Sürekli gelişen ve değişen dünyada beslenme şekilleri de günde güne farklılaşıyor. Son zamanların en fazla tercih edilen beslenme trendlerini sizler için inceledik!

Vejeteryan/Vegan

 Vejeteryan/Vegan
Vejeteryan/Vegan

Vejeteryanlık, ağırlıklı olarak bitkisel kaynaklı yiyeceklerin tüketilmesini içeren bir beslenme tarzı. Bir başka deyişle, eğer vejeteryansanız hayvansal besinleri (kırmızı et, tavuk, balık, süt ve süt ürünleri, yumurta gibi) sınırlı miktarda tüketiyor veya hiç tüketmiyor olmanız gerekiyor. Vejeteryan beslenen insan toplulukları üçe ayrılıyor: hayvansal gıda olarak yalnızca yumurta tüketen ovo-vejeteryanlar, yumurta tüketmeyi reddederek hayvansal gıda olarak sadece süt ve süt ürünleri tüketen lakto-vejeteryanlar ve her ikisini de tüketebilen lakto-ovo-vejeteryanlar. Vejetaryanların çoğunluğu bu son grupta yer alıyor.

Vegan beslenme şekli ise vejetaryanlığın çok daha katı olanı. Hayvan ürünü olan besinlerden tamamen uzak durmayı içeriyor. Bir başka deyişle veganlar; kırmızı ve beyaz et, balık ve deniz ürünleri, süt ürünleri, yumurta, bal tüketmiyorlar.

Vejeteryanlık ve veganlıkta en önemli konulardan biri protein. Bitkisel kaynaklı yiyecekler de protein içerseler de, gerekli tüm aminoasitleri bulundurmuyorlar. Bu yüzden bu tarz beslenmede yeterli proteinin alınamayacağıyla ilgili genel ve maalesef hatalı bir algı var. Hiçbir hayvansal besin tüketmeyen veganlar başta olmak üzere, bu beslenme tarzını benimseyen kişilerin demir, çinko ve kalsiyum gibi önemli minareller için bol yeşil sebze, kuruyemiş, tohum, baklagil, tahıl ve soyalı ürünleri tüketmeleri gerekiyor. Vejeteryan ve veganlar protein ihtiyaçlarını özellikle badem, kaju fıstığı, ceviz ve yer fıstığı gibi bol miktarda protein içeren kuruyemişleri tüketerek sağlayabiliyorlar.

Son zamanların en popüler beslenme tarzlarından biri olan vejeteryanlık/veganlığın tercih edilme nedenlerinin başında sağlığa olan çok sayıda yararı geliyor. Araştırmalar vejeteryan veya vegan olan insanların farklı şekillerde beslenen diğer insanlara göre daha düşük ve dolayısıyla daha sağlıklı bir vücut kitle endeksine sahip olduğu yönünde. Bu kalp hastalığı, inme, kireçlenme gibi problemlerin ve aynı zamanda kanser riskinin az olması anlamına geliyor. Ağırlıklı olarak bitkisel kaynaklı yiyecekler tüketmek cildi güzelleştiriyor, stres, anksiyete ve migrenle başa çıkmayı kolaylaştırıyor, beslenme hormonlarını dengeliyor, kilo vermeye yardımcı oluyor. Tüm bu nedenlerin yanında vejeteryanlık/veganlığın bu denli tercih edilmesi insanların beslenme konusunda giderek bilinçlenmesiyle de yakından ilişkili. Siz de bu beslenme şeklini hayatınıza dahil etmek istiyorsanız hemen harekete geçebilir, ilk adım olarak Tadım’ın sayısız kuruyemiş seçeneğinden en sevdiklerinizi alabilirsiniz.

Pesketaryenlik

Pesketaryenlik
Pesketaryenlik

Yukarıda bahsettiğimiz lakto-ovo vejeteryanların beslenme şekli aslında pesketaryenliğe çok benziyor. Tek fark vejetaryanların et tüketmiyor olması. Pesketaryenler de beslenmelerinde ete yer vermiyorlar: balık ve diğer su ürünleri hariç. Pesketaryenleri balık yiyen vejeteryanlar olarak da düşünebilirsiniz. Peki neden pesketaryenlik? Her şeyden önce bu beslenme modelinin sağlık açısından yararları saymakla bitmiyor. Bitkisel ağırlıklı beslenmenin kiloyu dengelemeye yardımcı olduğunu, diyabet ve kalp hastalığı riskini önlediğini biliyoruz. Buna balık tüketimini de eklediğinizde vücudunuza hem hayvansal protein girmiş oluyor; hem de omega 3 yağları, b12 bitamini, fosfor ve B6 gibi besinleri alıyorsunuz. Pesketaryen beslenme vejetaryanlığa kıyasla daha esnek olduğundan, hayatınızda uygulamanın daha kolay olacağını söyleyebiliriz.

Paleo

 Paleo
Paleo

Son zamanların en trend beslenme şekillerinden biri de Paleo. Adını Paleolitik’ten alan bu beslenme tarzı, taş devrinde ve avcılık toplayıcılık yaparak yaşayan insanların yediklerine inanılan gıdalarla beslenmeyi içeriyor. Peki nedir bu gıdalar? Meyveler, sebzeler, etler, deniz ürünleri ve kuruyemişler; yani işlenmemiş ve doğal olan tüm gıdalar. Başka bir deyişle, eğer Paleo tarzında beslenen birini tanıyorsanız bilin ki o kişi yalnızca sağlıklı ve doğal gıdalarla besleniyor, şeker gibi suni ve ağır işlenmiş gıdalardan uzak duruyordur. Tahıl ürünleri bağırsak iltihaplanmasına yol açacak özelliklere sahip olduğu, süt ürünleri de hormon dengesini ve sindirimi olumsuz etkiledikleri için bunlar paleo diyetinde özellikle uzak durulan gıdalar. Bu beslenme modelinde karbonhidrat kaynağı olarak nişasta içermeyen meyve, sebzeler kullanılıyor ve hepsi düşük glisemik indeks değerine sahip olduğundan, kan şekerinin yavaş yükselip düşmesini sağlıyor, sizi uzun süre tok tutuyorlar.

Paleo tipi beslenme ile birlikte vücudunuzun glisemik yükünü azaltabilir, yağ alım dengenizi koruyabilir, günlük performansınızı artırarak daha yüksek bir yaşam kalitesine sahip olabilirsiniz. Bu beslenme şeklinin bir diğer özelliği de, yüksek protein içeriyor oluşu. Dolayısıyla paleocuların bu amaçla özellikle çiğ fındık, fıstık, badem, ceviz ve çekirdek gibi kuruyemiş çeşitlerinden bolca faydalandıklarını söyleyebiliriz. Sizin de aklınızda paleo trendinin bir parçası olmak varsa, işe Tadım’ın lezzetli kuruyemişlerine göz atarak başlayabilirsiniz!

Size bir sürprizimiz var! Muhteşem bir Paleo Cheesecake tarifiyle karşınızdayız:

Paleo Cheesecake Tarifi
Paleo Cheesecake Tarifi

Paleo Cheesecake Tarifi

Malzemeler

Alt Taban Malzemeler: 75 gr Tadım Ceviz / 75 gr Tadım Çiğ Badem / 18 gr hindisatancevizi unu / 18 gr hindistan cevizi yağı / 1.5 çorba kaşığı bal / 1/4 çay kaşığı zencefil / 1/4 çay kaşığı tarçın

Cheesecake Malzemeler: 150 gr Tadım Çiğ Kaju Fıstığı / 115 gr hindistancevizi sütü / 250 gr rendelenmiş karnıbahar / 80 gr hindistan cevizi yağı / 1/2 çimdik tuz / 1/2 çimdik tarçın / 1/2 vanilla extract / 3 yumurta / 1/2 limonun suyu ve rendesi / 15 gr hindistan cevizi unu / 1 adet şeftali / 30 gr bal

Yapılışı:

Tadım çiğ kaju fıstığı bir gün önceden kaynamış suda bekletin.

_Alt taban için tüm malzemeyi robotta çekin ve 180 derece önceden ısıtılmış fırında 5 dakika pişirin.

_Şeftalileri elma dilim kesip balla tavada pişirin.

_Tadım çiğ kaju fıstığı ve hindistan cevizi sütünü mixerde 5 dakika çekin, rendelenmiş karnıbaharı ekleyerek 3 dakika daha çekin, ardından yumurta ve un hariç tüm malzemeleri tek tek atın.

_En son yumurtaları tek tek karıştırın ve ardından unu da ekleyin.

_Pişmiş olan alt tabanın üstüne önceden pişirdiğiniz şeftalilerinizİ dizin ve hazırladığınız harcı üzerine koyup 180 derecede 15 dakika pişirin.

_Daha sonra 120 dereceye alıp 40 dakika daha pişirin. Paleo cheesecake’iniz hazır, afiyet olsun! 🙂

Ketojenik

Ketojenik
Ketojenik

Karbonhidratları önemli ölçüde sınırlayıp yağ ve protein tüketimini artırmayı amaçlayan ketojenik beslenmeyi de son zamanlarda sık sık duyduğunuza eminiz. Peki nasıl ketojenik beslenebilirsiniz? En temel şekliyle; ekmek, pilav, makarna gibi karbonhidrat içeren gıdalar yerine tereyağı ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağları, kuruyemişi, süt ve süt ürünleri, et çeşitlerini tercih ederek. Böylece vücudunuza enerjisini karbonhidrattan almaya alışmışken bunu yağdan almasını öğretiyor, enerji sağlamak için yağ yakmaya başlıyorsunuz. Siz de tahmin edersiniz ki, böylelikle kilo vermeniz oldukça kolaylaşıyor. Bu beslenme şeklinin midenizi rahatlatmak, migren ataklarını azaltmak, cildinizi güzelleştirmek, kan basıncını dengelemek ve tatlı krizlerinizi azaltmak gibi birçok faydası daha var.

Raw Food (Çiğ Beslenme)

Raw Food (Çiğ Beslenme)
Raw Food (Çiğ Beslenme)

Raw Food, tüm dünyada giderek popülerleşen yepyeni bir sağlıklı beslenme trendi. En basit şekliyle 47 derecenin üzerinde herhangi bir işlem görmemiş, pişmemiş besinlerle beslenmeyi içeriyor. Sebebi, yiyeceklerin içindeki enzimlerin 47°C’de ısıtılınca yok olmaları. Normal şartlarda sindirimi kolaylaştıran ve vücuda faydalı enzimler, bu sıcaklıktan sonra değişikliğe uğrayınca vücut onları üretmek için daha fazla çalışıyor; dolayısıyla siz de daha yorgun hissediyorsunuz. Peki ne yiyor bu beslenme modelini benimseyenler? Temelde çiğ sebze, meyve, kuruyemiş ve yağlı tohumlar ile besleniyor, et tüketmiyorlar. Özellikle çiğ fındık, badem, tahıllar ve kurubaklagiller bu beslenme tarzının başlıca protein kaynakları. Tüm bu özellikleriyle ilk insanların ateşin bulunmasından önce uyguladığı beslenme şekline benziyor ve bu sebeple  öze dönme feslefesini içinde barındırıyor. Ayrıca raw food beslenme tarzının enerji ve uyku kalitesinin artırdığı, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, hafızayı kuvvetlendirdiği, cildi güzelleştirdiği ve kilo kaybına yardımcı olduğu biliniyor.