American Journal of Clinical Nutrition’da yayımlanan araştırmaya göre, yiyecekleri 15 yerine 40 kez çiğnemek %12 daha az yemek yenilmesini sağlıyor. Çiğneme işlevini bir alışkanlık olarak ele alırsak; kültürel yeme alışkanlıklarımız daha da daraltırsak aile yeme kültürümüz çiğneme şeklimizi büyük oranda etkiliyor. Etrafımızdaki uzmanlardan sürekli duyduğumuz “yiyecekleri çok çiğnenmek” neden bu kadar önemli? Ve biz ne kadar çiğniyoruz? Bu yazıda  yavaş yemenin sağlık açısından önemine odaklanacağız.

Yiyecekleri Çok Çiğnemek
Yiyecekleri Çok Çiğnemek | Fotoğraf: Unsplash/@jarritos

Yakın zamanda sıklıkla duymaya başladığımız yeterli çiğneme, sağlıklı yaşama ve zayıflama adımları arasında önemli bir adım olarak görülüyor. Özellikle yoğun iş ve okul temposunda yemek yemek için ayrılan süre oldukça az oluyor. Yalnızca tatil günlerimizde  yemeğimizi sakince ve tadını çıkararak yiyoruz ve  keyif alabiliyoruz. Düşünün; arkadaşlarınızla beraber bir kahvaltıya gittiniz ve serpme kahvaltı siparişi verdiniz. Yavaş, sakin, sohbet ederek yediğiniz bu kahvaltıda dakikalar sonra doyduğunuzu ve masadaki birçok ürünün kaldığını hatırlayın. Nasıl doyduğunuzu anlamadınız bile. İşte yavaş yemenin verdiği en büyük fayda, az yiyerek doymak aslında. Peki burada alınan keyif sadece ortam ambiyansı veya yiyeceklerin güzelliğinden mi kaynaklanıyor? Hayır tek sebep onlar değil. Sebep, enerjiyi kullanabilme şeklimiz aslında.

“Yavaş yemek yemek daha az besin tüketmenize yardımcı olur.” Ağza alınan besinler, tükürük bezlerinin salgıladığı fermentlerin alt ve üst çenelerin mükemmel şekilde koordine edilmiş ritmik açılma – kapanma hareketleriyle karışır ve bir kısmı ağızdaki kılcal damarlara süzülür, sindirime hazır hale getirilir. Bu mekanizmada merkezi sinir sistemi ve kaslardaki birçok reseptör görev alır. Alınan besinlerin yapısı hakkında veriler toplanır ve ağızdaki akupunktur noktaları aracılığıyla beyne gönderilir. Beyin bu bilgiyi analiz eder ve sindirimi programlar. Besin ne kadar iyi çiğnenirse beyin sindirim sistemini o derece iyi hazırlar. 

Brunch
Brunch| Fotoğraf: Unsplash/@therachelstory

Her bir dişimizin dibinde ikişer tane akupunktur noktası vardır. Çiğneme sırasında besinlerden ayrılan enerji, akupunktur noktaları sayesinde tüm vücuda genel enerji dolaşımına karışır. Küçük yudumlarla ve lokmalarla yemek gerekir. Gıdalar yeterince çiğnenmezse, sindirim ilk basamaktan itibaren bozulur. Enerji konusunu biraz daha açalım. Hızlı yiyen insanlar daha çok yemek yemeye mecbur kalır. Neden mi? Çünkü, vücudumuzun enerjiye her zaman ihtiyacı var. Midede sindirim yapılırken vücut fazlasıyla enerji harcar. Hızlı yemek yiyen bir kişinin vücudu  sadece kimyasal bağlantıları çözme işlemi sonucunda oluşan enerjiyi kullanır, ağızdaki akupunktur noktaları sayesinde oluşan enerjiyi kullanamaz. 

Az çiğnenmiş yemek, kitleler halinde mideye gelir ve mide bu kitleleri hazmedemez, çürütür. Çürüyen kitleler ince bağırsağa iner ve çürümeye devam eder. Bağırsaklardaki bu çürüme kandaki akyuvarları arttırır ve bağışıklık sistemi bu duruma karşı koruma haline geçer, bu durum her yemekte tekrarlandıkça bağışıklık yetmezliğine sebep olabilir. Ne kadar az çiğnediğinizi görünce şaşırabilirsiniz! Taze meyve ve sebzelerin; lifleri, çekirdekleri ve kabukları bu konuda tehlike arz etmezler. Çünkü bunlar bağırsaktaki prebiyotikleri arttırır. 

Yiyecekleri Çok Çiğnemek
Yiyecekleri Çok Çiğnemek | Fotoğraf: Unsplash/@designmesk

Yapılan araştırmalarda fazla çiğnemek kalori alımını azaltmış ve kilo kaybına yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. Hızlı yiyenler %115 oranında obezite riski taşır. Yapılan bir araştırmada 529 erkek 8 yıldan fazla gözlenerek kilo değişiklikleri incelenmiştir. Sonuçlar “hızlı” yemek yiyenlerin “yavaş” veya “orta hızda” yemek yiyenlere nazaran iki kat daha fazla kilo aldığını ortaya koymuştur. Peki bu nasıl oluyor?

Yemek yedikten sonra mide, açlığı kontrol eden ghrelin hormonunu ile açlık önleyici kolesistokinin hormonunu serbest bırakır ve bu  hormonlar vasıtasıyla beyne mesaj iletilerek yemek yediğiniz ve besinlerin sindirildiği haber verilir. Böylece iştahımız azalır; tokluk hissi gelir, yemek yememiz durmaya başlar. Bu mekanizmanın işlemesi 20 dk. sürer. Biz hızlı yemek yedikçe beynimiz tokluk hissi sinyallerinin alacak vakit bulamaz ve dolayısıyla daha fazla yemek yeriz.

Hazımsızlık, diyabet, mide, bağırsak, karaciğer, dalak gibi pek çok sağlık  probleminin aşılmasında beslenme ve çiğneme alışkanlıklarının değiştirilmesi etkili olabilir. Bu bilgileri öğrendiğimize göre belki de artık besinlerimizi çiğneme sayımıza dikkat ederek yer ve bu sayede vücudumuza saygı gösteririz. Ona bu kadar kolay bir şekilde yardımcı olup iş yükünü azaltabiliriz. Ne dersiniz?

Kapak Fotoğrafı: Unsplash/@designmesk

İlginizi çekebilir: Begüm Say’dan Çiğ Beslenmenin Bilinmeye Yönü