

Burgazada'nın İncileri: Sait Faik Müzesi & Four Letter Word Coffee
İstanbul’dan günübirlik kaçmak için Prens Adaları harika seçim. Genelde bunun için, Büyükada ya da Heybeliada tercih edilir. İkisine istinaden Burgazada daha geri planda kalıyor. Bunun için midir bilmiyorum ama çok fazla keşfedilmemiş olmasından herhalde, Burgazada benim en sevdiğim adadır. En huzurlusu, en begonvillisi. Ama ada bizden çok, ona en çok hakkını verenin; Sait Faik’in.
Burgazada’yla bütünleşmiş olan, Türk edebiyatının önemli ismi: Sait Faik’in, yaşamına tanıklık eden eşyalarının, o’nun izlerini taşıyan belgelerinin bulunduğu müze, Burgaz’a yolu düşen herkesin gitmesini gerektirdiği bir yer. Hem kısa kesitlerle Sait Faik’in yaşamını anlatması hem de manzarasıyla müze; Ada’nın vazgeçilmezi.
1964’ten beri müze, ‘eğitimde fırsat eşitliği’ ilkesini benimseyen, Darüşşafaka Cemiyeti sorumluluğunda. Müze içinde satılan kitaplar da Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlanıyor.
Sait Faik’in Burgaz Ada’ya düşkünlüğü bir yana Burgazlılar için de Sait Faik efsane. Zaten adaya adımınızı atar atmaz, Sait Faik’in heykeli sizi karşılıyor.
Four Letter Word Coffee
Ada’yı gezmenin yanında, günün yorgunluğunu kahveyle atmak isteyenler için de 3. nesil kahvecilerin en güzellerinden Four Letter Word Coffee var.
Kongo kahvesini kendilerine özgü yöntemleriyle yapmaları bir yana, soğuk latte harika! Arka fondaki müziklerle, adanın havasıyla kahve içmek ise şahane!
”Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka ne idi? Burada, namuslu insanların arasında sakin, ölümü bekleyecektim; hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem, kağıt aldım. Oturdum. Ada’nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkarttım. Kalemi yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmazsam deli olacaktım.” (Sait Faik Abasıyanık- Son Kuşlar’dan)
İlk yorumu siz yazın!