Haberler
theMagger News: Trendler


İYİ YAŞAM

Sezgisel yeme ve farkındalıkla yeme kavramlarını muhtemelen duymuşsunuzdur. Özellikle diyet kültürü ile büyüyen kadınların kaybettiği açlık-tokluk sinyallerinin farkında varma, vücudun taleplerine saygı duyma, yiyecekleri iyi ve kötü olarak sınıflandırmaktan kaçınma pratiklerini destekleyen bu kavramlara bir yenisi olarak “epikürcü yeme” ile tanışıyoruz.
Uzman...
Sezgisel yeme ve farkındalıkla yeme kavramlarını muhtemelen duymuşsunuzdur. Özellikle diyet kültürü ile büyüyen kadınların kaybettiği açlık-tokluk sinyallerinin farkında varma, vücudun taleplerine saygı duyma, yiyecekleri iyi ve kötü olarak sınıflandırmaktan kaçınma pratiklerini destekleyen bu kavramlara bir yenisi olarak “epikürcü yeme” ile tanışıyoruz.
Uzman Diyetisyen Tuğçe Tatoğlu, epikürcü yeme pratiğini şu şekilde açıklıyor: “Hayatta kalmamız için yemek yemenin keyif veriyor olması gerekir. Keyif vermiyor olsaydı yemek aramakla/yapmakla kim uğraşırdı. Voltaire’in de dediği gibi “Tanrı yemek yemeyi ve içmeyi bir zorunluluk olduğu kadar bir zevk için de yaratmamış olsaydı yemek&içmek kadar sıkıcı bir şey daha olamazdı.” Yemek yemek hayvanlardan farklı olarak insanlar için güdüsel ihtiyaçlarını karşılamaktan daha farklı şekillerde de haz verebilir. Epikürcü yeme de aslında bunu tanımlamak için kullanılır. Epikürcü yeme zevki besinin duygusal ve sembolik değerinin estetik olarak takdir edilmesinden kaynaklanan bir zevk olarak tanımlanır.”
Yani epikürcü yeme ile, keyif alma hissini bu zaman kadar özdeşleştirdiğimiz aşırı yeme ve kontrolsüzlük ile bağdaştırmaya son veriyoruz. Farkındalıkla yemeye artan ilgiyle birlikte görüldüğü gibi, duyu organlarına odaklanarak yiyeceklerden alınan keyif ve tatminin arttırılması beslenmede miktardansa kalitenin ön planda tutulmasına yardımcı oluyor! Epikürcü yeme eğilimi ile daha yüksek iyi hal arasında ilişki bulunuyor. Bu da yemek yerken keyif almaktan çekinmemenin, aksine farkındalıklı yeme pratikleriyle yemekten aldığımız tatmini arttırmanın doğru bir tercih olduğunu vurguluyor.


BAKIM & GÜZELLİK

Donni Davy hayatımıza Euphoria ile birlikte girdiğinden beri deneysel makyajları günlük hayatta da kullanmak konusunda hevesliyiz. Simli farlar, renkli eyeliner’lar, taşlar ve dahası… Şimdi de hayatımıza ‘contemporary’ görünümler yaratmayı kolaylaştıracak ilgi çekici bir trend olarak makyaj mücevherler giriyor.
Kendilerini çevre dostu, etik bir moda markası olarak tanımlayan...
Donni Davy hayatımıza Euphoria ile birlikte girdiğinden beri deneysel makyajları günlük hayatta da kullanmak konusunda hevesliyiz. Simli farlar, renkli eyeliner’lar, taşlar ve dahası… Şimdi de hayatımıza ‘contemporary’ görünümler yaratmayı kolaylaştıracak ilgi çekici bir trend olarak makyaj mücevherler giriyor.
Kendilerini çevre dostu, etik bir moda markası olarak tanımlayan Mam Originals tarafından sunulan makyaj takılar, yüz mücevherlerinin yeni bir kolu. Yapıştırıcı ile kullanılabilen ve ciltte 72 saate kadar kalabilen altın ve rodyum karşımı mücevher takılar tekrar tekrar kullanılabiliyor. Makyaj mücevherlerini çok kalıcı, parlak ve deneysel eyeliner’lar gibi düşünebilirsiniz. En önemli farkı ise anti-alerjik olduğu için makyaj malzemesi ya da lens kullanamayanlara da deneysel görünümler yakalama imkanı sunması.


HABERLER - SLIDER

Azalan dikkat sürelerinin ve artan erteleyiciliğin iş yaşamında yarattığı sorunlara hepimiz aşinayız. Dolu dolu bir ajandayla güne başlarken yapılacakların hangi birinden başlamamız gerektiğine dair kafamız karışabiliyor. Hatta önemli şeyleri yapmayı geciktirirken faydalı şeyler yapmak anlamına gelen “üretken erteleme” de hayatımıza yeni giren kavramlardan bir tanesi. İşte “eat the frog” yöntemi de aslında...
Azalan dikkat sürelerinin ve artan erteleyiciliğin iş yaşamında yarattığı sorunlara hepimiz aşinayız. Dolu dolu bir ajandayla güne başlarken yapılacakların hangi birinden başlamamız gerektiğine dair kafamız karışabiliyor. Hatta önemli şeyleri yapmayı geciktirirken faydalı şeyler yapmak anlamına gelen “üretken erteleme” de hayatımıza yeni giren kavramlardan bir tanesi. İşte “eat the frog” yöntemi de aslında bu karmaşanın önüne geçmeyi hedefliyor.
Mark Twain’in de dediği gibi “Eğer bir kurbağayı yemeniz gerekiyorsa bunu sabah ilk iş olarak yapın böylece gün boyunca başınıza daha kötü bir şey gelemez.” İşte Twain’in sözlerinden esinlenen bu verimlilik yöntemi de zor ya da yapmak istemediğiniz işleri ilk olarak yapmayı öneriyor. Örneğin; o gün mutlaka yapmanız gereken ancak sizi zorlayan bir telefon görüşmesi var ise bunu günün kurbağası olarak düşünebilirsiniz. Kulağa çok keyifli gelmese de bu yöntemi işlevsel kılan sebepler şöyle:
-Henüz günün erken saatlerinde başarılı hissetmenizi sağlıyor.
-En verimli çalışma saatlerinizi heba etmenizin önüne geçiyor.
-Maillerinizi kontrol etmek, yazışmalara cevap vermek gibi diğer hiçbir işi “kurbağanızı” yemeden önce yapamayacağınız anlamına geldiğinden bu işi tamamlayabilmek için ciddi bir konsantrasyon göstermenizi sağlıyor.


BAKIM & GÜZELLİK

Yağlar, tonikler, temizleyiciler, nemlendiriciler, güneş kremleri, peelingler ve dahası… Cilt bakım çılgınlığının ivme kazandığı son birkaç yılda onlarda ürünler birçok farklı bakım rutini yaratmaya çalışmanın ardından sadeleşmeyi ‘skinimalizm’ ile yakalamaya çalışmıştık. Şimdi bunu bir adım daha ileri götüren bir trend olarak ‘skin fasting’ karşımıza çıkıyor.
Cildin günlük olarak maruz...
Yağlar, tonikler, temizleyiciler, nemlendiriciler, güneş kremleri, peelingler ve dahası… Cilt bakım çılgınlığının ivme kazandığı son birkaç yılda onlarda ürünler birçok farklı bakım rutini yaratmaya çalışmanın ardından sadeleşmeyi ‘skinimalizm’ ile yakalamaya çalışmıştık. Şimdi bunu bir adım daha ileri götüren bir trend olarak ‘skin fasting’ karşımıza çıkıyor.
Cildin günlük olarak maruz kaldığı çok sayıdaki ürüne mola vermesi, sıfırlanması ve dengelemesine izin verme hedefiyle yola çıkan ‘skin fasting’, bir süreliğine tonikler, serumlar ve peelingler gibi çeşitli cilt bakım ürünlerinin kullanımını kesmeyi öneriyor. Böylelikle modern cilt bakımı rutinleriyle maruz kaldığımız, cildin doğal işlevlerini ve koruyucu bariyerini bozma potansiyeli olan sonsuz sayıda aktif bileşen kullanımına da bir ara verilmiş oluyor. Vogue Türkiye’ye göre bu trendin savunucuları, daha az ürün kullanmanın cildin doğal işlevlerini geri kazanmasına ve genel sağlığını iyileştirmesine yardımcı olabileceğini öne sürüyorlar. Doğal cilt bariyerini güçlendirmek, hassasiyeti azaltmak, aşırı ürün yüklemesinin önüne geçmek ve ürünlerin içeriklerini gözden geçirmeye davet etmek trendin amaçları arasında.


HABERLER - SLIDER

Yazın sona erişi, şehre dönüş ve yeni sezona eşlik eden yeni sorumluluklarla birlikte mevsimsel depresyon yeniden gündem halini aldı. TikTok içerik üreticisi CHAR Food Guide ise bu süreci atlatabilmek için trende dönüşen ilginç bir fikirle karşımıza çıktı: ‘Anthony Bourdain Autumn’.
Yazar, şef ve sunucu Anhony Bourdain’a saygı duruşunda bulunan bu trend mevsimsel depresyonla...
Yazın sona erişi, şehre dönüş ve yeni sezona eşlik eden yeni sorumluluklarla birlikte mevsimsel depresyon yeniden gündem halini aldı. TikTok içerik üreticisi CHAR Food Guide ise bu süreci atlatabilmek için trende dönüşen ilginç bir fikirle karşımıza çıktı: ‘Anthony Bourdain Autumn’.
Yazar, şef ve sunucu Anhony Bourdain’a saygı duruşunda bulunan bu trend mevsimsel depresyonla mücadele için mevsim geçişinin getirdiklerini romantize etmeyi öneriyor. CHAR Food Guide yaşamdan keyif almayı bilen Bourdain’dan yola çıkarak bunun için bir rehber sunuyor. İlk adım: Biraz gizemli ve seksi görünebilmeniz için üstünüzü giyinip birkaç kazak, en iyi deri ceketinizi ve bir çift güneş gözlüğü ile stilinizi yenilemek. İkinci adım olarak üç aksesuar ediniyorsunuz: koyu bir kahve, bir sigara (ya da kitap) ve bir bagette sandviç! Son olarak çevrenizin tadını çıkarmak ve insanları izlemek için açık havada oturabileceğiniz bir tür kafeye yerleşiyor ve mevsimin tadını çıkarıyorsunuz. Bu esprili trend aslında yaşamdaki ufak şeylerden keyif alabilme yeteneğine vurgu yapıyor ve TikTok’ta Bourdain’dan bir alıntının sıkça paylaşılmasına yol açmış durumda: “Dolunay altında yarı sarhoş bir halde tek başınıza ya da birkaç arkadaşınızla oturduğunuz zaman ne kadar şanslı olduğunuzu anlarsınız; bu anlatamayacağınız bir hikayedir. Sahip olduğum şeylere gerçek zamanda bakmayı ve gerçekten güzel bir an yaşadım demeyi öğrendim!”


İYİ YAŞAM

‘Dating’ kültürü, dijital gelişmeler, cinsiyet rollerine dair anlayış ve evlilik kavramına dair görüşler birbirini etkilerken romantik ilişkilerin geleceği üzerinde sık durulan ve gittikçe karmaşıklaşan bir konu halini aldı. Trend analizi şirketi WGSN de İlişki Psikoloğu Jordan Dixon ile birlikte gelişmeler ışığında romantik ilişkilerin geleceğini mercek altına alıyor.
Cinsiyet, Cinsellik ve İlişki...
‘Dating’ kültürü, dijital gelişmeler, cinsiyet rollerine dair anlayış ve evlilik kavramına dair görüşler birbirini etkilerken romantik ilişkilerin geleceği üzerinde sık durulan ve gittikçe karmaşıklaşan bir konu halini aldı. Trend analizi şirketi WGSN de İlişki Psikoloğu Jordan Dixon ile birlikte gelişmeler ışığında romantik ilişkilerin geleceğini mercek altına alıyor.
Cinsiyet, Cinsellik ve İlişki Çeşitliliği: Cinsiyet kavramı ve cinsel yönelimler üzerine pek çok teorik tartışma sürerken, pratikte çok eşli ilişkilerle birlikte denklem çok daha karmaşık bir hale gelmiş durumda. Dixon’a göre; çok eşli insanlarla ve rızaya dayalı tek eşliliğin olmadığı ilişkilerin içerisindeki kişilerle çalışırken kalıp çözümler sunmak mümkün değil. Heterenotmatif ve tek eşli ilişkileri daha sağlıklı kılmak için öğrendiğimiz bağlanma tipleri gibi kavramları bu ilişkilerde uygulamak pek de kolay değil. Bu nedenle bir kişi için işe yarayan şey, söz konusu ilişki için işe yaramayabiliyor ve her bir spesifik durumda ilişkinin taraflarının birlikte çalışarak kendileri için en doğru çözümleri üretmesi gerekiyor.
Evlilik: Dixon, zorluklar yaşadığımızda ve boşanmadan bahsedildiğinde, bununla ilgili hala çok fazla damgalanma ve utanç olduğunu vurguluyor: “Evlilik bazı şeyleri açabilir ama aynı zamanda ilişki için mücadele ederken bazı şeyleri de kapatabilir. Evliliği sadece romantikleştirmediğimizden ve onu ilişkiler için altın bir onay mührü olarak görmediğimizden emin olmalıyız.”
Cinselliğin Dijital Dalgasını Keşfetmek: Berlin’deki yapay zeka seks oteli gibi yapay zekanın ilişkiler ve yakınlıkla buluştuğu alanları da keşfettiğimiz ve sanal arkadaşlıktan kaynaklanan etik kaygıları tartıştığımız bir dönemden geçiyoruz. Oteli deneyimleme şansı bulan Dixon’a göre: “Seks teknolojisinin gidişatının yeni yolu bu değil.” Cinselliğin dijital dalgasında ilerliyor olsak da bu yakınlığa daha geleneksel bakan kişiler de var olmayı sürdürecek. Burada ilgi çekici olan konu; farklı deneyimleri yaşamak isteyenlerle, geleneksel güven alanlarında kalmak isteyen kişilerin birlikte nasıl var olacakları.


HOBİ & KOLEKSİYON

Bir bakmışsınız gençsiniz. Bir bakmışsınız kuş gözlemciliği ilgi çekici bir hobi gibi görünüyor! Bu zamana dek emekli aktivitesi olarak gördüğümüz kuş gözlemciliği Y ve Z jenerasyonları arasında yükseliyor olmalı ki TikTok’ta 181 milyon görüntülemeye ulaşmış durumda.
TikTok’u Instagram Reels’lerinden takip edenlerdenseniz henüz keşfet sayfanıza düşmemiş olması...
Bir bakmışsınız gençsiniz. Bir bakmışsınız kuş gözlemciliği ilgi çekici bir hobi gibi görünüyor! Bu zamana dek emekli aktivitesi olarak gördüğümüz kuş gözlemciliği Y ve Z jenerasyonları arasında yükseliyor olmalı ki TikTok’ta 181 milyon görüntülemeye ulaşmış durumda.
TikTok’u Instagram Reels’lerinden takip edenlerdenseniz henüz keşfet sayfanıza düşmemiş olması muhtemel ama yakında 20’li yaşlarında insanların kuşlar için organik mama kapları yaptıkları ya da farklı kuşları gözleyip türlerini anlamak için çeşitli app’ler kullandıkları içerikleri görmeye yakında başlayacaksınız. TikTok’ta içerikler paylaşan 26 yaşındaki Alana şu an kafayı takmış olduğunu söylediği kuş gözlemciliğine yeni bir daireye taşındıktan sonra yakındaki ağaçlarda daha fazla kuşun cıvıltılarını fark ettiğinde başlamış. “Köpeğimle dışarıda oturup onları seyretmeye başladım. Daha sonra hangi kuşları duyduğumu takip edip tanımlayabilmek için Merlin Bird ID uygulamasını indirdim.” diyen Alana’nın sözlerinden anlaşılabileceği gibi yeni nesil kuş gözlemciliğinin en önemli farkı görsel ve işitsel uygulamaların kuşların türünü tespit etme konusunda önemli bir yere sahip olması. Yaşlılarla özdeşleştirilen bu hobinin genç meraklılarından TikToker Zach Miko ise eylemi “Gerçek hayatta Pokemon yakalamak gibi” şeklinde özetliyor.
Bu yeniden keşfetme hali ilk okumada kulağa gülünç gelse de aslında gelecek nesillerin “ilginç” bulacakları deneyimler için bir ipucu niteliğinde. İnternet, sosyal medya ve oyun teknolojileri içinde büyüyen bir jenerasyon için norm: Pokemon oyunu, ilgi çekici olansa gerçek yaşamda canlıları izlemek. Buradan hareketle beta jenerasyonuna dair tartışmaları hatırlarsak, yapay zekanın varlığında büyüyen bir jenerasyon söz konusu olduğunda belki de fiziksel olarak bir araya gelip kahve içmek kadar basit eylemlerin ilgi çekici bir “etkinlik” haline geleceğini düşünebiliriz.


FARKINDALIK

Ayrılıklar, flört dramları ve aile içi kavgalar; kuaförler her türlü kişisel hikayemizi paylaştığımız bazı sosyal ağlarımız var. Kimimizinki daha sınırlı kimimizinkiyse daha geniş ve hatta bazı içerik üreticiler için tüm internet ailemi. Rahatladığımızda, gevşediğimizde gardımızı düşürme eğiliminde oluyoruz ve çoğu zaman konuşmalarımız ücretsiz bir terapi seansına dönüşebiliyor. Peki bu eğilimin...
Ayrılıklar, flört dramları ve aile içi kavgalar; kuaförler her türlü kişisel hikayemizi paylaştığımız bazı sosyal ağlarımız var. Kimimizinki daha sınırlı kimimizinkiyse daha geniş ve hatta bazı içerik üreticiler için tüm internet ailemi. Rahatladığımızda, gevşediğimizde gardımızı düşürme eğiliminde oluyoruz ve çoğu zaman konuşmalarımız ücretsiz bir terapi seansına dönüşebiliyor. Peki bu eğilimin de bir dengesi olmalı mı?
Travma boşaltma olarak tercüme edebileceğimiz ‘trauma dumpind’ travmatik bir deneyimi potansiyel olarak bununla başa çıkma konusunda yeterli olmayan birine yüklemek anlamına geliyor. Aklınıza aileniz ve yakın arkadaşlarınız dışında gelen bir örnek var mı? Mesela kuaförler? Refinery 29’ın haberine göre Bu yılın temmuz ayında L’Oréal Professionnel, kuaförlerin yılda ortalama 2.000 saati müşterilerini dinleyerek geçirdiklerini keşfettikten sonra salon çalışanlarının ruh sağlığına odaklanan bir girişim olan Head Up’ı tanıttı. Zira ankete katılan 1.750 saç uzmanından %65’inin profesyonel kariyerleri boyunca kaygı, tükenmişlik veya depresyon yaşadığı bildiriliyor! Bu durum ‘trauma dumping’in kişiler üzerindeki olumsuz etkilerinin en belirgin kanıtlarından bir tanesi. Klinik psikolog Karen Garber’e göre: “Dinleyen kişi “ikincil travma” yaşayabiliyor ve bu da yeni aldıkları bilgileri anlamlandırma veya işleme konusunda zorluk yaşamasına neden olabiliyor.” Elbette bu yakın arkadaşlarımızın dertlerini dinlememek ya da kimseyle kendi sorunlarımızı paylaşmamak gerektiği anlamına gelmiyor. Diğer pek çok şeyde olduğu gibi burada da önemli husus dengeyi bulabilmek. Trauma dumping daha ziyade sürekli ve uzun vadeli şekilde maruz kalındığında olumsuz etkilerini ortaya çıkarıyor. Bu konuya dair farkındalıkla yola çıkmak için güzel bir örnekse; sorunlarımızı paylaşmak istediğimiz kişilere öncelikle “Bir sorunumu paylaşmaya ihtiyacım var. Bugün beni dinleyebilecek halin var mı?” diye sorma alışkanlığını kazanmak olabilir.


FARKINDALIK

Sex and the City’de Carrie Bradshaw’un arkadaşının ‘baby shower’ında kaybolan ayakkabılarını karşılamaması üzerine kendiyle evlendiği ve hediye talep ettiği bölümü hatırlıyor musunuz? Dizideki konseptte kulağa intikamcı gelse de aslında tümüyle yanlış sayılmaz. Yetişkin hayatınızdaki kutlama anlarını bir düşünün: Nişan, düğün, ‘baby shower’… Peki kişisel başarılarımızın kutlanmaya...
Sex and the City’de Carrie Bradshaw’un arkadaşının ‘baby shower’ında kaybolan ayakkabılarını karşılamaması üzerine kendiyle evlendiği ve hediye talep ettiği bölümü hatırlıyor musunuz? Dizideki konseptte kulağa intikamcı gelse de aslında tümüyle yanlış sayılmaz. Yetişkin hayatınızdaki kutlama anlarını bir düşünün: Nişan, düğün, ‘baby shower’… Peki kişisel başarılarımızın kutlanmaya hakkı yok mu?
İşte ‘career shower’ konsepti de tam olarak bu noktada devreye giriyor ve yüksek lisansı tamamlamak, terfi almak, hayalinizdeki işe kavuşmak gibi kariyerinize dair anları kutlamayı ifade ediyor. Şanstan büyük oranda bağımsız ve tümüyle kendi çabanızın birer ürünü olan bu anların da en az evlenmek ya da çocuk sahibi olmak kadar kutlanmaya değer olduğu fikrinden yola çıkan bu konsept sevdiğiniz insanlarla bir araya gelmek için de fırsat sunuyor. Hediye getirmek yerine kutlamaya katılan herkesin kendileri için önemli bir ders aldıkları deneyimleri diğerleriyle paylaşmalarını öneren ‘career shower’lar yükselmeyi hak eden sosyal trendlerden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor.


HABERLER - SLIDER

Son yıllarda günlük yaşamdaki deneyimlerimizi anlatmak için sözcük dağarcığımıza birçok yeni kelimeyi dahil ettik. ‘Gaslighting’den sessiz istifaya (quiet quitting) yaşadıklarımızı ve hissettiklerimizi ifade etmeyi kolaylaştıran bu kelimeler arasında en çok kullandıklarımızdan biri şüphesiz ruh halimizi olumsuz yönde etkileyen ve stres yaratan etkenleri tanımlayan ‘triggers’ yani tetikleyiciler. İşte yeni...
Son yıllarda günlük yaşamdaki deneyimlerimizi anlatmak için sözcük dağarcığımıza birçok yeni kelimeyi dahil ettik. ‘Gaslighting’den sessiz istifaya (quiet quitting) yaşadıklarımızı ve hissettiklerimizi ifade etmeyi kolaylaştıran bu kelimeler arasında en çok kullandıklarımızdan biri şüphesiz ruh halimizi olumsuz yönde etkileyen ve stres yaratan etkenleri tanımlayan ‘triggers’ yani tetikleyiciler. İşte yeni yeni karşımıza çıkmaya başlayan ‘glimmers’ da tüm bu olumsuz deneyimleri anlatan yeni terimlerin arasında nadir bir örnek olarak ‘trigger’ın antidote’u.
Sinir sistemimizi sakin ya da güvende hissetmek üzere harekete geçiren küçük anlara ‘glimmers’ deniyor. “The Polyvagal Theory in Therapy” kitabını yazarı, sosyal hizmet uzmanı Deb Dana’ya atfedilen bu terim, güneş ışığınızın perdenizin kenarında sızıp duvarda ufak bir gökkuşağı oluşturması, bir yabancının samimi gülümsemesini yakalamak ya da kedinize dokunup tüylerinin yumuşaklığını hissetmek gibi ufak anları anlatıyor. Deb Dana ‘glimmers’ı şöyle açıklıyor: “Harika, büyük, kapsamlı neşe, güvenlik veya bağlantı deneyimlerinden bahsetmiyoruz. Bunlar sistemimizi çok yumuşak bir şekilde şekillendirmeye başlayan mikro anlardır.” Bu ufak anları fark etmenin herkese ama özellikle travma sahibi olanlara iyi geldiğini deneyimleyen Dana, glimmers’ın toksik pozitiflik anlamına gelmediğinin de altına çiziyor: “Bu pratiğe dair sevdiğim şey, travmadan kurtulanlarla çalışmanın onların acılarına çok saygılı olması. ‘Glimmers’ onların biyolojilerinin travmayı, krizi veya süregelen acıyı göz ardı etmezken ayın zamanda mikro iyilik anlarını da fark edebilecek, mükemmel bir şekilde tasarlandığının farkına varmalarını sağlıyor.” Bu bakımdan ‘glimmers’ dualiteye izin veriyor ve kötü hislerle ufacık da olsa iyi hislerin birlikte var olabileceği fikrine dayanıyor.