Çeşme’nin kalabalığından ve gereksiz pahalılığından, Foça ve Seferihisar’ın soğuk denizinden ve kolay ulaşılabilir olmasından, Urla’nın İzmir merkezine çok yakın olan konumundan, Kuşadası’nın yer yer dalgalı denizinden ve şehir kalabalığından mütevellit ”Günübirlik nereye kaçılır?” serzenişi, denizanaları ve denizkestaneleriyle mücadele etme pahasına tek bir yere götürüyor bizi. Karaburun’a ve daha önemlisi Boyabağı Koyu’na!

Boyabağı Koyu’na Detaylı Bir Bakış

Plajı Nasıl?

Boyabağı Koyu
Boyabağı Koyu| Fotoğraf: Ayça Yenigün

Karaburun’un bu koyu için keşfedilmemiş diyemem. Mimoza, Dolungaz ve benzeri diğer koylar kadar biliniyor Boyabağı Koyu. Ancak kıyı şeridinin çok dar bir alanda ve çakıl taşlı olması sebebiyle çok az kişi kıyıda yer bulabiliyor. Güneşlenme ve kumsal keyfi vadetmediği için, kıyıya havluyu bırakıp yüzüp çıkmalık bir alan. Özellikle sosyal mesafeye dikkat etmemiz gereken bu dönemde plajda yanyana durmanın, suyun kendisinden daha fazla risk içerdiğini hatırlamakta fayda var. Mini plajın yanında vakit geçirebileceğiniz bir kafe (Koder Cafe) de mevcut ama yiyecek ve içeceklerinizle gelirseniz koyu gören bir alanda oturarak, hem manzaranın hem de yemeğin tadına varabilirsiniz. 

Denizi Nasıl?

Kayalıklar
Kayalıklar | Fotoğraf: Ayça Yenigün

Girişte biraz taş ve yosun var ardından hemen kumluk alan geliyor ve kıyısı sığ, deniz yavaş yavaş derinleşiyor. Fotoğrafta görünen tekneden itibaren derin diyebilirim. İçte kaldığı için dalga da olmuyor, dolayısıyla deniz berrak ve temiz. Bir Marmaris İncekum gibi cam görünümünde değil fakat ona yakın. Deniz kestanelerinin olması aslında denizin temizliğine bir işaret. Denizanasına ise denk gelmedim ki mıknatıs gibi olduğumdan dolayı bu sevindirici bir haber. Boyabağı Koyu’nun suyu soğuk zaten genelde Karaburun’un suyu soğuk oluyor. Buna rağmen sudan çıkmak istemiyor insan. Balıklıova’nın yosundan arınmış versiyonu gibi düşünebilirsiniz, açılmak için enfes bir deniz. Bir un kurabiyesi eksik…

Koyun bir köşesinde Ayıbalığı Koyu’ndaymış gibi kayalıklardan atlayanlar da oldu. Boyabağı Koyu, yer şekilleri bakımından Deliklikoy’u andırıyor. Su altını seviyorsanız şnorkelle gelebilirsiniz, izlenecek balıklar var. 

Ulaşım Nasıl?

Boyabağı Koyu | Fotoğraf: tripadvisor.com.tr

Karaburun’un Kösedere Köyü’nün sahil kısmına konumlanmış bu koya, zeytin ağaçlarıyla çevrili tek şeritli bir toprak yoldan geçerek varılıyor. Kaynarpınar’ı geçtikten sonra Karaburun’a gelmeden sağda Boyabağı Koyu tabelası görünüyor. Bu ayrımdan sapıp toprak yoldan geçerek belirli bir yere kadar gidebilirsiniz fakat yol pek iyi olmadığı için arabanın altı alçaksa, altını vurma ve çizme olasılığı var.

Araba ile park yeri bulabilme konusuna gelirsek; biz tatil günü gitmemize rağmen kalabalık makul seviyedeydi bu yüzden endişelenmeyin. Toplu taşımayla gitmek isterseniz Fahrettin Altay’dan minibüsler hareket ediyor ayrıca Urla-Karaburun otobüsü de bu koydan geçiyor. 

Çoğu kişinin tatil olmadığı bir gün, fırsat bulduğunuzda giderseniz şahane olur. Gittiğiniz yola değer mi? Eğer İzmir’de yaşıyorsanız kesinlikle değer. Başka şehirlerde yaşıyorsanız biraz daha kilometre yapıp Muğla ve Antalya’ya gitmek deniz keyfi için daha mantıklı. Kamp için diğer yerlere nazaran daha bakir bir yer arıyorum derseniz Karaburun her köşesiyle sizi bekliyor!

Kapak Fotoğrafı: Ayça Yenigün

İlginizi çekebilir: Merve Çalışlar’dan İzmir’de İki Keyifli Köy