Bir kere içine düştün mü bir daha çıkması imkansız bir dipsiz kuyuya benzetebilirim Yunan edebiyatını. Özgün ve özgür üsluba sahip yazarların, toplumsal gerçekleri çarpıcı biçimde kaleme almaları gerçekten çok etkileyici… Anlatım gücü ile de fark yaratan Yunan yazarların eserlerinden yola çıkarak, gelin komşumuzun edebiyatında öne çıkan üç esere birlikte göz atalım!

Zorba, Nikos Kazancakis 

Girit doğumlu usta yazar Kazancakis’in 1946 yılı çıkışlı romanı Zorba, eminim ki benim gibi birçok okuyucunun da başucu kitabı olmuştur. Kazancakis’in kişisel yaşamında yakından tanıdığı bir karakter olan Alexis Zorbas, yazarın iç dünyasına sağlam izler bırakmış, ki bunu Kazancakis’in bizzat şu sözünden de anlayabiliyoruz: “Eğer bugün, dünyada bir ruh kılavuzu, Hintlilerin dediği gibi bir guru, Aynaroz papazlarının dediği gibi bir yeronda seçmem gerekseydi kesinlikle Zorba’yı seçerdim.”

Şüphesiz ki Kazancakis, Zorba ile edindiği ilişki sayesinde  edebi kimliğine paha biçilmeyen bir ustalık kazandırmış. Romanın konusuna gelince; ismi belirtilmeyen, mürekkep yalamış bir entelektüelin, Girit yolunda karşılaştığı Zorba isimli özgür ruhlu asi Yunan ile pekişen dostlukları ve bu iki zıt karakterin bize öğrettikleri… Zorba, hayattan edindiği iyi-kötü tüm  tecrübeler neticesinde yılmamış, hayatla adeta dans eden, ele avuca sığmayan bir adam. Gerçek bir savaşcı ve aynı zamanda bir hayat öğretmeni. Tıpkı Nikos Kazancakis gibi, bizim de Zorba’dan öğreneceğimiz çok şey var. Umarım siz de okurken, Zorba karşınızda sizinle sohbet ediyormuş gibi hisseder, hatta kim bilir, belki de kendinizi onunla karşılıklı sirtaki oynarken bulursunuz! 

Artakalan, Kostas Tahçis

Yunanistan’da bolca tartışma konusu olan Selanik doğumlu nevi şahsına münhasır yazar Kostas Tahçis, Artakalan isimli öykü kitabıyla farkını ortaya koyuyor ve ben buradayım diyor. Ne yazık ki ülkemizde tanınırlığı çok az olan Tahçis’in bu öykü derlemesi Esra Özsüer’in akıcı çevirisiyle dilimize kazandırılmış. Yazarın malzemesi genellikle önemsiz gözüken gündelik hayattan olaylar olsa da, duygulu ve çekici üslubuyla okuyucuya adeta bir tiyatro oyunu izlettiriyor. Yazar Tahçis, Yunanistan’da özellikle cinsel kimliğini eserlerinde korkusuz bir şekilde yansıtmasıyla ünlü olduğu kadar, edebi üslubu, faili meçhul katli ve söylemleriyle de ana vatanında hala tartışılan bir edebi kimlik. Benim Artakalan’ı çok sevmemin sebebi ise çok basit. Öyküler o kadar gerçek ki, neredeyse her birinde kendimden kesitler buldum. Her öykü bir başkasının hayatına kapı aralığından gizlice bakmak gibi hissettirdi bana. Ve anladım ki, her insan, gösterse de göstermese de içinde mutlaka acı taşıyor. 

Bir Şairin Günlüğü, Yorgo Seferis 

Edebiyatçıların yayınlanan günlüklerini ve mektuplarını okumayı her zaman heyecan verici bulurum. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Yorgo Seferis’in 1945-1951 yılları arasında kaleme aldığı günlüğünden alınan  yazılar da (birçoğu özel sebeplerden dolayı yayınlanmamış) beni fazlasıyla kendine hayran bıraktı. Bir günlük ancak bu kadar sade, edebi ve zevkli bir anlatıma sahip olabilirdi! Yorgo Seferis, şiirleriyle olduğu kadar düz yazılarıyla da okuyucuyu başka yerlere taşıyor. Bir Şairin Günlüğü, Seferis’i anlamak için çok iyi bir kaynak bence. İçerisinde Seferis’in şiir, edebiyat, sevgi, politika, barış, siyaset gibi birçok farklı konuda tuttuğu günlük notlar ve kendi iç dünyası bağlamında yazdığı yazıları görüyoruz. Bazen Yunanistan’ın çeşitli yerlerinde tur atıyor, bazen de Türkiye’nin çeşitli yerlerinde Seferis ile beraber etrafı inceliyoruz. Seferis, notlarını yayınlanmak üzere yurt dışına gönderdikten sonra ne yazık ki kitap halini göremeden vefat etmiş. Biz ise iyi ki bugün onun kaleminden düşen anılarını büyük bir keyif ve zevkle okuyabiliyoruz. Teşekkürler Seferis!

Kapak Fotoğrafı: Kate Graur (Pexels.com)

İlginizi çekebilir: Cemre Akman’dan Toplu Taşımaya Uygun Kitaplar