2021 yazında Türkiye’de ve dünyada yaşanan orman yangınları hepimizin yüreğini yaktı. Hektarlarca orman kül oldu, binlerce hayvan hayatını kaybetti, insanlar evsiz kaldı. Ve hepimiz yardım kampanyaları için seferber olduk. İklim kriziyle mücadele etmek için çöplerinizi ayırıyor, evde su tüketimine dikkat ediyor, geri dönüşümlü ürünler kullanıyor, toplu taşımayı daha çok tercih ediyorsunuz. Peki yeterli mi? Tüm bu çabaların, günlük hayattaki beslenme şeklimizin dünyaya verdiği zararı asla telafi edemeyeceğini söylesem?

cowspiracy_cow
Cowspiracy: Sürdürülebilirliğin Sırrı | Fotoğraf: cowspiracy.com

Cowspiracy: Sürdürülebilirliğin Sırrı

Cowspiracy, et ve süt ürünleri endüstrisi nedeniyle iklim krizine nasıl sürüklendiğimizi çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Birleşmiş Milletler raporuna göre bu endüstri, tüm ulaşım sektörünün yaydığından daha fazla sera gazı emisyonuna neden oluyor. İnsan eliyle gerçekleşen iklim değişiminin %51’i, su tüketiminin %30’u, Brezilya Amazonu’nun yok oluşunun %91’inden hayvancılık endüstrisi sorumlu maalesef. Çoğu çevre örgütünün bu konuya eğilmemesinin temel nedeni ise bu endüstri tarafından fonlanıyor olmaları. Ancak bu durum sağlık örgütlerinin akciğer kanserini tedavi etmeye çalışırken sigarayı görmezden gelmesi gibi bir şey. Netflix’ten izleyebileceğiniz Cowspiracy‘nin yapımcılığını Leonardo DiCaprio, yönetmenliğini Kip Andersen ve Keegan Kuhn üstleniyor. 1.5 saatlik bu etkileyici belgeseli sizler için özetledim.

youtube play youtube play

Su Tüketimi

Sıradan bir ABD vatandaşı günde 5700 litre su tüketir, bu miktarın ne kadar fazla olduğunu kafanızda daha iyi canlandırabilmeniz için 300 damacanaya denk geldiğini söyleyebilirim. “Su ayak izi” olarak adlandırılan bu miktarın yarısı et ve süt tüketimiyle ilgili; zira hayvanlar yoğun su kullanımı gerektiren tahıllar tüketirler.

Su tüketiminizi azaltmak için daha kısa duşlar almaya çalışıyor olabilirsiniz ancak 110 gramlık bir hamburger köftesini üretmek için 2500 litre (= 131 damacana) su tüketiliyor ve bu da 2 ay aralıksız duş almanıza denk geliyor. 450 gram kırmızı etin üretimi için 9500 litre (= 500 damacana), bir porsiyon peynir için 3400 litre (= 179 damacana), bir yumurta için 1800 litre (= 95 damanaca) su gerekiyor. Evde direkt tüketilen su, ABD’deki su tüketiminin yalnızca %5’ini, hayvancılık ise %55’ini oluşturuyor. 1 litre süt için 1000 litre (= 53 damaca) su tüketilmesi sizce de trajikomik değil mi?

CO2 Emisyonu

Et ve süt ürünü tüketiminde beklenen global artış nedeniyle, hayvancılık kaynaklı tarım emisyonlarında 2050’ye kadar %80 artış öngörülüyor. Yani bırakın doğmamış torunlarımızı, iklim krizi bizler için de çok büyük tehdit oluşturuyor…

Ormanların Yok Olması

Hayvanları otlatmak ve besinlerini yetişmek için, her geçen saniyede futbol stadyumu kadar yağmur ormanı yok oluyor. Bu durum ormanda yaşayan birçok hayvanın habitatını kaybetmesine neden oluyor. 2021 yazında hektarlarca ormanın kül olması hepimizi ne kadar üzmüştü, hatırlıyor musunuz? Sosyal medyada paylaşımlarından çok daha fazlasını yapmamız gerekmiyor mu sizce de?

Çevre Kirliliği

Sadece ABD’de her sene saniyede 52.6 ton çiftlik hayvanı dışkısı doğayı kirletiyor. Büyük bir kısmı okyanuslara karışan bu atıkları deniz ürünleri aracılığıyla tüketiyoruz.

Bu Konuda Biz Ne Yapabiliriz?

Cowspiracy’nin karbondioksit üretimini yarıya, fosil tüketimini 1/11’ine, su tüketimini 1/13”üne ve toprak kullanımını 1/18’ine düşürmek için bir çözüm önerisi var: bitkisel beslenmek. Bitkisel beslenme, sadece sebze ve meyve değil, tahıl, baklagil ve kuruyemişleri de barındıran geniş bir yelpaze aslında. Bitkisel beslenerek sadece iklim krizi anlamında değil, sağlığınız ve tüm bu sömürülen hayvanlar adına da çok büyük bir adım atmış olursunuz.

İklim krizini tek başınıza değiştiremeyeceğinizi düşünüyor olabilirsiniz ama bilinçlenerek ve çevrenizdekileri de bilinçlendirerek toplumsal bir harekete katkıda bulunabilirsiniz. Bu konuları bundan 20 yıl önce bu kadar yoğun konuşmuyorduk ancak bu alanda daha çok yayın çıktıkça, belgeseller çekildikçe, Greta Thunberg gibi aktivistler sesini duyurdukça, devletler ve gıda endüstrisi de iklim krizinin üzerine daha fazla eğilmeye başladı… Bugün Türkiye’de bile birçok market ve restoranda vegan seçenekler bulabiliyorsak, bunun sebebi insanların hızla bilinçlenmesi ve bu ürünleri talep etmesi olduğunu düşünüyorum. Yarınlarımız bizim elimizde…

Kapak Fotoğrafı: thekindlife.com

İlginizi çekebilir: Başak Aydın’dan Veganlığa Giriş Rehberi

İlginizi çekebilir: Deniz Cengiz’den Seaspiracy