Şef Marcus Samuelsson, gastronominin bir şehrin geçmişini, bugününü ve yarınını ortaya koyan bir dil olduğunu söylüyor. Sizce de şehrin yeni hikâye anlatıcıları şefler değil mi? Geçmişin dokusunu geleceğin gastronomi trendleri ile birleştirenler, dünyanın farklı noktalarında dikkatleri üzerine çeken miksolojistleri İstanbullular ile buluşturan kokteyl barlar, farklı kültürlerin mutfağındaki ortak değerleri ön plana çıkartarak kendi topluluğunu oluşturan restoranlar… İstanbul’un yüz yıllardır devam eden hikâyesine geliştirdikleri reçeteler ile dahil olan en yeni mekânların peşine düşüyoruz. theMagger ekibi olarak yeni mekânlar keşfettikçe bu yazıyı güncelleyeceğimizin de altını çizelim! İşte bizim yakın zamanda denediğimiz ve sevdiğimiz en yeni keşiflerimiz!

İstanbul Yeni Mekânlar – 2023 & 2024

Avrupa Yakası’nda Açılan Yeni Mekânlar

Okra, Taksim

Taksim Meydanı’nın eski sakinlerinden The Marmara’nın üst katına açılan Okra İstanbul, binanın tarihî dokusu ve sanatı ile iç içe geçen bir deneyim sunuyor. Pencerelerinden İstanbul’un her hâli restorana dolarken Okra, yarattığı deneyim alanına katılan kişilerin şehre bakış açısından ilham alarak kendini her zaman dönüştürmeye devam etmeyi hedefliyor. Okra’nın menüsündeki ilhamı ise mitolojik anlatıların başrolünde yer alan “ateş” oluşturuyor. “Ateşin hikâyesi tabaklarda!” diyen Okra’da şef Hüseyin Ceylan ve Mert Yalçıner’in açık ateşi odağına alarak oluşturduğu menü, yolunu İstanbul’dan Akdeniz’e düşürüyor. Menü; mevsimsel ve nitelikli ürünleri, farklı aromaları ortaya çıkaran çağdaş bir Akdeniz mutfağı yorumu ile buluşturuyor.

Upperist, Taksim

The Marmara’nın çatı katından radarımıza giren bir başka yeni mekân ise kokteylleri ile ön plana çıkan Upperist oluyor. 360˚’lik bir İstanbul deneyimi sunan Upperist; Anadolu Yakası’nın Boğaz ile bütünleşen yeşilini ve tarihî yarım adanın hikâyelerini bir araya getiriyor. “Gün batımından geceye İstanbul ile aramıza hiçbir şeyin giremeyeceği” bir ortam yaratmayı ön plana alan Upperist‘in ayrıca şehrin miksoloji hayatına yeni bir soluk getiren etkinlikleri bulunuyor. Bugüne kadar Oğul Türkkan ile Mezcal ve Tekila Tadımı, Londra’nın en iyi kokteyl mekânlarından olan Hacha Bar’ın miksolojisti Deano Moncrieffe’e barını emanet ettiği bir gece gibi birçok deneyime imza atan Upperist’in yeni projelerinin şehrin keşif isteği bol özgür ruhları tarafından yakın takibe alındığını da belirtelim.

Pera 77, Beyoğlu

İstanbul caz sahnesinin en yeni soluğu Pera 77, müziğin tutkuların peşinden giden ritmini gastronominin yeni deneyimlere alan açan yenilikçi tatları ile buluşturuyor. Bir The Marmara Group projesi olan Pera 77, çarşambadan pazara haftanın dört günü caz müziğin yerel ve uluslarası önemli temsilcilerini ağırlıyor. Türkiye’de caz müziğin genellikle festival ile kısıtlı kaldığı düşüncesine karşı çıkarak ilk adımlarını atan Pera 77, bu müzik deneyimini yılın tamamına yaymayı hedefliyor. Pera 77′nin danışmanlığını üstlenen müzisyen ve işletmeci Sıtkı Sırtanadolu, özellikle yerel sahnenin genç isimlerini şehrin müzik severleri ile buluşturmayı amaçlıyor. Mekânın gastronomi deneyimini ise The Marmara Pera’nın deneyimli şefleri üstleniyor. Ayrıca The Marmara Pera, yarattığı deneyim alanını menüye eşlik eden özel kokteyller ile bir adım öteye götürüyor.

İlginizi çekebilir: İstanbul Flaneur’den Şehrin Caz Barları

Locale 1874, Beyoğlu

Geçmişi Pera’nın tarihî dokusu içerisinde 150 yıl geriye uzanan Adahan Binası’nda yer alan Adahan DeCamondo Pera’nın yeni projesi, Béatrice Restaurant’ın yenilenen menüsüne eşlik eden bir konsept bar ile ortaya çıkıyor. Şef Caner Aksoy ve şef Gökberk Özbay’ın Anadolu ve Akdeniz mutfağını bir araya getiren Béatrice’nin yeni menüsüne Locale 1874′ün kokteylleri eşlik ediyor. Locale 1874, ilhamını Adahan Binası’nın ilk sakinleri olan Camondo Ailesi’nden alıyor. Haftada dört gece ise Locale 1874′de şehrin manzarasına müziğin ritmi eşlik ediyor.

Sendika, Beyoğlu

Şimdiden oluşturduğu müdavim topluluğu ile şehrin en dikkat çeken yeni mekânlarından Sendika; kültür, müzik ve gastronomiyi bir araya getiriyor. Naif Tasarım imzası taşıyan mekân, eski Beyoğlu’nun hareketli gecelerini kendine özel samimi bir dokunuş ile tekrar karşımıza çıkarıyor. Kapılarını öğlen 2’de aralayan Sendika; gün boyunca keyifli bir geceye eşlik etmesini amaçladığı reçetelerini kendilerinin hazırladıkları özel bir sos ile servis ediyor. Sendika’nın üst katında ise 21.30’dan sonra ışıklar loşlaşmaya ve müziğin sesi artmaya başlıyor.

Serica Restaurant, Karaköy

Mevsime göre hazırladığı menüsünde bu topraklarda yüzlerce yıldır beraber yaşayan kültürlere ait mutfakların köklerine inen Serica, coğrafi işaretli yerel malzemeleri tabakta özne konumuna getirmeyi hedefliyor. Bir hikâye anlatıcısı olarak tanımlayabileceğimiz şef Yiğit Alıcıoğlu, malzemenin topraktan tabağa geldiği süreçteki serüvenini ortaya çıkaran reçeteler hazırlamayı önceliklendiriyor. Türkiye topraklarının özgün lezzetlerine modern bir dokunuş getiren Serica; Ege, Karadeniz, İç Anadolu ve Güney Doğu tariflerinin yeni yorumlarını menüsünde devam ettiriyor.

TUZZ, Karaköy

TUZZ, Khai Otel’in Yahşi’deki iskelesinden çıktığı yolculuğa otelin Karaköy’deki tarihî dokunun boğaz manzarası ile harmanlandığı yeni terasında devam ediyor. Bodrum’da şef Nilay Lale’nin farklı tat katmanlarını bölgenin dokusuna göre bir araya getirdiği hayal gücü yüksek menüsü ile dikkatleri üzerine çeken TUZZ, Karaköy için hazırladığı menüde dünya gastronomi trendlerini yerel ve nitelikli malzemeler ile birleştiren yaratıcı reçeteleri takip ediyor.

İlginizi çekebilir: İstanbul Flaneur’den Karaköy Mekânları

People, Nişantaşı

Gastronominin “gerçek özünü” yeniden yeniden yakalama hedefi ile yola çıkan PEOPLE, sürdürülebilir ve etik bir mutfak anlayışı etrafında cömertliği, sıcaklığı ve geleneği ön plana alan sofralar kuruyor. Nişantaşı’nda bulunan restoranın mutfağı ise Türkiye gastronomisinden aldığı ilhamın sınırlarını dünyanın dört bir yanına doğru uzatıyor. Farklı etnik kökenlerin keşfine tabaktan çıkan PEOPLE, çeşitli kültürlerden ilham alarak oluşturduğu reçeteleri yerel malzemeler ile hazırlıyor. Anadolu üzümleri ile hazırlanan şarap menüsü ile PEOPLE; yerli üretici, mutfak ve sofra arasında yeni ve şeffaf bir diyalog başlatıyor.

Ritmo, Etiler

Şehrin en yeni soluklarından biri olan Ritmo, The New York Times gazetesi tarafından “Kırmızı Kadifeli Bistro” şeklinde tanıtılıyor. Ritmo, şef Cenk Debensason ile eski Dj ve müzik yapımcısı Debora İpekel’in kendi kişiliklerini ortak bir şekilde yansıtabilmek amacıyla kapılarını araladıkları Michelin yıldızlı Arkestra’nın üçüncü salonu olarak mekânın ön odasında yer alıyor. Ritmo’da Cenk Debensason’un Paris’teki şarap evlerinde yer alan kısa ve yaratıcı menülerden ilhamını alarak oluşturduğu paylaşımlıklarına Tayfun Mumcu’nun imzasını taşıyan şık ve eğlenceli bir tasarım eşlik ediyor. Arkestra’nın salaş kardeşi Ritmo’nun tiyatral dekoru ile uyum sağlayan barında menüye özel hazırlanan kokteyller yer alıyor.

Sakhalin, Zorlu Center

Bodrum’un ardından Sakhalin, Türkiye’deki ikinci şubesinin kapılarını Zorlu Center’da aralıyor. Bünyesindeki üç restoranda birer Michelin yıldızına sahip White Rabbit Family tarafından açılan Sakhalin’in şefliğini Michelin yıldızlı ve ödüllü Vladimir Mukhin üstleniyor. Restoranın dekorunu ise Geometry tasarım stüdyosunun kurucusu mimar Irina Glik tamamlıyor. Restoranda Akdeniz ve Asya mutfağının tekniklerini çağdaş bir yorum ile bir araya getiren deniz ürünleri ön plana çıkıyor. Her lezzetin bir keşif, her tabağın ise bir sanat olarak görülmesini amaçlayan Sakhalin Restoranları ilhamını ve ismini Rusya ile Japonya arasında bulunan Sakhalin Adası’ndan alıyor.

Clove, İstinye Park

Casa Lavanda’da sürdürülebilirlik odaklı tabakları ile ismini şehre duyuran şef Emre Şen, Morini’nin ortaklarından Yaprak Baltacı ve Başak Soykan’ın yeni projesi için soluğu İstinye Park’ta açılan Clove’da alıyor. İlhamını nitelikli malzemelerden alan Şen, Clove’da oluşturduğu menüde malzemelerin birbiri ile uyumunu ön plana çıkarırken bir tabağın özünü keşfetmeyi amaçlıyor. Clove’da eklektik seçenekler ile oluşturulan menü sürdürülebilirlik anlayışı ile mevsime göre değişiyor. Farklı katmanlar ile oluşturulan tatların, kokuların ve tabakların köklerinin iç içe geçtiği Clove’da yaratılacak yeni anıların peşine düşen sofralar kuruluyor.

Lokanta Limu, Yeniköy

Bir müdavim lokantası olarak kapılarını şubat ayında Yeniköy’de açan Lokanta Limu’da mutfağın başına Aheste Pera’nın hem şefi hem de ortak kurucularından Sara Tabrizi geçiyor. Yirmi yılı aşkın süredir Aheste, Lika, Yan Mutfak gibi Türkiye’nin farklı noktalarında kendi hikâyesini bulunduğu bölgenin dokusuna göre tabaklarında farklı roller ile şekillendirmesine tanıklık ettiğimiz şef Sara Tabrizi, Sevtap San ile ortak projesi olan Lokanta Limu’da çilingir sofraları kuruyor. Lokanta Limu’da müdavim kültürüne dayalı kurulan sofralar, haftanın yedi günü devam ediyor.

İoki Nau, Yeniköy

Şehrin en kendine özgü gastronomi deneyimlerinden birini sunmak üzere yola çıkan İoki Nau, menüsünü hassas dengelerin ön plana çıktığı bir kutlama olarak görüyor. Reçetelerinde kullandıkları her malzemenin bir nedeni olduğunun altını çizen İoki Nau, hazırladıkları tabaklar ile bir hikâye anlatıcılığı rolünü üstleniyor. Açık mutfaklarından çıkan tabakların klasik reçetelere getirilen yaratıcı dokunuşlar ile ön plana alan İoki Nau’da Peru’ya göç eden Japonlar’ın balıkları kendi teknikleri ile işlemesi sonucunda ortaya çıkan Nikkei mutfağının şehirdeki en iyi yorumlarından biri sunuluyor. Şef Okitasan’ın hazırladığı menüye ise özel kokteyller eşlik ediyor. Restoranda yer alan müziklerin “bir arka plan sesi olmaktan” ötesini sunduğunu belirten İoki Nau, Boğaz’ın ışıklarının eşlik ettiği şık deneyim alanında DJ’lerin gecenin ritmini belirlemesi için alan açıyor.

Meyhane by Marcel, Yeniköy

Kendisini meraklı bir şef ve gezgin olarak tanımlayan Mert Şeran; Azur Restoran ve Momo’nun ardından bu yıl soluğu modern ve minimalist bir meyhane konsepti sunan Meyhane by Marcel’de alıyor. Kuşaktan kuşağa aktarılan Türk ve Yunan meyhane kültürünü devam ettirmeyi amaçlayan Meyhane by Marcel, mezeleri ile ön plana çıkıyor. Şef Mert Şeran’ın yerel ve mevsimsel malzemelere göre hazırladığı menüsüne Türk Sanat Müziği ve Yunan ezgileri nostaljik bir dokunuş katıyor. Azur bünyesinde açılan Meyhane by Marcel, bütün duyuları uyandıran bir gastronomi deneyimi sunmayı hedefliyor.

Hundred, Kuruçeşme

Kuruçeşme’nin en yeni sakinlerinden Hundred, ismini bir gece için yalnızca yüz kişilik yer ayırmasından alıyor. Kuruçeşme’nin eski bir taş binasından bizi dünya mutfaklarında bir yolculuğa çıkaran Hundred, takip ettiği gastronomi trendlerini yerel malzemeler ile buluşturmaya öncelik veriyor. “İyi yemek ve iyi müzik anlayışı” ile yola çıkan Hundred’ın alt katında ayrıca bir gece kulübü bulunuyor. Gece kulübünü yalnızca kendi oluşturduğu topluluğa özel tutabilmek adına rezervasyon kabul etmedikleri bu kısımda video ve fotoğraf çekmeye izin verilmiyor.

Olden 1545, Samatya

Şehrin unutulan yüzüne yeni bir hafıza ekleyen Olden 1772′nin ardından radarımıza Olden 1545 giriyor. Bu sefer dallarını Samatya’ya doğru uzatan Olden, geçmişin ilhamını geleceğin hayali ile buluşturmayı amaçlıyor. Alternatif hikâyelerin dokusunu modern bir görsellik ile buluşturan Olden 1545, Mimar Sinan’ın 16. yüzyılda inşa ettiği yapının içerisinde yer alıyor. Yerel malzemeleri dünya mutfağından teknikler ile yorumlayan Olden 1545′in özellikle kokteyl menüsü dikkatleri üzerine çekiyor. Bir hikâye anlatıcılığı görevi üstlenen kokteyller, isimleri ile tarihteki birçok hikâyeye ve kişiye saygı duruşuna geçiyor.

Anadolu Yakası’nda Yeni Açılan Mekânlar

Machi, Suadiye

Şehrin sevdiğimiz İtalyanı Strada’nın yeni kardeşi Machi, bizi Peru’ya taşınan Japonlar’ın geliştirdiği tekniklerin ve lezzetlerin köklerine doğru Nikkei mutfağına götürüyor. Peru mutfağının malzemelerini Japon yemek hazırlama teknikleri ile birleştiren Nikkei mutfağında özellikle çiğ balıkların marinasyonu ön plana çıkıyor. Hazırladıkları reçeteler ile İstanbul gastronomi hayatına yeni bir soluk getirmeyi hedefleyen Machi’nin menüsü karides taco’dan sushi roll’a uzanıyor. Machi’nin mutfağından çıkan çok katmanlı gastronomi deneyimine ise özel bir kokteyl menüsü eşlik ediyor.

İstanbul’da Açılan Yeni Mekânlar – 2023

Avrupa Yakası’ndan Mekânlar

GALLADA & Topside Bar, Karaköy

Türkiye’nin ilk ve tek iki yıldızlı şefi Fatih Tutak, The Peninsula Hotel İstanbul’a iki mekânın kapılarını aralıyor. Fatih Tutak, GALLADA’ya özel hazırladığı reçetelerinde The Peninsula Hotel’in 1928 yılında Hong Kong Victoria Limanı’ndan günümüzde İstanbul Boğazı’na doğru çizdiği rotayı takip ediyor. GALLADA’nın Adana Kebap Mantı’dan odun ateşinde pişirilen ürünlere kadar İpek Yolu’ndan ilham alan menüsünde paylaşımlık lezzetler ön plana çıkıyor. Fatih Tutak’ın The Peninsula Hotel’de açtığı bir diğer mekân Topside Bar’da da İpek Yolu rotasından ilham alan lezzetlere yer veren yenilikçi bir kokteyl seçkisi bulunuyor. İki mekânda da gece, yerel ve uluslararası müzisyenlerin performansları ile devam ediyor.

The Malt İstanbul, Nisbetiye

Viski uzmanı olarak tanıdığımız Nihat Önder’in haziran ayının ilk günlerinde kapısını araladığı The Malt İstanbul, şehrin dikkat çeken mekânları arasında yer alıyor. Geniş bir viski seçkisi ve damıtık içkilerin premium örneklerini sunan The Malt İstanbul’da imza kokteyller ve atıştırmalıklar bulunuyor. Ayrıca viski tadımlarını Nihat Önder’in bilgilendirmeleri ile gerçekleştirme fırsatı öne çıkıyor. Nisbetiye’de bulunan The Malt İstanbul, şehrin içki kültürünü gastronomik deneyimler ile bir adım öteye taşımayı amaçlıyor.

Biz İstanbul Cuisine, Gümüşsuyu

Atatürk Kültür Merkezi’nin çatı katından bulunan Biz İstanbul, şehrin geleneksel lezzetlerini unutulmaya yüz tutmuş gelenekler ile birleştiriyor. Lokanta, Bar ve Has Salon olmak üzere üç farklı bölümden oluşan Biz İstanbul, menüsünde şehrin köklerini ve geleneklerini yeni dokunuşlar ile devam ettiriyor. Lokanta’da şehrin esnaf lokantalarından alınan ilhamlar ile her gün değişen bir menü hazırlanıyor, Bar’da şehre özgü sokak yemekleri meyhane kültürü ile birleştiriliyor, Has Salon’da ise sofralarda mükellef bir İstanbul deneyimi yaşatmak amaçlanıyor. İstanbul’un binlerce yıllık geçmişinde yaşayan farklı medeniyetlerin mutfağından ilham alan Biz İstanbul Cuisine’de şef Tolga Atalay, geleneksel tariflere modern yorumlar getiriyor.

Rémi İstanbul, Nişantaşı

Mahallenin en hareketli noktalarından biri olan Ahmet Fetgari Sokak‘ta yerini alan Rémi İstanbul, günün saatlerine göre değişen menüsü ile dikkat çekiyor. Farklı ülkelerin değişen kahvaltı kültürlerine yeni dokunuşlar sunarak güne başlayan Rémi İstanbul; daha sonrasında hafif ve sağlıklı öğle yemekleri, aperitivo saatinde içki yanına atıştırmalıklar ve akşam yemeği şeklinde devam ediyor. Gecenin ilerleyen saatinde müziğin ritmini arttıran Rémi İstanbul’da imza kokteyller öne çıkıyor. İmza kokteylleri arasında Jalepenolu Smoke on the water ve hindistan cevizli Palo Alto kokteylleri dikkat çekiyor.

7 Mila, Sultanahmet

Türkiye mutfağına getirdiği yeni dokunuşlar ile 2023 senesinin öne çıkan fine-dining deneyimlerinden biri olan 7 Mila, Sultanahmet’te mutfağını günümüz ve geçmiş arasında bir noktaya oturtuyor. Yedi farklı dilde harika kelimesinin telaffuzu olarak karşımıza çıkan Mila ve efsanelere göre özel bir sayı olduğu düşünülen 7 rakamını bir araya getiren 7 Mila, menüsünde bulunan her yemeği bir sır ve hikâye üzerinden oluşturuyor. Yöresel yemekleri yerel malzemeler ile hazırlayan 7 Mila, Mezopotamya’nın sırrı yüksek reçeteleri ile menüsünü oluşturuyor.

Serenità, Pera

Şef Aylin Yazıcıoğlu ve Gülseren Onanç, İstanbul’un en köklü mahallerinden biri olan Pera’da şehrin mutfağının köklerine dönmek adına bir araya geliyorlar. Tomtom Sokak’ta 20. yüzyılın başlarında Soeurs Gardes-Malades’in Bakım Evi olarak kullanılan eski bir şapelin içerisinde bulunan Serenità; hem İstanbul mutfağını dünyaya tanıtmayı hem de dünyayı iyileştirecek yeni fikirlerin araştırılacağı bir paylaşım merkezi olmayı amaçlıyor. Serenità mevsime göre değiştirdiği menüsünde Soeurs Gardes-Malades Bakım Evi‘nin hemşirelerinden aldıkları ilham ile şifa dağıtmayı amaçlıyor.

316 Wine Bar, Teşvikiye

Teşvikiye’de yer alan 316 Wine Bar, Anadolu mutfağının mezelerini lokal üzüm bezeli şaraplar ile birleştiriyor. Bir meze bar olan 316 Wine Bar, Türkiye’nin farklı yörelerinden aldıklar ilham ile mutfaklarına dahil ettikleri mezelerin atığını minimuma indirmeyi amaçlıyor. Mezelerin şarap eşlikçilerini ise şarap danışmanı Arzu Hakbilir seçiyor. Arzu Hakbilir, meze barın manifestosuna uygun eşleştirdiği şarapların mekânın hikâyesi ile örtüşmesine dikkat ettiğini söylüyor. Kokteyllerini ise mevsime uygun malzemeleri ön plana çıkararak hazırlıyorlar.

Sankai by Nagaya, Bebek

2023 yılının en heyecanlı yeni mekânları arasında Çağdaş Japon mutfağının dünya çapında en dikkat çeken şeflerinden Yoshizumu Nagaya’nın The Stay Bebek’e açtığı Sankai by Nagaya bulunuyor. Düsseldorf‘taki restoranı ile 1 Michelin yıldızı alan şef Nagaya’ya Düsseldorf’taki ve Türkiye’deki restoranlarında Hiroko Shibata eşlik ediyor. Sushi’yi “nereye gidersem gideyim ruhumu besleyen bir yemek” olarak tanıtan Shibata, dünya çapında en dikkat çeken kadın sushi ustalarından biri olarak geçiyor. Yoshizumu Nagaya, Türkiye’deki restoranında 30 yıllık Japon mutfağı deneyimini Türkiye’den malzemeler ile birleştirmeyi amaçlıyor.

Zoka İstanbul, Nişantaşı

Kaş’ta müdavimi olduğumuz Zoka, 2022’nin sonlarından beri Nişantaşı’nda da kapılarını aralıyor. Deniz mahsülleri ve sakatat üzerinden kurdukları mutfak, İstanbul’da genişliyor ve mevsim ürünlerini farklı reçetelere dahil ederek ilerliyor. Mevsim malzemelerine ve tatlarına göre değiştirdikleri menü her ay yenileniyor ve yeni bir tadım menüsü ile servis ediliyor. Kaş’ın sakin ruhunu İstanbul’un hareketi ile uyumlu bir hale getirebilmek amacıyla bir arka bahçesi bulunan Zoka İstanbul’un yemeklerini şef Kübra Karadayı üstleniyor. Restoran, öğlen ve akşam olmak üzere iki farklı menü sunuyor.

Saku İstanbul, Bomonti

Now Bomonti’de yer alan Saku İstanbul, Asya mutfağına Akdeniz dokunuşları getiriyor. 2022 senesinin sonunda şehrin en heyecanlandığı gastronomi projelerinden biri olarak öne çıkan Saku İstanbul, Asya mutfağından ve Doğu kültürlerinin ruhundan beslenerek menüsünü yemek hazırlama teknikleri ve kullandıkları malzemeler üzerinden Toprak, Deniz ve Mera şeklinde üçe ayırıyor. Yemeklerinin yanında ise aynı felsefe üzerinden aldıkları ilham ile oluşturdukları bir kokteyl listesi sunuyorlar.

Anadolu Yakası’ndan Mekânlar

Parvus, Kalamış

MSA çıkışlı Alican Yağcı’nın şefliğini ve kuruculuğunu üstlendiği Parvus Kalamış, felsefesini sade ve eşsiz lezzetleri ortaya çıkarmak üzerine kuruyor. Restoranın günlük değişen yoğunlukla sebze odaklı üç çeşit yemeği lokanta kültürüne çağdaş bir şekilde göz kırparken menüsünde kahvaltı, öğlen ve akşam yemeklerine özel hazırlanmış seçenekler de bulunuyor. Parvus, menüsü ile şehrin gastronomi alanına yeni bir soluk getirirken restoranın duvarları farklı yerel sanatçıların eserlerini ağırlıyor.

Arafta, Moda

Arafta, Moda’da gizli bir bohem bahçeden İstanbul’un en yeni dikkat çeken mekânları arasına hızlıca giriyor. Menüsünde geçmiş ve bugün arasında bir köprü kurmayı hedefleyen Arafta, Türkiye’nin yedi farklı yöresine uzanan uyumlu reçeteler ile sofrasını kuruyor. Açık mutfaktan masaların ortasına Ege’nin büyük annelerine modern bir göz kırpan cevizli köy eriştesi, kuru köfte topları, kızarmış deniz mahsülleri; geleneksel ve çağdaşı harmanlayan somon gravlax, dana yanaklı mantarlı çıtır börek geliyor. Ayrıca Arafta’da eşlemeli içkiler ile deneyimlenebilen meze tabakları da bulunuyor!

Mucha, Yeldeğirmeni

2023 senesinin ilk açılan mekânlarından olan Mucha, Bistro yeme kültürü ile farklı gastronomi tekniklerini bir araya getirerek bir bistronomy kültürü sunuyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde müziğin ritminin de yükseldiği Mucha Yeldeğirmeni’nde farklı kültürlerin mutfaklarını uyumlu bir şekilde bir araya getirdikleri başlangıçlar ve ana yemekler dikkat çekiyor. Ayrıca Mucha’da geniş bir kokteyl ve içki listesi bulunuyor. İyi yemeği iyi müzik ile buluşturmayı amaçlayan Mucha’da kullanılan malzemeler ise yörelerinden tedarik ediliyor. Kuşadası eriklerinin, Hatay yeşil kırık zeytinleri ile genişleyen menüsünde her beslenme ve etik yaşam biçimine uygun vegan, glutensiz seçenekler de bulunuyor. Mucha, şimdilik molada.

Kapak Fotoğrafı: Ritmo