Bristol’un kasvetli havasından ilham alan bir müzik türünü anlatmak istiyorum size. Biraz depresip, bazen heyecanlı, fazlasıyla derin ve dinlendirici… Tezat duyguları bir arada yaşatabilen bir müzik deneyimi “bristol sound / trip hop” ile tanışmak için okumaya devam edin.

Trip Hop müzik türüne aynı zamanda Bristol sound denmesinin sebebi 90’lı yıllarda Birleşik Krallık’ın Bristol bölgesinde ortaya çıkmasıdır. Bu tür isimlendirilmeden önce “hip-hop ve elektronik füzyonu” olarak tanımlanıyordu. Trip hop deneysel olmasının yanı sıra funk, soul, psikedelik rock, R&B ve house gibi farklı türleri de içerebilir ve breakbeat şarkıları trip hop’un atası olarak düşünebiliriz.

Downtempo, melankolik ve elektronik. Trip Hop’ı 3 kelime ile anlatmak istesem bu şekilde anlatırdım. Bas ağırlıklı düşük ritimlerin olduğu trip hop müziğinde kadın vokalleri daha sık görüyoruz. Bunun caz ve R&B türlerinden etkilenmiş olmasının bir sonucu olduğunu düşünebiliriz.

Portishead, Massive Attack ve Archive gibi gruplar bu türün en büyük öncülerindendir. Dinlemeniz için hepsinden birer örnek seçmeye çalıştım. Daha fazla uzatmadan sizi şarkılarla baş başa bırakmak istiyorum. En sevdiklerimi bir araya topladığım spotify playlistime de göz atabilirsiniz.

Trip Hop İle Tanışmak için Adımlar

Hooverphonic – Mad About You

Pandemi sebebiyle iptal edilmeseydi, 2020’de Hollanda’da düzenlenecek olan Eurovision Şarkı Yarışması’nda Belçika’yı “Release Me” şarkısıyla temsil edecek grup Hooverphonic olacaktı. Belçikalı müzik grubu Hooverphonic, 1995 yılında kuruldu. Çoğunlukla trip hop olmak üzere alternative rock, indie pop, elektronik türlerinde de parçaları mevcut. Grubun dünya çapında bilinen ve başarılı parçalarından biri “Mad About You” şarkısının da içinde bulunduğu “With Orchestra Live” albümündeki diğer şarkıların da canlı orkestra versiyonunu dinlemeniz için buraya bırakıyorum. 

Massive Attack – Teardrop

Bristol çıkışlı efsane grupla devam edelim. Buraya hangi parçayı koyacağımı epey düşündüm. Hepsi birbirinden mükemmel. En son House M.D.nin jeneriği olan “Teardrop”ta karar kıldım. Teardrop’un sözleri, şarkının vokali olan Cocteau Twins’in eski solisti Elizabeth Fraser’e ait. Kayıt sırasında Jeff Buckley’in ölüm haberini alan Fraser şarkıyı Buckley’i düşünerek yazdığını söyler. 1991’de yayınladıkları ilk albümlerinde yer alan “Unfinished Sympathy” şarkısı da unutulmazlar arasında yerini almıştır. Hooverphonic de “With Orchestra Live” albümünde bu şarkıyı çok güzel yorumlamış, dinlemenizi tavsiye ederim. 

İlginç bir bilgiyle Massive Attack’i kapatalım. Kurucu üyelerinden 3D sahne adıyla tanınan Robert Del Naja’nın, populer kültür ve sisteme eleştirilerini eserlerinde yansıtan kimliği gizli efsanevi sokak sanatçısı Banksy olduğu yönünde birtakım söylentiler mevcut. 

Portishead – Strangers

Trip hop müziğinin öncülerinden Portishead, ismini Geoff Barrow’un doğum yeri olan Bristol’un bir kasabasından alıyor. 90’ların başında Massive Attack’in prodüksiyon çalışmalarını yapan Geoff Barrow ile Beth Gibbons’ın tanışmasıyla ortaya çıkar Portishead. Barrow ve Gibben hemen çalışmalara başlar ve  ilk şarkıları olan “It Could Be Sweet“i kaydederler. Bu süreçte  Adrian Utley ile tanışırlar. Utley ilk kayıtlarını dinleyip eleştiride bulunur ve Portishead’in ilk albümü “Dummy” yayınlanır. Albümün yayınlanmasından kısa süre sonra Utley de grubun resmi bir üyesi olur.

Tarihçesini bir kenara bırakıp Beth Gibbons’ın büyüleyici sesine odaklanmak istiyorum. Gibbons trip hop’un özüyle o kadar iyi bir uyum yakalıyor ki sesiyle muhteşem melankolik bir atmosfer yaratıyor. Daha fazla anlatamayacağım. Çünkü anlatılmaz yaşanır. Efsanelerden bahsettik. Yazımı bitirmeden sizlere bir şarkı daha bırakıyorum. İyi dinlemeler 🙂

Kapak Fotoğrafı: Tunebat

İlginizi çekebilir: Fatma Kayalar’dan Light in Babylon