Spor, fiziksel olduğu kadar mental sınırları da zorlayan bir yolculuk. Bu yolculuğu sadece kendisi için değil, başkalarına ilham olmak için yapan isimlerden biri de İpek Artun. Yüzme ile başladığı spor serüvenine, eğitim hayatından sonra bambaşka bir yön veren İpek, bugün hem Global Nike Antrenörü olarak hem de spor influencer’ı olarak binlerce kişiye ilham veriyor. Kendisine ait olan Luff Fitness adlı spor salonunda her yaştan bireyle çalışan ve sporu herkes için ulaşılabilir kılmayı hedefleyen İpek Artun’un tutku dolu bu ilham verici hikâyesine gelin birlikte göz atalım.

Bize kendinden, eğitim hayatından, kariyer yolculuğundan ve seni bugünkü kariyerine taşıyan dönüm noktalarından bahsedebilir misin?

Ben İpek Artun. 16 Şubat 1988, İstanbul doğumluyum. 8 yaşımda Galatasaray SK’de başladığım yüzme kariyerimde birçok Türkiye ve Avrupa şampiyonluğu elde ettikten sonra, üniversite nedeniyle ara vermek zorunda kaldım. İstanbul Kültür Üniversitesi İletişim Tasarımı bölümünde okuduktan sonra bir süre bu alanda çalışıp ardından aldığım eğitimlerle spor kariyerime geri dönme kararı aldım. Luff Fitness adında bir spor salonu işletiyorum ve burada sedanter bireylerden profesyonel atletlere kadar birçok insanla çalışıyorum. Global Nike Antrenörü olarak da sporculara ve spor yapmak isteyen insanlara ilham vererek enerjimle onları harekete geçirmeye devam ediyorum. İnsanların egzersizden keyif aldığını görmek işimde beni inanılmaz motive ediyor.

Spora olan ilgin nasıl başladı? Bu yolda en büyük motivasyon kaynağın ne oldu?

Sporcu bir ailenin çocuğu olmam bu yolda çok büyük bir etken tabii ki. Babam eski bir basketbolcu ve tüm çocukluğum onun maçlarını izleyerek geçti. Anneannemin uzun atlama hikâyelerini dinlerdim. Ailem beni küçük yaşta spora yönlendirdi. Bu dönemde aile desteği çok önemliydi. İlk motivasyon kaynağım kesinlikle onlar oldu diyebilirim. Elde ettiğim tüm başarılar da motivasyon kaynağım oldu. Çünkü başka türlü devam etmek gerçekten zor, özellikle de yüzme gibi dayanıklılık gerektiren zorlu bir spor dalında.

Spor kariyerinde seni en çok zorlayan an neydi ve bunu nasıl aştın?

Avrupa Gençler Milli Takım Seçmeleri’nde yaşadığım bir sakatlık ile barajı saliselerle kaçırdığımı hatırlıyorum. Bu durumu aşmak biraz zaman aldı. Günlerce özveriyle yaptığınız tüm o çalışmanın 40 saniye için olduğunu bilmek ve ardından böyle bir olay yaşamak kolayca kabul edilebilir bir durum değildi. Bu süreçte mental desteğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım.

Şimdiye kadar katıldığın yarışları düşününce senin için en unutulmaz an hangisiydi?

Katıldığım tüm yarışların hayatımda ayrı bir yeri var. Birini diğerinden ayırmam çok zor. Sanırım hatıralarımda en tazesi olduğu için Doha Masters Dünya Şampiyonası diyebilirim.

Spor fenomeni olarak insanlara ilham verirken sen kimlerden ilham alıyorsun?

İşini tutkuyla yapan sporcuları takip etmeyi ve onlarla diyalog halinde olmayı seviyorum. Bu yelpaze yaptığım spor dallarını düşününce bende çok geniş. Ancak, sporu yalnızca “beden algısı” üzerinden influence etmemek benim için önemli. Buna özen gösteriyorum.

Günlük beslenme rutinin nasıl? Vazgeçemediğin bir “favori sağlıklı yemeğin” var mı?

Evde kendi yemeğimi hazırlayıp iş yerine götürmeyi seviyorum. Hepçil bir beslenme tarzım var, yani çok katı kurallarım yok. Kesinlikle meyve aşığı biriyim. Kendime hazırladığım meyveli ve proteinli kaseler vazgeçilmezim diyebilirim.

Özellikle koşu ve yüzme gibi dayanıklılık gerektiren sporlar için enerji seviyeni nasıl yüksek tutuyorsun?

Kan değerlerime uygun vitamin takviyeleri, doğru ve yeterli besin alımı, iyi uyku ve bol su tüketimi. Kesinlikle bu dörtlüyü sayabilirim.

Sağlıklı beslenme ile ilgili sık yapılan hatalar nelerdir ve bu konuda takipçilerine hangi tavsiyelerde bulunursun?

Kulaktan dolma, eşe-dosta iyi gelen hiçbir bilimsel gerçekliği olmayan bilgilerle beslenme planı oluşturmak en büyük hata. Fazla kalori kısıtlamak, sağlıklı tabak tüketirken fazla kalori almak, besinleri “korkutucu” hale getirip suçluluk duygusu hissetmek ve bu nedenle yeme bozukluğuna varan davranışlar yapmak en sık karşılaşılan yanlışlar. İnsanlara, bir beslenme uzmanından yardım almalarını ve sürdürülebilir bir beslenme planı oluşturarak acele etmeden zamana yaymalarını tavsiye ediyorum.

Beslenme konusunda uzmanlarla çalışıyor musun, yoksa kendi yöntemlerini mi geliştiriyorsun?
Mutlaka benim de kafamın karıştığı zamanlar oluyor. Özellikle de takviyeler konusunda birlikte çalıştığım sporcu beslenme uzmanlarından danışmanlık alıyorum Vücudumda aksi bir durum gözlemlemedikçe kendi beslenme düzenimi ve takviye listemi oluşturuyorum. Yarış zamanı ödem sorunları, hormonal faktörler önemli, yetersiz kaldığım yerlerde mutlaka danışıyorum.

Yarış hazırlıkları sırasında diyetinde nelere özellikle dikkat ediyorsun?
Yarış öncesi bizim en disiplinli olduğumuz dönem. Tükettiğimiz tüm gıdalar performansımızı doğrudan etkiliyor. Enerji depolarını doldurmak için karbonhidrat alımını arttırıyoruz. Sağlıklı proteinlerle kasların onarılmasına yardımcı oluyoruz. Yağlar bizim enerji kaynağımız. Sağlıklı yağları asla kesmiyoruz.

Spor yapmaya yeni başlayanlar için motivasyon kaynağı olacak önerilerin nelerdir?
Yeni başlayan insanların heyecanını görmek beni çok mutlu ediyor. Önce sevdikleri spor dalını bulmalılar. Yapılan egzersizden keyif almak önemli. Ulaşılabilir ufak hedefler koymak motivasyonunuzu artıracak ve sizi demoralize etmeyecektir. Sporda bir ekibe dahil olmak, ufak challengelar belirlemek, akıllı saatler ile günlük ve haftalık veriler tutmak sizleri motive edebilir.

Sosyal medya üzerinden takipçilerinle etkileşimde, onların spor alışkanlıklarını geliştirmelerine nasıl yardımcı oluyorsun?
Sosyal medyamda bir ajans ile çalışmıyorum. Paylaşımlarım tamamen organik. Asla ‘mış’ gibi yapanlardan olmadım, olmayı da düşünmüyorum. Her şeyi günlük tutar gibi sosyal medyada açık bir şekilde yaşıyorum. Tüm başarılarım, başarısızlıklarım, yeni başlangıçlarım, vazgeçişlerim, sakatlıklarım gibi. Yaşadığım her şeyi kurgusuz olarak takipçilerimle paylaşmayı seviyorum. Bu da insanların kendinden bir parça bulmasına ve benimle etkileşime geçmesine sebep oluyor. Kimi takipçimle o kadar fazla diyalog halindeyiz ki artık çoğuyla tanışık hale geliyoruz. Bana mesaj attıklarında ve hikâyelerini benimle paylaştıklarında yaptığım işle ilgili daha çok motive oluyorum. Aslında onlar da benim gelişimime katkıda bulunuyor diyebilirim.

Hem özel ders veriyorsun hem inanılmaz bir tempoda yarışlara hazırlanıyorsun.  Bu ikisi arasında özel hayatına nasıl zaman ayırıyorsun?
Sanırım en zor soru bu:) Ben sporu sevdiğim kadar gezmeyi, dans etmeyi, yeni ülkeler görmeyi, arkadaşlarımla buluşmayı ve eğlenmeyi de çok seviyorum. Olabildiğince bunun dengede kalmasına uğraşıyorum. Asla kendimi soyutlamıyorum. Bence her şey dozunda güzel.

Koşu ve yüzme yarışlarına hazırlanırken karşılaştığın mental zorluklarla nasıl başa çıkıyorsun?

Çok yoğun bir tempoda yaşıyorum. Tahmin edersiniz ki bu süreç maddi ve manevi olarak oldukça zorlayıcı olabiliyor. Spor psikoloğumdan destek alıyorum. Bazen yapamayacak gibi hissettiğimde, yarışta yaşadığım güzel hisleri aklıma getiriyorum. Bu, motivasyonumu yeniden kazanmamı sağlıyor.

Kendini sürekli motive tutmak için uyguladığın bir ritüel var mı?

Kesinlikle var! Ben, beden görüntüsüyle motive olan biri olmadım. Beni motive eden her zaman yeni bir şey denemek olmuştur. Yüzmede iyi olduğumu biliyorum ama bir süre sonra bu yetmiyor ve motive olmak zorlaşıyor. Bu noktada yeni bir spor dalına merak salıyorum. Sanırım bu durum hibrit atlet olmamı da sağladı. Şimdi odak noktam koşu. Bir işe başladığımda, onu yalnızca yapmak için yapmak istemiyorum. Araştırıyorum, izliyorum, atletlerle konuşuyorum, yeni antrenman programları planlıyorum ve yarış hedefleri koyuyorum. Nereye kadar gidebileceğimi merak etmek beni çok heyecanlandırıyor.

Spor yaparken ya da yarışlar esnasında bir kadın olarak karşılaştığın zorluklar oldu mu? Bu konudaki farkındalığı artırmak için neler yapıyorsun?

Kadın sporcular olarak toplumsal algılar, fizyolojik farklılıklar ve bazı dönemsel zorluklarla mücadele ediyoruz. Örneğin, regl dönemleri performansı etkileyebiliyor. Ayrıca, kadınların fiziksel görüntüleriyle ilgili yapılan yorumlar ve bu konuda toplumda var olan baskılar da var. Kadın sporcular genellikle fiziksel görünümleri nedeniyle eleştiriye maruz kalıyor ve bu özgüvenlerini zayıflatabiliyor. Ben de bu algıyı yıkmak için, regl döneminin çok normal bir durum olduğunu kadınlara vurguluyorum. Kadınların dayanıklılığı ve fiziksel gücü hakkında toplumda var olan yanlış önyargılara karşı duruyorum. Bu konuları sosyal medya üzerinden açık bir şekilde dile getiriyorum ve genç kadınlara rol model olmaya çalışıyorum. Bu illüzyon dünyasında kendilerini yetersiz hissetmemeleri için elimden geleni yapıyorum.

Spor influencerlığı yaparken toplumda spor bilincini artırmak için bir hedefin var mı?
Kesinlikle! Nerden öğrenildiği belli olmayan, kulaktan dolma bir çok yanlış bilgiyi değiştirmek için sıkılmadan doğrusunu anlatmak bizim görevimiz.
Popüler kültürün gerekliliğini değil doğruyu vurgulamak:
-hayır, halter boy kısaltmaz
-Karın çalışmak karın yağlarını yakmaz
-Ağırlık çalışmak kadınları irileştirmez gibi gibi… Daha da sıralayabilirim. Muhtemelen iç bacak eritici egzersiz serisi paylaşsam şu an milyon takipçim olurdu ama ben ben olmazdım 🙂

Eğer bir cümleyle takipçilerine ilham verecek bir mesaj verecek olsan, bu ne olurdu?

“Hayallerinize ulaşmak için her gün küçük bir adım atın; unutmayın, büyük başarılar sabrın ve kararlılığın eseridir.”

Kapak Fotoğrafı: İpek Artun

İlginizi çekebilir: İlke Tulunay’dan Duygu Ela Erdoğan ile Yoga Üzerine Röportaj