İstanbul'u, seyahat etmeyi, sabit kalmamayı, fotoğraf çekmeyi, insanları gözlemlemeyi ve arşivler yapmayı severim. Koç Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun olduktan sonra, Bilgi Üniversitesi İletişim Tasarımı bölümünde yüksek lisans yaptım. Reklam dünyasını içine alan ofis hayatlarının bana göre olmadığını anladıktan sonra kendi başıma işlere kalkıştım. Bir dönem yaşam kültürü dergisi match-up mag'ı basılı olarak yayımladım.
Şimdilerde, yurtiçinden ve yabancı dergilere gezi ve insan hikâyeleri başta olmak üzere yazılar hazırlıyorum. Bunun yanında Papier Atelier markamız altında kağıt heykel, enstalasyon ve set tasarımı için projeler üretiyorum.
Bu yazımla seni üzdüm, Lisya'yı depresyona soktum, bir dahaki sefere çok dikkatli olacağım🙂)
Çok teşekkür ederim Gülfem🙂
O halde bir gün Büyükada'da buluşup Magger ekibi olarak "bisiklet pratiği günü" düzenleyelim, çok ciddiyim! 🙂
Yazını 2 kez okudum ve belirtmeliyim ki çok doğru noktalara parmak basmışsın. Özellikle kelebek metaforu...Bir de, bir sahnede tırnaklarına ataç geçiriyor muhtemelen o da uzun kadın tırnaklarını temsil ediyor.
Xavier Dolan ve Melvil Poupaud hayranı biri olarak bu filmi her halükarda beğeneceğimi seziyordum ama bu kadar etkileneceğimi sanmıyordum! Senaryodaki kopukluklara rağmen bir saniye bile sıkılmadım. Dolan'ın diğer 2 filminde de önem verdiği müzikle beraber akan sahneler (tam bir görsel şölendi), kostümler, karakterlerin bu kadar iyi olması beni cidden etkiledi.
Filmin trans filminden çok "aşk filmi" ve dönüşüm hikayesi olduğunu gördüm. Mesaj kaygılarından sıyrılmış, ezber bozan diyaloglarıyla empati kurma sınırlarımı zorlayan bir film oldu.
Rica ederim 🙂 Diğer keşif günlüklerinde; daha fazla "ismi çok duyulmamış" yerlerden
bahsedeceğim!
Fotoğraflar çok güzel bakmaya doyamadım! Hakan Akkaya'nın çizgilerine bayılıyorum bunu bir kez daha anladım 🙂
Teşekkürler! 🙂
Bu yazı için teşekkürler, çünkü an itibariyle Daughter'ı çok sevdim diyebilirim 🙂 Sanırım bugün baya dinleyeceğim!
Ben de 2 Nisan'da İksv Salon'dayım bu arada 🙂 Görüşürüz orada!
Çok teşekkürler! Bu sergi tam benlikmiş, çok üzüldüm kaçırmama. Aklımda bin tane "keşif günlüğü" konusu var bakalım bir sonrakinde ne çıkacak, ben de hangisinden başlayacağım bilmiyorum henüz 🙂)
Çok teşekkürler! Avrupa pasajına uğramayı çok severim ama dediğiniz dükkanı şu anda pek anımsayamadım. Hangisi olduğuna emin olmak için yolum Beyoğlu'na düşer düşmez giderim 🙂