Haberler
theMagger News: Trendler


MİMARİ

Feminist şehircilik kavramını duymuş muydunuz? Glasgow Belediye Meclisi, Ekim ayında, kadınların şehir planlamasının tüm yönlerinin merkezinde yer alması gerektiğini belirten bir önergeyi oy birliğiyle destekleyerek Birleşik Krallık’ta ‘feminist şehirciliği’ benimseyen ilk şehir oldu.
Feminist şehircilik, kapsayıcılığı teşvik eden ve kadınların, ikili olmayan ve toplumsal...
Feminist şehircilik kavramını duymuş muydunuz? Glasgow Belediye Meclisi, Ekim ayında, kadınların şehir planlamasının tüm yönlerinin merkezinde yer alması gerektiğini belirten bir önergeyi oy birliğiyle destekleyerek Birleşik Krallık’ta ‘feminist şehirciliği’ benimseyen ilk şehir oldu.
Feminist şehircilik, kapsayıcılığı teşvik eden ve kadınların, ikili olmayan ve toplumsal cinsiyete duyarlı insanların ihtiyaçlarını kentsel peyzajı düşünme biçimimizin ön saflarına koyan bir tür kentsel planlamayı savunuyor. Bu açıklama sizi tatmin etmesiyse konuya tarihsel açıdan yaklaşabilirsiniz. Şehirlerin planlaması tarih boyunca erkekler tarafından yapılıyor; dolayısıyla da şehirler onların ihtiyaçları ve alışkanlıkları doğrultusunda şekilleniyor. İşte feminist şehircilik teorisi de bu gidişatın kadınları, LGBTQI+’ları ve diğer azınlıkları etkileyen güvenlik ve erişilebilirlik konularını gözden kaçırdıklarını veya bir kenara attıklarını savunuyor. Feminist şehirlerin temel amacı da herkesin güvende hissedeceği yaşam alanları yaratmak.
Glasgow şehri bu dönüşüm sürecinde herhangi bir değişiklik yapmadan önce halka danışmayı ve vatandaşlara şehirlerinde hangi önlemlerin uygulanmasını istediklerini sormayı planlıyor. Örneğin; genç kadınlar geceleri daha rahat yürüyebilmek için daha geniş kaldırımlar ve daha çok aydınlatma talep ediyor.


HABERLER - SLIDER

‘Yaya Durağı – Parklet’ uygulamasının ülkemizdeki en güncel örneklerinden biri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı Ulaşım Planlama Şube Müdürlüğü tarafından hayata geçirildi.
‘Parklet’ veya Türkçe kaynaklarda ifade edilen şekliyle ‘Yaya Durağı’, ‘REBAR’ isimli disiplinler arası bir sanat ve tasarım stüdyosu tarafından ilk olarak Amerika...
‘Yaya Durağı – Parklet’ uygulamasının ülkemizdeki en güncel örneklerinden biri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı Ulaşım Planlama Şube Müdürlüğü tarafından hayata geçirildi.
‘Parklet’ veya Türkçe kaynaklarda ifade edilen şekliyle ‘Yaya Durağı’, ‘REBAR’ isimli disiplinler arası bir sanat ve tasarım stüdyosu tarafından ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin San Francisco şehrinde inşa ediliyor. REBAR tarafından 2005 yılında başlatılan ‘Park(ing) Day’ (Park Günü) projesinin bir ürünü olarak ortaya çıkan uygulama, park yerlerinin yeniden tasarlanarak geçici bir sanat ve aktivite alanına dönüşmesine imkan tanıyor. İlerleyen zamanlarda küresel bir hareket dönüşen ‘Park(ing) Day’ ile birlikte dünyanın pek çok şehrinde birbirinden farklı ‘Parklet’ uygulamaları da görülmeye başlanıyor.
İstanbul’un ‘ilk yaya durağı’ olduğu ifade edilen Yaya Durağı-Parklet uygulamasıysa, WRI Türkiye işbirliği ile ‘Sağlıklı Şehirler Ortaklığı’nın (Partnership for Health Cities) desteği ile gerçekleştirildi. Yaya durağının üretimi ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştirak şirketlerinden biri olan İSTON ve Avrupa Yakası Yol Bakım ve Onarım Şube Müdürlüğü tarafından yapıldı. İstanbul’un ilk yaya durağının kent mekanına olan entegrasyonu Şişli ilçesi Halaskargazi Caddesi üzerinde görülerek deneyimlenebilir.
Haberi Hazırlayan: Muharrem Gürbüz


HABERLER - SLIDER

“Lilliputlar: Devcücekentler” isimli kitapta birleştirdiği mizahi mesajlar içeren illüstrasyonlarıyla tanıdığımız mimar ve illüstratör Hakan Keleş, çizgi karakterlerin kentlerden çirkin yapıları söküp attığı Antimimar isminde bir animasyon serisi sunuyor.
Keleş’in animasyon projesinde İzmir, Ankara, Bursa, İstanbul gibi şehirlerdeki çirkin yapıları yıkılırken görüyoruz....
“Lilliputlar: Devcücekentler” isimli kitapta birleştirdiği mizahi mesajlar içeren illüstrasyonlarıyla tanıdığımız mimar ve illüstratör Hakan Keleş, çizgi karakterlerin kentlerden çirkin yapıları söküp attığı Antimimar isminde bir animasyon serisi sunuyor.
Keleş’in animasyon projesinde İzmir, Ankara, Bursa, İstanbul gibi şehirlerdeki çirkin yapıları yıkılırken görüyoruz. Animasyonlarında, kendi deyimiyle “İzmir silüetinin canına okuyan” Folkart Towers’ı, Bursa’da Doğanbey Toki binaları ortadan kaldırılıyor. Bu yapıları yıkanlarsa Hakan Keleş’in kendi çizdiği figürler. Dikkat çeken Ankara Kapıları çalışmasınıysa “Antimimar sahte tarihselcilikle kültürü içeriksizleştiren servet ziyanı projelerin de ensesinde” mesajıyla paylaşıyor.