Netflix’te izlenecek bir şey bırakmamaya doğru emin adımlarla ilerlediğimiz şu günlerde, çoğumuzun çoktan izlemiş olduğunu tahmin ettiğim, izlemeyenlerin de bir an önce izlemesini önereceğim, bir oturuşta bitecek harika bir dizi karşımıza çıkıyor: Unorthodox. Deborah Feldman’ın yarı otobiyografik kitabından uyarlanarak ‘Hasidik Yahudi’ topluluğun yaşam tarzına eğilen bu dizi, zaten merak duyduğum cemaati iyice araştırmama zemin hazırladı. Detaylarını ilgilisiyle paylaşmak adına hazırladığım bu yazıyı keyifle okumanız dileğiyle. 

Hasidik Yahudiler
Hasidik Yahudiler | Fotoğraf: bedfordandbowery.com/

Ortodoks (katı kuralcı, dogmatik) Yahudilik’in bir alt kümesi olan Hasidik Yahudilik, 18.yy sonlarına doğru Doğu Avrupa’da; Polonya-Ukrayna dolaylarında, Yahudi mistik ve şifacı İsrael Ba’al Şem Tov tarafından kurulmuş. “Besht” kelimesi, Baal Shem Tov’un kısaltması olmakla birlikte, “kutlu adın efendisi” ya da “iyi bir üne sahip” anlamına geliyor. Hasidizm ise İbranice’de  ‘dindar ve sadık‘ anlamlarına gelen hasid sözcüğünden türemiş ve cemaat üyelerine Hasidim / Hasidler deniyor.

Kendilerine “gerçek Yahudi” diyen Hasidik Yahudiler, diğer Yahudileri özlerinden kopmuş, yoldan çıkmış olarak görüyor. Kendilerini Amerikalı, İsrailli ya da Polonyalı  olarak değil, Hasidik olarak tanıtacak kadar da fikrimce uçlarda bir mezhep diyebiliriz onlar için. Anti-Siyonist (Filistin’de bir Yahudi devleti kurmayı amaçlayan akım karşıtı) olan cemaat, her ne kadar kutsal topraklarına bağlı olsa da, İsrail ile aralarında böyle bir bağlılık söz konusu değil ve Mesih gelmeden bir devlet kurmanın yasak olduğunu düşünüyorlar. Siyonizme karşı oldukları için İsrail’i değil Amerika’yı tercih eden mezhebin Amerika’da yaklaşık 250 bin nüfusu bulunuyor. Dünyada en kalabalık cemaatlerden biri olarak kabul gören Hasidikler, NYC/Brooklyn’de özellikle Crown Heights, Williamsburg ve Borough Park’ın bazı kesimlerinde yoğun olarak yaşıyorlar. 

İbadet ve tefekkür ağırlıklı bir yaşam tarzı benimseyen Hasidikler, modern yaşam tarzını reddederek; internet, televizyon, müzik, sinema ve spordan uzak bir hayat sürüyorlar. Hatta ‘yetzer hara kutusu’ yani ‘şeytani günah makinesi’ olarak tanımladıkları televizyonu insanlığın saflığının bozulmasına önayak bir icat şeklinde yorumluyorlar. Fakat günümüzde cemaat içinde internete ılımlı yaklaşanlar var; diğer Yahudi cemaatlerle iletişimi kolaylaştırmak ya da iş geliştirme amaçlı da olsa. 

Hasidik Yahudilik
Hasidik Yahudilik | Fotoğraf: latimes.com/

Aslında pek çok yönleriyle, 18.yy’da dini baskılar sebebiyle Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden Amerika’ya göç etmiş bir başka dini mezhebi hatırlatıyorlar bize, Hristiyan Amişler. Uzay çağında teknolojiyi reddetmiş her iki mezhepte de ilaç, hastane, ameliyat gibi modern tıpın nimetlerini kullanmakta bir sakınca görülmüyor. Başka bir din veya mezhepten biriyle evlenmeye müsaade edilmezken aile yaşamına oldukça önem veren ve tahmin edileceği üzere doğum kontrole sıcak bakmayan bu iki mezhepte ailelerdeki ortalama çocuk sayısının da 8 olduğu biliniyor. Yahudi geleneğinde cinsel ilişki, mutluluk veren, manevi ve kutsal bir olgu olarak görülüyor. Haftanın en kutsal günü olan Şabat akşamı (cuma akşamı) cinsel ilişki için en uygun zaman olarak kabul ediliyor. Çocuklarını liseye veya üniversiteye göndermeyen Hasidikler, özel okullarda Tevrat eğitimi verirken, Amiş çocuklarsa 8. sınıfta devlet okullarından alınarak evde eğitim görmeye başlıyorlar.  

Kültürlerini korumak adına çoğunlukla Yidiş (anadilleri olarak Yidiş denen, Almanca’nın İbranice ve diğer Doğu Avrupa dilleri ile karışmış hali) konuşan cemaat, çok katı ritüellere ve haham kurallarına bağlı bir yaşam sürüyor ve bazı şekilsel kurallara da itaat ediyor. Örneğin, Hasidik bir çocuk 13 yaşından itibaren erkeklik şapkası; ciddilik işareti olarak siyah şapka takmak durumunda kalıyor ki yetişkinliğin tüm yükümlülüklerini kabul ettiğini ilan etsin. “Payot” yani bukleler, Ortodoks Yahudi cemaatindeki bazı erkekler tarafından, bir kişinin başının “köşelerini” tıraş etmesine yönelik Tevrat’taki ihtiyati tedbirin yorumlanmasına dayanılarak bırakılıyor. Kelimenin tam anlamıyla, pe’ah “köşe, yan, kenar” anlamına geliyor. Hasidik, Yemenite ve Chardal Yahudileri arasında farklı bukle biçimleri bulunuyor.

Netflix series Unorthodox is bringing the ultra-Orthodox Jewish ...
Hasidik Yahudiler | Fotoğraf: ABC

Bir de genel olarak, tüm Musevi erkeklerin dua ederken sinagogda veya dışarda başlarını örtmek için kullandıkları kipa denen küçük takkeler oluyor. Başını örtmek, örneğin bir kipa giymek, “Tanrı’yı ​​onurlandırmak” olarak tanımlanıyor. Bir odaya girerken, tuvaletten çıkarken, bir şey koklarken ya da yiyip içtikten sonra yani günde defalarca beraha (şükür duası) okuması gereken bir Musevi bunu açık başla yapamayacağı için ya kipa ya da şapka takması gerekiyor. Dizide de çokça gördüğümüz Shtreimel (yidce) kürk şapkalar ise Hasidik Yahudi erkekler tarafından Şabat, Yahudi bayramları ve diğer şenliklerde kullanılıyor. Genellikle evlilikten sonra giyilen shtreimel, damada gelinin babası tarafından alınıyor. Tipik olarak Kanada veya Rus samur, taş sansar, baum sansar, vizon veya Amerikan gri tilki kuyruklarından; gerçek kürkten yapılmış olan shtreimel, Hasidik kıyafetlerin en pahalı parçası ve 1.000 ila 6.000 dolar arasında bir maliyete sahip. Bazı Hasidik Yahudi erkeğin iki tane edindiği kürk şapkanın biri yağmurlu havalarda kullanılmak üzere nispeten daha ucuz versiyonuyken diğeri özel etkinliklerde kullanılmak üzere daha pahalı bir versyion. Peki anlamı nedir shtreimelin?

Her ne kadar dini anlamı yoksa da, iki kafa örtüsüne sahip olmanın ek manevi değer sağladığına inananlar var. Her zaman shtreimel’in altına bir kipa giyiliyor. Şabat’ı (Şabat veya Sebt, Yahudilerin dinlenme günü olan Cumartesi gününü ifade ediyor) geliştirip güzelleştirebilen kutsal bir kıyafet olarak düşünebiliriz.

Unorthodox
Unorthodox | Fotoğraf: filmstarts.de/

Hasidik Yahudi kadınların cemaat içinde çocuk doğurmak ve soylarının devamını sağlamak gibi bir sorumlulukları bulunuyor. Kadınlar evlenmeden önce saçlarını tamamen kesip bir peruk veya örtü takmaya başlıyorlar. Ya­hu­di söz­lü ge­le­ne­ği­ni oluş­tu­ran Miş­na ve Tal­mud içe­ri­sin­de hük­me bağ­lan­mış olup; ka­dın­la­rın edep ge­re­ği, er­kek­le­rin­se Tan­rı’ya kar­şı say­gı ve te­va­zu adı­na baş­la­rı­nı ört­me­le­ri di­nî bir ge­rek­li­lik ola­rak sunuluyor. Ka­dın için baş açık­lık çıp­lak­lık kap­sa­mın­da görülüyor ve ba­şı açık ola­rak dı­şa­rı­ya çık­mak er­ke­ğin ka­rı­sı­nı bo­şa­ma­sı için ye­ter se­bep ka­bul ediliyor. Hasidikler bu noktada Amişlerden net bir şekilde ayrılıyor; Amiş kadınlar asla saçlarını kesmiyorlar ve hep topuz yapıyorlar. Ancak giyim konusunda iki cemaatin kadınları tekrar benzer özellikler gösteriyor; diz altı ve uzun kollu vücud hatlarını belli etmeyecek giysiler. 

Görüldüğü üzere, aşırılığın ölçüsü yok. Sembollerin aşırı somutlaştırılması ve akılcılığı, bilimi bir kenara iten yaklaşım, ilahi ve insani rollerin bariz karışıklığı ile sonuçlanmaktan kaçamaz. Herkesin dini kendine, iş ki bireylere seçim hakkı tanınabilsin. Unorthodox; görücü usulü evliliğinden kaçıp Berlin’e giden bir Hasidik kadın Esty’nin hikayesi. Herkese dogmalardan uzak, akılcı günler dilerim…

Kapak fotoğrafı: jns.org/

İlginizi çekebilir: SineMagger’dan Netflix Dizi Önerileri