Yunan mitolojisi oldum olası ilgimi çekmiştir. Yunanistan sınırlarında, özellikle de adalarda geçecek bir seyahat öncesinde mutlaka mitolojiye göz atar ve gideceğimiz yerle ilgili hikayeleri öğrenmeye çalışırım. Hatta bugünlerde bu ilgimi Hesiodos’un Theogonia’nın (Tanrıların Doğuşu) İşler ve Günler kitabı ile de iyice pekiştirme çabasındayım. Çok inanıyorum; seyahat bilgiyi, bilgi daha çok bilgiyi doğuruyor, asla durmuyor ve benim tatlı merak duygum bu yoldan hiç şaşmıyor… Son Yunanistan seyahatimizde, Parga’ya kadar uzanacak uzun bir yol seyahati yapacağımız için daha çok bir balıkçı kasabasını andıran Parga şehrine en yakın ada olan Paxos ve onun yavru adacığı Anti-Paxos’u da listemize eklemiştik. Rota, konaklama adresleri ve gezilecek yerler netleştiğinde, sıra beni seyahatlerimize daha da sıkı bağlayan ince detaylara geldi; yani sanata, tarihe ve mitolojiye…

Paxos Adası
Paxos Adası | Fotoğraf: greece-is.com/

Paxos Adası  Konum

Paxos Adası’nın ana efsanesi; Zeus’un, Korfu Adası’nın bir kısmını öfkeyle avuçladığı ve güneye doğru fırlattığı şeklinde anlatılıyor. Bu oluşum hikayesiniyse Amphitrite ve Poseidon’un aşk hikayesi takip ediyor. Yunan mitolojisinde denizin çocuğu sayılan Nereus ve eşi Doris’in Tanrıça kıskandıran 50 Nereid kızından biri olan Amphitrite ve Rheia ile mitolojide ikinci kuşak Tanrılar’ın başlangıcı sayılan art niyetli Kronos’un oğullarından uğultulu tanrı Poseidon’un aşklarının anavatanı sayılıyor Paxos Adası.

Biraz daha derine inersek; Kronos, Zeus dışındaki tüm oğullarını yutuyor ve doğmalarını engelliyor. Zira birinci kuşak tanrılarından Uranos’un kehanetine göre, Kronos’un sonunu kendi çocuklarından biri getirecek… Ancak Zeus’un doğumu yine Uranos’un yardımıyla Girit Adası’nda gerçekleşiyor. Zeus büyüyor, yutulmuş tüm kardeşlerini babalarının gazabından kurtarıyor ve kehanet yerini bulup Kronos’un sonunu getiriyor. Kısacası hayat ağacı yaparsak; Poseidon için Zeus’un kardeşi diyebiliyoruz.

Paxos Adası
Paxos Adası | Fotoğraf: greece-is.com/

Seneler evvel Kiklad grubu adalarının en büyüğü Naxos’a seyahatimiz sırasında öğrendiğimiz şey; Poseidon’un Amphitrite’i ilk kez Naxos Adası’nda gördüğü ve görür görmez de aşık olduğuydu. Amphitrite becerikli bir yunus tarafından saklandığı yerde bulunuyor, Poseidon’a götürülüyor ve aşıklar bu şekilde kavuşmuş oluyorlar. Bu kavuşma sonrasında olanlarıysa Paxos Adası’nı araştırırken öğrenmek hakikaten şahane oldu benim açımdan. Meğer, Poseidon ve Amphitrite bu kavuşma sonrasında, aşklarına barınak olarak Paxos Adası’nı seçiyorlar ve biz de bu mitolojik aşkın izinde farkında olmadan dolanıyoruz. Ayrıca hikayede Poseidon’un kendisine Amphitrite’i getiren yunusu kutsadığı ve ona ölümsüzlük verdiği de anlatılıyor. Bu hikayeyi bilerek yola çıktığımızdan, yolculuk sırasında teknelerin ardına takılan yunuslara “işte o yunus” şeklinde benzetmelerin yapılması da pek şaşırtıcı olmuyor.

Yunan mitolojisi Paxos Adası’na dair başka hikayelere de sahip. Yine bir Nereid olan Spyo’nun deniz mağaralarından birinde yaşadığına inanılıyor mesela. Bir diğeri ise pek enteresan, hatta ada halkının da önemsediği bu enteresan hikayeyi varlığını bu seyahat sırasında öğrendiğim Yunanlı tarihçi Plutarch yazıyor. Hristiyanlığın ilk yıllarında bir ticaret gemisi adanın yakınından geçiyorken geminin kaptanı üç kez Büyük PAN öldü.” çığlığını duymuş ve bu hikayeyi İmparator Ceasar’a anlatmış. Ceasar, hikayeye inanmakla kalmamış, bir de Pan’ın Paxos’ta yaşayıp yaşamadığına dair bir araştırma yapılmasını emretmiş. Bu arada -net olmasa da- PanHermes’in oğlu olarak biliniyor ve çobanların, sürülerin ve vahşi doğanın Tanrısı olarak kabul ediliyor. Zaten fiziksel görünüşünde de bir keçinin arka bacaklarına, boynuzlarına ve kuyruğuna sahip olduğu görülüyor. Gemi kaptanının duyduğu bu ilahi çığlık, yani ölümsüz olarak bilinen Tanrılar’dan birinin ölüm haberi, antik dünyanın sonu ve Hristiyanlığın en erken zamanları olarak kabul ediliyor efsaneye inananlar tarafından.

Bu merak uyandırıcı hikayelerin ışığında ulaşıyoruz Paxos Adası’na. Çok rafine, çok nitelikli ve tadına doyulmaz anlar yaşadığımızı da içtenlikle söyleyebilirim. Yaz tatili planlarına benim gibi henüz kış aylarındayken başlayanlara selam ederek; adayı yine aynı içtenlikle theMagger okurlarıyla da paylaşacağım şimdi.

Paxos Adası Hakkında Kısa Kısa

İyon Denizi’nin adaları söz konusu olduğunda zümrüt yeşili tepelerden, tropikal sahillerden ve vahşi kayalıklardan bahsedilir genelde. Dahası Ege ve Akdeniz’in en iyi su kalitesi olarak da betimlenir suları. Bana göre de Paxos bu tanımlamaları kesinlikle hak eden bir ada. 14.yüzyılda Venedikliler tarafından dikilmiş olduğu varsayılan zeytin ağaçlarıyla kaplı adanın yeşilliği denizinin muazzam renkleriyle birleşince, Kiklad grubu adalarının çoraklığı sonrası şenlikli tablolar oluşturuyorlar diyebilirim.

Gaios
Gaios | Fotoğraf: Lütfiye Oktürk

Tarihte, Venedikliler’in köylüleri siyasetten uzak tutmak adına dikilen her ağaç karşılığında gümüş para ödediği ve bu sayede bu kadar çok zeytin ağacının adada var olduğu anlatılıyor.

Paxos, hem havalimanının olmaması hem de feribot trafiğinin gerçekten seyrek oluşu nedeniyle alabildiğine sessiz, sakin ve korunaklı kalmış bir ada. Hatta bu nedenle adaya gelen günlük gezi tekneleri dışında en yoğun ziyaretçilerin yat sahipleri olduklarını da söylemek mümkün. Gaios, adanın merkezi ve yatların yanaştığı ana liman. Tekne ile bu limana yaklaşmak için harita üzerinde “U” şeklinde görünen mükemmel bir deniz yolunu takip ederken çevrenin doğal ve mimarı zarafetini gözlemleme şansı da bulunuyor. İtalyan – Yunan mimarisinin iç içe geçtiği bakımlı evleri, doğanın tondan tona geçiş yaptığı yeşilliği ve limandaki yatların görkemi daha ilk bakışta insanın aklına kazınan bir tablo kadar etkileyici diyebilirim. Kesinlikle aristokrat bir güzelliği var adanın ama tavrı da son derece sıcak ve sevecen…

Paxos Adası’na Ulaşım

Paxos Adası’na feribot yoluyla arabalı ya da yaya olarak ulaşmak mümkün. Feribotlar ana karaya en yakın liman kenti olan Igoumenitsa ya da Korfu Adası’ndan kalkıyorlar. Yolculuk Igoumenitsa’dan 2, Korfu’dan ise 1 saat kadar sürüyor. Bunun yanında Parga’dan ya da Parga’nın sahil kasabalarından biri olan Syvotanın limanından kalkan teknelerle de günlük olarak Paxos Adası’nı ziyaret edebiliyorsunuz. Günlük tekneler 1.5 saatte adaya varış yapıyorlar ve Paxos öncesi Anti-Paxos koyları ve Blue Caves ziyareti yapıp sonrasında da Paxos’ta serbest zaman veriyorlar misafirlerine. (Kişi başı ücreti yaklaşık 20 Euro.) Bu alternatifler dışında özel tekne kiralayarak da adaya gitmeniz mümkün. Hatta kalabalık bir grupsanız bu çok daha doğru bir seçenek diyebilirim.

Paxos Adası’nda Konaklama

Dandelios Villas
Dandelios Villas | Fotoğraf: dandelionvillas

Gaios ve Lakka konaklamak için en ideal bölgeler kabul ediliyor ve her iki bölgede de her bütçeye uygun, konforlu ve butik işletmeler bulmak mümkün. Ev kiralama sistemininse fazlasıyla tatmin edici alternatiflere sahip olduğunu söyleyebilirim. Otel olarak inceleyip sevdiğim işletmeleri; Torri e Merli, Purple Apricot Hotel, Paxos Fairytales Lovenest 1 ve Blue Suites and Villas olarak sıralayabilirim. Ev kiralama konusundaysa bütçeniz bir miktar rahatsa, Dandelion Villas‘a mutlaka göz atmanızı öneririm. Hakikaten iç açıcı seçenekleri var Dandelion’un ve bu anlamda da kesinlikle enfes bir balayı adresi olarak kabul edilebilir diye düşünüyorum. 🙂

Paxos Adası Sahilleri

Gaios   Konum

Gaios Limanı Sonları
Gaios Limanı Sonları | Fotoğraf: Lütfiye Oktürk

Gaios Limanı, karşısında kalan küçük adacıklar Agios Nikolaos ve Panagiа sayesinde oldukça korunaklı bir konuma sahip. Deniz minyatür bir iç deniz gibi duruyor ve sabahları adeta uyuduğundan, deniz değil de daha çok bir göl hissi veriyor diyebilirim. (Bu korunaklı konuma rağmen kış aylarında merkezin sokaklarını sular altında bırakabiliyormuş.) Her adanın merkezi gibi Gaios da ihtiyacınız olan her şeye kolayca ulaşabileceğiniz bir nokta. Tekne, bisiklet ve motor kiralamaları, konaklayacak pansiyon ya da butik otel ihtiyaçlarınızı bu merkezden kolayca halledebiliyorsunuz. Ayrıca, sahil boyunca sıralanmış kafelerinde keyif yapabiliyor, liman boyunca uzanan ya da ara sokaklara yayılmış restoranlarında enfes Yunan lezzetlerini deneyimleyebiliyorsunuz. Daha da güzeli, Gaios tüm merkezi konumuna rağmen diğer adaların aksine hala çok lokal, hala sakin ve şıklığından da ödün vermiyor diyebilirim.

Lakka  Konum

Lakka, Paxos Adası | Fotoğraf: arivayachting.com/

Lakka, adanın kuzeyinde kalan diğer liman bölgesi. Liman derken, hakikaten minicik bir limandan bahsediyorum. Lakka’nın yakınında ise yemyeşil bir köy olan Longos bulunuyor. Adanın ana limanını bile turistik bulamadığımızdan, Lakka ve Longos’un ne denli sakin köyler olduğunu tahmin edebilirsiniz sanırım. Bu iki köy dışında, oldukça pitoresk görüntüler sunan Magazia, Bogdanatika ve Ozias adında tepelik köyler de bulunuyor. Üçü de küçük yerleşimler ve doğa içinde nefis soluklanma noktaları. Ayrıca zeytin ağaçları altında birer kahve ya da uzo keyfi yapmak için zaman ayırmayı da kesinlikle hak ediyorlar.

Erimitis   Konum

Erimitis Beach
Erimitis Beach | Fotoğraf: greecegram

Başka köy adları da geçiyor aslında harita üzerinde ama onların köy olduklarını düşünüp vakit ayırmaya gerek yok, zira ada halkının söylediğine göre bu yerler daha çok tek tük evlerin olduğu doğal alanlar oluyormuş . Bunun yerine Magazia’dan kıvrıla kıvrıla sahile inen yolu takip edip önce bir restorana (Erimitis Bar & Restaurant), sonra da enfes bir denize ulaşmanız mümkün mesela. Erimitis, adadaki ünlü kayalıkların bulunduğu sahilin ismi ve Paxos Adası’nın en ünlü yüzme noktası kabul ediliyor. Saniyeler içinde doğanın nasıl bir hırçınlık gösterebileceğini gözler önüne seren, 2008 depremi sonrası oluşmuş bir plaj kendisi. Elbette bakir bir plaj ve bu tip bakir ve de vahşi plajlarda, suları sakin olduğunda yüzmek hakikaten keyifli bir aktivite ancak Erimitis’te yüzmekten daha popüler olan bir şey varsa; o da gün batımını izlemek diyebilirim. Plaja merkezden kalkan küçük teknelerle de ulaşmanız mümkün.

Paxos Adası’nda denize girme​k için birkaç vahşi (ki listenin başını yukarıda da bahsettiğim Erimitis çekiyor.) birkaç sakin ve bakir (Plakes, Gianna, Kipiadi, Orkos, Levrechio) ve birkaç organize (en tatlısı da Monodendri) plaj alternatifi bulunuyor. Hepsi de vaktiniz varsa deneyimlenesi güzellikler ve tüm plajların tartışmaya lüzum olmayan tek ortak noktası; her adresteki su renginin büyüleyiciliği… Ama yine de bu adada en iyi yüzme deneyimi tekneler vasıtasıyla yaşanıyor diye düşünüyorum ben, zira plajların neredeyse tamamı (elbette hepsi değil) irili-ufaklı taşlık ve de kayalık…

Mongonissi  Konum

Paxos Adası Sırtları
Paxos Adası Sırtları | Fotoğraf: Lütfiye Oktürk

Merkeze yakın bir konumu olan Mongonissi adanın keyifli ve kolay ulaşılabilen deniz seçeneklerinden biri. Gaios’a birkaç kilometre uzaklıkta ve küçük bir köprüyle adaya bağlanan nefis bir kompleks gibi düşünülebilirsiniz burayı. Plaj alternatifi yanında, bahçe içinde nefis bir restoranı da bulunuyor. Yani tam olarak gün geçirmelik bir yüzme noktası.

Bir tekne ile yola çıkacaksanız, adayı 360 derece dönmek nefis bir karar olur diye düşünüyorum. Bu sayede adanın sırt kısmında kalan vahşi kayalık alanları, mağara ve kaya oyuklarını da görmüş olursunuz. Kayalıkların, sanki birileri tek tek taşımış ve lego gibi özenle üst üste dizmiş hissi uyandıran yapısı hakikaten etkileyici görüntülere sahip. Tekneyle minik minik yol alırken bu görüntüleri izlemek nefis bir seyir oluyor.

Blue Lagoon

Blue Lagoon
Blue Lagoon | Fotoğraf: Lütfiye Oktürk

Blue Lagoon, Paxos Adası sırtlarında kalan yüzme noktalarından bir diğeri. Turistik bir nokta olsa da yüzmeye değer bir deniz ve yerinde bir kalabalığın nesine tavır koyabiliriz ki? Biz, Blue Lagun’de iç titretici soğuk sulara atlamayı ve kayalıklara doğru yüzmeyi çok sevdik. Genel olarak fobim olduğundan ve mitolojik hikayelerin de etkisiyle mağara Grotte Azzurreye pek yanaş(a)madım ama çevresindeki mağaramsı kayalıklara yaklaşırken denizin serinliğinin artmasını tenimde hissetmeye bayıldım diyebilirim.

Tripitos Arch  Konum

Tripitos Kemeri
Tripitos Kemeri | Fotoğraf: Lütfiye Oktürk

Тripitos Arch (kamarа olarak da geçermiş), denizin içindeki doğal bir kaya kemeri. Burada yüzmek genelde vahşi suları nedeniyle mümkün gibi görünmese de imkansız da denilmiyor. Tekne ile gitmek elbette oldukça kolay ama araçla da ulaşım mümkünmüş bu ikonik kemere.

Anti-Paxos  Konum

Son yüzme tavsiyesi için “Paxos Adası’nı ziyaret etme nedeni”  bile diyebiliriz. Anti-Paxos, tekne ile 15-20 dakika gibi bir sürede ulaşılan ve yine zeytinliklerle kaplı, yemyeşil bir yavru adacık. Doğası öylesine güzel ki; Kiklad grubu adalarında görmediğimiz kadar yeşil görüntüler sunduğundan bizi bir miktar şaşırttı diyebilirim ama yine de asıl şaşkınlığı Anti-Paxos’un Voutoumi ve Vrika plajlarında yaşadığımızı da itiraf etmem şart. Çok güzel denizlerde yüzdük diye düşünüyorum bugüne dek ama bu iki plaj başka bir şeydi! Mavi ve turkuaz arasındaki mükemmel su rengiyle gözlerimizi yuvalarından fırlattı adeta!

Voutoumi Konum

Voutoumi Beach
Voutoumi Beach | Fotoğraf: Lütfiye Oktürk

Yüzmek için bakir bir sahile sahip olan Voutoumi’yi seçtik biz. Suyu çok soğuktu. “İçimizi titretti.” yorumunu yetersiz kılacak kadar soğuktu. Sanırım yaz mevsimde yüzdüğümüz en soğuk deniz kesinlikle burası oldu. Diğer yandan içinde olduğumuz “en” güzel su renginin de ev sahibiydi. Organlarımızın donmuş olduğunu hissediyor olsak da kesinlikle sudan çıkmak istemediğimiz bir yüzme deneyimiydi yaşadığımız.

Vrika  Konum

Vrika ise, yine aynı güzellikte su rengine sahip ancak bir de plaj işletmesine sahip olan ve Voutoumi’ye göre daha kalabalık kalan sahildi. Eğer Paxos Adası’nda konaklama yaparsanız muhtemelen yüzmek ve günü geçirmek için Anti-Paxos’a geçer ve bu durumda da konfor açısından Vrika’da çok daha rahat edersiniz diye düşünüyorum…

Paxos Adası’nda Yeme-İçme

To Steki
To Steki | Fotoğraf: Lütfiye Oktürk

Paxos Adası’nın merkezi Gaios’da yine diğer adaların merkezlerinden farklı olarak turistik görünümden uzak, zaman zaman ağaçların gölgesinde kalan ya da bahçe içinde konumlanmış enfes kafe ve restoranlar bulunuyor. Mediterranean Seafood Restaurant’ı akşam yemeği, ara sokaklar içindeki cici restoran To Steki’yi ise öğle yemeği için gönül rahatlığıyla önerebilirim. Taverna Pan & Theo‘yu ise Gaios’un sevilen lokal adreslerinden ve taze balık ile ıstakoz deneyimi yaşayabileceğiniz adreslerinden biri olarak not edebilirsiniz. Bir kompleks olarak yukarıda bahsettiğim Mongonissi de plaj gününün içine dahil edilebilecek keyifli bir öğle yemeği adresi olarak kabul edilebilir.

Portico
Portico | Fotoğraf: Lütfiye Oktürk

Gaios’un hemen arka sokaklarında, Bolonya’da “portico” adı verilen kemer altı yürüyüş koridorlarının minyatür bir örneği var. Bu kemerlerin altında bulunan Fanalino Restaurant Bar adanın tatlı soluklanma noktalarından biri. Burada bir kahve molası verebilir ve adanın sakince süregiden huzurlu yaşamını gözlemleyebilirsiniz.

Ben's Bar
Ben’s Bar  | muscalasvillasparos.com

Merkezden uzaklaşmak isteyenler ve geleneksel tavernaları sevenler için Longos’daki Bouloukos Taverna adanın iyi kalite yemek adreslerinden biri. Monodendri plajına yakın Ben’s Bar ise açıkçası aklımın kaldığı adreslerden… Yeniden adaya gitme şansım olursa koşar adım bu restorana giderim diye düşünüyorum. Müthiş keyifli, tropik bir havası var restoranın ve plaj gününde uzun ve rahat bir öğle yemeğine yakışır diye düşünüyorum.

Lakka Limanı’ndan bulunan La Rosa Di Paxos ise adanın lezzetli deniz kenarı mekanlarından bir ve kesinlikle hakkı verilmiş bir balık sofrasını hak ediyor. Lakka’nın arka sokaklarında bulunan Taverna Alexandros ise enteresan bir adres, zira Jackie Kennedy ile armatör Aristoteles Onassis evlendiklerinde bu restoranda yemek yemişler. Onların oturduğu masaya nasıl bir ilgi var tahmin ederseniz… Averto ise, Magazia yakınında olan ve bir yandan doğanın doyasıya keyfine varırken diğer yandan da bir öğle yemeği ya da uzo ve atıştırmalık keyfi yapabileceğiniz tatlı bir adres.

Erimitis'te Gün Batımı
Erimitis’te Gün Batımı | Fotoğraf: Trover.com

Gün batımı için daha evvel de bahsettiğim Erimitis Bar & Restaurant adanın en popüler noktası. Çok kişinin adayı ziyaret etme nedeni bile oluyormuş Erimitis’te gün batımını yaşamak. Biz içeceklerimizi alıp doğal ortamda takılırız derseniz bence o da nefis bir tercih bu ada için.

Fiyatların Paxos’ta çok büyük farklılıklar gösterdiğini söyleyemem ancak yine de birçok adanın fiyat ortalamasının bir miktar üzerinde kaldığını da eklemek gerek diye düşünüyorum. Yerli haklın “Tanrıların sofrasında yemek yiyormuşsunuz gibi hissedersiniz.” dediği manzaralı bir restoranda yemek yediğinizde, Parga’da aynı konuma sahip bir restorana yediğinize göre %10 ila %20 arasında değişen bir bedel ödüyorsunuz diyebilirim.

Paxos Adası’ndan Ne Alınır?

Longos'un Şirin Dükkanlarından Biri
Longos’un Şirin Dükkanlarından Biri | Fotoğraf: Lütfiye Oktürk

Klasik olarak hepimizin aldığı turistik seyahat anılarını bir kenarda tutarsam; Anti-Paxos’un yerel sofra şaraplarını es geçmemenizi önerebilirim. Özellikle kırmızı şarap konusunda iyi alternatifleri var adanın. Zeytinyağlarını ise kesinlikle ıskalamamalısınız, zira kalitesi ve lezzeti dünyaca kabul edilmiş organik zeytinyağlarını buraya kadar gelmişken çok daha hesaplı bir fiyata satın alma şansınız olacak. Keyifli seyahatler!

Kapak fotoğrafı: Lütfiye Oktürk

İlginizi çekebilir: Başak Duru’dan Yunan Adaları Rehberi