Bordo’dan farklı olarak San Sebastian’da hava pek yüzümüze gülmedi doğrusu; şehri gezmek için ayırdığımız gün dışında hep yağmur, hatta bir gün fırtına! Karadeniz gibi burası; çok yeşil, bol yağmurlu. E hal böyle olunca da o pintxocu senin bu pintxocu benim gezmek zorunda kalıyorsun…

San Sebastian

San Sebastian Konum

San Sebastian’da nerede yenir?

Aşağıdaki fotoğraf şehrin içindeki Michelin yıldızlı restoran Kokotxa’dan. Restoranın adının Türkçe’si “Gerdan”. Balık gerdanı genç şeflerin spesiyali. Restoranda iki farklı menüden birini seçmek zorundasınız: Market menüsü veya Tadım menüsü. Garson fiziklerimize bakıp bize Market menüsünü önerdi; iyi ki de öyle yapmış, restorandan eve tıka basa döndük. “Ben birinci menüyü alayım, sen de ikinciyi, hepsinin tadına bakarız” da yapamıyorsunuz, masanın senkronizasyonunu bozdurtmuyorlar! Market menüsünde 10, Tadım menüsünde 14 farklı tabak geliyor masaya. Favorim kıtır küllerle kaplı “Ox Fillet”.

San Sebastian Kokotxa
San Sebastian’dan Bordo’ya: Gurme Bir Rehber

Şehrin birkaç kilometre dışındaki üç yıldızlılar dahil Michelin restoranlarına gitmek için önceden rezervasyonunuzu yapıp arabanızı kiralamış olmanız gerekiyor, zira şehirde taksi çok zor bulunuyor, Uber de çalışmıyor. Restoranların da çalışma günleri tabi ki kısıtlı!

Gelelim şehirdeki pintxoculara: en ünlülerinden biri mantarda devleşen ama açık bulmakta zorlanacağınız Ganbara, bir diğeri solomillosu’yla ünlü Gandarias. Gandarias’ın siparişleri toplayıp 5-10 dakika sonra herkesi adıyla çağıran karizmatik şef garsonu Javier de sıralamada yukarıya taşıyor pintxo barını.

San Sebastion Pintxos
San Sebastian’dan Bordo’ya: Gurme Bir Rehber

Gandarias’ta ayrıca ahtapot tartolet ve yengeç püreli karidesi de mutlaka tadın. Goiz Argi’nin mavi listesinden ilk üçü kesin deneyin: somon üstü ançüez mari juli, karides şiş brocheta de gamba ve ızgara kalamar chipran a la plancha. Atari yine solomillo ve dana yanak yemek için tercih edilebilir. Zeruko’da karides tempura ve kayısılı, susamlı, bademli topçuk favorilerden. Her öğünden sonra da mutlaka La Vina’da cheesecake yiyin.

Borda Berri ve kahvaltıda deneyebileceğiniz Bodega Donostiarra listemizdeki diğer pintxo barlarından. Kahvaltı için diğer önerilerim Kafe Bat ve Sakona. Listenin çoğunluğu şirketimizin gurmesi Emre’den. Özenle çıkardığı notlar yılların deneyimiyle harmanlandı. Tabi hiçbir tavsiyeyi dinlemeden siesta anlarında açık bulduğunuz pintxocuya dalsanız da pişman olmanız gerçekten zor…

La Vina Cheesecake
San Sebastian

San Sebastian’da Gezilebilecek Yerler

Öğün aralarında eskiden kumarhane olan, şimdilerde belediye binası olarak kullanılan yerin arkasındaki sahilde yürüyün, Rüzgar Tarağı isimli heykellere gidin, okyanus rüzgarlarında saçlarınızı savurun, finükülerle Igueldo Tepesi’ne çıkıp manzaranın keyfini çıkarın, katedrali görün, akvaryumda köpekbalığı izleyin, San Telmo Müzesi’ndeki eski kilise duvarında film izleyin. Gün batımında sahilde gidin, bölgeye özgü köpüklü bir beyaz şarap olan txakolinizi yudumlayın.

San Sebastian Sahil
San Sebastian

Etrafta görmek isteyeceğiniz başka lezzet durakları da var, araba kiralayıp Elkano’ya ve ya Vedat Milor’un favorilerinden Asturias’a gidebilirsiniz. Guggenheim’i, Maman’ı ve ya Plaza Nueva’yı görmeye Bilbao’ya; ayrıca yazlık bölgeler olan Saint-Jean-de-Luz ve Biarritz’e de uğrayabilirsiniz.

San Sebastian
San Sebastian’dan Bordo’ya: Gurme Bir Rehber

İlginizi Çekebilir: Lisya Kalma’dan “San Sebastian: Kuzey İspanya’da Yemek Üzerine Leziz Bir Tur”

San Sebastian’dan Bordo’ya

Bordeaux Konum

Ve kesinlikle Bordo’ya geçin! Bunun için en güzel zaman da iki senede bir yapılan ve Haziran ortasına denk gelen dört günlük Şarap Festivali dönemi. Bir sonraki 2020’de, şimdiden takvimlere not düşün derim.

Bordo ise Fransa’da Paris’ten sonra en çok tarihi binanın korunduğu şehir ve tabi ki Unesco Dünya Mirası listesinde. İki adımda bir karşınıza çıkan minik meydanları, şarap barları, çeşmeleri, heykelleri, sevimli kafeleriyle tam bir Fransa şehri. Yılda 900 milyon şişesinin üretildiği ve çoğunluğu ihraç edilen şarap şehrin ekonomisinin temelini oluşturuyor.

Bordo’da Gezilebilecek Yerler

Bordo’ya gelmişken ilk yapılacak şey Cite du Vin Müzesi’ne gidip bilgilenmek bence. Müzenin en ilginç kısmı şarapların kokularını anlamayı öğreten çeşitli meyve ve materyal (deri, odun, baharat gibi) kokularının sergilendiği bölüm.

Müzeyle ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. 

Bordo Müze
San Sebastian’dan Bordo’ya: Gurme Bir Rehber

Burada antrenman yaptıktan sonra Bordo’nun Medoc veya Saint-Emilion bölgelerindeki şatolara gidip tadım yapmak daha eğlenceli. Biz Medoc Bölgesi’ndeki Saint Julien köyünden 1855 klasifikasyonundaki üçüncü derece şatolardan Chateau Lagrange’ı ve aynı bölgenin Margaux köyündeki klasifikasyon dışı olan aile şatosu, Chateau Siran’ı ziyaret ettik.

Bordo Şato
San Sebastian’dan Bordo’ya: Gurme Bir Rehber

Japon içki şirketi sahibi Suntory ailesine ait olan Lagrange Şato’sunda üretim de sunum da çok profesyoneldi. Bölgede ailenin yönettiği en uzun süreli bağ olan Siran ise değişik koleksiyonları ve nispeten amatör ruhuyla farklılıklarını ortaya koyuyordu. Öğleden sonrası şato gezilerini kapsayan turumuzun sabahki bölümü ise Arcachon Bölgesi’ndeki kumul ziyareti (Dune du Pilat) ve istiridye çiftliklerinde tadımdan oluşuyordu. Okyanus kıyısında çöl görmek gerçekten enteresandı.

Tekrar festivale dönecek olursak; bilet ile birlikte size bir kadeh, bu kadehi boynunuzda taşımanız için matara kılıklı bir çanta ve 12 katılımcı üreticiden birer tadım yapmanızı sağlayacak şekilde yüklenmiş manyetik kart verilecek.

Gece 23.30’a kadar şaraplarınızı yudumlayıp festival alanındaki dans ve konser etkinliklerine katılıp, 23.30-00.00 arası da muhteşem havai fişek şovunu izleyebilirsiniz. Cumartesi günü düzenlenen Grand Cru etkinliği için ayrı bir bilet alıp -aşırı pahalı-şarapların tadına bakabilirsiniz. Şatolar ve en iyi şarapları konusunda bilgili gitmekte fayda var, yoksa tüm bölgelerden gelen çok sayıda şato ve her şatonun sayısız şarabı arasında kaybolabilirsiniz.

Kim bilir belki siz de benim kadar şanslı olursunuz ve size en iyi şatolar ile en iyi rekolte yılları konusunda rehberlik edecek bir ilkokul arkadaşınızla karşılaşırsınız. Değilseniz de kötü şaraba denk gelme ihtimaliniz sıfır, tadını çıkarın 🙂 Tamamen yeme içme konseptli bu turun dönüşünde gülen yüzler ve hafif göbüşler garanti, benden söylemesi!

İlginizi çekebilir: Selin Tavaşi’den “Kuzey İspanya Turumuz Vol. 1: Muhteşem Doğası ve Keşfedilmemiş Güzellikleri”