Atik filmlerin haşarı yönetmeninin 2005 yılında vizyon gören filmi Millions daha beş dakikası dolmadan bir Danny Boyle filmi izlettiğini belli ediyor. Şahsen yönetmenin enerjik stili bana bazen fazla gelse de pek çok kez tercihlerini haklı görmüş buluyorum kendimi. Millions da o klasmanda. Duygusalı bir kenara bırakarak paranın sözünün geçtiği dünyaya çocuk gözüyle bakmaya davet ediliyoruz.

millions_alex_etel_lewis_mcgibbon_2

Ne zaman geleceği belli olmayan hevesli gündüz düşleri ile gündeliğin arasındaki çizgi belli belirsiz. Hal böyle iken ele geçen koca bir çanta dolusu para, annelerini henüz kaybetmiş, babalarıyla beraber yeni bir mahalleye taşınan iki kardeşe yardımseverlikle işgüzarlık arasında salınan bir oyun yelpazesi sunuyor.

millionyi-scene-2

Bir yanda Birleşik Krallık para birimini pounddan euroya çevirmek üzere. Diğer tarafta değişim öncesi toplanan paralar büyük çaplı, ve zekice planlanmış bir soygunun hedefi oluyor. Pound tedavülden kalkmadan son bir hafta içinde para suçluların eline geçecek ki her biri kendi payını bankalarda yeni birime çevirebilsin. Çantalardan biri Damian’ın eline geçiyor. Tanrı’nın armağını olarak kabullendiği bu durumu abisine haber verdikten sonra ikili parayla neler yapacakları konusunda kararsızlığa düşüyorlar.

millions

Millions Boyle’un meziyetleri için biçilmiş kaftan. Her karesiyle anlatısına dikkati çabuk dağılan, her an yeni bir istekle yanıp tutuşan çocuk bakışı kazandırmayı başarmış. Yıllar geçirmeyen bir büyüme hikâyesi bu aynı zamanda. Oyun alanından hayatın gerçeklerine geçiş. Paranın belirleyip yönettiği yaşamları sorgularken içimizdeki çocuğun bir şekilde ölümüne sebep olmadığımız takdirde hayata karşı nasıl bir konum alacağımıza dair de pek çok şey söylüyor. İki küçük başrol oyuncusunun sevimlilikleri ile paralel inandırıcılıkları da filmin artılarından. Özellikle Damian rolünde Alex Etel şimdi nerelerde dedirtiyor.

Senesinde pek çok top 10 listesini süslemiş film benim için hoş bir keşif oldu, sizle de paylaşmak istedim.