21 Eylül Cuma akşamı Turkcell Kuruçeşme Arena’da gerçekleşecek olan Beirut konserini sabırsızlıkla bekliyoruz. Konser öncesi, Beirut hakkındaki bilgilerimizi tazeleyelim mi?

Beirut_kristiannaSmith

Beirut’un hikâyesi aslında grubun solisti Zach Condon’ın Yeni Meksika’nın Santa Fe şehrinde lisede okurken kendi yatak odasında  kayıtlar yapması ile başlıyor. Önceden de birçok şarkı kaydeden Zach, diğer üyelerin de yardımı ile, önceden solo projesi olarak planladığı işleri Beirut isimli gruba dönüştürüyor. 2006 yılında çıkıyorlar piyasaya ve hatta 2007 yılında İstanbul Radar Live’da da çalıyorlar.

ZachCondon

Beirut için Balkan/dünya/indie-rock müziği yapan grup diyenler var, fakat grubun asıl özelliği Amerika gibi bir yerden Balkan müziğine ilgi duymaları ve bu müziği özgün bir şekilde yorumlayıp yaratabilmeleri. Tek bir müzik türüne indirgeyip tanımlanması çok da kolay olmayan, belki de bu yüzden bizi daha çok heyecanlandıran Beirut, yapılan röportajlarında da melankoli duygusuyla kaplı olduklarını inkar etmiyor.

zackcondon3

Grup üyelerine şöyle bir baktığımızda solist Zach’in aynı zamanda trompet ve ukulele çaldığını ve ondan başka akordiyon ve piyano Perrin Cloutier, davul ve perküsyon Nick Petree, kontrbas Paul Collins, trompet ve  kornet Kelly Pratt, trombon, tuba ve piyano Ben Lanz tarafından idare ediliyor. Beirut enstrümanlarına şöyle bir baktığımda ilk dikkatimi çeken  gitarın yer almaması. Sadece, Beirut’un müziğini belirleyici kılan enstrümanlardan birisi olan ukulele var. Minik bir gitara benzeyen sazın, gitardan farklı olarak dört teli var. Zach’in özellikle Elephant Gun ve Nantes’da çaldığını bildiğimiz romantik müzik aleti.

Grubun en bilinen şarkıları; Elephant Gun, Postcards from Italy, Nantes, A Sunday Smile, Vagabond, The Rip Tide, Santa Fe, Carousels, In the Mausoleum, East Harlem, Cliquot ve liste sürer gider. Bana göre şarkılarda müziğin sözlerin önüne geçtiği anlar çoğunlukta. Dinlerken kendinizi yollarda hissediyorsunuz; yolculuk daha uzun ve varacağınız yeri pek de planlamamışsınız…

Mutluluk ve hüznü aynı anda hissedeceğimiz, Amerikalı bir gruptan nasıl da böyle bir albüm, “THE RIP TIDE”, çıktı sorusunu soracağımız güzel bir akşam için Cuma günü Kuruçeşme Arena’da görüşmek üzere.

Konserin detaylarını theMagger Ajanda‘dan bulabilirsiniz.