Bugün size parmaklarınızı yiyeceğiniz bir şehirden bahsedeceğim. Büyülü atmosferi, farklı kültürleri, yaşayan mitolojik efsaneleriyle Hatay’dasınız. “Açken alışveriş yapmayın.” bir süpermarket tavsiyesidir ama siz siz olun beslenmenize dikkat ettiğiniz bir dönemdeyseniz de asla Hatay mutfağına yaklaşmayın. Listenizde yasaklar varsa Hatay’da gözlerinizi kapatmanız dahi bir işe yaramayacaktır. Çünkü adımlarınız kentin sınırlarına doğru yol aldığında, bakır tabakta servis edilen şehir, muazzam kokusuyla daha önce yaşamadığınız bir deneyim yaşatabilir. Gözlerinizi açtığınızda ise Hatay’ın, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmakla kalmadığını aynı zamanda her birinin yanağından birer parça lezzet kopardığını fark edebilirsiniz. Bir şehir, nasıl bu kadar lezzetli olabilir, artık biliyoruz. Bakır servisi açmaya hazır mıyız?

Hatay Mutfağı

Hatay’da dolaşırken aniden duyduğunuz kokuya aşık olduysanız bu, katıklı ekmeğin ta kendisidir. Çekinmeyin, burnunuzun götürdüğü o yere gidin, bir tandırla karşılaşacaksınız. Biberli ekmek diye de bilinen bu yiyecek; çökelek, biber salçası, çörek otu, susam, zahter (kekik) ve diğer baharatların mucizevi bir şekilde birleşmesiyle süper kahramanınız olur. Katıklı ekmek, hazır çorba gibidir; her zaman imdadınıza yetişir; çat-kapı misafirinizde, gece acıkmalarınızda, yorgun akşamlarınızda unuttuğunuz yerden çıkar ve tabağınıza gelir. Tandırda, mahalle fırınında ve evde yapılabilir. Yapılması bu kadar kolay bu kadar lezzetli başka bir şey de yoktur. Unutmayın; acı olup olmadığını sorun.

Affan Kahvesi, Antakya

(ÖZEL) YAZ AYLARININ SERİNLETİCİ TATLISI: “HAYTALI” HATAY’DA ‘HAYTALI’ OLARAK BİLİNEN TATLI GEREK ANTAKYALILAR GEREKSE KENTE GELEN TURİSTLER TARAFINDAN YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR
Affan Kahvesi, Antakya | Fotoğraf: Gökhan Aklan

Katıklı ekmeğinizi yiyebileceğiniz en lezzetli yerde yediyseniz artık Antakya’da kaybolabiliriz. “Antakya mı, o ayrı bir yer mi?” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, Hatay’ın merkez ilçesi, ayrı bir yer. Antakya’ya gelen herkesin ilk durak yeri Affan Kahvesi’dir. Kurtuluş Caddesi üzerinde, Fransız mimarlar ve Halepli taş ustalarının eseri olan 1911 yılında yaptırılan ve asıl adı İnci Kıraathanesi olan bu tarihi yerde Haytalı yemelisiniz. Haytalı, muhallebi, dondurma ve gül şurubundan oluşuyor, el yapımı alüminyum döküm kaşıklarla servis ediliyor. “Bu bildiğin Adana Bici Bici’si” deyişlerinden sıkılmış olmalılar ki büyülü gizli bahçeye girmeden hemen sağda “Haytalı asla Bici Bici değildir.” diye iki tatlının farkını anlatan bir açıklama asmışlar. Bitmedi, çıkmadan yapılacak bir şey daha var, Affan kahvesi içmek. Süvari denilen ve çay bardağında gelen bu kahvenin hikayesi, kahve satışlarının yasaklandığı döneme dayanıyor.

Çınaraltı Künefe Yusuf Usta

Kurtuluş Caddesi’nden Eski Antakya Sokakları’na, Uzun Çarşı’ya doğru yol aldığınızda Çınaraltı Künefe Yusuf Usta’nın Yeri’nde durun ve daha önce yediğiniz tüm künefeleri unutun, çünkü en lezzetli künefe burada. (Not: Bir süredir tadilatta, yakında açılacak.) Yusuf Usta künefeyi, köz ateşinde, bakır tepside ve güzel tereyağı kullanarak pişiriyor. İşin sırrı bakır tepside ve usta ellerde. Bundandır; tüm evlerde bulunması en muhtemel mutfak gereci bakır tepsidir ve şehir bu yüzden bakır tabakta servis edilir.

Kağıt Kebabı ve Tepsi (Sini) Kebabı

Uzun Çarşı’dayken tadabileceğiniz bir diğer harika lezzet olan Kağıt Kebabı ve Tepsi(Sini) Kebabı mekanlarından birine, Pöç Kasabı ve Kebap Salonu‘na veya Harbiye Yolu üzerinde Mirioğlu Kasabı ve Fırını‘na gidebilirsiniz. Diğer kasap ve kebap salonlarında asla kötü kebap yiyeceğinizi düşünmeyin, hepsi çok lezzetli yapıyor. Tepsi kebabında et çekilip baharatlar ile karıştırıldıktan sonra tepsiye basılıyor. Üzerinde domates sosu gezdirilip sebzelerle fırına veriliyor. Kağıt Kebabı’nda ise yine aynı sini kebabında olduğu gibi harmanlanmış et, yağlı kağıdın üzerinde yuvarlak parçalar halinde serilip pişirilip, altında fırın ekmeğiyle üstünde közlenmiş domates ve biberiyle önümüze geliyor. Kağıt ve sini kebaplarının hazırlanış aşamasını izlemek de oldukça tatmin edici.

Hatay’da Döner

Bilirsiniz, Hatay’ın döneri de çok meşhurdur. Döner deyince akla Antakya’da Dönerci Tacettin gelir. Öğle saatlerinde randevusuz döner yemeyi beklemeyin, oldukça kuyruk oluyor. Döner bitince de dükkan kapanıyor. Abdo Döner, et dürümü yiyebileceğiniz iyi mekanlar arasında. Burada fast-food kültürü döner üzerine şekillenmiş, her 3 adımda bir dönerci görebilirsiniz. Hatay’ın tavuk dönerinin sırrı da lavaş ekmeğinden daha ince olan sac ekmeğinde, özel domates sosu (domates salçası, pul biber, sıvı yağ) ve Defne yaprağında gizli. Antakya’da köprübaşında köfte ve ciğer yiyebileceğiniz yerler görebilir, geç saatlere kadar yine sac ekmeğinde bol soslu köftelerle unutamayacağınız tatlar deneyebilirsiniz.

Hatay Restoranlar

Restoranlara geldiğinizde ise bir sürü seçenek çıkacak karşınıza. Seçim yapmada zorlanıyorsanız ne yemek istediğinize tam olarak karar verin, ardından yola koyulun. İlk olarak hemen göbekte Sultan Sofrası yer alıyor. Burası turistlerin ilk uğrak yeri. Bütün yöresel lezzetleri her zaman bulabilmeniz mümkün. Kireçte pişmiş, dışı kıtır içi yumuşak kabak tatlısının üzerine tahin dökülerek servis ediliyor. Kabak tatlısını yiyebileceğiniz en iyi adreslerden biri burası. Öğle yemeği tercihlerinizde beklentinizi karşılayacak. Oruk, Ekşi Aşı, Keşkek (aşşur,dövme), Semirsek, Kaytaz Böreği, Kabak Borani, Şişberek Çorbası, Tavuklu Kepse Pilavı, Firikli Aş gibi birbirinden lezzetli adını duymadığınız yöresel yiyeceği Konak Restoran, Anadolu Restoran, Antik Han Restoran, Harbiye Boğaziçi Restoran-Kule Restoran, Avlu Restoran, Beyzade Konağı‘nda da deneyebilirsiniz.

Sveyka Restoran, Antakya

Sveyka
Sveyka Restoran, Antakya

Sveyka Restoran ise Halep ve Hatay mutfağının tarihin kokusunu içinize çekerek şarap eşliğinde yemek yiyebileceğiniz harika mekanlardan bir tanesi, Vişne Kebabı, Vedat Milor’un da kalbini fethetmiştir. Bir diğer akşam yemeği alternatifleri Harbiye ve Kuzeytepe olur. Harbiye Şelaleleri ve mitolojik atmosferiyle ruhunuz  iç huzuruna kavuşurken bedeniniz orgazmik anlar yaşabilir. Tuzda Tavuk için ise Reyhanlı Yenişehir Gölü çevresine gidebilirsiniz.

Maho’nun Yeri Hatay

Eski Antakya sokaklarında, 2013 yılından itibaren Cephe İyileştirme ve Sokak Sağlıklaştırma Projeleri kapsamında tarihi büyüsünü kaybetmeden restore edilip cafe-barlara, restoranlara dönüştürülen eski evler görebilirsiniz. Medeniyetlerin beşiği bu kentte, şehrin gürültüsünden uzak taş duvarlar ve daracık sokakların arasında zamanda nostaljik bir yolculuk yaparken gördüğünüz bu yerlere, hem gündüz saatlerinde biraz gevşemek için hem de akşamdan sonra canlı müziğin tadını çıkarmak için geçebilir ve yahut hafif ve sakin şarkı listesine sahip yerlerde ev yapımı şarapların tadına bakabilirsiniz. Aslında her biri iki katlı ev olduğu için, odalardan, bahçeden ve terastan oluşabiliyor. Arkadaşlarınızla gürültüden uzak oturabilir, kitabınızı sakince okuyabilir, projelerinize çalışabilirsiniz. Bade Şarap Evi, Trista Pena Ebru Sanat Evi, La Mistik Cafe & Restoran bunlardan yalnızca birkaçı. Çoğunun fiyat-performans oranı ortalama; fakat atmosferi için mutlaka uğramalı, soluklanıp bir şeyler içmelisiniz. Bu sokaklarda sabaha kadar açık mekan bulmanız biraz zor, çünkü gece yarısını birkaç saat geçtikten sonra şehir kabuğuna çekiliyor.

Hatay’da sadece Antakya’da satılan, kimyon ve tuza banıp yenen simidinden yemeden asla kahvaltı için yola koyulmayın. Eğer yazımı iştahla okuduysanız Hatay’da kahvaltı dediğimde aklınıza Katıklı Ekmek’in gelmesi gerekiyor. Zahter Salatası mı geldi, oley yine de Hatay Mutfağı’ndan yüksek notlar aldınız. Zahter (kekik) salatası, yeni toplanan zahterin soğanla, sarımsakla, nar ekşisiyle enfes uyumu. İki  gün kahvaltıda bunu yerseniz kendinizi Pokestop noktasında bulabilirsiniz. Bir de zahterin susamla birlikte karışmış halde toz hali satılıyor Hatay’da. Yanında zeytinyağı ile bir başka kahvaltılık oluyor. Domates ve patlıcan közlemesi, tuzlu yoğurt, küflü çökelek (sürk), zeytin salatası, kaytaz böreği, külçe yerken ne yiyeceğinizi şaşırırsınız ama neli yiyeceğinizi bilirsiniz: Her tabakta birkaç damla zeytinyağı göreceksiniz, Hatay’da zeytinyağının yakışmadığı hiçbir kahvaltılık gerçekten yok. Kahvaltının mutlulukla ilgisi de Batıayaz Yaylası, Karaksı ya da Vakıflı-Hıdırbey Köylerinde keşfedilmiş. Vakıflı’ya uğramışken Ermeni Kilise’sinin önünden kahvaltı sonrası Nar şarabı almayı unutmayın.

İlginizi çekebilir: “Efsanevi Lezzet: Kekik Zahter Turşusu”

Hatay’da Kömbe

Kısaca bayram kurabiyesi. Fakat o kurabiyeyse diğer kurabiyeler ne, tadalım öyle karar verelim. Özel muskatlı baharatı ve tahtadan kömbe kalıpları var. Kokusu tüm sokağı sarar, herkes kömbelensin diye toplaşarak yılda bir-iki kez yapılıp tüm yıl yenir. Antakya’da içine genelde ezilmiş hurma konur, fakat ceviz de koyabilirsiniz. Kömbe için de adres, yılların Petek Pastanesi.

Petek
Petek Pastanesi

Hala beslenmenize dikkat ediyor musunuz? Artık edemezsiniz, Hatay beslenme şekli üzerinde ciddi negatif etkileri olan bir şehir. Tarih boyunca dokunulan milletleri mutfakta birleştirmişler, yıllar geçse de yöresel yiyeceklerin pek azı unutulmuştur. Hatay’a hemen gitmek istiyor ama gidemiyorsanız Ankara ve İstanbul’da birkaç Hatay muftağı size kendinizi  orada hissettirebilir. Ankara’da Hattena Hatay Sofrası, Dafne Restoran; İstanbul’da ise Antiochia Concept, Hatay Restoran bunlardan birkaçı. Hayatınızın geri kalanında tüm kahvaltılarınız katıklı ekmekli, zahter salatalı olsun, size kocaman afiyetler olsun.

İlginizi çekebilir: Begüm Güneri’den “Yola Çıktım Mardin’e…”