Prag’da yaşayan biri olarak Prag’la ilgili anlatacağım onlarca hikaye olacağına inansam da, bu yazının sadece burada yapılacaklar, tadılacaklar ve yaşanacaklarla ilgili güncel bir Prag şehir rehberi olmasını istiyorum. Piyasada ve sanal alemde birçok şehir rehberine ulaşmak mümkün; fakat benim şehir kavramım, nüfus ve beşeri coğrafya bilgileriyle başlayıp tur programı rotalarını tekrar eden rehberlerle pek örtüşmüyor. Bu yüzden, Prag için seyahat amacı benimkine paralel olan insanlara özel, lokal hissiyata ulaşmak için kilit içeriklerden bahseden bir oluşturmak istedim.

Prag Şehir Rehberi
Prag Şehir Rehberi | Fotoğraf: Yiğit Keskin

Seyahat kavramı söz konusuysa, bu ziyaret sadece bilme, görme ve tik atma üzerine olmamalı. Şehir öncelikle his demektir. Geçirdiğin gün sayısıyla değil, geçireceğin dakikalarla tecrübe edeceğin bir yerdedir. Bir sıra halinde yürüyüp devasa bir katedralin önünde poz vererek hissedemezsin o şehri. Ama sokak arasında yorgunluğu atmak için küçük bir cafe’nin dışarı atılmış masalarına oturup, etrafındaki lokal insanlarla kahveni yudumlarken hissedersin. Yoldan gelen geçene, esnafların sohbetine, garsonun sevecenliğine bakarsın. Yavaş yavaş oradaki yaşama dair bir fikrin olur. Belki minik bir meltem ya da arka sokaklardan bir müzik biner izlediklerinin üzerine, derin bir nefes çekersin, havada asılı oraya özgü bir koku vardır. O an “İyi ki gelmişim be” dersin. İşte bu şehrin sana verdiği histir ve bir şehrin üzerinde bulunmanın sana verdiği bu hissi, hiçbir rehber tarif edemez.

Şehrin Vibe’ını Yoklamak İçin Nerede Kalmalı

Prag
Prag | Fotoğraf: unsplash.com/@unrealismo

Prag birçok semtten oluşuyor, fakat bu semtler arası ulaşım çok kolay. Birçok ziyaretçi şehir merkezi olan Prag 1 bölgesinde kalmayı tercih ediyor. Geleneksel rehberlerden bildiğiniz gibi burası Old Town, Astronomik Saat, Tyn Kilisesi, Charles Köprüsü, Ulusal Müze vb. görülmesi gereken birçok yerin olduğu bölge. Ama eğer konaklamadan bahsedeceksek ben Prag 2 bölgesinde kalmanızı tavsiye ederim. Vinohrady gibi bir bölgeye sahip olmasıyla, lokal yaşamın dibine kadar girebileceğiniz, Paris benzeri yüksek tavanlı evleri ve yılın her mevsimi başıboş yürümeyi bile eğlenceli kılan sokaklarıyla tası tarağı toplayıp Prag’a taşınma isteği uyandıracak bir bölge burası. Üçüncü jenerasyon cafeleri, barları ve en önemlisi şehir merkezine hem yakın hem de turist kalabalığından uzak oluşuyla, lokal gibi seyahat etmeyi sevenler için en güzel bölge.

Sadece Bulunmaktan Bile Keyif Alacağınız Noktalar

Old Town

organik_market
Jiriho z Podebrad | Fotoğraf: Yiğit Keskin

Prag şehir rehberi ilk bölümüne tam bir klasikle başlamak gerekirse, Old Town tüm turist yoğunluğu ve her şehrin merkezinde olan ticari tuzaklara rağmen o meydana adım atan hemen herkesi büyüleyebilecek güzelliğe sahip bir yer. O kadar ki, burada neredeyse beşinci yılını doldurmuş olan ben, Old Town’a her adım atışımda hala daha gördüğüm manzara karşısında büyülenebiliyorum. Kafanızı çevirdiğiniz her rehberde burasıyla ilgili detaylara erişebileceğinizden ben fazla metin kalabalığı yapmak istemiyorum. Ama en büyük tavsiyem, burayı hem gündüz hem de gün batımı sonrası sokak lambaları yandıktan sonra görmeniz. Hatta bir adım ötesine geçip, minik bir gece turu da yapabilirsiniz. Büyüsü peşini bırakmayacak.

Jiriho z Podebrad

Prag Şehir Rehberi
Prag Şehir Rehberi | Fotoğraf: Yiğit Keskin

Prag 2 bölgesinin en keyifli noktalarından birisi kuşkusuz Jiriho z Podebrad, nam-ı diğer JZP. Eğer geceden çok gündüz insanıysanız, sizin için keyifli zaman geçirmek, cafeler, parklar ve insanlarla içli dışlı olmaksa burası en iyi noktalardan biri. JZP’ye gitmek için size tek bir zaman dilimi vereceğim: Cumartesi, kahvaltı sonrası saatleri. Çünkü bu saatlerde JZP’de organik marketin olduğu, insanların sabah kahveleri ya da ellerinde şarap kadehleriyle hem tadım yaparak hem de alışveriş yaparak zaman geçirdiği bir pazar burası. Genellikle bitişiğine kurulduğu parkta balkanik ezgilerde canlı müzik yapan bir grubun olmasıyla, her cumartesi JZP küçük bir festival alanına dönüşüyor. Elinize içeceğinizi, kolunuzun altına da pazarda satılan bir buket çiçeğinizi almadan sanki bu tecrübe tam olmaz gibi.

Naplavka

Özellikle Nisan-Eylül tarihleri arasında geliyorsanız, günbatımını en keyifli geçireceğiniz nokta Naplavka. Vlatava nehri kıyısında, birçok botun zincirlendiği bir kordon boyunda, herkesin gerek botlardan, gerek portatif standlardan aldıkları içkilerle gün batımının, eğlencenin ve genç olmanın tadını çıkarttığı, size “Ne güzel bir yerdeyim” dedirtecek bir nokta Naplavka.

Letna Park

“Bugün sana yüce bir tepeden baktım ey Prag” açıklamalı postlarınızı gönül rahatlığıyla doya doya paylaşabileceğiniz nokta burası. Eğer yaz zamanı gidiyorsanız Stalin adlı açık hava barının müziği ve müşteri kitlesiyle çok daha eğlenceli bir deneyim yaşayabilirsiniz. Kış aylarında gidiyorsanız, burayı gündüz turların arasına almanızı ve hava kararmadan eşsiz Prag manzarasını fotoğraflamanızı öneririm.

Lokal Hissedebileceğiniz Cafeler

Kavarna co hleda jmeno

Yani “İsmini arayan cafe”. Yıllar geçtikten sonra ismini hala bulamasalar da, tarzını bulmuşlar ve bize Prag’ın en güzel mekanlarından birini kurmuşlar. Bulunması bir turiste göre biraz zorlu olsa da, aradığınıza değecek keyifte bir yer. Laptop’la çalışmaya ve çalışırken etrafındakilerle tanışmaya çok uygun geniş bir masaları var. Bir de ön duvarın olması gereken yerde, Brooklyn tarzı ızgara çerçevelerden oluşan devasa bir penceresi… Aydınlık ortam, sakin insanlar ve aklınızı başınızdan alacak “Egg&Muffin”i ile, bir cafeden beklediğiniz her şeyi size verecektir. Instagram’da bu kadar güzel görünüyor olması da ayrı geçerli bir sebep.

Muj Salek Kava

Prag’daki ilk favorilerimden biri MSK. Şimdi dönüp bakınca burayı o kadar özel yapan nedir diye düşünüyorum ve günümüz cafe haritasında pek bir fark bulamıyorum. Ama bundan 5 sene önce en güzel kahveyi yapan, en hipster, en güleryüzlü en güzel açık sandviçlere ve düşük kalorili cookielere sahip olan yer burasıydı. Öğrencilik zamanlarımda gide gele personeliyle kanka olduğum, Facebook ve diğer sosyal medyalarda takipleştiğim; hatta başka bir cafeden atılmış postlarımın altına “Bizi aldattın!” yorumlarını yapacak kadar tatlı bir iletişimde olduğum bir mekan burası. Gidin, görün, sevin!

Coffee Corner Bakery

Eğer aşırı minimal dekore edilmiş cafeleri sevmiyorsanız, eğer cafe kültüründen beklediğiniz ortalamanın biraz daha üstü kalite dengesine sahip olmasıysa, eğer sıcak çikolata ve battaniye gibi hygge kültürüne dair öğelere yakınsanız, cafeniz Coffee Corner Bakery. Tam bir sonbahar/kış cafesi olan bu yer, sabahtan kahvaltı için gidip, kitabınızla bi köşesinde oturup akşamı getirebileceğiniz kadar fazla bir oturma odası duygusuna sahip. Prag’da bir Hollywood romantik komedisi çekilecek olsaydı, kesin bu cafede birkaç sahnesi olurdu. Sadece kahve odaklı değil, aynı zamanda çok güzel öğle yemekleri de bulunuyor. Risottosu şahane.

Novy Svet

Prag kalesine tabii ki de gitmeniz gerektiğini varsayarsak, hazır gitmişken orada uğramanız gereken başka bir yerden daha bahsedeyim: Novy Svet. Aslında yeni dünya anlamına gelen bu isim mahallenin adı olsa da, o mahalledeki komşu teyzenin evini belli arkadaşlar cafe yapmaya karar vermişler ve sanki adını da yine mahalleli seçmiş gibi bir cafe burası.

Sosyal Hissedeceğiniz Mekanlar

Bullerbyn

Avrupa Pub kültürünün gözünü sevmeyelim de ne yapalım? İçine girdiğiniz anda tebessümle karşılaşacağın. Çalışanların da, müşterilerin de hayattan mutlu olduklarını kanıtlayan yerlerden biri Bullerbyn. Gündüz vakti %70 cafe, akşam vakti %80 pub havasına sahip, ama her daim %100 sıcaklık hakim bu mekanda. Gidin, eğlenin ve birbirinden değişik kokteylleri deneyin. Benim önerim Mango Jango.

BIO OKO

Aslında bir sinema olan, fakat kafe ve barıyla ayrı bir müşteri kitlesi daha edinen BIO OKO, pazar günleri ya da hafta içi akşamları plansızlık içinde olduğunuz bir anda gidip bir şeyler içebileceğiniz, kapısının önünde sigara eşliğinde tatlı sohbetler kurabileceğiniz, henüz hipster kültürü doğmadan hipster’lara ev sahipliği yapmış entellektüel bir yer.

Mutlu Edecek Yemekler İçin Doğru Adresler

Pasta Fresca

Pasta Fresca
Pasta Fresca | Fotoğraf:Yiğit Keskin

Prag’da sadece Çek yemeği yemeyi beklemiyorsunuz değil mi? Bilmeniz gereken öndemli detaylardan biri şu ki, Prag’ın en güzel restoranları Ambiente ailesi tarafından hayata geçirilmiş durumda. Bu da Prag’da olduğunuz sürede, bünyesinde mükemmel İtalyan restaurantlarını barındıran bu grubun sunduğu lezzetleri tatmanız gerektiği anlamına geliyor. Pasta Fresca bunlardan bir tanesi. Taze makarnanın lezetine doyacağınız, şehir merkezinde, tad uzmanları için makul fiyatlı denebilecek bir fiyat aralığında olan bu mekana gitmenizi ve çeşit çeşit makarnaları yemenizi tavsiye ederim.

Tuan Vietnam

Ve gelelim bir diğer bombaya. Vietnam kültürü Prag’daki en büyük azınlık kültürü olduğundan, yemek konusunda da Vietnam etkisi kendini çok gösteriyor. Öncelikle şu konuda uyarmalıyım ki, Vietnam mutfağını severseniz, Çin mutfağından eskisi kadar memnun kalmayacaksınız. Benzer malzemelerin farklı kombinasyonlarda bir araya geldiği, ama her ne kombinasyona sahip olursa olsun lezzet bombası gibi duran ve yine de hafif ve sağlıklı kalabilmiş bir mutfak Vietnam mutfağı. Tuan Vietnam’da bu mutfağı Prag’da ilk icra eden yerlerden biri. Özellikle JZP’deki bistrosunu ya da aynı ailenin işletmeciliğini yaptığı Cafefin’de Bum Bo Nam Bo yemenizi öneririm. Bu fazla sağlıklı görünüyor, ben daha sağlıksızını severim diyorsanız da, kızarmış Spring Roll sizi tatmin edecektir.

Cafe Louvre ve Şinitzel

Her ne kadar Şinitzel Avusturya yemeği olsa da, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir parçası olarak gulaş da şinitzel de Prag’ın lokal yemekleri olarak düşünülüyor. Ve istisnasız, bu şinitzeli yiyebileceğiniz en güzel yerlerin başında Cafe Louvre geliyor. Restoranın 1920’lerden kalma parisien atmosferi de ekstra bonus.

Eska

Nasıl denir, nasıl anlatılır bilmiyorum ama şu koca şehirde tasarımından, servisinden ve en önemlisi lezzetinden en çok haz duyduğum yer Eska. Mükemmel hamur işleri yapan bir fırına sahip büyük bir cafe/restaurant. Çek Cumhuriyetinde yetişen malzemelerle benzersiz kombinasyonlar yapan ödüllü bir şefe sahip. Kahvaltı, brunch, öğle yemeği, akşam yemeği servisleri ve Best Model yarışmalarından aldıkları derecelere göre seçildiğini düşündüğüm çalışanları var. Menüsü sık sık değiştiğinden bir öneri vermem zor. Ama herhangi bir öneriye ihtiyaç duymaksızın rastgele bir seçim yapıp kendinize en doyurucusundan bir “food orgazm” yaşatabilirsiniz. Michelin tavsiyesini hakkıyla taşıyan Eska, Prag’ın başka bir gurme bölgesi olma yolunda giden Karlin’de kurulu. Haftasonları özellikle brunch saatlerinde gidiyorsanız rezervasyonun şart olduğunu unutmayınız!

Prag Sanat Durakları

Kampa Müzesi

Prag şehir rehberi demişken biraz da sanat konuşalım. Nehrin batı yakasında kalan güzel bir parkın içine kurulu Kampa müzesi, çağdaş sanattan geleneksele uzanan geniş bir skalada dönemsel sergilere ev sahipliği yapıyor. Şehirde bulunduğunuz sürede programlarına bir göz atmanızı özellikle Çek Sanatçıların sergilerinden birine denk gelirseniz gitmenizi tavsiye ederim.

DOX

Prag’ın en büyük modern sanat galerisi olan DOX; çağdaş tasarım, mimari ve yönden başarılı sergilere ev sahipliği yapıyor. Oldukça kritik konulara dokunan sergilere yer veren DOX çağdaş sanatın Prag’daki üssü olmanın yanı sıra içinde yer aldığı bina itibariyle de görülmeye değer bir yer.

Narodni Galerie

national_galeri
Narodni Galerie | Fotoğraf: Yiğit Keskin

Ulusal galeri. Alfons Mucha’ya ve sanatına ilgi duyuyorsanız gideceğiniz yer burası. Büyük bir binaya sahip olan ve ulusal sanat mirasının yanı sıra dönemsel sergilerle de sık sık programlarımıza düşen ulusal galeri, aynı zamanda çok güzel sanat kitaplarının satıldığı bir dükkana ve keyifli bir cafe’ye sahip.

Güzel Ürünler Edinebileceğiniz Dükkanlar

Manufaktura

Çek kozmetik markası olan Manufaktura benim Çek Cumhuriyetindeki favori markam. Segmentini düşününce, Lush, Body Shop ya da Yves Rocher levelinde bir kozmetik dükkanı diyebiliriz. Fiyat aralığı bu markalar gibi olsa da Manufaktura ürün konusunda hepsinden daha ayrıcalıklı çünkü ürünleri Çek bozkırlarında sevgiyle yetişmiş bitkilerden yapılıyor. Sadece bitki de değil, Çek Birası ve Çek Şarabı da bu kozmetiklere esans olmuş durumda. Şehir merkezinde birçok yerde ve havalimanında güzel tasarımlı dükkanlarını bulabilirsiniz.

Techno Sevenler İçin Partiler

Ankali

Yaklaşık 4 yıl önce kurulan ve o günden beri, gerek lokallerin gerek techno sever ziyaretçilerin uğrak yeri olan Ankali, şehrin merkezinden bi nebze uzak ama süre olarak kolay bir ulaşıma sahip bir gece klübü. Techno sevdiğinizi düşünürsek, beklentinizin parıltılı, aynalı, kadınların topluklu ayakkabıyla gideceği türden bir mekan olmadığını varsayıyorum, ki Ankali de öyle bir mekan değil. Ama müzikle kendinizden geçmek, kimin izlediğini umursamadan dans etmek ve techno ruhu iliklerinizde hissetmek isterseniz doğru adreslerden birisi burası. Elinizi çabuk tutun, çünkü son zamanlarda turistlerin de uğrak noktalarından biri olmaya başladı…

Komiks

Belli bir mekana bağlı olmaksızın, her iki ayda bir pop-up partiler düzenleyen Komiks, şehirde en kalabalık takipçi sayısına sahip organizasyonlardan biri. Şehrin dışındaki eski bir kilise, yer altında devasa bir otopark ve şehrin kalbinde duran bir tren garı daha önceki parti mekanlarından sadece bir kaçı. Kadrosunda sabit DJ’ler barındıran fakat partiden partiye konuk Dj’lere de yer veren bir organizasyon Komiks. Instagram safyasını takip ederek etkinliklerden haberdar olabilirsiniz.

Cukr

Komiks gibi pop-up bir konsepte sahip olan, fakat event sıklığı daha az olan bir parti de Cukr. 2017 yazında, ormanın içinde düzenledikleri Cuma akşamından Pazar gecesine non-stop devam eden partileriyle hafızalarda baya bir yer etti. Kış dönemlerinde kış uyusuna yatar bulsam da, bahar ve yaz dönemlerinde takip ettiğim partilerden biri.

Altenburg 64

Ve işte bir diğer yaz bombası. Altenburg 64, Vlatava nehrinin kuzey kollarından birine demir atmış eski bir konteynır gemisi… Yıllar sonra ise techno severler için güzel bir atmosfer oluşturan, yılın sadece dört beş ayında faliyet gösteren bir club. Sadece geminin kendisi değil, aynı zamanda demir attığı rıhtım da mekan dahilinde, yani gün batımında yapay kumsal, bar ve chill müzikle keyif sürerken, geceye hemen yanıbaşınızdaki geminin içinde devam edebilirsin. Şehir merkezine bir tık uzak bir mesafede olduğundan Uber’in en kolay ulaşım şekli olduğunu söyleyebilirim. Altenburg 64’in ardından Prag şehir rehberi burada sonlanıyor, yeni şehirlerde görüşmek üzere.

Prag Hakkında Pratik Bilgiler

Bu kadar tatlı betimlemelerle dolu bir başlangıçtan sonra sevimsiz konulara girmek istemezdim ama konu Prag şehir rehberi olunca belli pratik bilgileri baştan edinmekde fayda var.

Vize:  Prag, Çek Cumhuriyetinin başkenti. Çek Cumhuriyeti Avrupa Birliğine dahil olduğundan beri Schengen vizesiyle serbest seyahat edebileceğin ülkeler arasında. Fakat kesinlikle schengen vizesi konusunda şimdiye kadar gördüğüm en cimri ülke. Uzun bir tur programı yapıp diğer ülkelerle birleştireceksiniz, vizenizi “diğer” (herhangi diğer) ülkeden almanızı tavsiye ederim.

Para Birimi: Avrupa Birliği ülkesi olmasına rağmen Euro kullanımını reddetmiş bir ülke olarak Çek Cumhuriyeti daha hesaplı bir seyahat yapabileceğiniz destinasyonlar arasında.

Para birimi: Çek Kronu. 

Popüler ziyaret dönemi: Her ne kadar Sonbahar en güzel dönemi olarak gösterilse de, yeşilin tarihi dokuyla buluşmasını izlemek için ben bahar dönemini tavsiye ederim. Bununla beraber Mayıs’tan Ekim’e kadar şehrin çok güzel bir atmosfere sahip olduğu bir gerçek. Kışı, kar yağan mükemmel günlerin dışında biraz sert.

Ulaşım: İstanbul – Prag arası 2 saat 20 dakika sürüyor. Havalimanı şehir merkezi ulaşımı ise toplu taşımayla 30 – 40 dakika kadar. Havalimanından kalkan 119 numaralı otobüse binip son durağa kadar giderseniz hemen indiğiniz yer olan Nadrazi Veleslavin durağından metroyla şehir merkezine gelebilirsiniz. 

Kapak Fotoğrafı: Yiğit Keskin

İlginizi çekebilir: Duygu Balkan’dan Prag’ı Anlamak