Haberler

Çek art direktör Carlos Paboudjian yapay zeka kullanarak sanat çalışmaları yaratmaya imkan tanıyan Midjourney’i kullanarak ikonik karakterlerden ilham alan moda koleksiyonları yaratıyor.

Paboudjian’ın yarattığı kavramsal moda koleksiyonlarına ilham verenler arasında The Godfather filmi, ikonik Fransız film karakteri Amélie Puolain, yönetmen Wes Anderson, ressam Frida Kahlo ve Alphonse Mucha var. Hayallerini yapay zeka aracılığıyla somutlaştıran Carlos, böylelikle son zamanlarda sıkça konu edilen dijital ortamda moda ilişkisini yaratıcı süreçten gözlemlemiş oluyor. Bizleri, markaların dijital kıyafet girişimleri ve Metaverse’te var olma çabalarını izleyişimize bir ara verip sonsuz olasılıklar barındıran bir dünyada yaratıcılığın ortaya çıkarabileceklerini keşfetmeye davet ediyor. Koleksiyonlara daha yakından bakmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Instagram algoritmasının Reels videoları üzerinden çalıştığı uzun süredir bilinen bir gerçek. Eğer uzun süredir kullandığınız platformun bir video içerik uygulamasına dönüşmesinden şikayetçiyseniz yalnız değilsiniz. Hatta şaşırtıcı biçimde Kylie Jenner ve Kim Kardashian ile aynı tarafta olabilirsiniz.

‘‘Instagram’ı yeniden Instagram yapın’’ postu altında birleşen 2 milyon küsur kullanıcı, uygulamanın aldığı halden rahatsız olduğunu belirtiyor. Hatta 150 binin üzerine kişinin katıldığı bir de imza kampanyası bulunuyor. Yeni adıyla Meta’nın tepkilere yanıt vermeden sürdürdükleri bu girişimlerinin altındaysa ticari kaygılar yer aldığı düşünülüyor. Daha önce Snapchat ve YouTube’un kitlelerini Instagram’a çekmek üzere çeşitli özellikleri ön plana çıkaran şirketin IG TV girişimi başarıya ulaşmamıştı. Reels özelliğine verilen önemin ardındaysa TikTok’un başarısı var.

Instagram özel fonksiyonlardan günlük karşılaştığımız içeriklere dev bir reklam ve alışveriş uygulamasına evrilirken Twitterda benzer bir sürecin inşası için e-ticaret şirketi Shopify ile işbirliğine gideceğini duyurdu.

MediaCat’in haberine göre: Twitter, Shopify’ın App Store’unda ABD’deki tüm Shopify satıcılarının kullanımına sunulacak bir satış kanalı uygulaması geliştirdi. Satış kanalı sayesinde satıcılar, Twitter Alışveriş Yöneticisi’ne katılarak ürünlerini Twitter’da sergilemelerine ve potansiyel müşterilerini satın almaya yönlendirmelerine yardımcı olacak alışveriş özelliklerine erişebilecek. Reklam ortaklıkları konusunda da harekete geçen Twitter, Campaign Planner (Kampanya Planlayıcı) aracıyla reklamverenlerin kampanyalarını başlatmadan sonuçlarını öngörebilmelerine katkı sağlayacak

Instagram ve diğer sosyal medya platformları internette harcadığımız zamanın önemli bir bölümünü oluştururken Metaverse ile birlikte sanal evrende geçirilecek zamanın artacağı kesinleşiyor. Çocukların ve gençlerin bu alandaki kullanımlarına ilişkin harekete geçen Instagram ve Quest VR gözlüğü için yeni ebeveyn denetimi özelliklerini duyuruyor.

Webrazzi’nin haberine göre bu özellik sayesinde ebeveynler gençlere gözetim araçlarını başlatmaları için davet gönderebilecek, k gün veya hafta içinde gençlerinin Instagram kullanımını sınırlamak istedikleri belirli saatleri ayarlayabilecek. Ayrıca genç kullanıcı bir gönderiyi veya hesabı şikayet ettiğinde kimin şikayet edildiği ve şikayetin türünün ne olduğu ebeveynlerle iletilecek. Öte yandan Instagram kullanıcılara reels izlemeye ara vermeleri gerektiğini belirten bir bildirim özelliği ve farklı içerikler tüketmeye sevk eden “nudges” isimli yeni bir özellik de sunuyor.

Yeni bilim belgeseli Sophia bu hafta New York Tribeca Film Festivali’nde izleyiciyle buluştu.

Film, şu anda dünyanın en gelişmiş, realistik, ‘humanoid’, yapay zekâ teknolojili robotu olan Sophia ve onun yaratıcısı David Hanson’ın hikâyesini konu ediniyor. Sophia, 2016’daki aktivasyonundan beri önemli basın organlarıyla röportajlar gerçekleştirdi, birçok televizyon programına konuk oldu ve kendine medyada önemli bir yer edindi. Birleşmiş Milletler tarafından resmi bir sıfat verilen Sofia ayrıca Suudi Arabistan vatandaşlığı alarak herhangi bir yerde vatandaş statüsüne sahip olan ilk robot oldu. Sanatçı kimliğini de geliştiren Sophia’nın ilk sanat eseriyse 688.888 dolara alıcı buldu. Filmde Sophia’nın tüm başarılarının yanı sıra kendisini yönetmenin hiç de kolay olmadığına değiniliyor ve Hanson’ın kendi ailesi, kişisel yaşamı ve bitmeyen toplantılar arasında yaşadığı zorluklara da yer veriliyor. Filmden ilk kesitleri izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Yaşlı bireylerin en temel sorunlarından olan yalnızlık özellikle pandemi döneminde kendini gösterdi. Artan farkındalık ile birlikte yaşlı bireylerin yaşamını kolaylaştırmaya yönelik projelere de hız verilmiş durumda.

BiguMigu’nun haberine göre New York’un yaşlanmadan sorumlu birimi NYSOFA, eyaletteki 800’ü aşkın yaşlı bireyin evine ElliQ isimli sosyal robotun yerleştirileceğini açıkladı. Proaktif bakım robotu ElliQ, eyaletteki yaşlı bireylerin yalnızlık duygularını hafifletmek ve onları desteklemek için kullanılacak. Robotun becerileri arasındaysa; kullanıcı için günlük check-in’ler sağlamak, sağlık hedeflerini takip etmek ve yaşlı yetişkinlerin sosyal ağ üzerinden aileleriyle ve arkadaşlarıyla bağlantıda kalmasını sağlamak var. Üstelik ElliQ yaşlıların yaşam kalitesini arttırmaya yönelik tek proje de değil. emensa karşı hatıraları uyandıran hareket izleme aracı Rewind ve alzheimer hastaları için geçmişten bir günü yeniden yaratan sanal gerçeklik uygulaması The Wayback de bu alandaki ilgi çekici örnekler arasında.

Online alışveriş yaşam pratiğimizin bir parçası olarak fiziksel alışverişin önüne geçmişken beklenmedik bir hamle yapan Amazon ilk fiziksel mağazasını Kaliforniya’da açtı.

Alıştığımız fiziksel mağazalara göre daha geniş bir marka ve ürün portföyü sunan Amazon Style’da, Amazon Shopping uygulamasını kullanarak denemek istedikleri ürünleri kabine yönlendirebiliyor, daha çok seçenek görmek için ‘touchscreen’leri kullanabiliyor, ürünleri puanlandırabiliyor, daha çok beden ve stil talep edebiliyor. Amazon Fresh ve Whole Foods mağazalarında kullanılan kasiyersiz alışveriş teknolojisiyse Amazon Style’da henüz yer almıyor.

Metaverse, NFT konularında harekete geçtiğini daha önce dile getiren Mark Zuckerberg, Facebook üzerinden paylaştığı gönderi ile birlikte NFT’lerin yaratıcılar ve koleksiyoncular için Instagram’a geleceğini duyurdu.

BiguMigu’un haberine göre ilk etapta ABD için küçük bir grupla denenmeye başlayan özellik sayesinde kullanıcılar NFT’lerini Instagram üzerinden ücretsiz bir şekilde ve sıradan bir gönderi gibi sergileme imkanı bulacak. Bu yeni özellik ayrıca dijital koleksiyonların paylaşılması, MetaMask gibi cüzdanların hesaba bağlatılabilmesi ve yaratıcı ve koleksiyoneri otomatik olarak etiketleme imkanları da sunuyor. Böylece NFT’lerin profil fotoğrafı olarak kullanılabilmesini sağlayan Twitter’ın ardından Instagram da bu dünyayla etkileşime geçiyor. 

Market alışverişinin online olarak yapılması pandemiyle birlikte ileri yaşlardaki kullanıcıların da günlük pratiğinin birer parçası haline geldi. Durum böyleyken çeşitli platformlar aynı deneyimin metaverse’de oluşturulması için çalışmalara başlamış durumda. 

Taylandlı şirket Central Retail, Zipmex isimli dijital platformla bir araya gelerek Kuzeydoğu Asya’nın metaverse’deki blok zincir destekli ilk dijital süpermarketini sundu. Buradaki hedef strateji, kullanıcılar için kolaylık sağlayan bir deneyim yaratarak geleceğin alışveriş inovasyonlarını sunmak ve kullanıcıların yaşam pratiğinin günlük bir parçası haline gelmek. Projeye ilişkin tüm detaylar paylaşılmamış olmakla birlikte envanter için blok zincir teknolojisinin, alım satım işlemleri için kripto paraların, üyelik ve müşteri hizmetleri içinse NFT’lerin kullanılacağı öngörülüyor. Deneyimin gerçek yaşamla ilişkilendirilebilmesi içinse alınan ürünlerin teslimine yönelik lojistik çözümler sunulacak. 

Kripto sistemi ve NFT’lerle birlikte yarattığımız enerji tüketiminin sera gazı emisyonları üzerindeki etkisi daha sık gündeme gelmeye başladı. 

İşte IRL Trashcan de dijital atıkların etkisi hakkında farkındalık yaratmak üzere hayata geçirilen bir kampanya. Soixante Circuits tasarım stüdyosu bu projeyle fiziksel ve dijital dünyalar arasında köprü kurmayı hedefliyor. Kullanıcılar tasarlanan fiziksel çöp kutusunun üzerine telefonlarını yerleştirdiklerinde mail kutuları temizlenmiş oluyor. Böylelikle dakikada 600 e-posta silebilen çöp kutusu sayesinde, dijital kirliliğin temizlenmesi konusunda bireysel olarak çok büyük bir anlam ifade etmese de tüm hesaplardaki e-postaların birleşimiyle dev bir etki yaratacak bir alışkanlık yaratılması hedefleniyor.