Başrollerinde Melissa McCarthy ve Octavia Spencer’ın yer aldığı, senaryosu Ben Falcone’a ait olan, Netflix’in yeni filmi Thunder Force 9 Nisan’da yayınlandı. Görmeye alışık olduğumuz kalıplaşmış kahramanların iyi ve kötüler arasındaki klasik mücadelesinin yanı sıra Thunder Force bizleri yeni nesil süper kahramanlarla tanıştırıyor. Aksiyonu bol olan hikâye, karakterlerin mizahı yüksek ve eğlenceli diyaloglarıyla da güldürüyor. Tabii ki her süper kahraman öyküsünde olduğu gibi Thunder Force’un da bir çıkış öyküsü var; Melissa McCarthy, Octavia Spencer ve Ben Falcone ile Zoom üzerinden gerçekleştirdiğimiz röportajda canlandırdıkları karakterler ve filmin çıkış öyküsü ile ilgili merak ettiklerimi sordum.

fotograf-1-87
Thunder Force, Lydia Berman (Melissa McCarthy) | Fotoğraf: Pinterest.com

Ben, Thunder Force bize gösteriyor ki; süper kahramanlar her cinsiyet, yaş, şekil ve bedende olabilir. Bu bağlamda Thunder Force’un diğer süper kahraman-aksiyon filmlerinden ayrılan en büyük özelliği budur diyebilir miyiz? Ayrıca bize bu fikrin çıkış noktasından biraz bahsedebilir misin?

Ben Falcone: Tabi. Thunder Force’un özünde uzun yıllardır arkadaş olan ama bir süredir de birbirinden ayrı düşmüş Melissa ve Octavia’nın öyküsü yer alıyor. Bence hikâyeyi ilk okuduklarında ikisinin de sevdiği şey buydu. Bilindik süper kahramanların kalıplaşmış tanımlarında 40’lı yaşlarına gelmiş iki kadını başrolde görebilmemiz pek mümkün değil. Bu kalıpları Thunder Force’da yıkıyoruz. Ayrıca bizim burada yapmaya çalıştığımız asıl şey; klasik bir süper kahraman parodi filmi ortaya çıkarmaktan ziyade iyi aksiyon detaylarıyla bezenmiş, eğlenceli ve kaliteli bir film çekmekti. Bunu da iki mükemmel oyuncumuzla başardığımızı düşünüyorum. 

Fikrin çıkış noktasına gelecek olursak; bir gün yolda yürüyorum, Los Angeles’ta oturuyorum bu arada, birden LA Times’ın el değiştirdiği ve yeni sahibinin ilaç sektöründe öncü olan birisi olduğu haberini anımsadım. Neden bilmiyorum ama bu bende bir şeyleri harekete geçirdi. Oldum olası çizgi romanlara bayılırım. Aklımdan bir an “Ben neden süper kahraman komedisi yazmıyorum ki?” düşüncesi geçti. Tam da bu noktada bu fikri Octavia’ya sundum, çünkü o en sevdiğim arkadaşlarımdan biri ve hayatta tanıdığım neredeyse en zeki insan. Octavia ona verilen bütün rollerin altından tereyağından kıl çeker gibi kalkmayı başarır. Octavia ve Melissa da çok yakın arkadaşlar, ona başrolde Melissa’nın eşlik edebileceğini söylediğimde ise harika tepkiler aldım ve böylelikle bu ikili Thunder Force’da bir araya geldi.

fotograf-2-87
Emily Stanton (Octavia Spencer), Lydia Berman (Melissa McCarthy) | Fotoğraf: collider.com

Kamera önü ve arkasındaki herkes için konuşacak olursak sanırım Thunder Force’a bir aile işi dememiz çok da yanlış olmaz. Peki aile, arkadaşlar ve birçok işten aşina olduğunuz kişilerle beraber çalışmanın avantajları nelerdir?

Ben Falcone: Biliyorsunuz Melissa ve ben sıklıkla aynı projelerde yer alıyoruz ve uzun süredir birlikteyiz. Thunder Force’da çok sevdiğimiz dostumuz Octavia ile de çalışma fırsatı bulduk. Daha önce Superintelligence‘ta yer alan Bobby Cannavale da ekibe katıldı. Konuştukça aklıma geliyor mesela Bobby ve Melissa da daha önce beş farklı işte beraber çalışmışlardı.

Ayrıca filmde flashback sahneleri olduğu için Lydia’nın gençliğini canlandıracak birine ihtiyacımız vardı ve en küçük kızımız Vivian’ın bu iş için ideal olduğuna karar verdik. Melissa’nın gençlik fotoğraflarını Vivian’ın yanına koyduğunuzda arada bir fark görmek neredeyse imkansızdı. Biz de bu gerçeklikten yararlanmak istedik.

Yani evet, daha önce defalarca çalıştığımız, artık ailemizden olan ve kendi aile fertlerimizin de olduğu bir işin içindeyiz, keyifli bir süreç olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca yeni dostluklar da edindik; Octavia’nın annesi rolündeki Marcella Lowery ve Octavia’nın kızı rolüne hayat veren Taylor Mosby gibi yetenekli isimlerle çalışma şansı elde ettik. Kısaca özetlemem gerekirse bu filmin eski ve yenilerin bir karması olduğunu söyleyebilirim.

fotograf-3-72
The King (Bobby Cannavale), Lydia Berman (Melissa McCarthy) | Fotoğraf: screenrant.com

Melissa ve Octavia… Süper kahraman filmlerinde iyi ve kötüyü temsil eden taraflarda genelde erkekleri başrol olarak görürüz. Thunder Force’ta bir anda ortaya çıkan süper güçleri ile şehri kurtaran iki kadın süper kahramanı oynamak nasıl bir duygu?

Octavia Spencer: Bir süper kahramanı canlandırmak hiçbir zaman hayalimdeki rol olmamıştı, yani bilirsiniz yapımcılar benim gibi kadınları oyuncu kadrosuna almayı düşünmedikleri için bu durum da benim hiç aklıma gelmemişti açıkçası. Bu yüzden bunun tamamen aksini düşünen muhteşem arkadaşlarıma bir teşekkür borçluyum, onlar sayesinde bu kalıpları yıkmak benim için oldukça keyif vericiydi. 40’lı yaşlarında iki kadın süper kahraman harika işler çıkarıyor! Sen ne düşünüyorsun Melissa?

Melissa McCarthy: Aslında bu gücü görmek için 40’lı yaşlarında bir bekar anneye ya da sokaktan geçen herhangi bir kadına bakmamız yeterli olacaktır diye düşünüyorum. Karakterlerimiz birbirinden oldukça farklı fakat ben tüm süper kahramanları ayrı ayrı seviyorum. Ama cidden dünyadaki tüm bu pisliğin temizlenmesi için 20’li yaşlarda bir çömeze mi yoksa 48 yaşında bir kadına mı gidersiniz? Açık konuşmak gerekirse ben 48’liğe giderdim. Ben bana bu fikri ilk söylediğinde “Hiç durma, hemen yaz!“ dedim. Zaman gücümüzü geri alma zamanıdır!

fotograf-4-58
Emily Stanton (Octavia Spencer), Tracy (Taylor Mosby), Lydia Berman (Melissa McCarthy) | Fotoğraf: thewrap.com

The King rolü ile karşımıza çıkan Bonny Cannavale bir sahnede “40’lı yaşlarındaki iki piliçle nasıl başa çıkamayız?“ diye ezici bir dille serzenişte bulunuyor. Orta yaşta bir süper kahramana yönelik bu cümle filmde komik görünse de gerçek dünyada kadınlar için bir hayli can sıkıcı. Bu karakterin bu tarz bir söyleme mazur kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Melissa McCarthy: Ben seyirci olarak da oyuncu olarak da bu tür hor görme tavırlarını seviyorum. Ben potansiyeli fark edilmemiş, kendinden beklenilmeyecek kadar güçlü olabilen, muhteşem işler çıkarabilen karakterleri seviyorum. Mükemmel özellikleri olan karakterler zaten belli ve hep avantajlı durumda olurlar. Fakat ben umulanın aksine bir şeyleri almak için savaşan bir karakter olmayı tercih ederim. Böylesi çok daha heyecan verici. İki kız annesiyim ve eminim ki onlar “kız işleri” ve “erkek işleri” gibi klişelerden sıyrılmış bir jenerasyon olmayı başaracak. Mücadelemiz zaman alsa da etrafımda çok güçlü genç ve orta yaşlı kadınlar görüyorum, geleceğe dair umutluyum.

fotograf-6-4
Lydia Berman (Melissa McCarthy) | Fotoğraf: Netflix

Gerçek hayatlarınızda 20 yıllık bir dostluğunuz var. Bu durum rolünüze hazırlanırken size bir avantaj sağladı mı? Çünkü filmde de canlandırdığınız karakterler ortak bir geçmişe sahip iki yakın arkadaş, aynen gerçek hayatta olduğu gibi.

Octavia Spencer: Benim için Melissa ile çalışmak oldukça keyifliydi. Karakterim yazılırken beni tanıyor olması büyük avantajdı. Çünkü karakteristik özelliklerimi bildikleri için neyin çok iyi üstesinden gelebileceğimi biliyorlardı. Onlarla bu denli iş birliği içinde çalışabilmek benim için büyük kolaylıktı. Çünkü siyahi bir bilim insanı rolüne hayat vermek benim açımdan çok hafife alınacak bir durum değil. Aslında benim karakterim o filmin bir nevi Tony Stark’ı olmaktı ve bana bu şansı verdikleri için çok mutluyum.

Melissa McCarthy: Tabii ki Octavia’yı 20 yılı aşkın bir süredir tanımak onun güçlü taraflarını parlatabilmemde çok etkili oldu. Yapamayacağı hiçbir şey yok, her zaman odadaki en zeki kişi ve etrafını kendine bağlayan altın gibi bir kalbi var. Muhteşem bir espri yeteneği var Octavia’nın, üstelik tüm bunları da büyük bir mütevazilikle yapıyor.

fotograf-5-40
Lydia Berman (Melissa McCarthy), Emily Stanton (Octavia Spencer) | Fotoğraf: nypressnews.com

Cinsiyet temelli olayların tam tersi işlendiği sahneler hakkında soru sormak istiyorum. Film boyunca birçok benzer sahneye şahitlik ediyoruz. Mesela okul bahçesindeki zorbalık sahnesi ya da büyükanne sahnesi. Bu temayı yalnızca yazmak istediğiniz için mi yazdınız yoksa pozitif ayrımcılıkla seyirciyi yakalamak mıydı amacınız?

Ben Falcone: Güzel bir soru, teşekkürler. Melissa’yla uzun yıllardır çalışıyorum. 13 ve 11 yaşlarında iki kız babasıyım. Ben bu filmi kadınların sadece “Kadın işi“ yaptığı bir kadın filmi çekmek için yazmadım. Amacım kadın-erkek diye ayırmaktan ziyade “İnsan” odaklı bir hikâye yazmaktı. Hatırlıyorum da ben 13 yaşındayken okulun en sağlam elemanları genç kadınlardı. Yani Thunder Force cinsiyet temelli olayların tersinin işlendiği bir film değil. Hayatın olağan akışına odaklı bir film.

youtube play youtube play

Film ucu açık bir sahneyle mi tamamlanıyor? Öyle ise bir sonraki film için neler planlıyorsunuz?

Ben Falcone: Filmde kesinlikle ucu açık bir son var. Bir devam filmi olma konusu ise aslında tahmin edebileceğiniz üzere seyircinin tepkisi ve bu filme olan ilgileri doğrultusunda gerçekleşecek. Ama tabii ki devam filmi için aklımda yeni bir hikâye mevcut.

Kapak Fotoğrafı: Netflix.com

İlginizi Çekebilir: Çiğdem Balcı’dan Bridgerton