir!” diyor Manolya Çelikler, “kendine ait bir oda”ya yerleştirdiği Help serisini anlatırken. Haritalardan oluşturulan zarflar ve gemi üzerinde “Help” işlemeleri olan çalışmada, Çelikler ülkesini ve sevdiklerini bırakıp savaştan, zulümden, tecavüzden ve ölümden küçücük bir gemi ye binlercesi sıkışarak kaçmaya çalışan, gittiği ülkede aylarca gözetim altında kalan, merkezlerde yaşayan , yabancı olduğunu ve istenmediğini iliklerine kadar hissedip devam etmek zorunda kalanları anlatıyor.

manolya

Çocukken eskiden güvenlikli olan sokaklarda oynar, tekerlemeler söylerdik. En büyük derdimiz buydu; “Bunu söyleyebilecek misin bakalım?!: Kırk küp kırkının da kulbu kırık küp!” Ahmet Rüstem Ekici, tekerlemeler söylemek yerine karaya vuran çocukların hikayelerini anlatıyor. Ekici, kendi kapkara kübünde, son birkaç yıldır hayatımızın olağan bir parçası haline gelen ölümü konu edinmiş. Kurdukları renkli hayallerin kaçış sırasında açık denizlerde karanlığa gömüldüğü mülteci çocukların hikayesi, o karanlık odaya girenleri derinden sarsıyor.

Ahmet Rüstem Ekici, Gidenler, 2015, Ceset torbası, plastik toplar, 140 x 70 x 35 cm

Eylül Ceren Ersöz’ün interaktif yerleştirmesi Beyaz Gül, bizi başka bir coğrafyaya taşırken yer ve zaman farklı olsa da, tanıdık olduğumuz sansürler ve yasaklar ile sönen, yıkılan dünyaları anlatıyor. Nazi Almanyasında grubu Beyaz Gül’ün bildirilerini dağıtırken yakalanıp ölüm cezasına çarptırılan Sophie Scholl’un “Ne kadar güzel, güneşli bir gün ve ben gitmek zorundayım.” sözleri duvarda asılı, bildirileri tavandan aşağı doğru uçarken Beyaz Gül mühürlerini yasakçı zihniyete inat duvarlara vuruyorsunuz.

IMG_8884

Neslihan Karaağaç’ın akrilik malzeme ve zifti PVC üzerine akıtarak, dökerek ve damlatma yaparak yaptığı soyut işte, yapay ve soğuk malzeme vasıtasıyla günümüz dünyasının yapay ve soğuk, hatta yer yer zift karanlığında yansımasına bir gönderme izliyorsunuz.

nez

Sonra, şu kocaman dünyada, kafanızı kaldırıp gökyüzüne bakmayı unuttuğunuzu hatırlıyor ve o sonsuz gökyüzünün içinde, o sonsuzluğa ait küçük birer nokta olduğunuzu hatırlıyorsunuz Özge Enginöz’ün Gökyüzünün Gücü Adına işi ile.

IMG_8846
Print

Reloaded sergisi, artnivo.com‘un Zorlu PSM’deki küpler projesi kapsamındaki ikinci karma sergisi. Her sanatçıya kendilerine ayrılmış alanlarda sergileme olanağının sağlandığı bir solo sergiler bütünü olan projenin yaşattığı hissiyatı Reloaded ile tekrar yaşadım. Küpler, gezenlerin bireysel işlere yoğunlaşması için gerçekten etkili birer alan yaratıyor. İlk sergide özellikle normalde pek gürültüden duyamadığımız video işleri için küplerin yararlı olduğunu düşünmüştüm; bu sefer ise özellikle Ahmet Rüstem’in dramatik mesajının izlyeyiciye o soğuk ve karanlık ortamda tokat gibi çarpması, Özge Enginöz’ün ışık kullanımı ile gece ve gündüzü bir arada kullanabilmesi ve Jacqueline Roditi’nin kendi rüya alemini kurgulayabilmesi açılarından yine çok başarılı olmuş. Küplerin Zorlu PSM gibi çok ziyaret edilen, geniş kitlelere açık bir yerde olması ise, genç sanatçıları destekleyen ve tanıtan artnivo.com için anlamlı bir mekan olmuş.

jaki2

Ahmet Rüstem Ekici, Çağrı Saray, Eylül Ceren Ersöz, Jacqueline Roditi, Manolya Çelikler, Neslihan Karaağaç, Öykü Ersoy, Özge Enginöz ve Sadık Arı’nın eserlerinin yer aldığı Reloaded sergisi, Zorlu PSM’de bu dert kübü evrenin aslında benzer küçük noktaları olduğumuzu anlamamız için 24 Ocak’a kadar açık olacak.