Günümüzde yapay zekanın tarihi, işleyişi, yaratıcı olanakları ve etik ve yasal zorlukları etrafında oluşturulan bu sergi, ziyaretçilerine yapay zekayla deneyler yapabilecekleri, yapay zekanın risklerini öğrenebilecekleri, bilimsel ve sanatsal yenilikleri ve insanlığın geleceği için belirleyici teknolojileri keşfedebilecekleri bir ortam sunuyor. Bir AI Scientist olarak oldukça ilgimi çeken bu sergi, hem genel kitleye, hem de alandaki uzmanlara hitap edecek şekilde çok güzel tasarlanmış. Ben de bu yazımda sizlere elimden geldiğince eserlerin arkasında yatan anlamları ve hangi teknik metotları kullandıklarını açıklıyor olacağım.

ia
Sergi Girişi | Fotoğraf: Levent Güner

Centre de Cultura Contemporània de Barcelona (CCCB),17 Mart 2024 tarihine kadar eşsiz bir deneyime imza atan yapay zeka sergisi için ziyaretçilerine kapılarını açtı. Dijital ve interaktif olan, aynı zamanda sizin de sanatın bir parçası olduğunuz bu sergiye ilk girdiğinizde iplerden örülmüş ve bir network’ü temsil eden IA yazısı karşılıyor. Yapay zeka modellerinin gerek eğitiminde kullanılan veride, gerek ise modelin içindeki yapay sinir ağlarındaki network örüntüsünün bu şekilde temsil edilmesi oldukça hoştu.

Sergiye girdiğimizde bizi ilk olarak sizin de parçası olduğunuz Computer Vision (CV) destekli 3 farklı eser karşılıyor. Bunlardan ilki ‘image segmentation’ üzerine kurulu, yani belirli bir görüntüdeki elementlerin konumlarını algılayıp, aynı zamanda bu elementleri tanıyıp bize ne olduklarını söyleyen bir model üzerine kurulu. Çevrede oldukça insan olmasına rağmen yine de başarılı bir şekilde beni bir kutu içerisine alıp insan olduğumu söyleyebiliyordu 🙂

cccb-bsc-ia-5
Fotoğraf: Barcelona Supercomputing Center

İkinci eserde ise sizin aldığınız şekle göre yaratılan bir nesne vardı. Burada ise hem ‘object segmentation’, hem de ‘generative’ modellerin kullanıldığını görüyoruz. Kameranın önünde farklı şekillere girdikçe ekrandaki obje de sizinle aynı şekli alıyor.

img_5420-3
Fotoğraf: Levent Güner

Üçüncü eserde ise kameranın önünde belli bir süre durduğunuzda karşısında ne olduğunu yazı ile aktaran bir eser vardı. Yine arkadaki kalabalığa göre oldukça başarılı sonuç verdiğini düşünüyorum. Aynı zamanda yazıların reprezente ediliş biçimi de oldukça hoştu.

Biraz daha ilerlediğimizde, bu sefer doğal dil işleme ile oluşturulmuş bir eser görüyoruz. Burada yine eserin bir parçası girdiğimiz kelime ile biz oluyoruz. Bu kelime sonrasında yukarıdan aşağı kayarak 4 farklı yazı sınıflandırma (text classification) modelinden geçiyor ve yapay zekanın bu kelimeyi kendince nasıl bir yere koyduğunu görüyorsunuz. Burada anlatılmak istenen ise yapay zekanın da kendi ön yargısının (bias) olduğu. Tabii bu bias değeri modelin eğitildiği veriye ve modelin eğitim biçimine göre değişiyor. Yapay zeka modellerinin de en büyük sorunlarından biri olan bias’a burada çok güzel dikkat çekilmiş.

ialang
Fotoğraf: Levent Güner

Yine yapay zekadaki ön yargı sorununa dikkat çeken başka bir eser ise girilen yazıdan resim oluşturan bir yapay zeka modeli ile ilgiliydi. İzletilen videoda modelden bir doktor resmi çizmesini istediğinde model kendi yargıları ile genç bir erkek doktor çiziyordu. Daha sonrasında komutları veren kişinin “hayır kadın olsun, daha yaşlı olsun” gibi komutlarıyla istenen figür elde ediliyordu. Bu da aslında yapay zeka modellerinin eğitildiği verilerden kaynaklı olarak ne kadar ön yargılı olabileceklerini gösteriyor. Yapay zekanın en zorlu problemlerinden biri olan ön yargıyı aşmak için hem modeli eğitmek için kullanılan verinin eşitlikçi bir şekilde dağıtılmış olması, hem de modeli geliştiren bilim insanlarının çeşitli gruplardan oluşması gerekiyor. Henüz hayatımıza yeni ve bu kadar hızlı giren modellerin ileride nasıl regülasyonlara tabi tutulacağını ve bu problemlerin nasıl aşılacağını hep birlikte göreceğiz.

ia_banner_1001x560
Fotoğraf: CCCB

Sergide genel olarak yapay zeka kullanılarak oluşturulmuş görsel, yazılı ve sesli içerikler beklerken bu derece interaktif bir sergi olması beni ilk başta şaşırtsa da, yapay zekanın oluşturduğu içeriklerin sergilenmesinden ziyade insan yapımı sanat eserlerinin yer alması ve hem yapay zekanın, hem de ziyaretçinin bu eserlerin bir parçası olması oldukça hoşuma gitti. Aynı zamanda çocuklar için de hem eğlenceli hem de eğitici bir ortam bulunuyordu. Modern sanatın içinde teknolojik gelişmeleri de bu şekilde görmenin hem modern sanatın gidişatı, hem de yapay zekanın işlerimizi kolaylaştırmasının yanı sıra sanatsal zevklerimize de hitap etmesi açısından beni oldukça sevindirdiğini söylemeden geçemeyeceğim.

Serginin devamında Google DeepMind tarafından geliştirilen AlphaGo ile Go oyununu oynayabileceğiniz, yapay zekanın tarihi hakkında bilgi edinebileceğiniz, Stable Diffusion ile komut girerek yapay zeka ile görsel üretebileceğiniz, robotlarla oynayabileceğiniz ve yapay zeka ile üretilmiş eserleri inceleyebileceğiniz alanlar bulunuyor. Pazar günleri öğleden sonra girişin ücretsiz olduğu sergi, diğer zamanlarda yetişkinler için 6€ ve öğrenciler için 4€ karşılığında gezilebiliyor. Tüm alanlarda hem İspanyolca, hem de İngilizce açıklamalar yer alıyordu. Açılış saatleri ve bilet için ise CCCB’nin internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: CCCB

İlginizi çekebilir: Şehirli Erkek’ten Barcelona Şehir Rehberi