Haberler
theMagger News: Trendler
FARKINDALIK
İklim krizi aktivistlerinin seslerini duyurmak için sanat galerilerinde yaptıkları eylemlerden doğan tartışmaları muhtemelen anımsarsınız. Bu eylemlerin katılımcıları içerisinde basında en çok kendine yer bulanlardan olan İki Just Stop Oil aktivisti, Phoebe Plummer ve Anna Holland, 2022 yılında National Gallery’de Vincent van Gogh’un “Ayçiçekleri” tablosuna domates çorbası fırlattıkları için hapis cezasına...
İklim krizi aktivistlerinin seslerini duyurmak için sanat galerilerinde yaptıkları eylemlerden doğan tartışmaları muhtemelen anımsarsınız. Bu eylemlerin katılımcıları içerisinde basında en çok kendine yer bulanlardan olan İki Just Stop Oil aktivisti, Phoebe Plummer ve Anna Holland, 2022 yılında National Gallery’de Vincent van Gogh’un “Ayçiçekleri” tablosuna domates çorbası fırlattıkları için hapis cezasına çarptırıldı.
Dazed’in haberine göre: Plummer, hafifletici sebepler kapsamında hakime yaptığı 20 dakikalık konuşmada, Emmeline Pankhurst, Mahatma Gandhi ve Nelson Mandela’yı adalet için mücadele ederken suçlanan kişiler olarak örnek gösterdi. Ayrıca, cezasını “gülümseyerek” kabul edeceğini ekledi. Eyleme dair motivasyonunu ise şöyle açıkladı: “Bu kararları aldım çünkü şiddetsiz sivil direnişin, hızla değişimi sağlamak ve hızlanan iklim acil durumu ile buna körükle giden siyasi kararlar nedeniyle tüm insanlığı felakete sürükleyen durumu engellemek adına insanların sahip olduğu en iyi, belki de tek araç olduğuna inanıyorum.”
“Sıradan işleyişe sahip, adaletsiz, dürüst olmayan ve ölümcül bir sistemi barışçıl bir şekilde rahatsız etmeyi seçtim.” diyen Phoebe Plummer ve Anna Holland’ın cezalarının açıklanmasından birkaç saat sonra, Just Stop Oil aktivistleri, National Gallery’deki “Posta ve Aşıklar” sergisinde bulunan iki Van Gogh tablosuna çorba fırlattı.
FARKINDALIK
New Yorklu multidisipliner sanatçı Finnegan Shannon, izleyenleri engelli bireylerin sanata dünyasına erişimi ile ilgili sorunlar üzerine düşünmeye sevk etmek için provakatif banklar tasarlıyor. Sanatçının 2019’dan beri yürüttüğü Anti Stairs Club Lounge çatısı altında sergilenen bankların üzerinde: “Museum visits are hard on my body. Rest here if you agree (Müze ziyaretleri bedenime çok ağır geliyor. Eğer aynı...
New Yorklu multidisipliner sanatçı Finnegan Shannon, izleyenleri engelli bireylerin sanata dünyasına erişimi ile ilgili sorunlar üzerine düşünmeye sevk etmek için provakatif banklar tasarlıyor. Sanatçının 2019’dan beri yürüttüğü Anti Stairs Club Lounge çatısı altında sergilenen bankların üzerinde: “Museum visits are hard on my body. Rest here if you agree (Müze ziyaretleri bedenime çok ağır geliyor. Eğer aynı fikirdeysen burada dinlenebilirsin)” gibi sorunun altını çizen çarpıcı ve net ifadeler yer alıyor. Daha ilgi çekici olan ise sanatçının bu çalışmalarını ilk kez New York’taki Wassaic Project bünyesinde sergilemiş olması çünkü bu sergi binası yedi kattan oluşuyor ve asansörü bulunmuyor! Finnegan çalışmalarına ilham veren motivasyonu ve amacını şöyle özetliyor: “Çalışmalarımın birincil izleyicisi olarak engelli bireyleri merkeze alarak, deneylerimin engelli bireylerin sadece hoş görüldüğü değil, aynı zamanda birlikte olabileceğimiz ve gelişebileceğimiz ortamlara işaret etmesini ve bunları ortaya koymasını umuyorum.”
FARKINDALIK
Dünya çapındaki Six Senses otellerinde olduğu gibi, karbon ayak izini azaltmak ve doğayı korumak konusundaki faaliyetleri ciddiyetle yürüten Six Senses Kaplankaya, 2024 yılında deniz ekosisteminden daha 7646,70 kg atığı temizleyerek iki yıl içinde toplam 8236,7 kg atığın temizlenmesi ile doğaya ve deniz yaşamına destek sağladığı faaliyetlerini daha geniş kapsamda Kaplankaya ile iş birliği içinde öteye taşıyor.
Doğaya...
Dünya çapındaki Six Senses otellerinde olduğu gibi, karbon ayak izini azaltmak ve doğayı korumak konusundaki faaliyetleri ciddiyetle yürüten Six Senses Kaplankaya, 2024 yılında deniz ekosisteminden daha 7646,70 kg atığı temizleyerek iki yıl içinde toplam 8236,7 kg atığın temizlenmesi ile doğaya ve deniz yaşamına destek sağladığı faaliyetlerini daha geniş kapsamda Kaplankaya ile iş birliği içinde öteye taşıyor.
Doğaya saygı, sürdürülebilirlik, bulunduğu bölge ve yerel kültürleri korumak misyonu kapsamında hayata geçirilen Deniz Dibi Temizleme Projesi ile gerçekleşen geniş çaplı deniz kıyı temizliği ve farkındalık etkinliklerinde; çocuk ve öğrencilerden yerel yönetimlere, gönüllü kuruluşlardan otel çalışanlarına ve misafirlere kadar geniş bir kesim daha temiz bir dünya için yeniden bir araya geliyor.
Projenin hayata geçiş süreci ise şöyle gerçekleşiyor: 12 kilometrelik kıyı şeridini, 151 dalış yapılarak 20 metrelik deniz derinliğini kapsayan bu özel proje için öncelikle 450.000 m2 dip taraması yapılıyor. Kaplankaya Su Sporları’nın uzman dalış ekibi ile biyologlardan oluşan ekip ve gönüllü akademik ekiplerlerden oluşan kaynakları, KAPLANKAYA Sürdürülebilirlik Departmanı ve Six Senses Kaplankaya Sürdürülebilirlik Departmanı’nın iş birliği ve denetimi altında denizin derinliklerinde yatan atıkları toplamakla kalmayıp aynı zamanda yerel balıkçılardan kalan ve hem pasif olarak avlanmaya devam eden hem de mikroplastik kirliliğine neden olarak hayalet ağları da temizleyerek deniz biyoçeşitliliğini korumak ve denizlerin sağlığını güvence altına almak için önemli bir adım atıyor!
Otel misafirleri ve bölge okul öğrencilerini bir araya getirerek çevre bilinci ve toplumsal katılımı teşvik etmek adına da bir fırsat sunan Six Senses Kaplankaya, deniz dibi temizliği çabaları ve sonuçları hakkında yerel balıkçılar ve sakinler gibi yerel paydaşları da bilgilendirerek, çevreyi koruma duygusunun artırılmasına ve denizlerin korunmasının öneminin vurgulanmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
FARKINDALIK
Samandağ, Defne ve Antakya ilçelerinde yaşayan 16 yaş altındaki gençleri sörfle ücretsiz buluşturan kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Hatay Sörf Merkezi, dalgaların dönüştürücü gücünü gençlerin hayatına ve kentin geçim kaynaklarına erişimine adapte etme vizyonuyla yola çıkıyor.
2024 yazında 16 yaş altındaki 1.000 genç temel ücretsiz sörf eğitimi aldığı merkezde,...
Samandağ, Defne ve Antakya ilçelerinde yaşayan 16 yaş altındaki gençleri sörfle ücretsiz buluşturan kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Hatay Sörf Merkezi, dalgaların dönüştürücü gücünü gençlerin hayatına ve kentin geçim kaynaklarına erişimine adapte etme vizyonuyla yola çıkıyor.
2024 yazında 16 yaş altındaki 1.000 genç temel ücretsiz sörf eğitimi aldığı merkezde, Aralarından seçilen 20 genç ise tutkularının peşinden koşmak, alanında gelişerek sporcu ya da eğitmen olarak birer sörf liderlerine dönüşmek üzere desteklenecek. Samandağ Sinemasal Akademi kampüsünde kurulan merkezde hem teorik hem de pratik dersler veriliyor. Saha çalışmalarının tümü Hayata Destek’le birlikte çocuk koruma, toplumsal cinsiyet eşitliği, engelli kapsayıcılığı, emniyet, güvenlik ve sağlık alanlarındaki prosedürler rehberliğinde yürütülüyor.
Merkez’in asıl hedefi buranın gençlerinin sörfü sahiplenmesi, bunu kültüre çevirmesi, bununla birlikte bir ekosistem yaratması. Bu coğrafyanın gençlerinin sörf eğitmeni olup sörf kültürünü oluşturması, yaygınlaştırması. Ücretsiz olarak gerçekleştirilen çalışmalar sayesinde; gençlere bir uğraş, bir kazanım sağlamasının yanı sıra kendi topraklarında kalmak için bir sebep sunulması ve sörfle birlikte yeni bir meslek edinebilir, kendilerini geliştirebilir ve bir kültürün oluşumunun öncüleri olabilmeleri hedefleniyor.
FARKINDALIK
Bir restoranı özgün kılan nedir? Yemekler, ambiyans, menüsü, şefi? Jon Bon Jovi’nin JBL Soul Kitchen’ın özgün yapan şey menüsünde fiyatların olmaması zira müşterilerden yalnızca kendilerinin ve başka birinin yemeğini de kapsayan 20 dolarlık bir bağış ödemeleri isteniyor. Para bağışlayamayanlar, akşam yemekleri karşılığında bulaşık yıkamak gibi hizmetler gerçekleştirerek de bağışta bulunabiliyorlar. Bu...
Bir restoranı özgün kılan nedir? Yemekler, ambiyans, menüsü, şefi? Jon Bon Jovi’nin JBL Soul Kitchen’ın özgün yapan şey menüsünde fiyatların olmaması zira müşterilerden yalnızca kendilerinin ve başka birinin yemeğini de kapsayan 20 dolarlık bir bağış ödemeleri isteniyor. Para bağışlayamayanlar, akşam yemekleri karşılığında bulaşık yıkamak gibi hizmetler gerçekleştirerek de bağışta bulunabiliyorlar. Bu fikir aslında Bon Jovi’nin eşi Dorothea Hurley’e ait. Bon Jovi projenin gelişmesini şöyle anlatıyor: “Bir akşam koltuğa yaslandı ve bir fikrim var dedi. Dahiceydi!”
Bu iyilik ekonomisine hizmet eden fikir gerçekten de dahice çünkü restoranın işlemesini sağlayan sistem bağışlara dayanıyor. Herhangi bir gecede hemen hemen her koltuk dolduruluyor; oranı kabaca özetlemek gerekirse gelenlerin yarısını bağışçılar, yarısınaysa ihtiyaç sahipleri oluşturuyor. Hurley ufuk açıcı fikrinin çıkış noktasını şöyle anlatıyor: “Açlık hayal ettiğiniz şekilde görünmeyebilir. Oysa ki her yerdedir. Kilisenizdedir. Çocuklarınızla birlikte okula giden çocuklardadır. Ve bence restoran, ‘Ah, burada hiç evsiz yok’ diyen birçok topluluk için ufuk açıcı oldu.”
FARKINDALIK
‘Dating’ uygulamaları, sıfırdan bir iş kurmak ve müşteri bulmak, işe veya eğitime uzaktan katılmak… Hayatımızın aklımıza gelebilecek her alanı için online varlığımızın önem taşıdığı bir tartışmasız. Çevrimiçi dünya, artık zamanımızın büyük bir kısmını harcadığımız yer. Tüm bu pratikliğin yanı sıra dijital çağ maalesef aynı zamanda kadınlar ve marjinal kitleler
Görüntüye dayalı cinsel...
‘Dating’ uygulamaları, sıfırdan bir iş kurmak ve müşteri bulmak, işe veya eğitime uzaktan katılmak… Hayatımızın aklımıza gelebilecek her alanı için online varlığımızın önem taşıdığı bir tartışmasız. Çevrimiçi dünya, artık zamanımızın büyük bir kısmını harcadığımız yer. Tüm bu pratikliğin yanı sıra dijital çağ maalesef aynı zamanda kadınlar ve marjinal kitleler için yeni zarar ve istismar fırsatları da yaratıyor.
Görüntüye dayalı cinsel istismar (deep fake), derin sahtekarlıklar, cinsiyetçi önyargı ve gözetleme gibi sorunlarına ardından dijital güvenlikle ilgili tartışmalar ön plana çıktı; ancak mevzuatın yetişmesi yavaş olduğundan zararlar devam ediyor. Kadınlar, dijital çağın kadınları dışlamak yerine onlara hizmet etmesini sağlamak ve çevrimiçi dünyanın güvenli ve pişmanlık duymadan var olabileceğimiz bir dünya olduğu konusunda ısrar etmek için mücadele ediyor.
Örneğin; 23 yaşındayken Doğu Londra’daki en genç Siyah kadın Meclis Üyesi seçilen ancak bu başarısını kutlayamadan viral çevrimiçi tacize maruz kalan Seyi Akiwowo, dijital güvenlik ve refah üzerine atölye çalışmaları sunan, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Glitch’i kurdu. Mashable’ın haberine göre Birleşik Krallık hükümeti, Kadınlara Yönelik Şiddete Son Koalisyonu ile ortak kampanyalarının ardından kadınların ve kızların güvenliğini Çevrimiçi Güvenlik Yasası’na entegre etti ve Glitch artık tüm siyasi partilere, siyasi manifestolarında çevrimiçi istismarı ele almaları çağrısında bulunuyor. Akiwowo’nun “How To Stay Safe Online” isimli kitabıysa kadınlar ve dışlanmış cinsiyetler için onları dijital refahımızı koruyacak araçlarla donatan pratik bir el kitabı niteliğinde.
FARKINDALIK
Müzik ve yemeğin, Alzheimer hastalarının zihinlerinin derinliklerindeki anıları hatırlamalarında yardımcı olduğuna dair pek çok araştırma ve çalışma bulunuyor. Yemek paylaşmanın duygusal anılar yarattığını gösteren bu çalışmalardan hareket eden Nestle’nin “Unutulmaz Tarifler” isimli yeni projesi de yemeklerin anıların hatırlanmasında oynayabileceği role dair ipuçları sunuyor.
Kampanya için Fred Luz...
Müzik ve yemeğin, Alzheimer hastalarının zihinlerinin derinliklerindeki anıları hatırlamalarında yardımcı olduğuna dair pek çok araştırma ve çalışma bulunuyor. Yemek paylaşmanın duygusal anılar yarattığını gösteren bu çalışmalardan hareket eden Nestle’nin “Unutulmaz Tarifler” isimli yeni projesi de yemeklerin anıların hatırlanmasında oynayabileceği role dair ipuçları sunuyor.
Kampanya için Fred Luz yönetmenliğinde çekilen dört dakikalık filmde, dört Alzheimer hastasının öyküleri ekrana taşınıyor. Şef Carol Albuquerque hastaların zamanında yazmış olduğu tariflerden ve ailelerinin anlattıklarından yola çıkarak, anıların yeniden canlanması umuduyla yaşlıların çocukluk yıllarından kalma tarifleri hazırlıyor. Alzheimer konusunda farkındalığı artırmayı amaçlayan kampanya bu dört kişinin ve ailelerinin paylaştığı duygusal anları sunmaktan bir adım daha öteye gidiyor ve aslında güvenli bir paylaşım alanı oluşturuyor. Platforma katılan herkes kendi yemeklerini ve öykülerini paylaşabiliyor. Ayrıca kampanya için yeniden yaratılan tüm tarifler markanın tarif sayfasında yer alıyor.
FARKINDALIK
Britanya merkezli Resolution Foundation tarafından yayınlanan yeni bir rapor; gençlerin 40’lı yaşların başındakilere kıyasla kötü zihinsel sağlık nedeniyle işsiz kalma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Rapora göre; 20’li yaşlarının başındaki ve zihinsel sağlık sorunlarıyla boğuşan bireyler düzenli bir eğitime erişemeyebilir ve bunun sonucunda işsiz kalabilir veya...
Britanya merkezli Resolution Foundation tarafından yayınlanan yeni bir rapor; gençlerin 40’lı yaşların başındakilere kıyasla kötü zihinsel sağlık nedeniyle işsiz kalma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Rapora göre; 20’li yaşlarının başındaki ve zihinsel sağlık sorunlarıyla boğuşan bireyler düzenli bir eğitime erişemeyebilir ve bunun sonucunda işsiz kalabilir veya düşük ücretli, güvencesiz işlere girebilirler. Çalışmada, 2021 ve 2022’de 18 ila 24 yaşları arasındaki bireylerin yüzde 34’ünün depresyon, anksiyete veya bipolar bozukluk gibi zihinsel bozukluk belirtileri yaşadığını belirten veriler yer alıyor ve bu oranın, 2000’deki yüzde 24’e göre dikkate değer bir artış olduğu vurgulanıyor. Özellikle genç kadınlarda bu oran 1,5 kattı. etkilenme olasılığı daha yüksek. Tüm bu veriler ışığında Türkiye’ye döndüğümüzde durumun en iyi ihtimalle aynı seviyede bir vahamet içerdiği açık. Ek olarak ekonomik kriz öğrencilerin üniversite kazandıkları şehirlerde konaklama ihtiyaçlarını karşılayamamalarına neden oluyor. Bu da onlarca genci yüksek eğitimden uzaklaştırıyor.
Resolution Foundation’ın kıdemli ekonomistlerinden Louise Murphy’nin görüşleri de bu etkiyi doğruluyor. Murphye göre mezun olmayan ve zihinsel sağlığı kötü olan kişiler üzerinde ekonominin etkisi büyük. Üstelik süreç birbirini doğuran bir zincir haline geliyor. Ekonomik sebeplerle eğitim alamayan gençler bunun bir sonucu olarak düşük gelir getiren işlerde çalışmak durumunda kalarak kendilerini yine ekonomik zorluk içinde buluyorlar: “Zayıf ruh sağlığının ekonomik sonuçları, üniversiteye gitmeyen gençler için en şiddetlidir; yaygın bir zihinsel bozukluğa sahip olup mezun olmayan her üç gençten biri şu anda işsizdir.”
FARKINDALIK
ABD’deki milli parkların araziye uygun tekerli sandalyeler sunan projesi doğada zaman geçirmenin ne kadar ayrıcalıklı bir deneyim olduğunu anımsatıyor.
Georgia ve Güney Dakota, halka açık yollarda arazi tipi tekerlekli sandalye sağlamaya başlıyor. Geleneksel tekerlekli sandalyeler engelleri olan kişilerin yokuş araziler, kumsallar, parklar gibi pek çok yerde zaman geçirebilmesine imkan tanımıyor. ABD’de...
ABD’deki milli parkların araziye uygun tekerli sandalyeler sunan projesi doğada zaman geçirmenin ne kadar ayrıcalıklı bir deneyim olduğunu anımsatıyor.
Georgia ve Güney Dakota, halka açık yollarda arazi tipi tekerlekli sandalye sağlamaya başlıyor. Geleneksel tekerlekli sandalyeler engelleri olan kişilerin yokuş araziler, kumsallar, parklar gibi pek çok yerde zaman geçirebilmesine imkan tanımıyor. ABD’de başlatılan ve milli parklarda ihtiyacı olanlar için araziye uygun tekerlekli sandalye sağlayan çeşitli programlar ise bu sorunun önüne geçerek pek çok engelli bireyin doğayı ilk kez özgürce deneyimleyebilmesine imkan tanımayı amaçlıyor. Minnesota Doğal Kaynaklar Bakanlığı’ndan Jamie McBride hedeflerini şöyle özetliyor: “Sadece yürüyebilen insanlar için değil, herkes için unutulmaz bir açık hava deneyimi yaratmak istiyoruz.” Araziye uygun tekerlekli sandalye sayısını arttırmak üzere program başlatan South Dakota’daysa plan, sandalyelerin eyalet geneline dağıtılmasıyla park ve patika keyfi, avcılık ve balıkçılık dahil olmak üzere çeşitli açık hava etkinlikleri için kullanılabilir hale getirilmesi.
FARKINDALIK
Uzayan insan ömrü tıbbın en önemli başarılarından biri olmakla birlikte aynı zamanda çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması gereken, ilerideki yaşlarda, kalabalık bir insan kitlesini meydana getiriyor. Özellikle pandemi döneminin ardından daha sık gündeme gelmeye başlayan yaşlı bakımı zaman, emek, özen ve maddi imkanlar gerektiriyor. Intuition Robotics şirketinin kurucusu Dor Skuler, yapay zekanın bu alanda da ciddi bir...
Uzayan insan ömrü tıbbın en önemli başarılarından biri olmakla birlikte aynı zamanda çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması gereken, ilerideki yaşlarda, kalabalık bir insan kitlesini meydana getiriyor. Özellikle pandemi döneminin ardından daha sık gündeme gelmeye başlayan yaşlı bakımı zaman, emek, özen ve maddi imkanlar gerektiriyor. Intuition Robotics şirketinin kurucusu Dor Skuler, yapay zekanın bu alanda da ciddi bir potansiyel vadettiğini belirtiyor.
Skuler, WGSN’e verdiği röportajda, Intuition Robotics’in ürettiği yapay zeka odaklı arkadaş ElliQ’den söz ediyor. Proaktif cihaz, ilaç hatırlatmalardan yeni kelimelerin öğretilmesine kadar destek sunarak, sağlık ve zindeliğe odaklanıyor. Böylece de yaşlı yetişkinlerin yaşamlarını iyileştirmeyi amaçlıyor. Anneannenize “dm atmak” terimini bir robotun açıkladığını hayal edin. Belki de bu zamana dek teknolojiye dair en büyük sorularımızın odağı haline gelen insan-robot etkileşiminin etik kaygılara farklı bir açıdan yaklaşmanın vakti gelmiştir! İnsansı robotların dünyayı ele geçirmek yerine izolasyon ve yalnızlık zorluklarıyla başa çıkanlarla anlamlı bağlantılar kurarak yaşlı arkadaşlığını yeniden tanımlayabilir mi?
Skular ElliQ’i şöyle anlatıyor: “ElliQ dünyanın ilk yapay zeka arkadaşı. O bir sohbet robotu değil, fiziksel olarak sizinle. Bu açıdan yapay zekanın sizinle birlikte hareket ettiği ve empatik, güven inşa eden bir şekilde uzun vadeli bir ilişki kurduğu ilk ürün. Onun tek amacı daha iyi, daha sağlıklı ve daha mutlu bir hayat yaşamanıza yardımcı olmak.” Bununla birlikte yapay zekanın insan olmadığını ve böyle bir beklentide olunmasının anlamlı bulmadığını vurguluyor: “ElliQ’nun şeffaf bir yapay zeka olmasını sağladık. Asla insan gibi davranmıyor. Neden insanların onun gerçek olduğunu düşünmelerini sağlamak isteyelim ki? Bu neden birileri için iyi bir şey olsun? Bu yüzden kullanıcıya her zaman onun gerçek olmadığını hatırlatmak için adına, tasarımına, karakterine ve diyaloğuna özen gösteriyoruz.“