Haberler

Yılın en çok okunanları arasına giren Gece Yarısı Kütüphanesi‘Nin yazarı olarak tanıştığımız Matt Haig bu kez karşımıza kişisel deneyimlerinden söz ettiği Rahatlama Kitabı ile çıkıyor.

Haig, Rahatlama Kitabı’nda kendi deneyimlerinden öğrendiklerini, Marcus Aurelius, Emily Dickinson, James Baldwin gibi isimlerden edindikleriyle bir araya getirerek yaşamın iniş ve çıkışları üzerine kısa ve umut dolu metinler sunuyor. Zihnin zindanlar yaratabileceğini ama yanında anahtarlarını da verdiğini gösteriyor bizlere. Mutluluğun ancak “olmanız beklenenleri” bir kenara bıraktığınızda filizlenebildiğini hatırlatarak, yaşama telaşı arasında şöyle bir yavaşlayıp, var olmanın güzelliği ve tahmin edilmezliğinin değerini bilmeyi yüceltiyor. New York Times’ın “Modern hayatın keskin bir gözlemcisi.” olarak nitelendirdiği kitap, “Suyun Üstünde Kalmamı Sağlayan Düşünceler” alt başlığıyla hedefini ortaya koyuyor.

Japon yazar Haruki Murakami yeni kitabı “Bir Kediyi Terk Etmek”te kişisel bir anlatı izliyor ve kendi yaşamından izler paylaşıyor.

Yazarın bu zamana kadarki en kişisel kitabı olan Bir Kediyi Terk Etmek, Murakami’nin babasına dair anılarının kapısını aralıyor. Murakami, yetişkin hayatında uzak olduğu babasıyla vedalaşırken, onun hem kişisel tarihindeki yerini gösteriyor hem de hayatları savaşla bitmiş veya dağılmış bir nesle saygı duruşunda bulunuyor… “Babamla ilgili hatıralarım. Babamla ilgili hatıralarımın sayısı hiç de az değil. Ne de olsa dünyaya geldiğim günden on sekiz yaşında evden ayrılmama dek, pek de ferah olmayan evimizin çatısı altında her gün baba oğul birlikte yaşadık.” diye başlayan kitabın ön okumasına buradan ulaşabilirsiniz.

9 farklı ülkeden 26 sanatçı, 12 inisiyatif ve 15 sanat kurumunu bir araya getiren, sanat kitabı fuarı border_less ARTBOOK DAYS, dördüncü edisyonuyla 12-15 Mayıs tarihleri arasında Arter Sevgi Gönül Oditoryumu’nda ziyaret edilebiliyor.

Yayını olan, metin üzerine çalışan sanatçılar ve inisiyatifler ile yayım yapan müze, galeri, kurum ve enstitüleri bir araya getirerek kitap üretimleri üzerinden yeni bir ortak alan yaratmayı hedefleyen border_less ARTBOOK DAYS’in Pazar günü 18:00’e dek devam eden dolu dolu programını buradan takip edebilirsiniz.

Mustafa Alp Dağıstanlı tarafından hazırlanan “Anekdotlar – Edebiyat Tarihimizden Anılar, Tanıklıklar” kitabı, 115 edebiyatçının yaşamından 608 anekdotu bir araya getiriyor.

Mina Urgan’a Urgan soyadını kim niye vermiş?, genç şairlere “Cemal Süreya’nın peşine takılmayın” diyen şair kimdi?, “Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rifat bir kere öpmek için kimi sıkıştırmıştı?, Yahya Kemal’in “manen tokat”ını hangi yazar yemişti? gibi umulmadık sorulara yanıt veren kitapta, okurlar, yazarlarla daha yakın bağlar kuracakları ilişkiler alemine götürülüyor

Eşcinsel iki ana karakter olan Charlie ve Nick’in aşk hayatını anlatan Kalp Çarpıntısı isimli kitabın kitapçılarda kese kâğıdı içinde satıldığına rastlamış olabilirsiniz. Son birkaç yıldır LGBTQI+ karakterlere ya da ırk sorununa yer veren kitapların sansürlenmesi ve yasaklanması global olarak karşımıza çıkan bir sorun.

Teksas meclis üyelerinden Matt Krause, geçtiğimiz yıl cinsellik ve ırk konusuna değinen 850 kitabın okul kütüphanelerinden çıkarılmasını talep etti. Edebiyata yapılan saldırılar sürerken Brooklyn Halk Kütüphanesi Amerika’da yaşayan gençlerin online bir kütüphane kartıyla yasaklanan ve erişilmesi her yerde mümkün olmayan birçok kitaba erişebileceğini duyurdu. Gençler tarafından kurulan Books UnBanned ise bulundukları eyalet fark etmeden geçlere kitap erişimi sağlayan bir girişim. Her iki girişim de ötekileştirilen ve çoğu yazımda temsil edildiklerini göremeyen gençlere umut aşılamayı hedefliyor. 

Ayhan Şahin’in “Şairin 12’si” isimli kitabı, Türk şiirinin günümüzdeki önemli temsilcileri arasında yer alan on iki şair ile 2006-2018 yılları arasında gerçekleştirdiği söyleşilerden oluşuyor. 

70’lerden günümüze uzanan üç kuşağı bir araya getiren kitapta yer alan isimler arasında; Gülseli İnal, Abdülkadir Budak ve Yelda Karataş, Haydar Ergülen, Lâle Müldür, Sunay Akın ve Küçük İskender, Cevat Turan, Yeşim Ağaoğlu, Şeref Bilsel, Gökhan Arslan ve Yavuz Türk var. Şairlerin doğum tarihlerine göre sıralandığı kitap; “Şairin Evreni”, “Şiirin Öyküsü” ve şairin imgeleminden seçilen on iki sözcüğün şair tarafından bambaşka bir imgesel düzleme çekebileceği “Şairin 12’si” olmak üzere üç bölüm başlığından oluşuyor. 

Uluslararası Booker Ödülü, her yıl İngilizceye çevrilen, İngiltere ya da İrlanda’da yayımlanan bir romana ya da kısa öykü koleksiyonuna veriliyor. 

Ödülün amacı, dünyanın herhangi bir yerinde kaleme alınmış ve İngilizceye çevrilmiş eserlerin tanınırlığının ve okunurluğunun arttırılmasının yanı sıra çevirmenlerin rolünün öneminin altının çizilmesi. Bu anlayışla büyük ödül 50.000 £ her yıl olduğu gibi yazar ve çevirmen arasında eşit olarak paylaştırılacak. Bu yıl ilk kez Hintçe bir eserin de dahil olduğu uzun listedeki 13 eser açıklandı. Listede ilk kez İngilizceye çevrilen yazarların yanı sıra ödülü daha önce kazanmış olan Jennifer Croft, Olga Tokarczuk, Jessica Cohen ve David Grossman yer alıyor. Detaylar için buraya tıklayabilirsiniz.

David Robson’ın kaleme aldığı Zekâ Tuzağı, zekâsına çok güvendiğimiz insanların nasıl ve neden mantıksız kararlar alabildiklerini irdeliyor.

Nobelli bir fizikçi Arjantin sınırından iki kilo eroin geçirmek üzere kandırılabiliyor, Sherlock gibi bir zihni yaratan Arthur Conan Doyle iki ergen tarafından oyuna getirilebiliyor. Bilgi ve uzmanlık, insanları önyargılarına hapsederek yanlış düşüncelerin kök salmasına neden olabiliyor. Thomas Edison’dan NASA’ya, Nokia’dan İngiltere milli futbol takımına kadar zekâsına güvendiğimiz pek çok isim ve kurum bu tuzağa düşmüş, düşmeye de devam ediyor. Robinson da Zekâ Tuzağı’nda bu durumu stratejik cehalet, meta-unutkanlık ya da işlevsel aptallık gibi yaklaşımlardan yola çıkarak ele alıyor. Ek olarak okuyucuya benzer tuzaklardan kaçınmak için basit ve uygulanabilir yöntemler sunuyor.

Müzisyen Kalben’in ilk romanı “Eski Dünyanın Yangını” romandan ilham alınarak hazırlanan, aynı isimli yeni albümüyle birlikte 17 Ocak’ta dinleyiciyle buluşuyor.

Birlikte büyüyen iki kadının, Kantante ile Koda’nın hikâyesini anlatan romanda, erkek egemen dünyada hayatta kalmaya çalışan kadınların mücadeleleri, hayalleri, sevme ve sevilme biçimleri üzerinde duruluyor. Birlikte büyüyen ancak yolları zamanla ayrılan iki arkadaşın hikâyeleri, bir anda kaybolan Kantante’nin günlüğünün Koda tarafından bulunup, yazdıklarından yola çıkarak onu bulmaya çalışmasıyla yeniden kesişiyor. 

Cem Hakko’nun 10 yıl önce babası Vitali Hakko’nun vefatının ardından onun ismini kuşaklar boyu yaşatmayı hedefleyerek Nakkaştepe Vakko Moda Merkezi’ne kurduğu Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi AKM’ye taşınıyor.

15 bin kitabın sergilendiği koleksiyonda imzalı eserler ve ilk basımlar dikkat çekiyor. Pınar Çelikel Oksijen’deki yazısında, koleksiyondaki kitapların Amerikan Kongre Kütüphanesi’nin uluslararası kodlama sistemiyle düzenlendiğini belirtiyor. Bu sistemde NA mimari, TT moda, TR ise fotoğraf kitapları anlamına geliyor. Özenle seçilip bir araya getirilen kitapların arasında Vitali Hakko’ya özel olarak imzalanmış olanlar da bulunuyor. Kütüphanede 17.00’a kadar zaman geçirmek mümkün.