theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
Ben bir kere deneyeyim dedim. Kuyruk çoktu vazgeçtim. Bunca yıllık seyahatlerim ve deneyiyim bana şunu öğretti: Hiçbir yer uzun süre kuyruğa değmez. Bir alternatif hep bulunur. Kaç kere Berlin'e gittim hatırlamıyorum ama mesela iki deneme sonrası artık Gemüse Mustafa'nın yanından geçersem gülerek geçiyorum. Pek çok alternatif var. Belli ki lezzetli ve Berlin'in hipster ortamına da pek uygun 🙂 afiyet olsun..
İlk defa birinin Schnittke dinlediğini duyuyorum 🙂 Sanırım ben ve bir arkadaşımdan başka ne dinleyen ile karşılaştım ne de duyum ki açıkcası ondan daha avant-garde besteciler olmasına karşın.
çok teşekkürler hem yazımı beğenmeniz hem de bilgilendirme için. İnsanlar pek bilmez ama ABD sağlam bir voleybol ülkesidir ki zaten olimpiyat başarıları ve bu paylaştığınız bilgi bunu net bir şekilde gösteriyor. Sizin gibi spor ile entelektüel düzeyde ilgilenelerin sayısı biraz daha artsa spor başka bir seviyeye gelir.
Benzer bir yazıyı yazmak istiyorum ki, sanırım voleybol ile ilgili The Magger'da ilk yazıyı 2 sene önce yazmıştım, konuya sportif mi yoksa politik mi yaklaşayım diye çok düşündüm ve sonra da politik yaklaşacağım bir yazının çok sert olacağına karar vererek yazmaktan vazgeçtim. Açıkça sizin yazınızı görünce çok sevindim; keza iki konuyu da güzel, net ve özet bir biçimde bir yazıda kapsayabilmişsiniz. Yazdığınız her kelimeye katılıyorum. Öte yandan şu görüşümü eklemek isterim ki görüşümü geçen gün kapalı bir online iş toplantısında dile getirdim ve açıkcası linç yememek için kamusal bir ortamda da dile getirmem: Voleybolun görece daha az popüler olması, ve hele de kadın voleybolu söz konusu olduğunda, bu başarının nedenlerinden biridir. Keza bir zamanlar Avrupa'nın en önemli ligi, kadınlarda ve erkeklerde, italyan Ligiydi. Erkeklerde hala öyle ama kadınlarda Türkiye Ligi açık ara en büyük lig. Bunun altında da büyük, finansal imkanı çok olan kuruluşların bu niş alana girmesi ve 1 milyon EURO fazla bir bütçenin büyük fark yaratması yatıyor. Futbolun geldiği noktada zaten bazı kulüpler ve ülkelerle baş etmeye imkan yok. Tabi sözünü ettiğiniz süreçlerin de devreye girmesiyle kadın voleybolu Türk Sporu'nun yüzakı haline geliyor. Bir de bu sporu yapanların aileleri yanında federasyon üyelerinin ve antrenörlerinin sosyo-ekonomik ve kültürel kökenleri de ayrıca bu farkın yaratılmasında bence önemli bir rol oynuyor. Bu arada Türk toplumunun futboldan vazgeçeceğini hiç düşünüyorum; keza futbol kadar Türk toplumuna, politik ve kültürel atmosferine uygun başka bir spor yok. Tekrar elinize sağlık. 👍 Sevgiler...
Evet çok iyi bir zaman 🙂
Çok doğru bir yorum; kesinlikle katılıyorum. Biraz iddialı olacak ama bence Hockey, Andy Warhol ile birlikte post-60 döneminin en 'overrated' sanatçı arasında ilk sırada yer alır.
Benim pek aram iyi değildir Hockey ile. Tabi sanat tarihindeki etkisini ve niçin bu kadar büyük bir ressam olduğunu da anlıyorum.
Kısmetse kısa bir süre sonra yollardayız. Benim birayla felan işim olmaz ama Münih çok sevdiğim bir şehirdir. Bira işi eşimde 🙂
'Allah bir yastıkta kocatsın' sözü nereden çıkmış 🙂 yatak bir evliliğin vicdanıdır. Mecburiyet dışında ayrılmaması gerekir bence.
Bu konuda naçizane önerim yumuşak ve teknik konulardan olduğu kadar insan ilişkilerinden de anlayan bir eğitmen nezaretinde çalışmaya başlamak ve kendisine bu durumu açık açık anlatmak. Bir de bu sene suya girince farkettim: sorun yapana kadar, öncesindeki o endişe. Trafikte de aynısı olacaktır. Kolay gelsin...