Haberler
theMagger News: Trendler


PSİKOLOJİ

iScience dergisinde yayımlanan bir çalışmada katılımcıların kısa bir süreliğine “bir başkasının bedeninde uyanmış gibi” hissetmeleri sağlandı ve bu süre bile onların öz algılamalarını önemli ölçüde değiştirmeye yetti.
EvrimAğacı‘nın haberine göre çalışmada gerçekleştirilen beden değiştirme ilüzyonu, hem öz algılamaları hem de hafızayı etkiledi. İsveç’teki...
iScience dergisinde yayımlanan bir çalışmada katılımcıların kısa bir süreliğine “bir başkasının bedeninde uyanmış gibi” hissetmeleri sağlandı ve bu süre bile onların öz algılamalarını önemli ölçüde değiştirmeye yetti.
EvrimAğacı‘nın haberine göre çalışmada gerçekleştirilen beden değiştirme ilüzyonu, hem öz algılamaları hem de hafızayı etkiledi. İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’nde doktora sonrası araştırmacısı olan ilk yazar Pawel Tacikowski çalışmaya ilgin olarak: “Eğer bu illüzyonu birazcık değiştirirsek, o inanışları daha az katı ve daha az negatif yapabilme potansiyelimiz var. İlerleyen zamanlarda bu modeli, muhtemelen daha iyi tedaviler geliştirmek için daha spesifik klinik uygulamalar için kullanabiliriz.” ifadelerini kullanıyor. Gerçekleştirilen çalışma üzerine daha detaylı bir okuma yapmak için buraya tıklayabilirsiniz.


PSİKOLOJİ

Yüz yüze görüşmelerin azaldığı, kalabalık, trafik, yoğun/hızlı tempo, çok iş, dar zaman vb. nedenlerle daha çok dijital kanallardan haberleşildiği bir dönemde yaşadığımızın zaten bilincindeydik; pandeminin ardından ise neredeyse günlük tüm eylemlerimiz dijitale taşındı.
Araştırmalar, sözsüz iletişimin toplam iletişimin yüzde 60-90 arasını oluşturduğunu göstermeye...
Yüz yüze görüşmelerin azaldığı, kalabalık, trafik, yoğun/hızlı tempo, çok iş, dar zaman vb. nedenlerle daha çok dijital kanallardan haberleşildiği bir dönemde yaşadığımızın zaten bilincindeydik; pandeminin ardından ise neredeyse günlük tüm eylemlerimiz dijitale taşındı.
Araştırmalar, sözsüz iletişimin toplam iletişimin yüzde 60-90 arasını oluşturduğunu göstermeye başlamışken dijital beden dili; online aktivite ve davranışlarımızın tümünü ifade ediyor. Veri analizleri aynı şey olmamakla birlikte dijital beden dilinden bir kullanıcının satın alma alışkanlıkları, ilgi alanları gibi pek çok alışkanlığı hakkında bilgi sahibi olunabiliyor. Buna bir örnek olarak; bir kullanıcı bir web sayfasını birden fazla aşağı yukarı kaydırıp durmasının fiziki hayattaki karşılığının mağazada raflara bakıp bakıp aradığını bulamayan ve en sonunda mağazayı terk eden müşterinin davranışı olduğunu verebiliriz.
Dijital beden dilinin ortaya çıktığı bir diğer önemli konu ise elbette diğer insanlarla iletişim kurmak. Ufuk Tarhan, fiziksel beden dilimiz kadar, hatta bazen daha da fazla dijital beden dilimiz, duruşumuz belirleyici olduğunu ve Yeniçağ insanında aranan en önemli özelliklerin; “dijital dil, dijital stil, dijital kimlik, dijital beceri olarak olarak sıralandığını belirtiyor.


PSİKOLOJİ

Instagram’da zaman geçiriyorsanız ev bitkilerinin özellikle de Y kuşağı arasındaki popülerliğini fark etmişsinizdir.
Bolca yeşilin hakim olduğu evler, her gün artan bitki dükkanları, sukulentler ve kaktüslerin popülaritesi aslında yalnızca bir dekorasyon trendi olmanın ötesine uzanıyor. Evlenmek, çocuk sahibi olmak ve hatta belirli saatleri olan bir ofis işinde çalışmak gibi geleneksel alışkanlıklar Y...
Instagram’da zaman geçiriyorsanız ev bitkilerinin özellikle de Y kuşağı arasındaki popülerliğini fark etmişsinizdir.
Bolca yeşilin hakim olduğu evler, her gün artan bitki dükkanları, sukulentler ve kaktüslerin popülaritesi aslında yalnızca bir dekorasyon trendi olmanın ötesine uzanıyor. Evlenmek, çocuk sahibi olmak ve hatta belirli saatleri olan bir ofis işinde çalışmak gibi geleneksel alışkanlıklar Y kuşağı tarafından reddedilirken bitki bakmak fikri “yetişkin” hissedilmesine yardımcı oluyor. Buna ek olarak bahçeli bir ev sahibi olma şansının hem ekonomik anlamda hem de şehir yaşamının içinde pek çok kişi için pek de imkan dahilinde görünmediği bu dönemde parklar dışında yeşile olan bu sınırlı erişim kişileri en azından evde bu ambiyansı yaratmak adına teşvik ediyor.


PSİKOLOJİ

Aylardır içinde bulunduğumuz belirsizlik hali, çok sayıda insanın yaşamını yitirmesi ve hasta sayıların yeniden yükselişe geçmesi, artan işsizlik oranları, ekonomik gelişmeler ve kadına şiddet haberleri arasında kendinizi gergin ya da yılgın hissediyor olmanız uzmanlarca da son derece normal görülüyor.
Houston Üniversitesi profesörleri arasında yer alan, klinik psikolog Dr....
Aylardır içinde bulunduğumuz belirsizlik hali, çok sayıda insanın yaşamını yitirmesi ve hasta sayıların yeniden yükselişe geçmesi, artan işsizlik oranları, ekonomik gelişmeler ve kadına şiddet haberleri arasında kendinizi gergin ya da yılgın hissediyor olmanız uzmanlarca da son derece normal görülüyor.
Houston Üniversitesi profesörleri arasında yer alan, klinik psikolog Dr. Rheeda Walker ve Amerikan Psikologlar Derneği yetkililerinden Dr. Lynn Bufka benzer sorunlara ek olarak ırksal eşitsizlik kaynaklı problemler de boğuşmakta olan Amerikalı vatandaşların ihtiyaçlarını temel alarak bu dönemde ruh sağlığını korumak için yapılabilecekleri 7 temel başlıkta özetliyorlar:
-Duygularınızı nedenleriyle analiz edin ve katastrofik düşünmekten kaçının.
-Gizli düşmanlıklar biriktirmemek adına insanların sinirlenmenize neden olan yorum ve paylaşımlarının nedenini sorun ya da paylaşımlarından olumsuz etkilendiğiniz kişileri sosyal medyada takip etmeyin.
-Fiziksel egzersiz yapmayı unutmayın.
-Kendinize özel ve güvenli bir alan yaratmak için terapiye başvurun.
-İyi geleceğine inandığınız birkaç playlist hazırlayın.
-Öfkenizi biriktirmek yerine bu enerjinizi aktivizm gibi faydalı çalışmalara yönlendirin.
-Öfkenizin nedenlerini paylaştığınızda sizi dinleyecek anlayışlı bir kulak bulun. Hislerinizi aile bireyleri ya da arkadaşlarla paylaşmak rahatlamanıza yardımcı olacaktır.


PSİKOLOJİ

Inc tarafından yayınlanan makaleye göre Elon Musk ve Jeff Bezos gibi pek çok ismin başarısının ardında eleştirel düşünebilme yetileri yatıyor.
Elon Musk ve Jeff Bezos gibi isimlerin ortalama bir insandan farklı düşündüklerini biliyoruz. Bununla birlikte bu isimlerin verdikleri röportajlarda sıkça değindikleri ortak konu ise “eleştirel düşünme”. Musk: “Tesla’yı daha iyi bir hale getirebilmek...
Inc tarafından yayınlanan makaleye göre Elon Musk ve Jeff Bezos gibi pek çok ismin başarısının ardında eleştirel düşünebilme yetileri yatıyor.
Elon Musk ve Jeff Bezos gibi isimlerin ortalama bir insandan farklı düşündüklerini biliyoruz. Bununla birlikte bu isimlerin verdikleri röportajlarda sıkça değindikleri ortak konu ise “eleştirel düşünme”. Musk: “Tesla’yı daha iyi bir hale getirebilmek için son derece eleştirel düşünmem gerekti. Arabayı gördüğümde onu daha iyi bir hale getirebilmem için düzeltilmesi gereken şeylerin tümünü görüyorum.” şeklinde açıklama yaparken Bezos: “En zeki insanların sıklıkla anlayışlarını yenilediklerini ve halihazırda çözmüş oldukları bir sorunu yeniden ele aldıklarını gözlemliyorum. Yeni bakış açılarına, yeni bilgilere, yeni fikirlere, ikilemlere ve zorluklara açıklar.” ifadelerini kullanıyor.
Bu düşünme biçimini kişinin kendisi için geliştirmesinin mümkün olduğu belirtilen makalede bunu yapabilmek için beş ipucu veriliyor: acele etmemek, olumsuz geri dönüşlere dikkat etmek, düşünmek için zaman ayırmak, ileriye yönelik düşünmek ve sürecin yatışması için zaman tanımak.


PSİKOLOJİ

Business Insider editörlerinden Sara Silverstein’ın, Wharton Üniversitesi profesörlerinden Adam Grant ile gerçekleştirdiği röportajda neden geleceğin iyi liderlerinin intovert (içe dönük) kişiler içerisinden çıkacağını konu ediniliyor.
Grant açıklamasında birkaç yıl önce meslektaşları ile birlikte gerçekleştirdiği araştırmada şirketlerinin etkililik ve performansları...
Business Insider editörlerinden Sara Silverstein’ın, Wharton Üniversitesi profesörlerinden Adam Grant ile gerçekleştirdiği röportajda neden geleceğin iyi liderlerinin intovert (içe dönük) kişiler içerisinden çıkacağını konu ediniliyor.
Grant açıklamasında birkaç yıl önce meslektaşları ile birlikte gerçekleştirdiği araştırmada şirketlerinin etkililik ve performansları ilendiğinde introvert ve extrovert (dışa dönük) kişiler arasında şirketlerde gerçekleştirilen liderlik bakımından büyük bir fark bulunmadığını belirtiyor. Extrovert (dışa dönük) liderler, üstlerinden kendisine yok göstermesini bekleyen kişiler açısından ideal liderler olabilirken introvert kişilerin proaktif kişiler için daha uygun liderler olduğu belirtiliyor. Çünkü extrovert liderler sürekli olarak masaya yeni fikirler getiren ve inisiyatif alan takımları olduğunda kendilerini tehdit altında hissediyorlar. Grant bunun iki negatif sonucu olabileceği üzerinde duruyor. Birincisi, bu tavrın gelebilecek yeni fikirlerin ve gelişmenin önüne geçebileceği; ikincisi ise çalışanları motivasyonunun düşebileceği.
Intovert kişilerin karşıdaki kişileri dinlemek ve diğer insanlara fikirlerinin değerli olduğunu hissettirebilmek bakımından daha iyi olmaları proaktif çalışanlara daha çok ihtiyaç duyulan günümüz iş dünyasında onları daha uygun liderler haline getiriyor.