Phoebe Waller-Bridge’in yaratıcısı olduğu, 20’şer dakikalık 6 bölümden oluşan bu ekstra mini dizi; bana uzun zamandır kahkaha atmadığımı fark ettirdi… Bu yarı trajik tespitimin huzurunda, Crashing’in keyif veren, savruk, hem rahatsız edici hem de rahatlatıcı bir iş olduğunu söyleyebilirim. Netflix’iniz ve boş iki saatiniz varsa mutlaka şans verin.

Not. Bu kısa yazı spoiler içermemektedir.

Crashing
Crashing | Fotoğraf: Netflix

Londra’da yaşam pahalılığının sonuçları üzerinden şekillenen bu İngiliz komedisi; hijyenden uzak, paylaşımcı, kaotik ve eğlenceli bir komün hayatını karşımıza getiriyor. Sesli şekilde gülmenin birçok kez mümkün olduğu Crashing’de, gözlerinizi kapatıp bakmak istemeyeceğiniz “cringe” sahneler de fazlasıyla mevcut… Çıkış noktası ise şöyle. Lulu’nun çocukluk arkadaşı Anthony’nin yanına, Londra’ya gidişi ile başlayan bu macera, Anthony’nin halihazırdaki nişanlısının bu durum hakkındaki huzursuzlanmaları ile devam ediyor. Meselesini bu pasif ve komik çatışma üzerine kuran dizi, şahane yan karakterlerinden de her istediği an katkı alıyor. Yaşadıkları komün hayat ise terk edilmiş bir Londra hastanesinde geçiyor.

Kusurları fazlasıyla kabul edilebilir olan bu eğlenceli seyirlik, tek oturuşta bitirmeye de oldukça müsait. Hijyen konusunda ekstrem takıntılarınız olmadığı sürece tadınızın kolay kolay kaçmayacağını söyleyebilirim sanırım… Seks üzerinden dönen mizah anlayışlarına adapte olma sürecinin, kimi izleyiciler için biraz engebeli olabileceğini düşünüyorum, ki bu izleyiciler muhtemelen 2. bölümden sonrasını izlemeyecektir. Ama geri kalan her izleyici tipi için şans vermeye değer. Phoebe hanım özelinde konuşmak gerekirse eğer, Fleabag ve Crashing sonrasında kendisinin yaratıcısı olduğunu ifade edebileceğimiz bu mizah anlayışının, alışageldik absürd İngiliz mizahından çok daha farklı olduğunu düşünüyorum. Yani Crashing’in halihazırdaki diğer İngiliz komedilerinin hiçbiriyle aynı kulvarda olmadığı çok açık.

Crashing
Crashing | Fotoğraf: IMDb

Eşcinsellik ve sadakat üzerinden yarattığı ciddiyetten uzak ve eğlenceli zıtlaşmaların zaman zaman fazla kaçtığı, ama genel hatlarıyla kendi kusurlarını örtmeye çalışmayan bu savruk halini de ayrı sevdiğim bir yapım oldu Crashing. Eğer bu mini maratona modunuzun pek yüksek olmadığını düşündüğünüz bir zaman başlarsanız, fazlasıyla verim alacağınızı düşünüyorum. Fleabag’i de izlememiş olanlar için Crashing’i izledikten sonra Fleabag’e geçmek ayrı bir keyif verebilir. Sevgiler.

Kapak fotoğrafı: The New York Times

İlginizi çekebilir: SineMagger’dan Netflix Dizi Önerileri