Radyo kanalının Misak isimli VJ’i bu türü Londra’dan alır ve İstanbullu dinleyicilerle buluşturur. O kadar az bir kitle vardır ki, söylentiye göre 10-15 kadar insan bu “yeni” müziği tanımaktadır. Aynı zamanda bu Dubstep’in Türkiye’deki devriminin ilk adımlarıdır. Bununla beraber Taksim’de yer alan Dogzstar adlı mekan Soundclash gecelerinde Dubstep’e de yer verir. Gerçek anlamda ilk Dubstep gecesini ise yine Taksim’de kurucusu olduğu Pixie gece kulübünde Özgür Baltutan düzenler. “Vibrato” ismiyle tamamı bu müziğe ayrılmış olan etkinlikler zincirine ev sahipliği yaparak Dubstep’e müthiş bir ivme kazandırır. İlk organize edilen Vibrato geceleri aynı zamanda Türkiye’nin ilk Dubstep DJ’lerinin de kendilerini göstermesini sağlar. Traktör, GG Man(216 Steppaz), Dinamo FM’den Güven ve Datafobik  2008 yılında tarihe isimlerini kazıyarak öncülerden olurlar.

Dubstep

Türkiye’de, Londra’nın garage ve grime türlerinin karanlık tarzı Amerikan Dubstep müziğine nazaran kendine daha çok yer bulur. Skrillex’in house müziğine yatkın dubstep tarzı pek fazla rehavet görmeyerek kısa zamanda tüketilir. Yıl 2009’u gösterdiğinde Türk prodüktörler Londra’nın karanlık havasını müziklerinde hakim kılarak türün evriminin yönünü belirlerler. İlk prodüktörlerden Gantz ve Sabbas, Türkiye’deki başarılarını yurt dışına taşıyarak çıtayı yükseltirler. Gantz, 2013’de dubstepforum.com tarafından “en iyi yeni prodüktör” seçilerek kendini bir nevi Türkiye’nin Dubstep elçisi ilan eder. Artık insanların müzik hayatına yerleşmiş ve kabul görmüş bir sound olarak yerini kazanan Dubstep, genç dinleyicilerin de bir araya gelmesini sağlar.

Dubstep

İstanbul’un en prestijli gece kulüplerinden olan Babylon, bu durdurulamaz ivmeyi görerek kendi Dubstep etkinliğini organize etmeye karar verir. 2012 yılında Londra’nın en iyi Dubstep DJ’lerini getirerek şehre yeni bir soluk katar. Babylon’un o dönemde en ayırt edici özelliği yabancı DJ’lere yer veriyor olmasıdır. En nihayetinde Dogzstar, Babylon ve Pixie üçlüsü sayesinde bu tür, bir parti müziği olmaktan çıkıp kendi krallığını yaratır. Yıllar ilerledikçe artan dinleyici kitlesi, bu türün DJ’leri ve prodüktörlerinin söylediklerine göre şu anda 500 kişi civarıdır. On kişiyle başlayan bu macera kemikleşmiş bir Dubstep kitlesini oluşturarak, Türkiye’ye damga vurur.

Dubstep

Şu anda Pixie’de, yeni ve genç DJ’lerin  her hafta müziklerini çaldıkları partiler organize edilmektedir. Kalabalık bir kitleye hitap edip, kendi içinde ciddi bir “community” barındırarak yeni nesil DJ’lere öncelik tanımaktadır. Nyan ve Nodata ise son dönemin öne çıkan isimleri olarak göze çarpıyor. Her hafta sonu 140 BPM’li müziğin karanlık sokaklarında, tamamen lokal bir partiye katılabileceğiniz sabit bir yerin olması Türkiye’nin bu türe sahip çıktığını ve underground imajını korumasıyla Dubstep’in “mainstream” müziklerden sıyrıldığını gösteriyor. Belki de genç kitlelerin “popüler” akımlardan kaçarak kendi sığınağını bu türün içinde yaratmış olması onu beynelmilel ve kabul görür yapan şeydir.

Dubstep

Güney Londra’nın karanlık kulüplerinden taşıp ülkemize kadar gelen Dubstep, hala ilk günkü gibi sert ve tahmin edilemez seyrini sürdürüyor. Sallanan vücutların, agresif ve karamsar ritimler ile çarpışması 21. yüzyılın gençliğini sizce de yeterince betimlemiyor mu?

Türkiye’deki genç ve kararlı kitlesiyle beraber Dubstep, 2008’den beri hala şehrin en karanlık müziği olarak forsunu koruyor.

Türk Dubstep öncülerinden bazılarının müziklerini paylaşmak istiyorum. Karanlık tarafa ne zaman geçeceğiniz belli olmaz, siz yine de bir kulak verin:

Datafobik: http://www.mixcloud.com/datafobik/vibrato-4/

Sabbas: http://www.mixcloud.com/sabbas/sabbas-ffc-night-07102011-peyote/

Gantz: http://www.mixcloud.com/gantz/gantzdinamofm-310712/

GGMAN: http://www.mixcloud.com/ggman/ggman-dubz-podcast-082012/

Traktör: https://myspace.com/traktordubz/music/song/trakt-r-demo-mix-vibrato-1-54806984-59353781