İş Sanat Kibele Galerisi, 2 Mayıs’tan beri süren Nâzım Hikmet sergisini 28 Temmuz Pazar gününe dek uzattı. “Nâzım’a Yolculuk” adlı sergide, şairin 63 yıllık yaşamından kesitler; ailesi, arkadaşları, anılarından çok önemli bilgiler, hatta kimi eşyalar ve işlerinden gerçek örnekler bulabilirsiniz. Küratörlüğünü Haluk Oral, tasarımını Emre Senan, koordinatörlüğünü Rûken Kızıler’in üstlendiği serginin girişi ücretsiz. Bir diğer iyi haberse sergiye paralel olarak çıkan kitabın raflarda yerini alması.

Nazım’a Yolculuk: Şairin Ölümsüzlüğünü Yansıtan Bir Sergi
Nazım’a Yolculuk: Şairin Ölümsüzlüğünü Yansıtan Bir Sergi

Nâzım Hikmet, farkında olmasak bile hepimizin hayatında yer etmiş çok büyük, ölümsüz bir şair. Tanımaya başladığınızda sadece şiirleri değil tiyatro oyunları, romanları, davası, yaşama tutunuşu ve insan sevgisi karşısında hayrete düşüyor; onu biraz olsun anlamak ve ondan ilham almak için uğraşıyorsunuz. Fakat hakkında yayımlanmış o kadar çok kaynak var ki, aralarından iyi rehber olacakları ayıklayıp bulmak gerekiyor.

Aslen bir matematik profesörü olan Haluk Oral, özel ilgi alanı tarih ve edebiyat olan bir araştırmacı. Şaire duyduğu sevgi, onu Nâzım hakkında bir kitap yazmaya itmiş, bunun için de uzun yıllar süren çok ciddi araştırmalar yapmış. Araştırmalar, İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan “Nâzım Hikmet’in Yolculuğu” isimli kitaba ve bizim için adeta bir hediye olan sergiye dönüşmüş.

Nazım’a Yolculuk: Şairin Ölümsüzlüğünü Yansıtan Bir Sergi
Nazım’a Yolculuk: Şairin Ölümsüzlüğünü Yansıtan Bir Sergi

Not: Nâzım Hikmet’in, uzun cezaevi yıllarının henüz  başlarında yazdığı “Bir Cezaevinden, Tecritteki Adamın Mektupları” şiirinde geçen, kayışına Piraye ismini, kadranı yerine Piraye ve çocuklarının fotoğrafını koyduğu meşhur saat.

Ben de kendimi aylar süren Nâzım okumaları sonrasında tesadüfen öğrendiğim sergiye üç cumartesi boyunca gidip, oradaki tüm materyalleri satır satır okurken buldum. Bir yerden sonra ayakta okuyacak takatim kalmadığı için orada duran taburelerden birini 10’ar cm ilerletip oturarak sergiyi nihayet bitirdim. Çünkü sergi, Nâzım’ın büyük dedelerinden başlayıp yaşamının son anlarına kadar dünyaya bıraktıklarına dair bize oldukça ayrıntılı bilgiler sunuyor ve Nâzım’la yeni tanışmış, onu merak eden veya hikayesini öğrenmenin bir tür vefa borcu olduğunu hisseden herkese hitap ediyor.

Nazım Hikmet’in Yolculuğu
Nazım Hikmet’in Yolculuğu

Nâzım’ı doğru tanıyabilmek ve anlayabilmek adına hem sergi hem de Haziran ayında raflardaki yerini alan kitap oldukça iyi iki rehber. Tanıdıkça da belki çocukluğumuzdan beri bildiğimiz Lüküs Hayat’ı, Ceviz Ağacı’nı Nâzım’ın yazdığını öğreniyor; günlük konuşmalarımız, kültürümüz ve çağdaş edebiyatımız üzerindeki etkisini hissediyor, şimdi yaşadığımız sosyo-kültürel ve siyasi hayatın izlerini onun yaşadıkları ve bizlere bıraktığı eserlerden takip edebiliyoruz.

Veya yakın zamanda Fazıl Say’ın bir Instagram gönderisinde paylaştığı gibi; “Hem edebiyattan, şiirsellikten, Nâzım’ın eşsiz yazı matematiği, ritimleri, devrimlerinden, insan hikayelerinden, geçişlerden, insanları gözlemlerken yakınlaşma ve uzaklaşmadan, insan yaşamları, sezileri, dertleri, aşkları ve hayalleri içinde; yurdum insanı, fakiri, zengini, bürokratı, öğrencisi, işçisi, şairi hepimiz binmişiz bir trene gidiyoruz Nâzım eşliğinde…”

Siz de bu yolculuğa eşlik etmek isterseniz, 28 Temmuz’a kadar Levent’te bulunan İş Sanat Kibele Galerisi‘nde sergiyi ücretsiz olarak ziyaret edebilir veya “Nâzım Hikmet’in Yolculuğu” kitabını satın alabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Nazım Hikmet Şiirleri