Haberler
theMagger News: Trendler


HABERLER - SLIDER

Bir Fransızce playlist hazırlamanız gerekse en başta kim yer alırdı? Çoğumuzun yanıtı şüphesiz Edith Piaf olacaktır. Tam da bu yüzden Warner Music Group sanatçının bir animasyon biyografisi üzerinde çalışıyor.
Piaf’ın1920’lerden 1960’lara kadar olan hayatını New York ve Paris eksenlerinde gösterecek filmde “La Vie en rose” ve “Non, je ne regrette rien” gibi en bilinen şarkılarının kayıtları da yer alacak....
Bir Fransızce playlist hazırlamanız gerekse en başta kim yer alırdı? Çoğumuzun yanıtı şüphesiz Edith Piaf olacaktır. Tam da bu yüzden Warner Music Group sanatçının bir animasyon biyografisi üzerinde çalışıyor. Piaf’ın kendi yapım şirketi Seriously Happy ile birlikte çalışan şirketin açıklamasına göre; “Animasyon yüzlerce ses klibi ve görüntü üzerinde eğitilmiş yapay zeka teknolojisine” sahip olacak!
Piaf’ın1920’lerden 1960’lara kadar olan hayatını New York ve Paris eksenlerinde gösterecek filmde “La Vie en rose” ve “Non, je ne regrette rien” gibi en bilinen şarkılarının kayıtları da yer alacak. Hikayesini ise Piaf’ın kendisi yeniden canlandırılan sesiyle anlatacak. Yapılan açıklamalara göre: “Animasyon, Édith’in hikayesine modern bir bakış açısı getirirken, arşiv görüntüleri, sahne ve TV performansları, kişisel görüntüler ve TV röportajları da izleyicilere Piaf’ın hayatının önemli anlarına otantik bir bakış sağlayacak.” Yapay zekadan destek alarak sanatçının yeni nesile kazandırılması hedeflenen filmin vizyon tarihi henüz belli olmamakla birlikte söylenenler arasında; filmin daha önce; Sting, Stevie Wonder ve Donna Summer hakkında TV belgeselleri hazırlamış olan Julie Veille‘in bir fikrine dayandığı var.


HABERLER - SLIDER

Sinemanın üretimden dağıtıma, festivallerden ödül törenlerine her aşamasında erkek egemen bir endüstrinin önlerine koyduğu fırsat eşitsizlikleri, engeller, taciz, küçümseme ve azımsamalara rağmen başarıları ve yetenekleriyle çok iyi filmler yapmayı başarmış kadınların sayısı hiç de az değil. Bunlardan biri olan Sofia Coppola, yakın zamanda The New York Times’a verdiği röportajda projeleri için finansman...
Sinemanın üretimden dağıtıma, festivallerden ödül törenlerine her aşamasında erkek egemen bir endüstrinin önlerine koyduğu fırsat eşitsizlikleri, engeller, taciz, küçümseme ve azımsamalara rağmen başarıları ve yetenekleriyle çok iyi filmler yapmayı başarmış kadınların sayısı hiç de az değil. Bunlardan biri olan Sofia Coppola, yakın zamanda The New York Times’a verdiği röportajda projeleri için finansman bulmanın kendisi için ne kadar zor olduğunu açıkladı.
Filmlerine ödeme yapacak bir stüdyo bulmanın yanı sıra bakış açısını anlamayan stüdyo yöneticileriyle (genellikle heteroseksüel beyaz erkekler) iletişim kurmakta da zorlanan yönetmene göre: “Kadın yönetmenlerden daha garanti işler yapmaları bekleniyor.” Coppola Apple ile gerçekleştirmeyi planladığı “The Custom of the Country” projesinin iptali nedenini şöyle açıklıyor: “Sevimsiz bir kadın fikri onlara göre değildi. Para vermekten sorumlu kişiler genellikle heteroseksüel erkeklerdir. Alt kademelerde her zaman benim gibi düşünen insanlar olur ama patronların belli bir hassasiyeti var. Tanınmış biri olarak bile finansman bulmak benim için bu kadar zorsa, yeni başlayan genç kadınlar için endişeleniyorum.”


HABERLER - SLIDER

Remake’ler ve devam filmleri arasında kaybolunan ve büyük bir kısmının başarısız olduğu bir süreçten geçiyoruz. İptal olan How I Met Your Father gibi tatsız denemelerin arasında Tim Burton ve Haris Zambarloukos gibi isimleri bir araya getiren Beetlejuice 2 modumuzu yükseliyor.
Monica Bellucci, Willem Dafoe ve Justin Theroux gibi heyecan verici isimlerin yanı sıra Wednesday olarak...
Remake’ler ve devam filmleri arasında kaybolunan ve büyük bir kısmının başarısız olduğu bir süreçten geçiyoruz. İptal olan How I Met Your Father gibi tatsız denemelerin arasında Tim Burton ve Haris Zambarloukos gibi isimleri bir araya getiren Beetlejuice 2 modumuzu yükseliyor.
Monica Bellucci, Willem Dafoe ve Justin Theroux gibi heyecan verici isimlerin yanı sıra Wednesday olarak tanıdığımız Jenna Ortaga’nın Lydia‘nın kızı olarak ekibe katılacağı proje için geri sayım başlamış durumda. Zambarloukos “rüya gibi bir proje” olarak değerlendirdiği filmin özünde aile hakkında bir hikaye olduğundan ve 30 yıl sonra ailedeki bağları koruyabilmenin ince bir bakış açısı gerektirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Kesinlikle her şeyi kamerada ve gerçek olarak çekiyoruz. Bu da cazibenin bir parçası. Tim Burton aynı anda hem vizyoner hem de çok klasik bir sinemacı. Pratik tekniklere güvenmekten son derece keyif aldım. Bence işler kamerada yapıldığında oyunculardan çok farklı bir performans alıyorsunuz ve bence post prodüksiyonda çözülmesinden daha olumlu bir seyirci tepkisiyle karşılaşıyorsunuz.” 6 Eylül 2024 tarihinde gösterime girecek filmle ilgili bildiğimiz en temel şey: Bize ilk film gibi hissettirmek için elinden geleni yapacağı!


HABERLER - SLIDER

Sinema&tv dünyasının yanı sıra, sürecin başarısıyla pazarlama dünyasını ve Barbiecore gibi trendlerle moda dünyasını etkisi altına alan Barbie filminin ardından, Mattel, Barbie ve Bratz ile ilgili bir televizyon serisi üzerinde çalışıyor.
Filmin bazı anlarında Barbie ve Bratz dünyaları arasındaki farklara göndermeler olduğunu belki fark etmişsinizdir. İşte planlanmakta olan...
Sinema&tv dünyasının yanı sıra, sürecin başarısıyla pazarlama dünyasını ve Barbiecore gibi trendlerle moda dünyasını etkisi altına alan Barbie filminin ardından, Mattel, Barbie ve Bratz ile ilgili bir televizyon serisi üzerinde çalışıyor.
Filmin bazı anlarında Barbie ve Bratz dünyaları arasındaki farklara göndermeler olduğunu belki fark etmişsinizdir. İşte planlanmakta olan televizyon serisi de Barbie yaratıcısı Ruth Handler ve Bratz yaratıcısı Carter Bryant’ın hayatlarını ele alacak. Deadline’ın haberine göre, Hukuk Profesörü Orly Lobel’in ‘You Don’t Own Me: How Mattel V. MGA Entertainment Exposed Barbie’s Dark Side’ adlı kitabından uyarlanan seride Barbie’nin doğurduğu kültürel devrime karşı başlatılan oyuncak bebek savaşlarının karanlık tarafı, ardından gelen tepkiyi ve oyuncakların acımasız, riskli dünyası konu edinilecek. Elle’in haberine göreyse; eski bir Mattel çalışanı olan Bryant’ın ilk Bratz çizimlerini Mattel’de çalışırken yaptığı, MGA Entertainment’ın yaptığı açıklamadaysa ilk Bratz çizimlerinin 1998’de ortaya çıktığını söyleniyordu. 2008’de açılan davada Mattel haklı bulunmuştu. Tüm bu detayların hikayeyi kızıştıracağına kesin gözüyle bakılırken, dizide yer alacak oyunculara dair henüz bir bilgi yok.


HABERLER - SLIDER

Dövüş sanatlarının ve sinemanın efsanesi Bruce Lee’nin mirası, kızı Shannon Lee’nin girişimi sayesinde House of Lee adlı bir anime dizisiyle yayına giriyor.
Lee’nin dünyanın karanlığa yenik düşmesini önleme görevi üstelenen birleşmiş bir savaşçı birliği kurduğu alternatif bir evreni konu edinen anime, Lee’nin felsefesini yansıtıyor ve onun “Karanlıkta yürüdüklerinin farkında...
Dövüş sanatlarının ve sinemanın efsanesi Bruce Lee’nin mirası, kızı Shannon Lee’nin girişimi sayesinde House of Lee adlı bir anime dizisiyle yayına giriyor.
Lee’nin dünyanın karanlığa yenik düşmesini önleme görevi üstelenen birleşmiş bir savaşçı birliği kurduğu alternatif bir evreni konu edinen anime, Lee’nin felsefesini yansıtıyor ve onun “Karanlıkta yürüdüklerinin farkında olmayanlar, asla ışığı aramayacaklardır.” gibi sözlerinden ilham alıyor. Maneviyata, kişinin içsel karmaşasıyla mücadelesine, Asyalı Amerikalı ve Pasifik Adalı (AAPI) olma deneyimine de yer veren yapım yüzeysel bir dövüş anlatısı olmanın ilerisine geçiyor ve Lee’nin mirasına daha derin bir bakış sağlıyor. Pekin merkezli anime stüdyosu Shockunit Studio ile işbirliği içinde gerçekleştirilmiş serinin tanıtım filmini buradan izleyebilirsiniz. Yayın tarihi ise net olmamakla birlikte 2024/25 sezonu olarak tahmin ediliyor.


HABERLER - SLIDER

Britney Spears’ın babasının vasiliği altında geçirdiği yıllara dair yeni kitabı yolda. Yakın zamanda Pamela Anderson, Anna Nicole Smith ve Janet Jackson gibi isimlerin hayat hikayeleri çeşitli belgesellerle, konusu oldukları olaylardan 20 küsür yıl sonra onların bakış açılarından anlatılmaya çalışıldı. Üç bölümlük yeni Netflix belgeseli Deep V. Heard ise bunlardan farklı olarak yalnızca bir yıl önce yaşanmış...
Britney Spears’ın babasının vasiliği altında geçirdiği yıllara dair yeni kitabı yolda. Yakın zamanda Pamela Anderson, Anna Nicole Smith ve Janet Jackson gibi isimlerin hayat hikayeleri çeşitli belgesellerle, konusu oldukları olaylardan 20 küsür yıl sonra onların bakış açılarından anlatılmaya çalışıldı. Üç bölümlük yeni Netflix belgeseli Deep V. Heard ise bunlardan farklı olarak yalnızca bir yıl önce yaşanmış bir olayı yeniden karşımıza getiriyor. Peki olayların sıcağı sıcağına anlatılıyor olmasının herhangi bir avantajı var mı?
Bustle’dan Scaachi Koul’a göre cevap hayır. “Siz izlemek zorunda kalmayın diye ben izledim” başlığını verdiği yazısında Koul, serinin duruşma detaylarına boğulmaktan olayın özünden uzaklaştığını söylüyor ve belgeseli Amber Heard’ın sözlerine atıfla şöyle özetliyor: “Heard, davaya itiraz etmeyi planladı, ancak sonunda bir anlaşmayı kabul etti. O sırada yaptığı açıklamada, “Korunmasız tanıklığımın eğlence ve sosyal medya yemi olarak kullanıldığı Amerikan hukuk sistemine olan inancımı kaybettiğim için bu kararı verdim” dedi. “Sosyal medyada karşılaştığım iftira, kadınların öne çıktıklarında yeniden mağdur edilme biçimlerinin büyütülmüş bir versiyonu.” diye de ekledi. İşte Deep V. Heard da sadece bir yıl sonra acımasızca aynı şeyi tekrarlıyor.”
Belgeselin neredeyse tamamı, arşiv kaseti, deneme görüntüleri, haber klipleri ve Amber Heard ile alay eden, Johnny Depp’e tezahürat yapan YouTuber ve TikToker videolarından oluşuyor. Aile içi şiddet, medya veya hukuk mahkemeleri sistemi hakkında herhangi bir ilgi çekici fikir ya da uzman görüşüne yer vermeyen belgeselin tam olarak neyi amaçladığı konusunda net bir görüş olmamakla birlikte, davanın sansasyonelliğinin uygun şekilde karar vermeyi imkansız kıldığını göstermeyi amaçladığı düşünülüyor.


HABERLER - SLIDER

I Killed My Mother, Heartbeats, Mommy gibi filmleriyle tanınan Fransız-Kanadalı yönetmen Xavier Dolan yönetmenlikten emekli olduğunu duyurdu.
Dolan sinemayı bırakma fikrini ilk olarak geçen yıl, arkadaşları ve ailesiyle daha fazla zaman geçirmek istediğini söyleyerek duyurmuştu. Bu hafta İspanyol El Pais gazetesine verdiği bir röportajda ise kararını şu sözerle doğruladı: “Zar zor kimsenin gördüğü bir...
I Killed My Mother, Heartbeats, Mommy gibi filmleriyle tanınan Fransız-Kanadalı yönetmen Xavier Dolan yönetmenlikten emekli olduğunu duyurdu.
Dolan sinemayı bırakma fikrini ilk olarak geçen yıl, arkadaşları ve ailesiyle daha fazla zaman geçirmek istediğini söyleyerek duyurmuştu. Bu hafta İspanyol El Pais gazetesine verdiği bir röportajda ise kararını şu sözerle doğruladı: “Zar zor kimsenin gördüğü bir projeye iki yılımı harcamak içimden gelmiyor. İşime çok fazla tutku verdim bu hayal kırıklıkları beni bir yönetmen olarak kötü olup olmadığımı sorgulamaya itiyor ve kötü olmadığımı biliyorum.” Dolan, sorunun bir kısmının dünyanın geldiği değişken hal ve hoşgörüsüzlük olduğunu söylüyor. “Çevremizdeki her şeyin dağıldığı” bir zamanda, hikaye anlatmanın amacını görmediğini söyleyen Dolan’a göre: “”Sanat işe yaramaz ve kendini sinemaya adamak zaman kaybı”.


MODA

Stil tercihlerinin ekranda gördüğümüz karakterlerin hikayelerini yaratmada ne denli etkili olduğunu biliyoruz. Öyle ki moda ve güzellik sektörleri film ve dizilerdeki karakterleri marka iletişimlerinin bir parçası haline getiriyor. Yine de karakterlerin gerçeğiyle uygun tercihler yapmak sanıldığı kadar kolay değil. Yakın zamanda final yapan Succession ise gerçekçi styling’i gösteren bir örnek olarak arşive geçmeyi hak...
Stil tercihlerinin ekranda gördüğümüz karakterlerin hikayelerini yaratmada ne denli etkili olduğunu biliyoruz. Öyle ki moda ve güzellik sektörleri film ve dizilerdeki karakterleri marka iletişimlerinin bir parçası haline getiriyor. Yine de karakterlerin gerçeğiyle uygun tercihler yapmak sanıldığı kadar kolay değil. Yakın zamanda final yapan Succession ise gerçekçi styling’i gösteren bir örnek olarak arşive geçmeyi hak ediyor.
“Stili satın alamazsınız.” Succession karakterlerinin stil tercihleri bu klasikleşmiş cümlenin doğruluğunu bir kez daha kanıtlıyor. Ekran için alışılmışın dışında olan bu gerçekçi ‘old money’ estetiği (jenerasyonlardır varlıklı insanların tercih ettikleri sade giyim tarzı) bize ayrıcalıklı kitlelerin giyim tercihleri hakkında gerçekçi ipuçları veriyor. Bundan önceki pek çok örnekte kostüm tasarımcıları varlıklı kişilerin gerçek giyimlerinin temsili için yeterli bütçeye ya da vizyona erişemezken Succession “sessiz lüks” başlığı altında popüler bir kavram haline gelen yüksek bütçeli ancak abartısız giyimi başarılı bir şekilde uyguluyor. Dizi boyunca sessiz lüksün demirbaşları olarak nötr bir renk skalasından seçilen sade parçalar, ‘fitting’i iyi yapılmış takımlar görüyoruz. Görmediklerimizse aslında bu estetiği anlamak için daha önemli: Desenler, pastel ve canlı renkler, büyük marka logoları Succession dünyasının bir parçası değil. Zira tüm bu tercihler daha çok giysiler aracılığıyla varlığını ispatlama ihtiyacı duyan “yeni zengin”lerin eğilimleri arasında değerlendiriliyor. Moda ve güzellik yazarı Millie Roberts Succession’da temsil edilen bu eğilimi şöyle açıklıyor: “Toplumun üst kademeleri, genellikle etiketler olmadan zengin görünerek kendilerini üst orta sınıftan ayırırlar. “Sessiz lüks” veya “gizli zenginlik” olarak adlandırılan şeyde, nereden satın aldıkları hakkında hiçbir fikriniz olmasa bile, birine bakarak basit kıyafetlerinin sadece yüksek kaliteli değil, aynı zamanda pahalı olduğunu anlayabilirsiniz.”


HABERLER - SLIDER

‘Remake’lerin ne denli rövaçta olduğunu biliyoruz. Gossip Girl’den Ah Belinda’ya aklımıza gelecek her türlü yerli ve yabancı ünlü yapım yeni versiyonlarıyla birbiri ardından karşımıza çıkıyor. Öyle ki Netflix Türkiye, 12 Nisan’a dek başvuruları devam eden “Netflix Adaptation Lab” isimli yeni bir projesinde dört ay boyunca dizi uyarlama eğitimi veriyor. İşte bu remake’lerin en yenisi Harry Potter.
2021’den...
‘Remake’lerin ne denli rövaçta olduğunu biliyoruz. Gossip Girl’den Ah Belinda’ya aklımıza gelecek her türlü yerli ve yabancı ünlü yapım yeni versiyonlarıyla birbiri ardından karşımıza çıkıyor. Öyle ki Netflix Türkiye, 12 Nisan’a dek başvuruları devam eden “Netflix Adaptation Lab” isimli yeni bir projesinde dört ay boyunca dizi uyarlama eğitimi veriyor. İşte bu remake’lerin en yenisi Harry Potter.
2021’den beri devam eden söylentilerle birlikte HBO Max’in Harry Potter’ın dizi uyarlaması için uzun süredir uğraştığı biliniyordu. Playtuşu’nun haberine göreyse bu uyarlamanın önündeki en büyük engel ise eserlerin yazarı J.K. Rowling ile anlaşma aşamasıydı. Rowling ile ilerleyen görüşmeler ve yazar arayışıyla birlikte dizinin geleceği HBO ve Warner Bros’un açıklamasıyla kesinleşti Filmi değil kitapları temel alacak uyarlamanın her sezonunda bir kitabın ele alacağını öngörülüyor. ‘Remake’lerin bolca eleştiri aldığı ve her zaman bekleneni veremediği gerçeklerini göz önünde bulundurursak HBO Max’in kendini ciddi bir stresin altına soktuğunu söyleyebiliriz. Sürece dair birçok detaya yer veren ve içeriklerinin büyük bir kısmı Harry Potter üzerine olan influencer Mösyö Taha ise kitapların filmlerle arasındaki farkların uzun zamandır konuşulduğunu söylüyor ve dizi projesini kitaplara dair çok daha fazla detaya ulaşmak için bir şans olarak değerlendiriyor.


SİNEMA & TV

Gossip Girl gibi popüler eserlerin ‘remake’lerinden Emma gibi İngiliz Edebiyatı’nın ünlü yazarlarının kitaplarının film uyarlamalarına, tanıdık dizi ve filmlerin yeni versiyonlarının sinema&TV dünyasında ilgiyi üzerine topladıkları tartışılmaz. Netflix Türkiye, 12 Nisan’a dek başvuruları devam eden “Netflix Adaptation Lab” isimli yeni bir projesinde dört ay boyunca dizi uyarlama eğitimi veriyor....
Gossip Girl gibi popüler eserlerin ‘remake’lerinden Emma gibi İngiliz Edebiyatı’nın ünlü yazarlarının kitaplarının film uyarlamalarına, tanıdık dizi ve filmlerin yeni versiyonlarının sinema&TV dünyasında ilgiyi üzerine topladıkları tartışılmaz. Netflix Türkiye, 12 Nisan’a dek başvuruları devam eden “Netflix Adaptation Lab” isimli yeni bir projesinde dört ay boyunca dizi uyarlama eğitimi veriyor.
Katılımcılar, Avrupa dizi-film sektörünün önde gelen isimlerinden mentorluk almanın yanı sıra eğitim ve atölye çalışmalarına da katılarak deneyim kazanma ve yeteneklerini geliştirme şansı bulacakları projede,farklı türdeki eserleri dünyanın dört bir yanında izlenecek dizilere uyarlamanın yöntemlerini ve inceliklerini öğrenmeleri hedefleniyor. Dizi uyarlamaları alanında deneyim kazanmak isteyen bağımsız yazarlar ve hâlihazırda bir uyarlama projesi bulunan kreatif ekipler için fırsat niteliğindeki dört aylıkn programı tamamlayanlar projelerini Netflix yöneticilerine sunabiliyorlar. Detayları buradan inceleyebilirsiniz.