Venedik Mimarlık Bienali devam ederken, bienalin paralel sergilerinden birinde karşıma çıkan sanatçı Adnan Faysal Altunbozar’ın Venedik’te ve öncesinde İstanbul’da sergilenen işlerini incelemek istedim. Sanatçının tasarım ve mimariyi, oldukları bağlamdan çıkarılan, kuirleşen nesneler ve mekanlar üzerinden ele aldığı işleri, eminim önümüzdeki yıllarda uluslararası sergilerde çok daha sık karşımıza çıkacak.

İki dev bienal sayesinde hiçbir yaz sanat ve tasarım dünyasının ilgi odağından düşmeyen Venedik, bu yaz da capcanlıydı. 26 Mayıs’ta kapılarını açan Venedik Mimarlık Bienali‘nin bu yılki edisyonu Freespace temasıyla gerçekleşiyor. Bildiğiniz gibi, Venedik sanat ve mimarlık bienalleri, hiçbir zaman ana sergi mekanları olan Giardini ve Arsenale’den ibaret olmuyor ve kentin farklı galerilerine, saraylarına, kiliselerine, meydanlarına ve hatta kanallarına taşıyor. Dolayısıyla ana mekanlara ayrılan birer günün ardından şehrin farklı köşelerine doğru planlayacağınız yürüyüş rotalarından oluşan birkaç ekstra gün, Venedik bienalleri için ideal oluyor. Hem bienalin parçası olan, şehre yayılmış pavyonları ve bienale paralel gerçekleşen sergileri görmeye fırsat buluyorsunuz hem de şehrin ruhunu, lezzetlerini ve tarihi dokusunu derinlemesine keşfetmek için güzel bir bahaneniz oluyor. Ve tabii bazen sürprizlerle, tanıdık işler ve tanıdık isimlerle karşılaşabiliyorsunuz. 16. Venedik Mimarlık Bienali haritasında paralel sergilerin izini sürerken, ABD Pavyonu’nun partner sergisi Exploring Belonging‘de ben de tanıdık bir isimle karşılaştım. Geçtiğimiz yıllarda İstanbul’daki çeşitli sergilerdeki işleriyle dikkatimi çeken, sanat kariyerinin henüz başındaki Adnan Faysal Altunbozar.

adnan faysal altunbozar
All the way to hell, All the way to heaven, Adnan Faysal Altunbozar, 2018

Görsel sanatlar eğitimine ABD’nin en iyi sanat okullarından The School of the Art Institute of Chicago‘da devam eden sanatçı, sergide All the way to the heaven, All the way to the hell başlıklı işiyle yer alıyor. ABD’nin Georgia eyaletinde bulunan, bulunduğu toprağın mülkiyetine sahip bir ağaç üzerine bir sanatçı kitabı bu… Kitap, ağacın 400 yıllık hikâyesini takip ediyor ve tüm bu süreç içinde siyahlar ve yerlilerin mal sahibi olmasının yasal olmadığı dönemlerde dahi kendi toprağının sahibi olan bu ağacın üzerinden ülkenin siyasi ve toplumsal çelişkilerine dikkat çekiyor, nesne ve özne olma, özerklik ve vatandaşlık konularını sorguluyor. Diğer yandan projenin özünde, bir nesnenin sığdırılmaya çalışıldığı statüden çıktığında ne olduğuna ve neye dönüştüğüne dair bir fikir var – ki bu da, sanatçının önceki işlerinde temellerine rastladığımız fikrin ta kendisi.

adnan faysal altunbozar
KOPY, Adnan Faysal Altunbozar, 2014

Adnan Faysal Altunbozar‘ın karşılaştığım ilk işi, 2. İstanbul Tasarım Bienali‘nin Akademi Programı‘nda sergilenen KOPY olmuştu. Sanatçı, içinde büyüdüğü İstanbul’un zanaat kültürü ve bu kültürün bir parçası olan usta-çırak ilişkisi ile kopyalama rutinini gözlemlemek için bu işin öncesinde 3 ay boyunca Şişhane’deki bir atölyede çalışmış, üretimin nasıl yapıldığını incelemiş. KOPY, dünyaca ünlü tasarımcıların işlerinin sipariş üzerine kopyalandığı bu kültüre ahlakî açıdan yaklaşmak yerine kopyalamanın bu kültürdeki yerini araştırıyor. Deney olarak üç farklı ustayla bir fotoğraf üzerinden aynı aydınlatma nesnesini kopyalatan sanatçı, birbirine yakın ama üçü de farklı sonuçlar alıyor. Aydınlatma nesneleri ve bir kara tahta üzerine yazılmış bulgular, araştırma ve uygulama temelli bu çalışmayı bir sanatsal yerleştirmeye dönüştürüyor.

adnan faysal altunbozar
Home, Adnan Faysal Altunbozar, 2015

Sanatçının video işlerinden, İstanbul’daki Studio X ve Kot 0‘da iki ayrı gösterimde kendine yer bulan Home ise mimari üzerinden toplumsal cinsiyet rollerinin dikte edilişini sorguluyor. Konut projeleri tanıtım videolarından toplanan ses kayıtları eşliğinde izlediğimiz, standart bir ev animasyonu, müdahale, ekleme ve parçalanmalarla heteronormatif düzene göre tasarlanan alanı yeni ihtimallerle dolduruyor. Kadının yerinin mutfak, kız ve oğlan çocuklarının odalarının farklı olduğunu dikte eden düzenin mimariye olan etkisini gösteren ve dönüştüren bu esprili videoda, bu kez kendine atanmış bağlamdan çıkarılan mekanın etkilerini ve sonuçlarını gözlüyoruz.

adnan faysal altunbozar
Şeyler: Heteronormatif nesneler diyarından kaçış, Adnan Faysal Altunbozar, 2015

Altunbozar‘ın İstanbul’da karşılaştığım son işi ise, adeta sergi içinde sergi izlenimi yaratan bir yerleştirmeydi. santralistanbul’da sergilenen Şeyler: Heteronormatif nesneler diyarından kaçış, endüstriyel nesnelerin belirli standartlar dışına çıktıklarında neye işaret ettiklerini sorgulayan, bu standartları aşarak normatif düzeni aksatmaya, sarsmaya başlayan nesnelerden yola çıkarak kuir nesneler kavramını ortaya atan araştırma temelli, kapsamlı projenin sergilenmesinden oluşuyor. Yerleştirmede incelenen ve sergilenen nesneler arasında büyük beden topuklu ayakkabı, sahte güvenlik kamerası, iki ağızlı çaydanlık ve zikirmatik gibi farklı nesneler yer alıyor. Bunlar, kimi sosyal düzende çıkıntılık yapan, kimiyse üretim tekniği ya da değişen kullanım amacı nedeniyle standartları sorgulatan nesneler…

adnan faysal altunbozar
Şeyler: Heteronormatif nesneler diyarından kaçış, Adnan Faysal Altunbozar, 2015

Adnan Faysal Altunbozar‘ın temelleri son birkaç yıl içinde atılan ve umut vadeden kariyeri, işlevi ve bağlamı dönüşen, başkalaşan nesneler ve mekanlar üzerine inşa ediliyor. Sanatçının en güncel işini 25 Kasım’a kadar sürecek Venedik Mimarlık Bienali‘nin paralel sergilerinden Exploring Belonging‘de görebilirsiniz.