theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
Roland Barthes, Bir Aşk Söyleminden Parçalar bu konudaki belki de başucu kitabımdır. Böyle bir listede kendisine de yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ergenliğim iki grubu, Depeche Mode ve The Sure yeniden albüm yapıyorlar vay be 🙂) Sanırım eskici dükkanına nur yağıyor.
So'ya 80'lerin en iyi 25 albümü yazımda yer vermiştim. Bence de pop tarihinin en iyi albümlerinde biridir.
Hepsini yerim 🙂)) Dubai'de bir iki iyi Bosna restoranı var. Bir de Gram 21 var (evet ismi filmden geliyor); Fusion Balkan mutfağı, Sırp ve Boşnak mutfağına çağdaş dokunuşlar yapıyor. Otantik değil ama çok iyi. Zaten yakın zamanda da Michelin Rehber'e girdi.
Kesinlikle.. dünyanın en zor şehirlerinden biridir.
Teşekkürler yorumlarınız için. Kesinlikle katılıyorum; güvenlik, bir şehir için olmazsa olmaz göstergelerden biri
Özet bir The Cure özeti olmuş. Kiss me kiss me kiss me albümünden benim en favori şarkım How Beautiful You are... Wish albümünden şarkı seçimleriniz çok iyi keza Friday I'm in love bence bir The Cure şarkısı değil. Disintegration ise bence pop tarihinin en iyi albümlerinden. Ara ara tamamını dinlediğim bir kaç pop albümünden biri. Yeni albümü ise itiraf edeyim merak etmiyorum.
Çok doğru bir yaklaşım seyahat için. Ben henüz o aşamaya geçemedim; hala şehir görüyorum ve hala aynı şehirler etrafında dolanıyorum ve hala Avrupa... Dubai'ye taşındıktan sonra radarıma dünyanın başka bir bölümü girdi. Her şehir her bölgenin kendine özgü güzellikleri var zamanla anlıyor insan.
Day day pastahanesini görünce bir anda Kapalıçarşı'yı ve etrafını ne kadar özlediğimi farkettim. Gerçekten bir hüzün çöktü içime şu anda :((
Hasan Bey selamlar.. Ülke olarak sıralamam gerekirse öncelikle benim için dünyanın en güzel ülkesi İtalyadır. Sonra da İspanya gelir. Daha önce de bana sorulan bir sorudur: İlk yurtdışı seyahatimizi nereye yapalım? Bu konuda da net bir cevabım var: İtalya ve Roma. Sonrasında da herkes gibi Paris'e gidip beğenmeyin 🙂 Sonrasında da Londra derim. Yazımda da sözünü etmeye çalıştım. Ben sanat, kültür ve şehir insanıyım. Örneğin Norveç'e gittim ve önceliğim kuzey ışıkları değil dünyanın en kapsamlı Edvard Munch koleksiyonuna sahip Munch ve Nasjonalmuseet müzeleri oldu. Çöle bayağı yakın bir yerde yaşadığım için bence güvenli ve iyi bir çöl deneyimi Dubai'de ve BAE'deki çöllerde yaşanır. Safariye ise ben gitmedim; çok ilgimi çeken bir konu değil. Eşim gitti; onun deneyimlerinden hareketle Güney Afrika'dan ziyade Kenya ve Tanzanya'dakilerin daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Serengeti bana fazla turistik gibi geliyor. Tabi gitmediğim bir yer hakkında da fazla bir şey söylemek istemem. Umarım yardımcı olmuşumdur... 👍