fbpx
theMagger Banner
Advertisement
theMagger: Keşfedin ve Paylaşın. Nasıl mı?
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement

Haberler

Post image Matt Rosenman:
Matt Rosenman: "Sağlıklı" Kelimesi Araştıran İçerik Üretici

HABERLER - SLIDER

Calendar 28 Nis, 2023

Vegan, glütensiz, bitki bazlı, doğal, organik… Özellikle atıştırmalık tercihleri yaparken siz bu sıfatlardan hangisini arıyorsunuz? Daha önemlisi bu sıfatların ne anlama geldiğini biliyor muyuz? Matt Rosenman isimli içerik üretici TikTok’ta bu soruyu sarkastik bir şekilde yanıtlıyor.

Rosenman’ videolarında “sağlıksız” olarak adlandıracağımız yiyeceklerin yeniden markalaştırılabileceğini göstererek aslında yeme-içme şirketlerinin ürünlerine ilişkin iddialarının ne kadar içi boş olabileceğini kanıtlıyor. Örneğin; bir videosunda Coca Cola’yı yeniden markalaştırıyor. İşe ilk önce kutunun rengini sarıya çevirip ardından ismini “Thrive Sparkling Cola” koyarak başlıyor. Böylece görünüm ve isim anlamında “sağlıklı” içeceklerle benzerlik kuruyor. Ardından kolanın içerisinde bulunan yüksek oranda fruktoz mısır şurubunun FDA (Food and Drug Administration, Yiyecek ve İlaç İdaresi)’nin geniş “doğal” tanımının içerisinde yer aldığından yola çıkarak kutunu üzerine doğal ifadesini yerleştiriyor ve kolanın yasal olarak doğru olan diğer özelliklerini ekliyor: %100 bitki bazlı, glütensiz ve düşük sodyumlu. Nutella’dan Cheetos’a pek çok atıştırmalık için aynı yeniden markalaştırma tekniğini kullanan Rosenman böylelikle pazarlama dünyası tarafından kullanılan terimlerin ne denli içi boş olabileceğini görselleştiriyor ve bazı tasarım tekniklerinin tüketiciyi ne denli etkileyebileceğini kanıtlıyor. İçeriklerine buradan göz atabilirsiniz.

preloader
Post image 'Trauma Dumping': Arkadaşlarımız Psikoloğumuz Değildir
'Trauma Dumping': Arkadaşlarımız Psikoloğumuz Değildir

FARKINDALIK

Calendar 08 Eyl, 2023

Ayrılıklar, flört dramları ve aile içi kavgalar; kuaförler her türlü kişisel hikayemizi paylaştığımız bazı sosyal ağlarımız var. Kimimizinki daha sınırlı kimimizinkiyse daha geniş ve hatta bazı içerik üreticiler için tüm internet ailemi. Rahatladığımızda, gevşediğimizde gardımızı düşürme eğiliminde oluyoruz ve çoğu zaman konuşmalarımız ücretsiz bir terapi seansına dönüşebiliyor. Peki bu eğilimin...

Ayrılıklar, flört dramları ve aile içi kavgalar; kuaförler her türlü kişisel hikayemizi paylaştığımız bazı sosyal ağlarımız var. Kimimizinki daha sınırlı kimimizinkiyse daha geniş ve hatta bazı içerik üreticiler için tüm internet ailemi. Rahatladığımızda, gevşediğimizde gardımızı düşürme eğiliminde oluyoruz ve çoğu zaman konuşmalarımız ücretsiz bir terapi seansına dönüşebiliyor. Peki bu eğilimin de bir dengesi olmalı mı?

Travma boşaltma olarak tercüme edebileceğimiz ‘trauma dumpind’ travmatik bir deneyimi potansiyel olarak bununla başa çıkma konusunda yeterli olmayan birine yüklemek anlamına geliyor. Aklınıza aileniz ve yakın arkadaşlarınız dışında gelen bir örnek var mı? Mesela kuaförler? Refinery 29’ın haberine göre Bu yılın temmuz ayında L’Oréal Professionnel, kuaförlerin yılda ortalama 2.000 saati müşterilerini dinleyerek geçirdiklerini keşfettikten sonra salon çalışanlarının ruh sağlığına odaklanan bir girişim olan Head Up’ı tanıttı. Zira ankete katılan 1.750 saç uzmanından %65’inin profesyonel kariyerleri boyunca kaygı, tükenmişlik veya depresyon yaşadığı bildiriliyor! Bu durum ‘trauma dumping’in kişiler üzerindeki olumsuz etkilerinin en belirgin kanıtlarından bir tanesi. Klinik psikolog Karen Garber’e göre: “Dinleyen kişi “ikincil travma” yaşayabiliyor ve bu da yeni aldıkları bilgileri anlamlandırma veya işleme konusunda zorluk yaşamasına neden olabiliyor.” Elbette bu yakın arkadaşlarımızın dertlerini dinlememek ya da kimseyle kendi sorunlarımızı paylaşmamak gerektiği anlamına gelmiyor. Diğer pek çok şeyde olduğu gibi burada da önemli husus dengeyi bulabilmek. Trauma dumping daha ziyade sürekli ve uzun vadeli şekilde maruz kalındığında olumsuz etkilerini ortaya çıkarıyor. Bu konuya dair farkındalıkla yola çıkmak için güzel bir örnekse; sorunlarımızı paylaşmak istediğimiz kişilere öncelikle “Bir sorunumu paylaşmaya ihtiyacım var. Bugün beni dinleyebilecek halin var mı?” diye sorma alışkanlığını kazanmak olabilir.

Post image Career Shower: Kutlanması Gereken Anları Kim Belirliyor?
Career Shower: Kutlanması Gereken Anları Kim Belirliyor?

FARKINDALIK

Calendar 01 Eyl, 2023

Sex and the City’de Carrie Bradshaw’un arkadaşının ‘baby shower’ında kaybolan ayakkabılarını karşılamaması üzerine kendiyle evlendiği ve hediye talep ettiği bölümü hatırlıyor musunuz? Dizideki konseptte kulağa intikamcı gelse de aslında tümüyle yanlış sayılmaz. Yetişkin hayatınızdaki kutlama anlarını bir düşünün: Nişan, düğün, ‘baby shower’… Peki kişisel başarılarımızın kutlanmaya...

Sex and the City’de Carrie Bradshaw’un arkadaşının ‘baby shower’ında kaybolan ayakkabılarını karşılamaması üzerine kendiyle evlendiği ve hediye talep ettiği bölümü hatırlıyor musunuz? Dizideki konseptte kulağa intikamcı gelse de aslında tümüyle yanlış sayılmaz. Yetişkin hayatınızdaki kutlama anlarını bir düşünün: Nişan, düğün, ‘baby shower’… Peki kişisel başarılarımızın kutlanmaya hakkı yok mu?

İşte ‘career shower’ konsepti de tam olarak bu noktada devreye giriyor ve yüksek lisansı tamamlamak, terfi almak, hayalinizdeki işe kavuşmak gibi kariyerinize dair anları kutlamayı ifade ediyor. Şanstan büyük oranda bağımsız ve tümüyle kendi çabanızın birer ürünü olan bu anların da en az evlenmek ya da çocuk sahibi olmak kadar kutlanmaya değer olduğu fikrinden yola çıkan bu konsept sevdiğiniz insanlarla bir araya gelmek için de fırsat sunuyor. Hediye getirmek yerine kutlamaya katılan herkesin kendileri için önemli bir ders aldıkları deneyimleri diğerleriyle paylaşmalarını öneren ‘career shower’lar yükselmeyi hak eden sosyal trendlerden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor.

Post image Femvertising: Feminizmin Viral Oluşunun Karanlık Yüzü
Femvertising: Feminizmin Viral Oluşunun Karanlık Yüzü

BUSINESS

Calendar 18 Ağu, 2023

“Strong independent woman” (güçlü ve bağımsız kadın) “Who run the world? Girls” (Dünyayı kim yönetiyor? Kadınlar) gibi sloganları artık t-shirtler, bez çantalar ve aklımıza gelebilecek diğer onlarca aksesuarın üzerinde görüyoruz. Peki feminizmin viral oluşundan tam olarak kimler faydalanıyor?

Kadınların güçlenmesi ve dalga dalga yükselen feminizmin önemi üzerine...

“Strong independent woman” (güçlü ve bağımsız kadın) “Who run the world? Girls” (Dünyayı kim yönetiyor? Kadınlar) gibi sloganları artık t-shirtler, bez çantalar ve aklımıza gelebilecek diğer onlarca aksesuarın üzerinde görüyoruz. Peki feminizmin viral oluşundan tam olarak kimler faydalanıyor?

Kadınların güçlenmesi ve dalga dalga yükselen feminizmin önemi üzerine saatlerce konuşabiliriz ve 60’lardan bu yana değerinden kaybettiği hiçbir şey yok. Bununla birlikte hareketin geniş kitlelere yayılmasıyla birlikte pazarlama endüstrisi diğer her popüler konuyu olduğu gibi feminizmi de bir kar elde etme mekanizmasına dönüştürmek için elinden geleni yapıyor. Bir zamanlar bize seks satmaya kararlı olan reklamcılık sektörü, şimdi de cinsiyetçiliğe duyduğu tiksintiyi satmak üzerine çalışıyor. Nosheen Iqbal The Guardian’daki yazısında endüstrinin bu çabasını şu şekilde özetliyor: “Hareketin ticarileşmesi bize bir şey öğrettiyse, o da toplumsal cinsiyet normlarına meydan okuyabileceğiniz, eşitsizlikle savaşabileceğimiz ve daha fazla şampuan satın alabileceğimiz.” Gerçekten de kadınların güçlenmesinin ticarileşmesiyle birlikte kafalar geçmişte olduğundan çok daha karışık. Barbie filmini ele alalım: Filmin hikayesi bize aslında kadınların güçlenmesini vurgulamak üzere ortaya çıkan bir karakterin zaman içerisinde nasıl ulaşılmaz bir ideali temsil eden (dolayısıyla da kadınların nefretini kazanan) çarpık rol modele dönüştüğünü gösterdi. Öte yandan filmin pazarlama stratejileri doğrultusunda birçok markayla yapılan iş birlikleri yine daha çok ürün satın almaya teşvik etti. İşte ticari kaygılar doğrultusunda öğretinin temelinden uzaklaşan ancak bir takım yaratıcı üretimlerin finanse edilebilmesini kolaylaştırdığı için vazgeçilemeyen pazarlama taktiği ‘femvertising’in ana konusunu oluşturuyor ve gücünü arttırırken damakta kekremsi bir tat bırakmayı sürdürüyor.

Post image Screenshot Kültürü: Etik Sınırı Nerede Çizmeliyiz?
Screenshot Kültürü: Etik Sınırı Nerede Çizmeliyiz?

FARKINDALIK

Calendar 28 Tem, 2023

İşle ilgili e-mail yazışmalarından sosyal medya DM’lerine ve ‘dating app’ sohbetlerine kadar günlük konuşmalarımızı büyük bir çoğunlunu artık ‘screenshot’larla arşivleyebiliyor ve hatta herkese açık bir biçimde paylaşabiliyoruz. Kişisel verilere dair yönetmelikler bir yana bu paylaşımlardaki etik sınırı nerde çizmemiz gerektiği üzerine düşünüyor muyuz?...

İşle ilgili e-mail yazışmalarından sosyal medya DM’lerine ve ‘dating app’ sohbetlerine kadar günlük konuşmalarımızı büyük bir çoğunlunu artık ‘screenshot’larla arşivleyebiliyor ve hatta herkese açık bir biçimde paylaşabiliyoruz. Kişisel verilere dair yönetmelikler bir yana bu paylaşımlardaki etik sınırı nerde çizmemiz gerektiği üzerine düşünüyor muyuz?

Jonah Hill’in eski partneri, sörfçü Sarah Brady, Hill’in duygusal olarak taciz edici davranışlar sergiliyor gibi görünen bir dizi özel konuşma yayınladığında, bunun kabul edilemez bir mahremiyet ihlali olup olmadığı çok tartışıldı. Başkalarını nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda eğitebileceği, tacizin politik ve kolektif bir mesele olduğunu gösterebileceği gibi hususlar düşünüldüğünde bu konuşmaları paylaşmanın kişisel arınmanın ötesinde, taciz deneyimlerini paylaşmakta (bir ünlüyü içermese bile) kamu yarar içerdiği söylenebilir. Özellikle de ülkemizde pek çok kadına şiddet vakasının ancak kamuya mal olduktan sonra ilgili otoritelerin ilgisini çekebildiğini deneyimlerimiz aracılığıyla görüyoruz. Bununla birlikte insanlar tarafından karşı tarafın onayı olmadan paylaşılan pek çok özel konuşmanın bu denli önemli bir nitelik taşımadığı açık. Özellikle başarısız flört denemelerine ilişkin olarak reddeden tarafça paylaşılan içerikler, kolektif olarak pazarlama stratejilerine benzer bir ruh haliyle sürdürülen modern ‘dating’ için talep, değer ve rekabet yaratmak için kullanılıyor. Ek olarak tıpkı çeşitli magazin içeriklerinde olduğu gibi konuşmanın tamamı yerine spesifik bir bölümünün genel bağlamdan ayrılarak paylaşılması yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebiliyor. Tüm bu çatışmaları bir arada incelediğinizde kişisel konuşmalarınızı paylaşmak ya da başka kişilerin konuşmalarına şahit olmak konusunda ne düşünüyorsunuz?

Post image The Times of India: Plastik Tüketiminin Sonuçlarına Çarpıcı Biçimde Değiniyor
The Times of India: Plastik Tüketiminin Sonuçlarına Çarpıcı Biçimde Değiniyor

FARKINDALIK

Calendar 07 Tem, 2023

The Times of India gazetesi yeni kampanyasında plastik tüketiminin sonuçlarına vurgu yapmak için pet şişelerin yerini deniz hayvanlarının aldığı bir seri görsel sunuyor.

Okyanus kirliliğine dair içerikler ve balıklar gibi deniz canlılarında bile mikroplastiğe rastlanmasına ilişkin haberler sosyal medyada sıkça karşımıza çıksa da henüz kolektif bir alışkanlık deneyimini sağlayabilmiş değil....

The Times of India gazetesi yeni kampanyasında plastik tüketiminin sonuçlarına vurgu yapmak için pet şişelerin yerini deniz hayvanlarının aldığı bir seri görsel sunuyor.

Okyanus kirliliğine dair içerikler ve balıklar gibi deniz canlılarında bile mikroplastiğe rastlanmasına ilişkin haberler sosyal medyada sıkça karşımıza çıksa da henüz kolektif bir alışkanlık deneyimini sağlayabilmiş değil. İşte The Times of India da Unplastic India isimli yeni kampanyasında eylemlerimizin sonuçlarını somut olarak görebilmemizi hedefliyor ve bükülmüş plastik şişe yerine bükülmüş deniz hayvanları görselleri kullanıyor. Gazetenin dikkat çekmek istediği en önemli husus, plastik tüketiminin son bel yılda iki kat artmış ve bu atığın yarısının ise hiç kullanılmamış olması. Tek kullanımlık plastiklerin zararlarını görselleştirerek sorumlu davranmayı teşvik eden kampanyası Hindistan halkını 21 günlük “Unplastic India” meydan okumasına davet ediyor. Meydan okumada yapılması beklenenler katılımcıların tek kullanımlık plastiklerden kaçınmaları, paketli ürünleri tercih etmemeleri ve plastik ambalajların doğru şekilde geri dönüştürülmesini sağlamaları.

Post image İyileştiren Tarifler: Duyarlı Bir Gastronomi Deneyimi
İyileştiren Tarifler: Duyarlı Bir Gastronomi Deneyimi

FARKINDALIK

Calendar 26 May, 2023

Her yaş grubunda rastlanabilen bir eklem hastalığı olan artrit, hastaların çeşitli becerilerini sınırlandırması nedeniyle insanları mutfaktan uzaklaştırabiliyor. Nestle’nin yeni projesi de bu soruna ışık tutmayı ve mutfağı artrit hastaları için daha kolay bir yer haline getirmeyi hedefliyor.

Kapsayıcı modadan, çeşitli engelleri olanların daha rahat kullanabileceği deodorant...

Her yaş grubunda rastlanabilen bir eklem hastalığı olan artrit, hastaların çeşitli becerilerini sınırlandırması nedeniyle insanları mutfaktan uzaklaştırabiliyor. Nestle’nin yeni projesi de bu soruna ışık tutmayı ve mutfağı artrit hastaları için daha kolay bir yer haline getirmeyi hedefliyor.

Kapsayıcı modadan, çeşitli engelleri olanların daha rahat kullanabileceği deodorant tasarımlarına günlük yaşamı pratiğinin her noktasında, farklılıkları olanları göz ardı etmeyen projelerin birbiri ardına hayata geçtiğini görüyoruz. Nestle de bu farkındalığı mutfağa taşıyor. Markanın, artrit teşhislerinin dünyanın geri kalanına oranla yüzde 60 daha yüksek olduğu Meksika’da hayata geçirdiği projede bir fizyoterapist, bir diyetisyen ve bir şefin danışmanlığında hazırlanan uygulaması kolay, artrit dostu tarifler sunuluyor. Tariflerin özelliği, el egzersizleri ve anti-enflamatuar malzemeleri bir araya getirirken aynı zamanda zor semptomlarla nasıl başa çıkılacağına dair ek bilgiler sunuyor olması. Nestle’nin proje için iş birliği yaptığı Publicis Conseil Yönetici Kreatif Direktörü Diego Wallach, projeyi: “Asıl önemli olan, artrit hastalarına yaşam kalitelerini iyileştirmeye hizmet edecek akıllıca bir çözüm sunmaktı. Bu vesileyle tüm dünyayı artritle yaşamanın zorluklarından haberdar etmek de kapsayıcılık mesajı vermenin etkili bir yolu oldu.” sözleriyle özetliyor.

Post image Başarısızlıklar Müzesi: Başarısız Fikirlerden Öğrenilenleri Kutluyor
Başarısızlıklar Müzesi: Başarısız Fikirlerden Öğrenilenleri Kutluyor

FARKINDALIK

Calendar 26 May, 2023

90’lardan itibaren steroid almışçasına güçlenen başarı öyküleri furyasının özellikle Y kuşağının ruh sağlığını hiç de sanıldığı kadar olumlu etkilemediğini zamanla fark etmeye başladık. 0’dan 100’e hızla çıkan sanatçılar, girişimciler, mucitlerin başarı öykülerine realistik bir bakış açısıyla yaklaştığımızda her ne kadar sağladığı motivasyon bir süre için iyi hissettirse de başarı...

90’lardan itibaren steroid almışçasına güçlenen başarı öyküleri furyasının özellikle Y kuşağının ruh sağlığını hiç de sanıldığı kadar olumlu etkilemediğini zamanla fark etmeye başladık. 0’dan 100’e hızla çıkan sanatçılar, girişimciler, mucitlerin başarı öykülerine realistik bir bakış açısıyla yaklaştığımızda her ne kadar sağladığı motivasyon bir süre için iyi hissettirse de başarı oranlarının hiç de iç açıcı olmadığını anlıyoruz. İşte Başarısızlıklar Müzesi de bu hikayelerin tersine duyduğumuz ihtiyaçtan yola çıkıyor.

“Hatalardan iyi dersler alınabilir.” Başarısız inovasyonlara yer veren müze, ziyaretçilerin başkalarının hatalarından ders alabilmelerini sağlamayı hedefliyor. Apple ve Pepsi gibi öncü şirketlerinkiler de dahil olmak üzere onlarca başarısız olmuş projeye yer veren müzenin ziyaretçileri başarısız olmuş fikirleri görmeye ve yine de gerekli riskleri alacak cesareti bulmaya davet ediliyor. Bir basketbol anolojisiyle yola çıkarsak “Atmadığınız şutların tamamını kaçırırsınız” fikrini benimsiyor. Müzede görülebilecek başarısız fikirler arasında Google Glass, Coke II, yağsız Pringles ve Nokia Taco Phone yer alıyor. Şu anda New York Brooklyn’de bulunan müzeye dair detaylar için buraya tıklayabilirsiniz.

Post image SuperMax Reusables: Gıda İsrafını Önleyen Filtre
SuperMax Reusables: Gıda İsrafını Önleyen Filtre

FARKINDALIK

Calendar 27 Nis, 2023

Süpermarket SuperMax, gıda ürünlerinin alternatif kullanım alanlarını özel bir filtre sunarak gıda israfının önlenmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.

Grundig’in Ruhun Doysun projesine sosyal medyada mutlaka rastlamışsınızdır. Gıda israfına dikkat çekmek, doğa ile bütünleşmiş sürdürülebilir bir yaşam için farkındalığı artırmak gibi projede gıdaları saklamanın, farklı şekillerde...

Süpermarket SuperMax, gıda ürünlerinin alternatif kullanım alanlarını özel bir filtre sunarak gıda israfının önlenmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.

Grundig’in Ruhun Doysun projesine sosyal medyada mutlaka rastlamışsınızdır. Gıda israfına dikkat çekmek, doğa ile bütünleşmiş sürdürülebilir bir yaşam için farkındalığı artırmak gibi projede gıdaları saklamanın, farklı şekillerde kullanmanın çeşitli yolları anlatılıyor. Güzel bir yerel örnek olan bu proje elbette türünün tek örneği değil. Gıda israfı küresel bir sorun haline gelirken bunu çözmeye yönelik kişi bazında çözümlere markaların ve şirketlerin katkısı da eklenmeye başlıyor. Porto Rikolu süpermarket SuperMax, marketlerde satılan gıda ürünlerinin üçte birinin son tüketim tarihi nedeniyle çöpe gitmesinden yola çıkarak bu duruma çözüm sunmaya yönelik bir sosyal medya filtresiyle karşımıza çıkıyor. Filtre kadraja alınan gıda ambalajlarını algılayarak ürünlerin alternatif kullanım alanlarını öneren yeni ambalajlar yaratıyor. Mesela; sütün mürekkep lekesi temizlemede kullanılabileceğini ya da son tüketim tarihi geçen kahvenin gübre işlevi görebileceğini gösteriyor. MediaCat’in haberine göre markete bu projede eşlik eden ajansı de la Cruz Ogilvy’nin Başkanı Carlos Thompson, “Değerli bir kaynağı belirleme sürecinde en iyi müttefikimiz teknolojiydi. Teknolojik yeniliklerden faydalanarak yenilikçi bir çözüm sunmak istedik. Cep telefonu gibi evrensel ve erişilebilir bir şeyden daha iyisi olamazdı. İddialıydık ve sonuçlarını Reusables’ta görebiliyoruz” yorumunda bulunuyor.

Post image #GarbageNewYorker: Çöp Atarsan Çöp Olursun
#GarbageNewYorker: Çöp Atarsan Çöp Olursun

FARKINDALIK

Calendar 12 Nis, 2023

Emily in Paris gibi yapımlar da işin içine dahil olmak üzere, romantize etmeyi sevdiğimiz şehirler listesinde her daim ilk sırada olan Paris’te temizlik işçilerinin grevi nedeniyle sokaklarda oluşan çöp yığınlarının görüntülerine geçtiğimiz haftalarda mutlaka rastlamışsınızdır.

Tahmin edilebileceği gibi Paris çöp problemini yaşayan tek şehir değil. Grev şeklinde olmasa da New...

Emily in Paris gibi yapımlar da işin içine dahil olmak üzere, romantize etmeyi sevdiğimiz şehirler listesinde her daim ilk sırada olan Paris’te temizlik işçilerinin grevi nedeniyle sokaklarda oluşan çöp yığınlarının görüntülerine geçtiğimiz haftalarda mutlaka rastlamışsınızdır.

Tahmin edilebileceği gibi Paris çöp problemini yaşayan tek şehir değil. Grev şeklinde olmasa da New York da çöp konusuna dikkat çekmeye çalışıyor. 7 bin 200 temizlik çalışanı ve 2 bini aşkın sivil denetçi tarafından temiz tutulmaya çalışılsa da bu çabalar yeterli olmayan ve sokaklarında bolca çöpe rastlanabilen şehirde, Sanitasyon Departmanı, şehirde yaşayan herkesi üzerine düşeni yapmaya davet ediyor. İnsanları davranışları üzerinde düşünmeye sevk etmek için sarkastik bir yol izleniyor. “Eğer Çöp Atarsan, Çöpsün!” sloganı ve sosyal medyadaki #GarbageNewYorker hashtagi ile New York’ta yaşayan herkes sorumluluk almaya davet ediliyor. Kampanya görsellerinde New York sakinleri başlarının yerine sigara, yarım kalmış noodle paketi gibi çöplerle tasvir ediliyor. New York Belediye Başkanı Eric Adams, Sanitizasyon departmanının We Love NYC girişimi ile ortak olarak yürüttüğü bu kampanyasıyla çöp sorununu ortadan kaldırmak üzere aktif katılım sağlamayı hedeflediklerini söylüyor.

Post image Sosyal Medya Önlemleri: Krizi Gerçekten Önleyebilecek mi?
Sosyal Medya Önlemleri: Krizi Gerçekten Önleyebilecek mi?

FARKINDALIK

Calendar 30 Mar, 2023

Fransız hükümeti yakında influencer’ların kozmetik cerrahiyi teşvik etmesini yasaklayacak ve filtrelenmiş görüntülerin etiketlenmesini zorunlu hale getirecek yasal düzenlemeler üzerine çalışıyor. Çeşitli hükümetlerin aldığı bu karar karşısındaki güncel soru ise bu önlemlerin güncel özgüven krizine karşı gerçekten işe yarayıp yaramayacağı.

Fransa Maliye Bakanı...

Fransız hükümeti yakında influencer’ların kozmetik cerrahiyi teşvik etmesini yasaklayacak ve filtrelenmiş görüntülerin etiketlenmesini zorunlu hale getirecek yasal düzenlemeler üzerine çalışıyor. Çeşitli hükümetlerin aldığı bu karar karşısındaki güncel soru ise bu önlemlerin güncel özgüven krizine karşı gerçekten işe yarayıp yaramayacağı.

Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Marie yeni önlemlerin: “İzleyicilerin özgüveni üzerindeki yıkıcı psikolojik etkilerini sınırlamaya yardımcı olacağını ve kurallara saygı duymayan herkese “sıfır tolerans yaklaşımı” olacağını” duyuruyor. Öyle ki tasarının getirdikleri arasında; iki yıla kadar hapis ve 30 bin avro para cezasının yanı sıra suçlu bulunan influencer’ların sosyal medyayı kullanmalarına ve kariyerlerine devam etmelerine izin verilmemesi de var. Öte yandan tüm bu önlemler ve yaptırımlarla dahi sosyal medyada yaratılan gerçek dışı beden algısının uzun vadeli etkilerinin önüne geçilemeyeceği savunuluyor. Son on yılda sosyal medyanın yükselişi, bir özgüven kriziyle baş başa gidiyor.

Yeme bozukluğu oranları hızla artarken ve hem erkeklerin hem de kadınların yarısı vücut dismorfisi yaşıyor. Ek olarak estetik cerrahi işlemler ve dolgu ve botoks gibi ameliyatsız estetik işlemlere olan ilgi de günden güne artıyor. Dove tarafından yapılan araştırma, kızların yüzde 50’sinin fotoğraf düzenlemeden yeterince iyi görünmediklerine inandığını gösteriyor. Güzellik kültürü eleştirmeni Jessica DeFino, reklam ve pazarlama görsellerinde photoshop şeffaflığının etkisiz olduğunu bulan bir araştırmaya işaret ederek şeffaflığın net bir pozitif etkisi olduğunu söylemenin yanlış olduğunu savunuyor. DeFino, Dazed Magazine için hazırladığı yazıda Dr Clare Chambers’ın sözlerine değiniyor: “Reklamcılar, dar, ulaşılamaz bir standarda göre ‘mükemmel’ görünen modelleri kullanmaya devam ederse, o zaman etiketler, üzerimizde sahip olduğu ideal gücü bozmak için hiçbir şey yapamaz.

preloader Lütfen bekleyin...
theMagger Banner
Advertisement
preloader
loading
icon icon icon icon icon
warning

Adblock'unuzu Kapatmaya Ne Dersiniz?

theMagger, sponsorluk ve reklamlarla gelişen bir platform.

AdBlock'unuzu kapatarak beraber büyüdüğümüz markaların yaratıcı reklamlarını görebilir; siz de bizlere dolaylı olarak katkıda bulunabilirsiniz.

Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement