Evlerimizde kaldığımız bu günlerde hepimiz vaktimizi değerli kılacak bir aktivite bulmaya çalışıyor; filmlere, kitaplara sarılıyoruz. Birçoğumuz kim bilir hangi planlarını iptal etmek zorunda kaldı bu süreçte. Benim için bu planlardan biri de arkadaşlarla yakın zamanda yapmayı dört gözle beklediğimiz Mardin gezisiydi. Geçen gün izlediğim “Kapı” filmi de bu yüzden bende hem tatlı bir avuntu hem de ince bir burukluk yarattı. Ben de Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla hazırlandığını öğrendiğim, Mardin’i ve kaybolan Süryani kültürünü odağına alan bu filmi mutlaka paylaşmam gerektiğini düşündüm.

Kapı | Fotoğraf: twitter.com/kapifilmi/

Berlin sokaklarında başlıyor hikayemiz. Çocukları ve torunlarıyla sakin sakin yaşayan Süryani çift Şemse ve ahşap ustası Yakup, yıllar önce kaybolan oğullarıyla ilgili bir telefon alıyor ve böylece en büyük torunları Nardin’in eşliğinde geçmişlerine, anavatanları Mardin’e olan kaçınılmaz yolculukları da başlıyor. Mardin’in enfes manzaraları eşliğinde olaylar gelişiyor ve aile, çoğu dostu gibi Avrupa’ya göç etmeden önce yaşadığı eve gidiyor. Ancak buldukları şey talan edilmiş bir ev oluyor, geriye kapısı bile kalmamış bir ev. Yıllarca kaybolduğuna inanmayı tercih ettikleri oğullarının ölümüyle nihayet yüzleşen Şemse’nin aksine Yakup kapının peşine düşüyor.

Peki birinin kapısını almakla aslında elinden neleri almış olursunuz? Bu soru, filmde tekrar tekrar çıkıyor karşımıza. Oğlunun yasını tutması gereken bir baba, neden her şeyi bırakıp, peşinde gencecik torunu ve yanında bir tarihi eser hırsızıyla şehir şehir bir kapının peşine düşer? Çalınan bir kapı, çalınan dünyalar, çalınan hayaller, çalınan bir kültür… Az bilinen Süryani halkının yaşamına, acılarına, göç olayına ve kültür talanına korkusuzca odaklanıyor film.

Kapı
Kapı | Fotoğraf: Pera Sinema

Berlin’de başlayıp Mardin’e, Mardin’den Kayseri’ye, oradan da İstanbul’a uzanan bu yolculukta; Süryani ahşap ustalarıyla Ermeni taş ustaların ince işçiliklerinde saklı semboller, Mardin’in büyüleyici güzelliği, tarihsel dönüşüm, eskinin yeniyle mücadelesi, yaşanan kayıplar ve yıllara direnen dostlukların sıcaklığı sarmalıyor bizi.

Beni etkileyen bir başka şey ise filmdeki “Ayrılık Çeşmesi hikayesi” sahnesi oldu. Önce Yakup’un sonra da hırsız Remzi’nin ağzından dinlediğimiz Müslüman Esma ile Süryani Aslan’ın hazin hikayesi; aynı şeylerin nasıl ayrı şeylere dönüşebildiğine güzel bir örnek. Yine de filmin amacının aslında ayrılıkları değil de ortak olanları vurguladığını söylemem gerek.

Kapı
Kapı | Fotoğraf: Orta Koltuk

Kadir İnanır ve Vahide Perçin’in oyunculukları şapka çıkartacak cinsten, papaz rolünde karşımıza çıkan Erdal Beşikçioğlu ise her rolün hakkıyla altından kalkılabileceğini bir kez daha gösteriyor.

Bana kalırsa Mardin’i sadece otantik zevklerini tatmak, bir hafta sonu kaçamağı yapmak, gidilmiş yerler listesine bir isim daha eklemiş olmak için değil de; onu tüm bu yaraları, özgünlüğü ve derinliğiyle hakkını vererek görmek, anlamak isteyen herkesin gitmeden önce izlemesi gereken bir yapım Kapı.

youtube play youtube play

Kapak fotoğrafı: Orta Koltuk

İlginizi çekebilir: SineMagger’dan Film Önerileri