theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
theMagger, sponsorluk ve reklamlarla gelişen bir platform.
AdBlock'unuzu kapatarak beraber büyüdüğümüz markaların yaratıcı reklamlarını görebilir; siz de bizlere dolaylı olarak katkıda bulunabilirsiniz.
Yazını görür görmez hemen üstüne atladım ve keyifle okudum Gizem! Bu yazında özellikle bakış açını çok beğendim. ❤️
Bir yerde duymuştum, "psikologlar tüm duyguların gerekli olduğuna ve yeri geldiğinde hepsinin yaşanması gerektiğine inanır" minvalinde bir sözdü. Her günümüzün iyi geçmesi gerektiğine ve daima iyi duygular içinde olmamız gerektiğine inandığımız, kötü anlarımızı minimuma indirmek için insanüstü bir çaba gösterdiğimiz ve kaçınılmaz olan bazı olumsuzluklarla karşılaştığımızda suçluluk duyduğumuz bir trendi yaşıyoruz. Oysa ruhsal düşüşler de hastalıklar da hayatın bir parçası ve çok normal. Toplumdaki bu durdurulamaz trendin etkisi en bilinçli insanlara bile vuruyor bazen. Ben kendimi bildim bileli diyete karşı şüpheli yaklaşmışımdır çünkü diyeti düşünmek bile beni abur cubur yemeye sürüklüyor. Kendimi iyi hissedip forma girdiğim zamanlarda hiç diyet yapmadım ama etrafımdakileri buna inandıramadım ve sürekli "hangi diyeti yaptın" diye soruldu. Bazen yaşıtım hemcinslerim tarafından diyet yapma konusunda adeta mahalle baskısı yiyorum. Kendi kendime kaldığımda bedenimle ilgili bir sıkıntı duymuyorum oysa. İnsanların yemek yerken yaptığı kalori hesaplarını doktorların hastalarına verdikleri reçetelere benzetiyorum hep. Yazınız için teşekkürler, bende yeniden farkındalık yarattı.
Bildiğim bir konuya daha önce düşünmediğim bir bakış açısı getirmişsiniz. Teşekkürler!
Benim de en sevdiğim film olabilir bu. Dil ve zaman algısı üzerine uzun süre düşünmeme neden olmuştu.
Yazdıklarımdan böyle bağlantılar kurulması ne hoş! Ben de izlemeyi düşünüyordum o filmi, şimdi iyice merak ettim. Aslında hepimizde var bu saydığım özellikler, sadece kendimizi geliştirmeye ve farklı ihtimallere açık olmamız gerekiyor. Mesela manzara resimlerini ben de çok seviyorum aslında. 😀
Merhaba, Hang Drum da bu listeye girebilir belki. Sesi çok güzel, vurmalı bir çalgı. 2000 yılında üretilmiş, yani yeni bir enstrüman. Ayrıca çok sevdiğim bir grup olan Hang Massive'in işlerini de dinlemenizi tavsiye ederim. 🙂
Harika bir yazı olmuş. Prag'ı ve meşhur Astronomik Saatini görmüş biri olarak, üstelik saatlere meraklı biri olarak keyifle okudum. Benim için ilham verici bir yazı oldu.
Bu beyefendi ve eşini Daire adlı Youtube kanalında izlemiştim. Evlerini çok güzel dekore etmişlerdi ve mutfak bölümüne gelindiği zaman kendisi de orada yaptığı denemelerini anlatıyordu. Çok güzel bir bölümdü.
Teşekkür ederim! Çok sevindim. 🙂
Bayıldım! Duygularıma (düşüncelerime) tercüman olmuşsunuz yine!