Haberler
theMagger News: Trendler


KİTAP & EDEBİYAT

İstanbul’un en köklü edebiyat etkinliklerinden biri olan Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, bu yıl 42. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. 26 Ekim – 3 Kasım 2024 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek fuarın bu yılki onur yazarı edebiyatın çok katmanlı sesi: Murathan Mungan.
“Yazarın İzinde” temasıyla hazırlanan fuar, edebiyatla kurduğumuz...
İstanbul’un en köklü edebiyat etkinliklerinden biri olan Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, bu yıl 42. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. 26 Ekim – 3 Kasım 2024 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek fuarın bu yılki onur yazarı edebiyatın çok katmanlı sesi: Murathan Mungan.
“Yazarın İzinde” temasıyla hazırlanan fuar, edebiyatla kurduğumuz bireysel ve toplumsal ilişkilere odaklanırken; bu yıl Mungan’ın çok yönlü edebi mirasına özel bir alan açıyor. Şiirden tiyatroya, romandan söz yazarlığına uzanan üretimleriyle edebiyat dünyasında derin izler bırakmış olan yazar için çeşitli söyleşiler, panel ve sergiler düzenleniyor. Kitap fuarı boyunca farklı yayın evlerinden yazarlar, çizerler, eleştirmenler bir araya gelirken, okurlarla birebir buluşma alanları da her zamanki gibi fuarın dinamiğini belirliyor. Aynı zamanda çocuk ve gençlik yayınlarına ayrılan özel bölümler, akademik yayınlar ve uluslararası konukların katılımıyla İstanbul Kitap Fuarı, edebiyat meraklıları için bir takvim klasiği olmaya devam ediyor.


KİTAP & EDEBİYAT

Bazı kitaplar yalnızca okunmaz; hissedilir, düşünülür, zamanla içimize yerleşir. Bizleri yeni bakış açılarıyla tanıştıran, zihnimizi tazeleyen ve ilham veren güncel kitaplar arasından bir seçki derledik:
Hüzünlü Kaplan: Okura karanlığı aşmak için konuşmayı ve soru sormayı öneren kitap, hafızanın farklı yönlerini, tüm canavarlığı ve sıradanlığıyla istismarın kendisini...
Bazı kitaplar yalnızca okunmaz; hissedilir, düşünülür, zamanla içimize yerleşir. Bizleri yeni bakış açılarıyla tanıştıran, zihnimizi tazeleyen ve ilham veren güncel kitaplar arasından bir seçki derledik:
Hüzünlü Kaplan: Okura karanlığı aşmak için konuşmayı ve soru sormayı öneren kitap, hafızanın farklı yönlerini, tüm canavarlığı ve sıradanlığıyla istismarın kendisini keşfediyor. Neige Sinno’nun kaleme aldığı gerçek bir istismarın hikâyesini ele alıyor.
Bir Ördek Asla Göz Kırpmaz: Alex Latimer’in yazdığı ve çizdiği, hedefe odaklanıp tüm duyuları harekete geçirecek etkileşimli mizah öyküsü Bir Ördek Asla Göz Kırpmaz, bakmak, görmek ve fark etmek kavramları hakkında düşündürüyor.
İstanbulin: İstanbul’da gündelik hayatın nasıl fanteziye dönüşebileceğini, şehrin mucizelerini, en önemlisi de yürüyen, şehre kendini açan herkese bu mucizelerin açık olduğunu anlatan kitap, yazar, çizer ve mimar Ertuğ Uçar’ın kaleminden şehre farklı bir bakış sunuyor.
Gezgin Ruhlar: Cecile Pin’in ülkelerini terk etmek zorunda kalan ve bir anda kendilerini evsiz ve kimsesiz bulan üç kardeşin Vietnam’dan İngiltere’ye uzanan öyküsünü anlattığı kitabı, azınlıkta kalanların, gelir adaletsizliğinin kıskacındayken güvenli, huzurlu bir gelecek umuduyla yaşayan ruhların hikâyesini anlatıyor.


KİTAP & EDEBİYAT

Baharın gelişi ve uzayan günlerle birlikte ekstra gün ışığını değerlendirmek için planlarınız arasında eni bir kitap alıp dışarı çıkmak varsa değerlendirebileceğiniz seçenekler şu şekilde:
İlk Aşk (Gwendoline Riley): Gwendoline Riley’nin Geoffrey Faber Memorial Ödülü’nün sahibi olan kitabı, çaresizlik ve düşmanlık arasındaki ilişkiyi cesurca mercek altına alıyor....
Baharın gelişi ve uzayan günlerle birlikte ekstra gün ışığını değerlendirmek için planlarınız arasında eni bir kitap alıp dışarı çıkmak varsa değerlendirebileceğiniz seçenekler şu şekilde:
İlk Aşk (Gwendoline Riley): Gwendoline Riley’nin Geoffrey Faber Memorial Ödülü’nün sahibi olan kitabı, çaresizlik ve düşmanlık arasındaki ilişkiyi cesurca mercek altına alıyor. Otuzlarında bir yazar olan Neve, kendisinden yaşça büyük Edwyn’in ilişkisini mercek altına alan İlk Aşk, karakterlerin geçmişlerinde bir yolculuğa çıkarıyor.
Bir Yangının Tarihçesi (Janika Oza): Janika Oza’nın ilk romanı olan Bir Yangının Tarihçesi, aile geçmişinin gölgesinde yeni bir hayat arayışı içindeki kahramanının Doğu Afrika’nın demiryollarından Kanada’ya uzanan yolculuğunu anlatıyor.
Dijital Toplumun Sosyolojik Teorisi: Bizi Birbirimize Bağlayan Kodlar: Araştırmacı Ori Schwarz’ın dijital toplumun yapıtaşlarını, sosyal ilişkilerin kodlarla nasıl düzenlendiğini ve bireylerin bu yeni ekosistemde nasıl konumlandığını incelediği kitabı, dijitalleşmenin sosyal dokuyu nasıl şekillendirdiğini mercek altına alıyor.
Optik Sinir: Arjantinli sanat eleştirmeni María Gainza’nın on bir ressam ve kendi dünyasından, hayatından on bir anı konu edinen romanı Optik Sinir, sanat tarihinden sahneleri, kitabın anlatıcısının yaşamından anlarla eşleştiriyor.
Şehit! (Kaveh Akbar): 2024 yılının en çok konuşulan kitaplarından biri olan ve pek çok otorite tarafından yılın en iyi 10 romanından biri olarak gösterilen Şehit! sadece bir hikâye anlatmakla kalmıyor, okuyucuyu rahatsız edici bir güzellikle sarsarak derin bir sorgulamaya davet ediyor. İran asıllı Amerikalı Cyrus Şems’in şehitlik kavramıyla olan karmaşık ilişkisi üzerinden ilerleyen roman, kimlik, aidiyet, bağımlılık ve sanat gibi evrensel temaları ustalıkla işliyor.


KİTAP & EDEBİYAT

Şişli Belediyesi’nin Nâzım Hikmet’in 123. yaşına özel hazırladığı “Şişli’de Bir Nâzım” kitabı edebiyatımızın en büyük ustalarından biri olan Nâzım Hikmet’in hayatının önemli bir bölümünü geçirdiği Şişli’deki yaşantısının izlerinden ilham alıyor. Dünyanın sesine kulak verdiği bu büyük ustanın şiirlerine, senaryolarına, yazılarına ilham olan dönemin Şişli’sinin atmosferini,...
Şişli Belediyesi’nin Nâzım Hikmet’in 123. yaşına özel hazırladığı “Şişli’de Bir Nâzım” kitabı edebiyatımızın en büyük ustalarından biri olan Nâzım Hikmet’in hayatının önemli bir bölümünü geçirdiği Şişli’deki yaşantısının izlerinden ilham alıyor. Dünyanın sesine kulak verdiği bu büyük ustanın şiirlerine, senaryolarına, yazılarına ilham olan dönemin Şişli’sinin atmosferini, sanatsal ilişkilerini, dönüşümünü takip etmeye imkan tanıyan eser şairin doğum günü 15 Ocak’ta Cemal Reşit Rey’de yapılacak büyük bir etkinlikle okurlarla buluşacak.
Çocukluk ve ilk gençlik döneminde ailesiyle Nişantaşı’nda yaşayan şairin bu bölgede geçirdiği günleri kitapta kronolojik ve detaylı bir şekilde irdeleniyor. Proje tasarımını Dündar Hızal’ın üstlendiği editörlüğünü Sibel Oral ve Veysel Saltanoğlu’nun yaptığı kitapta Uğur Aktaş, Bahriye Çeri, Gökhan Akçura ve Sevdagül Kasap gibi isimlerin Nazım Hikmet’in Şişli’de geçirdiği farklı dönemlere odaklanan makaleleri bulunuyor.
Alman Mavileri olarak isimlendirilen haritalar üzerinden yeri ilk kez bu kitapla tespit edilen Nişantaşı Sultanisi’nde öğrenim görerek başladığı Şişli hayatının yanı sıra 1930’ların başında Nişantaşı’ndaki İpek Film Stüdyosu’nda geçirdiği yılları Nâzım Hikmet’in günlük yaşamıyla birlikte dönemin kültürel ve toplumsal dinamikleriyle harmanlamasına dikkat çeken kitap hem bir ustanın dönem tanıklığını hem de bir bölgenin tarihini yeniden gözler önüne seriyor. O tarihlerde Nişantaşı, modern İstanbul’un entelektüel ve estetik merkezi olarak yükselirken usta şaire de ev sahipliği yapıyor. Şairin özellikle Valikonağı Caddesi’ndeki uğrak noktaları ve eşi Piraye ile paylaştığı evin de yeri ilk kez tespit edilmiş, şairin üretkenliğinin yaşandığı mekânlar olarak göze çarpıyor.


KİTAP & EDEBİYAT

Neredeyse Cumhuriyet’le yaşıt bir yaşam süren oyuncu, yönetmen ve hoca Haldun Dormen’in uzun ömrüne sığdırdığı fikirleri bir kitaba dönüştü: “Ben Buyum İşte!” Dormen’in hayata karşı takındığı tutumlara, meseleleri ele alış biçimine ve hayat perspektifine ışık tutuyor.
Kültür-sanat gazetecisi Uğur Ugan’ın sorularıyla oluşturulan nehir söyleşi, Dormen’in...
Neredeyse Cumhuriyet’le yaşıt bir yaşam süren oyuncu, yönetmen ve hoca Haldun Dormen’in uzun ömrüne sığdırdığı fikirleri bir kitaba dönüştü: “Ben Buyum İşte!” Dormen’in hayata karşı takındığı tutumlara, meseleleri ele alış biçimine ve hayat perspektifine ışık tutuyor.
Kültür-sanat gazetecisi Uğur Ugan’ın sorularıyla oluşturulan nehir söyleşi, Dormen’in kendi ağzından hem kişisel hayatına hem de tanıklık ettiği döneme dair içeriden bir anlatı. Haldun Dormen’in 29 yaşındayken kendi tiyatrosunu kurarak başladığı ve bir ömür boyu sürdürdüğü kariyeri bu kitap vesilesiyle bir kez daha açığa çıkıyor. Başarılar, alkışlar, ödüllerle geçen kariyerinin yanı sıra yaşadığı zorluklar ve üstesinden gelme biçimleri Haldun Dormen’in hayata karşı azmini, tutkusunu bir ilham kaynağı olarak kitapta gözler önüne seriyor. Yeni başlayan tiyatrocu adaylarına rehber bir kitap işlevi güden “Ben Buyum İşte!”, Haldun Dormen’in Batılı anlamda müzikali Türkiye’ye getiren kişi olması, tiyatronun kurallarını yeni baştan yazarak sufleyi kaldırması, mizansen olarak selamlamayı getirmesi ve kendisinden sonra gelen birçok ismi mesleğe kazandırması gibi pek çok kıymetli emeğini mercek altına alıyor.


KİTAP & EDEBİYAT

Yeni yıl hedefleriniz arasında daha çok kitap okumak varsa, 2025’in beklenen kitapları sizi bu hedefi gerçekliğe dönüştürmek için motive ederken aynı zamanda farklı ilgi alanlarına hitap edecek zengin bir seçki sunabilir.
We Do Not Part, Han Kang (21 Ocak): Nobel Ödüllü Han Kang’ın, Korece aslından e. yaewon ve Paige Aniyah Morris tarafından yeni çevrilen We Do Not Part adlı romanı, modern Kore...
Yeni yıl hedefleriniz arasında daha çok kitap okumak varsa, 2025’in beklenen kitapları sizi bu hedefi gerçekliğe dönüştürmek için motive ederken aynı zamanda farklı ilgi alanlarına hitap edecek zengin bir seçki sunabilir.
We Do Not Part, Han Kang (21 Ocak): Nobel Ödüllü Han Kang’ın, Korece aslından e. yaewon ve Paige Aniyah Morris tarafından yeni çevrilen We Do Not Part adlı romanı, modern Kore tarihinin trajik bir bölümüne derinlemesine bir bakış sunuyor. Kitapta, bir yaralanma sonucu hastaneye kaldırılan Inseon’ın, arkadaşı Kyungha’dan basit bir iyilik (Jeju Adası’ndaki evine gidip çok sevdiği kuşuna bakmak) istemesi konu ediliyor. Ancak Kyungha, adaya vardığında, Jeju Ayaklanması’nın ülkesine ve halkına bıraktığı yıkıcı etkilerle yüzleşmek zorunda kalıyor. Han Kang’ın romanı, tarihsel travmanın ortasında filizlenen dostluğu ürpertici bir şekilde keşfediyor.
Goddess Complex, Sanjena Sathian (11 Mart): Sanjena Sathian’ın ikinci romanı Goddess Complex’in merkezinde önemli bir soru yer alıyor: “Çocuk sahibi olmak ya da olmamak…” Kitabın kahramanı Sanjana Satyananda, çocuk sahibi olup olmama konusundaki anlaşmazlık yüzünden zor durumdaki aktör eşini terk ediyor ve yıllar önce yarım bıraktığı antropoloji tezine ve hayatına devam etmeye karar veriyor. Boşanma işlerini tamamlamaya çalışırken eşinin ortadan kaybolması üzerineyse onu bulmak için fantastik bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculuk, ebeveyn olmayı seçseydi hayatının nasıl görünebileceğine dair ona bir bakış sunuyor.
Accidentally on Purpose, Kristen Kish (22 Nisan): Şef yarışmalarını izlemekten keyif alanların ilgisini çekecek bu kitap Top Chef 10. sezonunu kazandıktan sonra programın sunuculuğunu üstlenen Kristen Kish’in anılarından oluşuyor. Kish, bu ilk kitabıyla mutfakta kazandığı şöhrete giden yolculuğunu anlatıyor ve mutfaktaki ilk günlerinden başlayarak reality şov deneyimlerinin perde arkasını paylaşıyor. Ayrıca, Koreli bir evlatlık olarak Ortabatı’da geçen çocukluğunu ve yetişkinliğinde açılma sürecini ele alıyor. Gerçek tutkusu olan yemek dünyasına yönelmesine yardımcı olan beklenmedik zorluklar ve mutlu tesadüfleri samimi bir şekilde okuyucuyla buluşturuyor.
Matriarch: A Memoir, Tina Knowles (22 Nisan): Beyoncé ve Solange’un annesi Tina Knowles’a hikayesini nihayet anlattığı Matriarch, iki süperstar kızı büyütme sürecini anlatırken, aynı zamanda 1950’lerin Galveston, Texas’ında yedi çocuğun en küçüğü olarak geçen mütevazı başlangıçlarını da detaylandırıyor. Yetenekli bir terzi ve kuaför olan Knowles, kitapta, onu dünyanın en ünlü annelerinden biri yapan yaratıcı riskler, tutkulu aşklar ve ebeveynlik derslerini samimi bir şekilde paylaşıyor.
Atmosphere: A Love Story, Taylor Jenkins Reid (3 Haziran): Daisy Jones and the Six ve The Seven Husbands of Evelyn Hugo gibi son yılların en çok satan kitaplarının yazarı Taylor Jenkins Reid, yeni romanı Atmosphere ile uzaya doğru bir yolculuğa çıkıyor. 1980’lerde geçen hikaye, NASA’nın Uzay Mekiği Programı’na katılan ilk kadınlardan biri olmaya çalışan fizik profesörü Joan Goodwin’i konu alıyor.


KÜLTÜR - SANAT

Songül Canerik’in 16 Kasım’da Galeri Beylikdüzü’nde açılan ilk kişisel sergisi “Hafıza”, Mario Levi’nin “İstanbul Bir Masaldı” adlı romanındaki karakterlerden ilham alıyor.
Geçmiş ve bugünü buluşturan sergi, günümüz edebiyatının en üretken isimlerinden Mario Levi’nin bir Yahudi ailesinin 1920-1980 yılları arasında İstanbul’da yaşadıklarını kaleme aldığı...
Songül Canerik’in 16 Kasım’da Galeri Beylikdüzü’nde açılan ilk kişisel sergisi “Hafıza”, Mario Levi’nin “İstanbul Bir Masaldı” adlı romanındaki karakterlerden ilham alıyor.
Geçmiş ve bugünü buluşturan sergi, günümüz edebiyatının en üretken isimlerinden Mario Levi’nin bir Yahudi ailesinin 1920-1980 yılları arasında İstanbul’da yaşadıklarını kaleme aldığı “İstanbul Bir Masaldı” adlı romanından ilham alıyor. Canerik resimlerinde bugünün perspektifinden canlanan anıları bireysel hikayelerle buluşturarak, kolektif hafıza oluşturuyor. Sergiye ilham olan “İstanbul Bir Masaldı”ya dönersek; kitabın asıl kahramanını barındırdığı ve yok ettiği “umutlar”la İstanbul olarak ele alabiliyoruz. Göçlerle birlikte başka bir ülkeyi, daha da önemlisi kendi ülkesini arama çabasındaki insanların öyküsü. Tam da bu sebeple, “Hafıza” sergisindeki resimlerde bu karakterler, kimi zaman bir kapı komşusu, kimi zaman kalabalık bir yerde göz göz geldiğimiz bir yabancı, kimi zaman da bakışlarıyla unutulmuş hatıraların kapılarını aralayan sessiz bir tanıdık olarak beliriyor.


KİTAP & EDEBİYAT

2024 Booker Prize’ın kazananı Orbital adlı romanıyla Samantha Harvey oldu. Harvey’nin uzaydaki astronotların bir gününü anlattığı Orbital aynı zamanda ödülü kazanan en kısa ikinci kitap olarak listeleniyor.
Roman, altı astronot ve kozmonotun 24 saat içinde, sessiz mavi gezegenleri üzerinden kıtaları ve mevsimleri geçerek, dağ zirvelerini ve okyanus dalgalarını gözlemleyerek 16 gün doğumu...
2024 Booker Prize’ın kazananı Orbital adlı romanıyla Samantha Harvey oldu. Harvey’nin uzaydaki astronotların bir gününü anlattığı Orbital aynı zamanda ödülü kazanan en kısa ikinci kitap olarak listeleniyor.
Roman, altı astronot ve kozmonotun 24 saat içinde, sessiz mavi gezegenleri üzerinden kıtaları ve mevsimleri geçerek, dağ zirvelerini ve okyanus dalgalarını gözlemleyerek 16 gün doğumu ve 16 gün batımı izlemeleri konu ediniyor. Ödülü beşinci eseriyle alan Samantha Harvey’nin yazımı, insan varoluşunu derinlemesine keşfetmesi, etkileyici bir dil kullanımı ve hikâyelerin yoğun olduğu bir dünyada eserlerini öne çıkaran yapısal bir yaratıcılık ile dikkat çekiyor. Orbitalin karakterleri, yalnızca dış dünyadaki zorluklarla değil, şüpheler, hayaller ve varoluşsal sorgulamalarla dolu içsel evrenleriyle de mücadele ederken, Harvey’nin felsefeyi anlatılarının dokusuna ustalıkla işleme konusundaki becerisini vurguluyor. Hem şiirsel hem de kesin bir anlatıma sahip oluşuyla eleştirmenler ve okuyucuların takdirini kazanan Harvey, Orbital ile okuyucuları varoluş, bellek ve insan zihnine dair derin soruları irdeleyen bir yolculuğa çıkarıyor.


KİTAP & EDEBİYAT

Son bir yıldır duymaktan bıktığımız ‘ozempic’ kelimesi Hollywood’un yeni zayıflama büyüsü, beden algısı eleştirilerinin odağı ve hatta Lizzo’nun Halloween kostümü olarak karşımıza çıktı. İşte Gazeteci-yazar Johann Hari’nin “Sihirli Hap – Yeni Zayıflama İlaçlarının Olağanüstü Faydaları ve Tedirgin Edici Riskleri” isimli yeni kitabı bu fenomeni mercek altına alıyor.
Bu ilaçlardan biri olan...
Son bir yıldır duymaktan bıktığımız ‘ozempic’ kelimesi Hollywood’un yeni zayıflama büyüsü, beden algısı eleştirilerinin odağı ve hatta Lizzo’nun Halloween kostümü olarak karşımıza çıktı. İşte Gazeteci-yazar Johann Hari’nin “Sihirli Hap – Yeni Zayıflama İlaçlarının Olağanüstü Faydaları ve Tedirgin Edici Riskleri” isimli yeni kitabı bu fenomeni mercek altına alıyor.
Bu ilaçlardan biri olan Ozempic’i kullanan ve zahmetsizce kilo verme sürecini bizzat tecrübe eden Hari, kitabında bu ilaçların bizler için ne anlama geldiğini irdeliyor. Yeni zayıflama ilaçlarının geliştirilmesinde rol alan bilim insanlarının yanı sıra onlara eleştirel bakanlarla, beslenme uzmanlarıyla, beden olumlama hareketini destekleyen kişilerle, İzlanda’dan Japonya’ya dünyanın farklı yerlerinde sağlıklı yaşamı teşvik etmek için ilginç yöntemler uygulayan eğitimciler ve hatta iş insanlarıyla konuşan Hari, bu uzun yolculuk sırasında öğrendiklerini tarafsız bir gözle aktarıyor.


MODA

Çalınan dikkatimiz, konsantrasyon sürelerinin kısalışı ve daha fazlası… Tüm bunlara rağmen edebiyata ve okumaya olan ilgi artıyor olabilir mi? İşaretler stereotiplerin aksine, Z kuşağı okuma canlanmasının ardındaki itici güç olduğunu gösteriyor.
#BookTok bir TikTok janrası olmayı bırakıp kitapçılara sızarken, Nielsen BookData’nın yaptığı bir başka araştırmaya göre Z...
Çalınan dikkatimiz, konsantrasyon sürelerinin kısalışı ve daha fazlası… Tüm bunlara rağmen edebiyata ve okumaya olan ilgi artıyor olabilir mi? İşaretler stereotiplerin aksine, Z kuşağı okuma canlanmasının ardındaki itici güç olduğunu gösteriyor.
#BookTok bir TikTok janrası olmayı bırakıp kitapçılara sızarken, Nielsen BookData’nın yaptığı bir başka araştırmaya göre Z kuşağının yılda tahmini olarak 61 milyon kitap satın aldığını gösteriyor. Kütüphane kullanımının yeniden artması, Reese Witherspoon gibi ünlülerin de dahil olduğu kitap toplulukları ve hikaye anlatıcılığını tüm biçimleriyle yücelten bakış açısı kitap kültürünün ölmediğini aksine yeni bir anlayışla canlandığını gösteriyor. Durum böyleyken lüks markalar da bu yeniden yükselen kültürün bir parçası olmak üzere kolları sıvıyor. Dior’un book tote yani kitap çantası, Chanel’in ünlülerle kütüphane anketleri düzenlemesi, Prada’nın yeni koleksiyonunu tanıtırken yazar Mirandy July’ı dahil ettiği “Now That We Are Here” projesi, Miu Miu’nun Edebiyat Kulübü ve Valentino’nun International Booker Prize’a sponsor olması gibi girişimler kitap kültürünün moda dünyasıyla yoğun bir flört halinde olduğunu kanıtlıyor!