Geçtiğimiz haftalarda The Irish Spirit; en özgür, en duygusal, en yetenekli ve en yaratıcı ikonlarından birini kaybetti. İrlandalı yıldız müzisyen ve şarkıcı Sinéad O’Connor ya da Müslüman olduktan sonra seçtiği ismiyle Shuhada’ Sadaqat, 56 yaşında hayatını kaybetti. O sadece müzik yapan bir sanatçı değil, müziği bir ifade şekli olarak kullanan bir aktivist ve özgürlük savaşçısıydı.

Sinéad O’Connor kimdir?

Sinéad O’Connor | Fotoğraf: CNN

1966 yılında Dublin, İrlanda’da doğan Sinéad O’Connor, annesinin fiziksel şiddetine ve suça teşvik eden yönlendirmelerine maruz kaldığı bir çocukluk geçirdi. 15 yaşındayken işlediği suçlar ve okulu kırdığı gerekçesiyle bir koruma evine kapatıldı. Yıllar sonra, orada geçirdiği yılların müziğini ve yazma yeteneğini filizlendirdiğini söyleyecekti.

O’Connor, durmaksızın çocuk istismarı, insan hakları, ırkçılık ve kadın hakları gibi konulara dikkat çekmeye çalışan bir aktivist olarak hiçbir konuda sessiz kalmamaya özen gösterdi. Ruhsal yolculuğunu, aktivizmi ve sosyo-politik görüşlerini; aynı zamanda travma ve zihinsel sağlık mücadelesini müzik kariyerinin bir parçası hâline getirdi. 1992’de Saturday Night Live’daki performansında Katolik Kilisesi’ndeki taciz olaylarını protesto etmek için Papa’nın bir fotoğrafını yırtması tüm dünyada ses getirdi.

1987’de çıkardığı ilk stüdyo albümü “The Lion and the Cobra” tüm dünyada listelere girdi. 7 milyondan fazla satan 1990 tarihli “I Do Not Kant What I Haven’t Got” ise en büyük başarısıydı. Kariyeri boyunca film şarkıları, yardım konserleri, farklı sanatçılarla işbirlikleri aracılığıyla farklı alanlarda da müziğini ve sesini duyurdu. 7 kez Grammy ödülüne aday gösterildi ve 1991’de “I Do Not Want What I Haven’t Got” ile En İyi Alternatif Müzik Performansı kategorisinde ödüle uzandı.

Sinéad O’Connor | Fotoğraf: Billboard

“Yıllarca nasıl hissettiğimi ifade edemedim.” diyor bir röportajında Sinéad O’Connor ve ekliyor: “Müziğin bana bu şekilde yardımcı olduğunu ve bu yüzden en güçlü araç olduğunu düşünüyorum. Diğer insanlar için ifade edemedikleri ancak ifade edilmesi gereken duyguları ifade ediyor. İster agresif, ister sevgi dolu olsunlar; bu duyguları dışa vurmazsanız bir gün sizi havaya uçurabilirler.” Belki de bu yüzden onun müziğe adım attığı ilk yıllardan itibaren “havaya uçmamak” için, adeta patlamaya hazır bir bomba gibi müzik yaptığını, kendini müzikle dışa vurduğunu söylemek mümkün.

En İyi Sinéad O’Connor şarkıları:

Nothing Compares 2 U

“I Do Not Want What I Haven’t Got”, 1990

youtube play youtube play

Sinéad O’Connor bu şarkıyı yorumladıktan sonra tarihte ilk kez, Prince’in bir şarkısı başka bir isimle özdeşleşecekti. Kalp kırıklığına dair yazılmış en iyi şarkılardan olan “Nothing Compares 2 U” için çekilen videoda, O’Connor’ın gerçek göz yaşları döktüğü biliniyor. Bu da şarkının duygusunu katbekat arttırıyor.

All Apologies

“Universal Mother”, 1994

youtube play youtube play

Tüm dünya Kurt Cobain’in ölümüyle çalkalanırken, Patti Smith ve Neil Young gibi isimler ona ağıtlar yakan kendi şarkılarıyla yas tutmuştu. Sinéad O’Connor’ın aynı dönemde yorumladığı Nirvana şarkısı “All Apologies” ise yas kavramını olduğundan da öte bir hüzne boğmuştu. Şarkı, bugün kulak verildiğinde Sinéad O’Connor için bir yasa dönüşüyor.

Drink Before the War

“Lion and the Cobra”, 1987

youtube play youtube play

O’Connor’ın 15 yaşındayken, yaratıcılığı yok etmeye çalışan bir adam hakkında yazdığı bu şarkı, aslında Katolik okulunun müdürü için yazılmıştı. Hayranları şarkıyı hiçbir zaman favorileri arasından düşürmese de, O’Connor bu şarkıyı dinlemeyi “günlüğünü okumaya” benzettiği için artık sevmediğini söylemişti.